5 Ekim 2007 Sayı: 2007/39(39)

  Kızıl Bayrak'tan
   Kontrol altında tutulmak istenen kardeş Kürt halkının geleceğidir…
  Diyarbakır’da Kürt Konferansı yapıldı…
İMF’nin gözü yine emekçilerin
cebinde!
Referandum mu, farsi oyun mu? - Yüksel Akkaya
Kamu emekçilerinin işgüvencesi gaspediliyor, işgüvencesiz çalışma yaygınlaştırılıyor...
Birleşik ve kitlesel bir
6 Kasım süreci örgütlemek için!
  Ulucanlar anmalarından...
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  “Küreselleşme”, sendikasızlaştırma ve yoksullaştırma - 1 - Yüksel Akkaya
  TİB-DER'den çağrı!
  İşten atılan sendika çalışanları üzerine Tüm Bel-Sen üyeleriyle konuştuk...
  Çocuklarımızın kurtuluşu sosyalizmde!
  Myanmar’da özgürlüğün yolu cuntaya ve emperyalizme karşı direnişten geçiyor!
  Suriye “Ortadoğu Barış Konferansı”na
katılmayacak!
  Dünyadan...
  Ulusal sorun üzerine notlar / 2 Volkan Yaraşır
  İki gelişme ve çatışma çizgisi - M. Can Yüce
  Yeni dönemde gençlik taraf olacaktır!
  Che şahsında sosyalizm hiç olmadığı
kadar günceldir!
  Ümit yoldaşa...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ekim Gençliği’nden açıklama:

Birleşik ve kitlesel bir 6 Kasım süreci örgütlemek için!

6 Kasım döneminin öngünlerindeyiz. Yeni dönemde de gençlik yaygın bir dağınıklık tablosu ile karşı karşıya bulunuyor. Bu sürecin aşılmasında 6 Kasım’ın önceli-sonralı dinamik bir süreç olarak ele alınması önemlidir. Hareketin yaşadığı tıkanıklığı aşmanın ve dinamik bir gençlik mücadelesini geliştirmenin adımlarını atabilmek için 6 Kasım birleşik ve hedefli bir biçimde değerlendirilebilmelidir. Yaklaşan 6 Kasım’ı gençliğin birleşik ve kitlesel mücadelesini geliştirmenin kaldıracına dönüştürmek için temel bir takım hareket noktalarını belirlemek, 6 Kasım sürecinin kazanılmasının temel önemde ön koşuludur.

Bu kapsamda Ekim Gençliği olarak aşağıdaki çerçevenin hayata geçmesi için etkili bir çaba ortaya koyacağımızı, tüm devrimci demokratik kamuoyuna bugünden deklare ediyoruz:

1) Hareketin sorunlarını tartışan ve çözüm oluşturmaya çalışan bir 6 Kasım için:

6 Kasım kendi içinde bir eylem olarak ele alınmamalı, gençlik mücadelesinin toplam sorun ve ihtiyaçları ile bütünlüğü içinde değerlendirilmelidir. Bu kapsamda 6 Kasım 2007 gençlik hareketinin yaşadığı sorunlara çözüm oluşturacak bir çerçevede ele alınmalı, örgütlenme sürecinde bu gerçeklik mutlaka gözetilmelidir.

2) Geniş gençlik kesimleri ile bağ kuran bir 6 Kasım süreci:

Gençlik açısından önemli bir eylem günü olan 6 Kasım’lar son dönemde geniş gençlik kesimlerinden uzaklaşmış bir biçimde –üniversite dışında- örgütlenmektedir. Gerek gündem planında gerekse eylem ön süreci açısından gençlikle kurulan bağları oldukça zayıflamış bulunan 6 Kasım sürecinin bu zayıflığını gidermek ‘07 6 Kasım’ının temel görevi olmalıdır.

3) Gençliğin yakıcı sorunlarını temel alan bir 6 Kasım süreci için:

Bu yılın 6 Kasım eylemleri ve ön çalışma sürecinde gençlik sorunu ve güncel planda geniş gençlik kesimlerine yönelen saldırılar temel gündem olarak ele alınmalıdır. Bu gündemlerin belirleyiciliğinde ülke ve dünya gündemleri işlenmelidir.

4) Gençlik sorununa duyarlı tüm özneleri 6 Kasım tartışmalarına katmak için:

6 Kasım süreci, yaşanılan bu dönüşümlere ilişkin olarak gençlik içindeki tüm öznelerin katıldığı bir tartışma ve birleşik mücadele sürecinin önünü açmak hedefi ile örgütlenmelidir. Bu kapsamda soruna dair sözü olan herkesin katılacağı açık “forumlar”, 6 Kasım sürecinin tartışılması ve gençlik alanında dinamik bir tartışma sürecinin başlatılması için etkili bir biçimde örgütlenmelidir.

5) Fiili ve meşru bir eylem çizgisi ile 6 Kasım’ı örgütlemek:

Sürecin birleşik bir biçimde örgütlenmesi ve fiili meşru eylem çizgisini hedeflemesi temel önemdedir. Bu çerçevede 6 Kasım eylemi yerel dinamikleri gözeten bir biçimde etkili bir kampanya ve çalışma sürecinin sonucu olarak örgütlenmelidir. Gençlik katılımını esas alan bir eylem planı öne çıkmalıdır.

6) Sonrasına politik ve örgütsel bir açılım sunan bir süreci örgütlemek:

6 Kasım’ı kendi içinde ele almamak, süreci bütünsel bir bakışla örgütlemek anlamına gelmektedir. 6 Kasım tartışmalarında, öncesinde ortak çalışma yöntemi ve gündemleri, sonrasında nasıl bir mücadele sürecinin hedeflendiği belirgin bir biçimde tanımlanmalıdır.

7) Ticarileşen eğitim sürecine karşı birleşik bir 6 Kasım’ı örgütlemek için:

Eğitim sürecinde devam eden piyasalaşma/ticarileşme olgusuna karşı gençliğin birleşik mücadelesini örmek hedefi ile bu yılın 6 Kasım süreci ele alınmalıdır. Eğitim alanında yaşanan dönüşümler tüm açıklığı ile orta yerde durmakta, gençliğin gelecek umudu parça parça elinden alınmakta, eğitim hizmetleri her aşamasında piyasalaşmakta, ancak gençliğin özneleri bu sürece karşı bütünlüklü bir karşı duruşu örgütleyememektedir. 6 Kasım bu zayıflığın aşıldığı bir süreç olarak örgütlenebilmeli, ticari eğitime karşı birleşik ve kitlesel bir mücadelenin kaldıracına dönüştürülmelidir.


Ekim Gençliği

2 Ekim ‘07


 

 

İÜ öğrencileri: “Yalanlarınızı da alın gidin!”

Mesut Parlak’ın yaz boyu gazetelere verdiği röportajlarda söylediği yalanlar 2 Ekim günü İÜ öğrencileri tarafından protesto edildi. Saat 11.00’de ÖKM yolu üzerinde toplanan öğrenciler basın açıklaması yapmak üzere Fen Edebiyat Fakültesi’ne doğru yürüyüşe geçince, yolda çevik kuvvetin engellemesi ile karşılaştılar. Çevik kuvvetin öğrencileri yürütmemekte ısrar etmesi üzerine öğrenciler ÖKM yolunda basın açıklamasına başladılar.

Açıklamada öğrenciler rektörlüğün ve düzenin yalanlarını teşhir ettiler. Anayasa tartışmalarıyla asıl sorunların gizlenmek istendiğini belirterek, düzenin bütün kademelerinin yalan içinde yüzdüğünü belirttiler. Mesut Parlak’ın demokratik üniversite, kavgasız üniversite yalanlarına işaret ederek, “Tüccar rektör istemiyoruz!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!” sloganlarını attılar.

Öğrenciler ellerinde; “Yalan bir; ‘benim üniversitemde öğrenciler beni bile protesto edebilir!’”, “Yalan iki, ‘ben tartışan üniversite isterim!’”, “Yalan üç, ‘24 aydır üniversitemde hiçbir olay çıkmadı!’” yazılı dövizler taşıdılar!

Sessiz sedasız ve öğrencisiz açılış!

İstanbul Üniversitesi sessiz sedasız ve en önemlisi öğrencisiz bir açılış töreniyle 2007-2008 eğitim ve öğretim döneminin başladığını ilan etti. Rektörlük tarafından düzenlenen açılış etkinliğinde öğrenciler üniversitenin Fen kapısından içeri dahi sokulmadı. Üniversitenin çevresi bir kez daha çevik kuvvet, özel güvenlik ve sivil polis akınına uğradı. Önceki senelerde açılış günlerinin protestolara sahne olması ve bu etkinliklerin rektörlüğün çeşitli uygulamaları ile eğitim sisteminin teşhirinin yapıldığı kürsülere dönüştürülmesinden kaynaklı önlem alma ihtiyacı duyan rektörlük, çözümü üniversiteyi asli bileşeni öğrenciler olmaksızın açmakta buldu.

İÜ’de soruşturmalar ve baskılar sürüyor!

Üniversite’nin Fen kapısının girişine ‘Dünyanın en iyi 500 üniversitesi içindeki tek Türk Üniversitesi’ yazılı pankart yeni öğrencilerde bir heyecan uyandırsa da eski öğrencilerde gülümsemelere yol açtı. Öğrenciler Felsefe bölümünün müfredatının kısırlığını ve taraflılığını, Edebiyat Fakültesi’nin yanmayan kaloriferlerini, okulda her gün açılan soruşturmaları düşünerek ‘kimin için en iyi?’ sorusunu sormaktan kendilerini alıkoyamadılar!

Üniversitenin açılışına iki hafta kala devrimci ve demokrat öğrencilere yağdırılan cezalar İstanbul Üniversitesi’nde rektörlükle devrimci ve demokrat öğrenciler arasında yaşanan kavganın bu yıl da devam edeceğini ortaya koydu. Bir Ekim Gençliği okurunun aldığı 6 ay uzaklaştırma cezası saldırısı henüz üniversite açılmadan hayata geçirildi. Öğrencilerin en ufak hak talebini soruşturmalarla karşılayan İÜ rektörlüğü, bu yıl da anti-demokratik ve baskıcı uygulamalarını sürdürecek. Ancak devrimci öğrenciler bütün bu saldırılara rağmen taleplerini haykırmaktan, talepleri uğruna mücadele etmekten geri durmayacaklar!