13 Temmuz 2007 Sayı: 2007/27(27)

  Kızıl Bayrak'tan
   “Sınır dışı operasyon” yeniden ısıtılıyor...
  İşçi ve emekçiler devrimin ve sosyalizmin
bayrağı altında birleşmelidir!
CHP-MHP koalisyonu kimin için seçenek,
nasıl bir seçenek?
Ülkeyi talan eden hırsız tüccarlardan hesap soralım…
Petkim’in özelleştirilmesi ve ötesi
BDSP’nin seçim faaliyetlerinden...
  BDSP’nin bağımsız sosyalist milletvekili adaylarıyla konuştuk...
  Eksen Yayıncılık’tan seçimler üzerine çıkan kitapların tanıtımı... Tasfiyeci sürecin son aşaması: Parlamentarizm
  Elektropak işçisi mücadeleyle kazanacak!
  Düzen partileri hangi kadınlara sesleniyor?
  Seçim çalışmalarına keyfi engellemeler...
  Yoksulluktan kurtulmak için
kapitalizmden kurtulmak gerekir
  Parlamento sevdası herkesi
birbirine benzetiyor!
  Çalışma ilişkileri nereye ya da Çin nereye düşer usta?- Yüksel Akkaya
  Liberal sol, Baskın Oran’la makyaj tazeliyor!
  Küresel ısınma dünyayı tehdit ediyor...
  Binali Soydan’la dayanışma eylemlerinden....
  Parlamenter avanaklık değil komünist devrimcilik!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

BDSP’nin bağımsız sosyalist milletvekili adaylarıyla konuştuk...

“İşçi sınıfına gerçekleri anlatmak için aday olduk!”


- Kendinizi tanıtır mısınız?

Serpil Yıldız (Adana Bağımsız Sosyalist Milletvekili Adayı): 1975 Malatya doğumluyum. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından yaşanan siyasi baskılar nedeniyle Adana’ya göç etmek zorunda kalmışız. O tarihten itibaren Adana’da yaşıyorum. Okul hayatım burada geçti, lise mezunuyum. Yoksul ve emekçi bir ailenin en büyük çocuğuyum. Liseyi bitirdikten sonra çalışmak zorunda olduğum için üniversiteye gidemedim. Liseden sonra çeşitli fabrikalarda işçi olarak çalıştım. Bugün işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş mücadelesinde yer alan birisi olarak halen Şakirpaşa İşçi Kültür Evi çalışanıyım.

Rıdvan Türker (Bursa Bağımsız Sosyalist Milletvekili Adayı): Göçmen emekçi bir ailenin çocuğu olarak Bursa’da doğdum. Evliyim. Eşim de benim gibi bir işçi. Yaklaşık 20 yıldır çeşitli sektörlerde (gıda, tekstil, metal, hizmet) işçilik yaptım.

İşçilik yaşamına erken yaşlarda başlamam ve emekçi-yoksul bir aileden gelmem genç yaşlardan itibaren solla ve sosyalizmle tanışmama neden oldu. Çalıştığım tüm fabrikalarda, işçi sınıfının ekonomik, sendikal, demokratik ve siyasal hakları için mücadele ettim. Savaşların, yoksulluğun, açlığın, doğanın tahribatının, sefaletin kaynağı olan kapitalist-emperyalist sisteme karşı işçi sınıfının mücadelesine inanıyorum. Bu toplumda işçi sınıfından başka hiçbir sınıf bunu yapabilecek güce sahip değil. İşçi sınıfı dünyayı elleriyle yaratıyor, işte gücünü de bu üretimden alıyor.

Ben sosyalistim ve işçi sınıfının bağımsız devrimci sınıf mücadelesinin örülmesinin bugün en acil görev olduğunu düşünüyorum. Bunun emeğini veriyorum. Bütün işçi ve emekçileri de bu mücadeleye katılmaya çağırıyorum.

- Seçimlerde neden adaysınız?

Serpil Yıldız: Herkesin dünyaya baktığında gördükleri, baktığı pencereyle ilişkilidir. Burjuvazi ve işbirlikçileri kendi cephelerinden bakar. O pencereden görünen en temel sorun üretimin, kâr payının, sermaye birikiminin artırılması olacaktır. İşçi sınıfının penceresinden bakıldığında ise burjuvazinin kâr hırsı ile bağıntılı olarak attığı adımların dünya ölçeğinde yarattığı sonuçlar görülür. Doğaldır ki bu manzarada görünen açlık ve sefalet bataklığı, kan ve ölümden başkası değildir. Bu noktada insan bir tercihle karşı karşıyadır. Bu tercih ise açık ki kurulu düzeninin kendisine göz yummak ile onun karşısına yıkıcı bir güç olarak çıkabilmenin mücadelesini vermek arasında yapılır. Ben dünyaya işçi sınıfının, emekçilerin, ezilen halkların penceresinden bakan biri olarak bu tercihi çok önceleri yaptım.

Bir erken seçim gündemi ile karşı karşıyayız. Düzen partileri meydanlarda seçim vaadlerini sıralamaya çoktan başladı. Herkes hızlı bir makyaj tazeleme derdinde. AKP ile ordu arasında gerilen ipler toplumun önüne her gün yeni gündemler çıkartıyor. Burjuvazinin farklı klikleri; sömürü politikalarını uygularken, baskı ve zora maruz bırakırken arkalarına bile bakmadıkları geniş kesimleri bu süreçte kendilerine yedeklemek için birbirleri ile yarışıyorlar. Kendi içinde bir kriz yaşayan düzen seçimlerle bir yandan bu krizi aşmanın çabasını harcarken, diğer yandan kapsamlı bir ideolojik bombardımanla geniş emekçi kitleleri bilinç dumuruna uğratıyor. Bu tabloya bir de sermaye iktidarının farklı kliklerinin el birliğiyle yükselttikleri şovenizm, baskı ve zor uygulamaları ekleniyor.

İşte bu noktada işçi sınıfının çıkarlarını temsil eden bir örgütlülüğün ve doğal olarak bir sınıf devrimcisinin kendisine sorması gereken soru; sözkonusu şartlar altında girilen bir seçim sürecinde sınıf mücadelesinin ihtiyaçlarının neyi gerektirdiğidir.

Bizim bu soruya verdiğimiz yanıt açıktır. Seçimler sürecinde düzen siyasetinin karşısına devrimci bir alternatifle çıkabilmek bugünün en acil ve ertelenemez sorumluluğudur.

Bizler sınıfın bağımsız sosyalist adayları olarak seçimlere giriyoruz. Çünkü karşısında devrimci bir alternatif görmeyen işçi sınıfı ya düzen partilerinin boş vaadlerine kanacak ya da parlamenterist hayallerin etkisi altında kalarak 23 Temmuz’da derin bir hayal kırıklığı yaşayacak. İşçi sınıfı bu süreçte düzene karşı iradi bir tutum almaya zorlanmalı, ikna edilmelidir. Bu iradi tutumun kendisi kendisine gerçekleri anlatan, devrim ve sosyalizm mücadelesine çağrı yapan bağımsız sosyalist adayların aktif bir biçimde desteklenmesidir. İşçi sınıfının, emekçilerin, ezilen halkların bu çerçevede sunacakları desteğin anlamı düzene karşı mücadele çizgisinin benimsenmesi olacaktır. Seçim süreci boyunca sürekli vurgulanacak temel nokta meclisin çözümsüzlüğü olacağına göre biz işçi sınıfından ve emekçilerden, ezilen halklardan; 22 Temmuz’da bağımsız sosyalist adaylara destek olmalarını isteyerek esasında gerçek çözümün devrimde, kurtuluşun sosyalizmde olduğunu düzene karşı haykırmaları çağrısı yapıyoruz.

Rıdvan Türker: Bugün dünyada emperyalist-kapitalist sistem artı-değer gaspı ve hammade kaynaklarının yağması için milyonlarca insanın savaşlarda ölmesine, on milyonlarcasının sakat kalmasına neden oluyor. Milyonlarca yıllık gezegenimiz kapitalizmden kaynaklı öyle ciddi tahribatlar yaşadı ki birkaç on yıl sonra yaşanabilir bir dünyadan söz edip edemeyeceğimiz bile muğlak.

Neden bağımsız sosyalist aday olduğumu iki ayrı örnekle anlatmaya çalışacağım. Birincisi kot taşlama işinde çalışan işçilerle ilgili. Televizyonlarda izlemişsinizdir. Kot taşlama işinde çalışan işçilerin sağlıkları için giymeleri gereken ve en fazla 50-60 YTL’lik iş giysileri alınmıyor. Ve bu yüzden birçok arkadaşımız daha 20’li yaşlarda ciğerlerine kum yapışmasının sonucunda ölüyorlar! Bu hastalık, dünya tıp tarihine en kısa sürede öldüren meslek hastalığı olarak geçti. İkinci örnek ise tersanelerden. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’nun örgütlediği sempozyumda Tersane İşçileri Derneği’nden bir arkadaş, bir kaza sonucu denize düşen bir işçinin öldüğünün haftalar sonra anlaşıldığını söylemişti. Düşünebiliyor musunuz, yanı başınızdaki işçi arkadaşınız kaza geçirip ölüyor, siz bunun farkında bile değilsiniz! Çünkü farkına varabilecek koşullardan yoksunsunuz!

İşte ben işçi sınıfının karşı karşıya olduğu saldırıların artık onun yaşama hakkını elinden aldığını gördüğüm için aday oldum. İşçi sınıfı mücadele ederse bu sömürü düzenini değiştirecek güce sahip. Bu gerçekleri anlatmak için sınıfın bağımsız sosyalist adayı oldum. Seçimler vesilesiyle bir kez daha işçi ve emekçileri insanlığın kurtuluşu için sosyalist işçi emekçi cumhuriyetini kurma mücadelesine çağıracağız!

- Nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz?

Serpil Yıldız: Seçim sürecinin başlamasıyla beraber öncelikle işçi ve emekçilerin yoğunlukta olduğu bölgelerde seçim büroları açtık. Seçim bürolarımızı emekçilerin bize ulaşabilecekleri bir adres olarak kullanıyor, gelip giden işçi ve emekçilerle, gençlerle seçimler sürecine dair bir dizi tartışma yürütüyoruz.

Kampanyamızın diğer bir yanını yaygın materyal kullanımı oluşturuyor. Evlerde, işyerlerinde, sokakta seçimlerin, parlamentonun ve sistemin etkin bir teşhirini yapmaya çalışıyoruz. Oluşturduğumuz seçim komisyonları aracılığıyla yoğunlaşmış ve daha sistematik bir çabayla emekçilerle yüzyüze gelmeye çalışıyoruz. İşçilere ve emekçilere etkin bir şekilde işçi sınıfının devrimci programını tanıtıyor ve onları bu programı sahiplenmeye çağırıyoruz.

Seçimler sürecinde bir dizi eylem ve etkinlik gerçekleştirdik. Emekçilerin bütün yaşam alanlarında karşılarına çıkarak çağrılarımızı sürdüreceğiz.

Özellikle sanayi bölgelerine, fabrikalara, işletmelere ağırlık veriyoruz. Temel olarak işçi sınıfına politikalarımızı taşımak için özel bir çaba içerisindeyiz ve buna devam edeceğiz. Gerçekleştirdiğimiz 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi etkinliğimiz ve pikniğimiz, seçim kampanyamızın ilk adımlarıydı. Bürolarımızın açılış etkinliği hazırlık süreci ve etkinliğin kendisi yaygın bir propaganda yapabildiğimiz çalışmalar oldu. Keza 2 Temmuz gündemini etkin bir çalışmaya konu ederek Sivas katliamı üzerinden sermaye düzeninin katliamcı yüzünü güçlü bir teşhire konu etmiş olduk.

Film gösterimleri, müzik, şiir dinletileri, sohbetler, ev toplantıları, seminerler vb. bir dizi araçla emekçilerin kapılarını aşındıracak, çalışmalarımızı olabildiğince geniş kitlelere yayacağız. Devrim ve sosyalizm bayrağını yükseklerde dalgalandırmaya çalışacağız.

Rıdvan Türker: Çalışmamız doğal olarak seçimlerle sınırlı değil. Bu çerçevede tek başına seçimler sınırında değil, uzun vadeli düşünüyoruz. Temel hedefimiz seçim platformumuzu ve düzen partilerinin teşhirini işçi ve emekçilerin mümkün olan en geniş bileşenine taşıyabilmek. Bu açıdan öncelikle il çalışmamız yüzünü işçi ve emekçilerin yoğun olarak bulunduğu alanlara çevirmiş oldu.

Bu süreçte her türlü kitle çalışması bizim açımızdan önem taşımakta. Seçim programımızı güçlü anlatan araçlardan biri olarak afiş çalışmamızı oldukça yaygn bir biçimde başlattık. Böyle de sürdüreceğiz. Afiş dışında, bildirgelerimiz, aday bildirilerimiz gibi akla gelebilecek bütün kitle çalışması araçlarından yararlanacağız. Aynı zamanda seçim çalışmamızı derinleştirmeyi ve bu çerçevede 23 Temmuz’a daha güçlü olanaklar yaratmayı hedeflediğimiz bir takım semtlerde ise seçim bürosunda yapılacak düzenli etkinlikler, ev ve kahve toplantıları gibi araçlarla işçi ve emekçilerle ilişkimizi doğrudan bir hale getireceğiz.