17 Ağustos 2007 Sayı: 2007/32(32)

  Kızıl Bayrak'tan
   Çok yönlü saldırılara karşı işçilerin ve
halkların direnişi!
  Ortadoğu’da etkin rol mü, ABD’yle suç ortaklığını pekiştirmek mi?
ABD ve işbirlikçilerinin cumhurbaşkanı seçimi...
17 Ağustos unutulmasın...
Tekstil TİS’leri ihanet öncesi sessizliği yaşıyor
Kamuda toplu görüşme süreci başladı.....
  Elektropak işçisi eylemde
  Texim Tekstil’de iş bırakma!
  Tersanede direniş kazandı!
  İşçi-emekçi hareketinden...
  Sermaye grev hakkına saldırıyor…
  Sermayenin saldırılarını püskürtmek için ortak komite, birleşik direniş!
  Kadın vekiller kadın sorunuyla ne kadar ilgili?
  Emperyalist-kapitalist sistem kadın sorununu çözemez,
  Formula 1 sermayenin
uluslararası bir sirkidir!
  Mamak 4. Kültür Sanat Festivali’nde buluşalım!
  BM: “Kosova bölünebilir!”
  BM Irak’ta etkin role hazırlanıyor
  Şangay İşbirliği Örgütü’nden
askeri tatbikat
  Savaştan gıdasını alan tüccarlar - Abu Şehmuz Demir
  Filistin, Irak ve Lübnan’da mikro ve kanton devletler kuruluyor... / 3 - Volkan Yaraşır
  Kavel Müzik Grubu’yla devrimci sanat üzerine konuştuk...
  “Bu makine de faşistleri öldürür!”
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Şangay İşbirliği Örgütü’nden askeri tatbikat

ABD dünyayı kendi isteğine uygun bir şekillendirmeye çalışırken, emperyalistler arası kutuplaşmalar ABD’ye karşı yeni oluşumların önünü açıyor. Karşılıklı güç gösterileriyle sessiz sedasız süren bu çekişmede belirleyici unsurun askeri güç olması kapitalizmin savaşa olan ihtiyacını bir kez daha gözler önüne seriyor.

Orta Asya’da Amerika’nın etkisine alternatif olarak yükselen Şanghay İşbirliği Örgütü, özellikle Rusya cephesinden askeri alanda NATO’ya alternatif bir güç olarak tanımlanmaya çalışılırken, diğer güçlü üyesi Çin’in ise örgütü daha çok ekonomik amaçlı gördüğü ifade ediliyor. Çin ve Rusya’nın öncülüğünde 1996’da bölgesel güvenlik ve işbirliği amacıyla kurulan ŞİÖ’ye ilk olarak Kazakistan, Tacikistan ve Kırgızistan üye oldu. Bu nedenle Şanghay Beşlisi olarak kurulan örgüte 2001’de Özbekistan’ın da dahil edilmesiyle ‘Şanghay İşbirliği Örgütü’ ismi verildi.

Rusya’nın son dönemlerde İran’ı da örgüt bünyesine çekerek teşkilatı daha da NATO karşıtı bir örgüt haline getirmeye çalıştığı söyleniyor. ABD’ye alternatif olma çabası örgütün saklamadığı temel bir yönelim. ŞİÖ, Temmuz 2005’teki zirvesinde ABD’ye bölgedeki üslerini boşaltması çağrısında bulunmuş, Özbekistan’ın bu yöndeki girişimi sonrası Washington, Afganistan operasyonu sırasında yerleştiği Hanabad Üssü’nden Kasım 2005’te çekilmişti. Kırgızistan da topraklarındaki Amerika üssü Gansi’nin boşaltılması için tarih belirleme çabası içinde. Buna karşın Ermenistan, Tacikistan ve Kırgızistan’da askeri üsleri bulunan Rusya, Taşkent ile askeri uçaklarının Özbekistan’daki Navoi Askeri Üssü’nü kullanması konusunda anlaşma imzalamıştı. Uzmanlar bu anlaşmayı, Moskova’nın bölgedeki askeri varlıklarını genişletme çabasının bir adımı olarak yorumlamıştı.

Rusya, Çin, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan ve Tacikistan’ın üyesi olduğu ŞİÖ’ye bağlı birlikler “Barış Misyonu 2007” adı verilen, son yılların en kapsamlı askeri tatbikatını gerçekleştiriyorlar. Tatbikat, Amerika’ya karşı gövde gösterisi olarak yorumlanıyor. Örgütün iki ana unsuru Çin’in ve Rusya’nın tatbikata katılımı dikkat çekiyor. Üye ülke genelkurmay başkanlarının katılımıyla Çin’in müslüman Uygurlarının yaşadığı Sincan bölgesinde başlayan tatbikat, 11-17 Ağustos tarihleri arasında ise Rusya’nın Kazakistan sınırına yakın Çelyabinsk bölgesinde devam edecek. Tatbikata, çoğu Rusya ve Çin’den olmak üzere yaklaşık 6 bin asker, 500’e yakın askeri muharebe aracı, 100’e yakın askeri uçak ve helikopter katılıyor. Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’dan da askeri birliklerin yer aldığı tatbikata Rusya’dan 2 bin, Çin’den ise bin 600 asker iştirak ediyor. ‘Terörle mücadele’ amaçlı askeri tatbikatta havadan asker indirme, keşif, kuşatma, düşman ordusunun takviye birliklerine darbe gibi sahneler canlandırılacak.

Tatbikat devam ederken Şanghay İşbirliği Örgütü liderleri 16 Ağustos’ta Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te biraraya gelecek. ŞİÖ Bişkek Zirvesine onur konuğu olarak, Türkmenistan ve Afganistan liderleri ile BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon davet edilirken, zirveye İran, Hindistan, Moğolistan ve Pakistan da gözlemci statüsünde katılıyor.


Buzda emperyalist kapışma!

Dünya üzerinde emperyalistlerce paylaşılmamış neredeyse hiçbir alan kalmadı. Kalanlar da zaten kimsenin işine yaramayacak alanlar. Emperyalist kudurganlık öyle bir boyuta vardı ki, savaşlarla belirledikleri sınırları yine emperyalist işgal ve savaşlarla yeniden çiziyorlar.

Ancak henüz hiçbir devletin egemenliğine girmemiş Kuzey Kutup Dairesi için kıyasıya bir yarışma başladı. Zengin yeraltı kaynaklarına sahip olduğu tahmin edilen bölge için Rusya, Kanada, ABD ve Danimarka arasında egemenlik kavgası yaşanıyor. Uluslararası yasalara göre hiçbir ülkenin kontrolünde olmayan bölge üzerinde 4 ülke de hak iddia ediyor.

Bölgede buzulların altında bulunduğu tahmin edilen petrol, maden ve doğalgaz yataklarını ele geçirmek için başlatılan yarışta Rusya bir adım önde görünüyor. Rusya, Kuzey Kıta sahanlığının kutuplara kadar ulaştığını iddia ediyor. Rusya iddialarını kanıtlamak amacıyla bölgeye gönderdiği araştırma ekibinden iki milletvekili ve bir bilim adamı, derinlerde bilimsel araştırma yapmak ve deniz tabanına Rus bayrağını dikmek amacıyla iki mini denizaltı ile dalış yaptı. Buzulların altında 4 bin 260 metre derinlikteki deniz yatağına titanyum bir bayrak dikildi.

Deniz Hukuku Sözleşmesi, devletlere bazen daha da genişletilebilen 200 deniz mili uzunluğunda bir ekonomik bölgeye sahip olmalarına izin veriyor. Bu alanı genişletmek için bir ülkenin denizaltındaki kaya tabakası yapısının, topraklarındaki jeolojik yapıya benzer olduğunu ispat etmesi gerekiyor. Rusya da buna uygun olarak bölgede denizaltında bulunan ve Lomosonov Sıradağları olarak bilinen jeolojik oluşumun kendi karasal topraklarının bir uzantısı olduğu görüşünü dile getiriyor. BM bu iddiaya dair henüz bir görüş bildirmedi.

Bu adım, bölgedeki kaynakları ele geçirmeye çalışan diğer ülkelerin büyük tepkisini çekmiş durumda. İlk tepki ABD ve Kanada’dan geldi. Washington, Rusya’nın eyleminin hiçbir yasal zemini bulunmadığını savunurken Rusya ise buna pek aldırış etmeden daha önce reddedilen kıta sahanlığıyla ilgili başvurusunu 2009’da yeniden Birleşmiş Milletler gündemine taşımaya hazırlanıyor.

Rusya’ya göre Kuzey Buz Denizi’nde 10 milyar ton civarında petrol ve doğalgaz rezervi bulunuyor. Rusya’nın ilgisi bundan kaynaklanırken, diğer ülkeler bu buzdan bölgeyi Rusya’ya kaptırmaya çok niyetli değil. Bu gelişmenin ardından Kanada Başbakanı Stephen Harper, kutba 3 günlük bir tur düzenledi. Ülkesinin kurmayı planladığı askeri tesisler için de incelemede bulundu. Washington’un da yakın dönemde Kanada’yı izlemesi bekleniyor.

Emperyalistler yokettikleri doğal dengenin en güzel örneklerinin yaşandığı kutuplarda şimdi bir çekişme içerisine girdiler. Bölgede varolduğu iddia edilen doğal kaynakların buzulların erimeye başlaması ile kullanılabilir hale geleceği ise başka bir gerçek.


Dünyada müslümanlara yönelik şiddet artıyor

ABD Irak işgalini meşrulaştırmak için türlü hileye başvurmuştu. Bunlardan biri de Bush’un ağzından çıkan “haçlı seferi” sözü oldu. Gaf olduğu söylenerek üzeri kapatılmaya çalışılan söylem Sovyetler’in ardından “düşman”sız kalan ABD’nin 11 Eylül’le beraber yeni korkunun adresini göstermişti. Adres müslümanlardı.

Tüm dünyada müslümanlar fişlenirken İslam şiddetin kaynağı ve bu dine inanan herkes de “terörist” ilan edildi. Aslında bu ayrışma tarafların işine de geldi. Bir yandan gericilik siyasal ve askeri bir güç olarak dünyada söz sahibi olurken, ABD’ye de soğuk savaş paranoyasını devam ettirme ve elde silah fethe çıkma şansı verdi.

Bu şoven rüzgar dünyanın her yanında bir şekilde karşılığını buldu. Hollanda’da faşist Özgürlük Partisi’nin lideri Geert Wilders, müslümanların kutsal kitabı Kuran’ın yalnızca piyasada satışının yasaklanmasının yetmeyeceğini, ev ve camilerde okutulmasının ve bulundurulmasının da yasak kapsamına alınması gerektiğini söyledi. Bu yasakla, şiddete başvuran ve bunun kaynağını Kuran’dan aldığını savunan radikal görüşlü müslümanlara iyi bir mesaj verileceğini ifade etti.

Bu faşist söylemin etkisi henüz azalmıştı ki, İngiltere’de, Londra Merkez Camisi’nin imamı saldırıya uğradı. İngiltere’deki Müslümanlar Konseyi adlı örgüt, saldırının son aylarda artan şiddet olaylarından biri olduğunu belirtti ve İngiliz toplumunda müslüman karşıtlığının tırmandığına dikkat çekti.

Emperyalistler dinsel gericiliği kullanarak halkları kışkırtmaya ve birbirine kırdırtmaya devam ediyorlar.