17 Ağustos 2007 Sayı: 2007/32(32)

  Kızıl Bayrak'tan
   Çok yönlü saldırılara karşı işçilerin ve
halkların direnişi!
  Ortadoğu’da etkin rol mü, ABD’yle suç ortaklığını pekiştirmek mi?
ABD ve işbirlikçilerinin cumhurbaşkanı seçimi...
17 Ağustos unutulmasın...
Tekstil TİS’leri ihanet öncesi sessizliği yaşıyor
Kamuda toplu görüşme süreci başladı.....
  Elektropak işçisi eylemde
  Texim Tekstil’de iş bırakma!
  Tersanede direniş kazandı!
  İşçi-emekçi hareketinden...
  Sermaye grev hakkına saldırıyor…
  Sermayenin saldırılarını püskürtmek için ortak komite, birleşik direniş!
  Kadın vekiller kadın sorunuyla ne kadar ilgili?
  Emperyalist-kapitalist sistem kadın sorununu çözemez,
  Formula 1 sermayenin
uluslararası bir sirkidir!
  Mamak 4. Kültür Sanat Festivali’nde buluşalım!
  BM: “Kosova bölünebilir!”
  BM Irak’ta etkin role hazırlanıyor
  Şangay İşbirliği Örgütü’nden
askeri tatbikat
  Savaştan gıdasını alan tüccarlar - Abu Şehmuz Demir
  Filistin, Irak ve Lübnan’da mikro ve kanton devletler kuruluyor... / 3 - Volkan Yaraşır
  Kavel Müzik Grubu’yla devrimci sanat üzerine konuştuk...
  “Bu makine de faşistleri öldürür!”
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kavel Müzik Grubu’yla devrimci sanat üzerine konuştuk...

“Yeni bir dünya, yeni bir kültür iddiasıyla yola çıktık!”

- Kavel Müzik Grubu olarak çalışmalarınızı ne kadar zamandır sürdürüyorsunuz?

Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi 5. yılına girdi. Bizler işçiyiz. Bu nedenle düzenli olarak Çiğli İşçi Kültür Evi’nin çalışmalarına katılıyorduk. İlk başta üç işçi olarak bir müzik grubu oluşturma kararı aldık. İki yıl boyunca İşçi Kültür Sanat Evi müzik grubu olarak etkinliklere çıktık. Müzik çalışmaları düzenli bir hale geldi. Kendini aşan bir çalışma sistemi oluşturduk. İki yıl belli bir yol aldıktan sonra grubumuza bir isim koymaya karar verdik. Yaklaşık 5 yıldır Kavel Müzik Grubu olarak çalışmalarımızı sürdürüyor, etkinliklere katılıyoruz.

- Grubunuza neden Kavel adını verdiniz?

Bilindiği gibi Kavel Kablo Fabrikası, 29 Ocak 1963 yılında bir direnişe tanıklık etmiş ve sendikalaşma hakkını kazanmıştı. Bizler de Kavel işçilerinin haklı mücadelesinde gösterdikleri kararlılık ve direniş ruhundan besleniyoruz. Bizler kendimizi barlarda-kafelerde varetmek derdinde değiliz. Bizler mücadele alanlarında boy verdik ve böyle olmaya devam edeceğiz. Yapılan her eyleme, her etkinliğe sesimizle ve yüreğimizle katkı sunmaya çalışıyoruz. Nerede bir eylem, nerede bir direniş varsa, Kavel Müzik Grubu, Kavel işçilerinin direnişçi ruhuyla, mücadele ruhuyla orada olacak.

- Müzik tarzınızdan bahseder misiniz?

Biz devrimci bir müzik grubuyuz. Bizim iddiamız “Yeni bir dünya, yeni bir kültür” yaratmak. Emperyalist-kapitalist sistem insanlara bireysel kurtuluşu empoze ediyor. Emperyalizmin yoz kültürünün dayatıldığı bir ortamda, emekçileri gerçekten insanca yaşayabilecekleri bir dünya olabileceği gerçekliğine yeniden inandırmak için devrimci müzik yapıyoruz. İşçi ve emekçilere empoze edilen umutsuzluğa alternatif olarak, onların gelecek umutlarını taze ve diri tutan bir müzik ve sanat anlayışıyla hareket ediyoruz.

Burjuvazi her alanı kendi sınıfsal çıkarına göre şekillendiriyor. Yasaları, eğitimi, sanatı, ekonomiyi vb. herşeyi... Biz de kendi sınıfsal çıkarlarımız doğrultusunda sanat yapıyor ve sanatı en etkili bir şekilde yapmaya çalışan devrimci sanatçıları örnek alıyoruz. Ayrıca bu sistemde sanat ayrıcalıklı bir elitin işidir. Kültür ve sanatın dar bir elitin işi olmaktan çıkarılıp, kitlelerin olağan toplumsal etkinliği haline geleceği, bütün sınıfsal ayrıcalıklarından kurtulmuş, kelimenin gerçek anlamıyla özgür olacak bir toplum ve sanat için mücadele ediyoruz. Biz arabesk müzik gibi ruhumuzda faça izleri bırakan ezgilerle uğraşmıyoruz. Biz umudu, kavgayı, insan olmanın erdemini anlatan ezgiler yapıyoruz. Enstrümanlarımızın buna hizmet etmekten başka bir amacı yok. İşçi ve emekçileri müziğimizle mücadeleye davet ediyoruz.

Biz Grup Kavel olarak, her türlü milliyetçiliğe, gericiliğe ve faşizme karşı proleter kültür ve sanatın en önemli özelliklerinden birisi olan enternasyonalist dayanışmayı da ezgilerimizde ifade ediyoruz. Farklı dillerden halk ezgilerini, etnik müzikleri bozmadan yorumlamaya çalışıyoruz. İçinden geçtiğimiz süreçte emperyalist ABD ve siyonist İsrail tarafından Ortadoğu’da uygulanan katliama, Kürt halkına yönelik imha ve inkar politikalarına karşı “Yaşasın halkların kardeşliği!” şiarı altında söylenecek ezgileri yorumlamanın anlamlı olacağını düşünüyoruz.

- Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?

Üç yılı aşkın bir süredir emek harcıyoruz. Bu emeğin karşılığını almak için eğitime ihtiyacımız var. Bunun ilk adımlarını atmış bulunuyoruz. Bunun dışında Kavel’in kendi besteleri var, bunları geliştirmeye çalışıyoruz. Ayrıca bir tanıtım CD’si çıkarmak gibi bir hedefimiz var. Daha uzun vadede, daha profesyonel bir çalışma ile işçi ve emekçilere ulaşmak istiyoruz.

- Her yıl Mamak’ta İşçi Kültür Evleri’nin gerçekleştirdiği kültür ve sanat festivaline katılıyorsunuz. Festival hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yerel bir çalışmanın ürünü olan Mamak Festivali önüne koyduğu hedefler doğrultusunda, deneyimleri ile birlikte güçlenerek ilerlemektedir. Düzenlenen festival de işçi sınıfının sermayeye karşı vermiş olduğu savaşta kültürel alanda kazanılmış bir mevzinin ürünüdür. Birçok şey gibi festival de bizler için amaç değil araçtır. Ve bizler İşçi Kültür Evleri olarak bir yıllık çalışmamızın ürünlerini bu festival aracılığı ile işçi ve emekçilere ulaştırıyoruz. Yanısıra Kültür Evleri çalışanları olarak zengin deneyimlerle bir sonraki yıla sağlam adımlarla hazırlanıyoruz. Ayrıca festivalimiz devrimci müziğin, devrimci sanatın, devrimci tarzın ve anlayışın kitlelerle paylaşıldığı ve onlara maledilebildiği bir etkinliktir. Bizim gerçekleştirdiğimiz festival kitleleri eğlendirme, para kazanma amaçlı değildir; tersine sistemi teşhir etmeyi amaçlayan, politik içeriği güçlü bir etkinlik olarak gerçekleşmektedir. Biz de Grup Kavel olarak kendi ürünlerimizi kitlelerle paylaşma imkanı buluyoruz. Kitlelerin bu tür devrimci içerikli festivallere ilgi göstermesi festivalin başarısının bir göstergesidir. Bunun devamı biz devrimcilerin ortaya koyduğu çabayla gelecektir.

- Son olarak neler söylemek istersiniz?

Bizler “Yeni bir dünya, yeni bir kültür” iddiasıyla ortaya çıktık ve bugüne kadar bu iddiamızın arkasında eksiğiyle-fazlasıyla durduk. Bu röportajı okuyanlara şunu söylemek istiyoruz: Her şeyi yozlaştıran, bencilleştiren, çürüten, bedeller ödenerek yazılmış ve söylenmiş ezgi ve marşları içki şişelerine sıkıştıran bu sisteme karşı “Yeni bir dünya, yeni bir kültür” iddiamızı birlikte büyütelim.

Son olarak Kemal Özer’in şirinden bir parça ile bitirmek istiyoruz:

“Haydi bir türkü söyleyelim,

değişen sözcüklerle bir türkü,

ezgisi daha önce bilinmeyen,

bir türkü söyleyelim hep birlikte...

kuruyan dudakları ıslatmak için,

soğuyan alınları ısıtmak için,

bir daha söyleyemeyecek olan,

kızlar için söyleyelim, oğullar için,

herkes dağılıp gittikten sonra,

bir başına kalanlar için söyleyelim…

tırpanı parladığı zaman acıların,

yürekleri biçilen analar için…

her şey sussa bile biz söyleyelim,

gözler alışsa bile gördüklerine,

kararmaya yüz tutsa da ateşin belleği,

bitince başlayalım yeniden söylemeye…

haydi hep birlikte bir türkü…”

- Teşekkür ederiz.


OSİM-DER’de seçim değerlendirmesi

OSB-İMES İşçileri Derneği 11 Ağustos günü “Seçimler sonrası siyasal atmosfer ve önümüzdeki görevler” başlığı ile bir panel gerçekleştirdi. Panelde güncel siyasal tablo tartışıldı. Seçimler öncesi süreç ve bugün açığa çıkan tablonun bir değerlendirmesi yapıldı. Seçim sonuçları ile birlikte tek başına hükümete gelen AKP’nin ve sermaye sınıfının bundan sonraki süreçte işçi sınıfına yönelteceği saldırıların altı çizildi. Açığa çıkan tabloda işçi sınıfının ve sınıf devrimcilerinin sorumlulukları tartışıldı.

Sınıfı bekleyen saldırılar kapsamında bugün gündemde olan TİS süreçleri tartışıldı. THY, Telekom gibi işletmelerde ve tekstil sektöründe TİS’lerde yaşanan grev süreçleri anlatılarak bu çerçevede sınıf devrimcilerine düşen görevler vurgulandı.

Ayrıca “Bin Umut” adaylarının meclisteki tablosu ve DTP tabanında yaşanan kaymanın politik karşılığı tartışıldı.

Panelde sermayenin azgınlaşacak saldırılarına karşı sınıf mücadelesinin ve dayanışmasının yükseltilmesi vurgusu öne çıktı. Panel soru-cevap bölümüyle birlikte canlı tartışmaların yapıldığı verimli bir atmosferde gerçekleşti.

Kızıl Bayrak/Ümraniye