6 Temmuz 2007 Sayı: 2007/26(26)

  Kızıl Bayrak'tan
   Düzen siyasetinde “ip dalaşı”...
  Terör edebiyatı yapan generaller...
Abdullah Gül sivil silahsız siyaset belgesini açıkladı!
Boş vaadler ortalığa saçılıyor...
Hrant Dink’in katili sermaye devleti!
PETKİM işçisiyle dayanışmayı yükseltelim!
  Sınıf hareketi...
  BDSP’nin bağımsız sosyalist milletvekili adaylarıyla konuştuk...
  Ankara ve Mersin’de
kontrgerilla karargâhları
  BDSP’nin seçim faaliyetlerinden...
  Eksen Yayıncılık’tan seçimler üzerine çıkan kitapların tanıtımı... Seçimler ve sol hareket
  BDSP’nin 2 Temmuz eylem ve tkinliklerinden...
  2 Temmuz eylem ve etkinliklerinden...
  Füze kalkanı krizi çözülemedi
  Yurtdışında Sivas katliamı lanetlendi...
  Binali Soydan: Kısa bir özgeçmiş
  Bir kez daha TC’nin Güney Kürdistan
operasyonu üzerine...
M. Can Yüce
  Kızıl Bayrak sitesi Haziran ayı rakamları...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

PETKİM işçisiyle dayanışmayı yükseltelim!

AKP hükümeti, seçimler öncesinde sermayeden bir aferin daha alabilmek için, özelleştirme siciline PETKİM’i de eklemek üzere harekete geçmiş bulunuyor. PETKİM’in devlet elindeki yüzde 51’lik hissesinin blok satış yöntemiyle özelleştirilmesi için açılan ihalede teklif verme süresi geçtiğimiz günlerde tamamlandı. 8 yağmacı şirket PETKİM’i almak üzere teklif verdi.

Özelleştirmeyle ilgili devlet bürokratları, ihalenin önümüzdeki günlerde yapılacağını ve bu işin tamamlanacağını büyük bir gururla söylemekteler.

Geçtiğimiz günlerde toplanan Petrol-İş Başkanlar Kurulu, PETKİM’in yağmacılara teslim edilmesine karşı mücadele edeceğini açıkladı. PETKİM satış ihalesinin iptalini, bunun yerine yarım kalan proje yatırımlarının tamamlanması talebini ileri sürdü ve destek çağrısında bulundu. Bu çağrının asıl sahibi PETKİM işçisiydi. Nitekim son bir hafta içerisinde PETKİM işçileri özelleştirme yağmasına karşı seslerini giderek daha gür biçimde yükseltiyorlar. Yürüyüşler, iş bırakma eylemleri, basın açıklamaları yaparak PETKİM’i yağmacılara yem etmeyeceklerini haykırıyorlar.

PETKİM’de son iş bırakma eylemi 3 Temmuz günü gerçekleştirildi. Sabah saat 11.00’e kadar işbaşı yapmayan yaklaşık 3 bin işçiye hitaben bir konuşma yapan Petrol-İş Şube Başkanı İbrahim Doğangül şunları söyledi:

“ PETKİM’e sahip çıkmak bize düşmektedir. Bu sorumluluğun bilinciyle davranmaya çalışıyoruz. Çünkü petrokimya sektörü gibi son derece önemli bir sanayi dalında üretim yapan tek şirket olan PETKİM satılırsa, ülke ekonomisi açısından ciddi sıkıntılar doğabilir. Alelacele ve yatırım, üretim, istihdam gibi konularda hiçbir şart aranmadan yapılan bu ihale, ilerde PETKİM’in yok olmasına yol açabilir.

Bizler, günlerdir bunu anlatmaya çalışıyoruz; sesimiz kısılıncaya kadar da anlatacağız.

Bu ihale derhal iptal edilmelidir. Siyasi ömrünü tamamlamış olan mevcut hükümetin bunu yapmaya hakkı yoktur, yapılan siyaseten ahlâki değildir.

Bunları anlattıkça görüyoruz ki yalnız değiliz. AKP hükümetinin uygulamalarından sıkıntı çekenlerin sesleri, bizim seslerimizle birleşerek gürleşiyor. Petkim’in gerçek sahibi olan halkımız bizim yanımıza geliyor, gücümüz artıyor. Dolayısı ile yükümüz de azalıyor.

Bir kez daha sesleniyoruz:

Bu ihale derhal iptal edilsin!

Eğer bizi ciddiye almıyorsanız, günah bizden gidecek.

PETKİM‘i sadece bizler düşünüyor, ona sadece bizler sahip çıkıyorsak, bu sorumluluğun getirdiği yetki de bize aittir. Yani bundan böyle PETKİM bize emanet ve bizden sorulur! Yarından itibaren duruma el koyuyoruz, bu satışın durdurulması için ne gerekiyorsa yapacağız!”

PETKİM işçisi bu açıklamayla mücadele kararlılığını net biçimde ortaya koymuş oldu. Aynı gün bir açıklama yapan Petrol-İş Merkez Yönetim Kurulu da işçilerin kararlı tutumunu destekledi ve protesto eylemlerinin süreceğini duyurdu.

Geçmiş deneyimler, bu işin yükünün tek başına PETKİM işçilerinin sırtına kalması durumunda yapılabileceklerin son derece sınırlı olduğunu defalarca göstermiştir. O nedenle başta Petrol-İş üyeleri olmak üzere tüm kamu işçileri ve onun da ötesinde bütün işçi ve emekçiler PETKİM’in özelleştirilmesine karşı mücadelede tutum almak durumundadır. Çünkü PETKİM’in özelleştirilmesi, yağmaya açılması tüm işçi ve emekçileri vuran bir saldırı niteliğindedir. Enerji sektöründe yapılması planlanan kapsamlı özelleştirmelerin önünü kesmenin, seçim sonrası dönemde hayata geçirilecek saldırı dalgasını önlemenin yolu şimdiden sınıf dayanışmasını ve birleşik mücadeleyi örgütlemekten geçmektedir.

O halde PETKİM işçisiyle sınıf dayanışmasını yükseltmenin, bunu her çeşit eylem ve etkinlikle ortaya koymanın tam zamanıdır.


 

“PETKİM bizden sorulur! Duruma el koyuyoruz!”

3 Temmuz 2007 günü yapılan iş bırakma eylemi sırasında Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı İbrahim Doğangül’ün yaptığı konuşmadan…

“Petkim’e sahip çıkmak bize düşmektedir. Bu sorumluluğun bilinciyle davranmaya çalışıyoruz. Çünkü petrokimya sektörü gibi son derece önemli bir sanayi dalında üretim yapan tek şirket olan Petkim satılırsa, ülke ekonomisi açısından ciddi sıkıntılar doğabilir. Alelacele ve yatırım, üretim, istihdam gibi konularda hiçbir şart aranmadan yapılan bu ihale, ilerde Petkim’in yok olmasına yol açabilir.

Bizler, günlerdir bunu anlatmaya çalışıyoruz; sesimiz kısılıncaya kadar da anlatacağız.

Bu ihale derhal iptal edilmelidir. Siyasi ömrünü tamamlamış olan mevcut hükümetin bunu yapmaya hakkı yoktur, yapılan siyaseten ahlâki değildir.

Bunları anlattıkça görüyoruz ki yalnız değiliz. AKP Hükümetinin uygulamalarından sıkıntı çekenlerin sesleri, bizim seslerimizle birleşerek gürleşiyor. Petkim’in gerçek sahibi olan halkımız bizim yanımıza geliyor, gücümüz artıyor. Dolayısı ile yükümüz de azalıyor.

Bir kez daha sesleniyoruz:

Bu ihale derhal iptal edilsin!

Eğer bizi ciddiye almıyorsanız, günah bizden gidecek.

Petkim’i sadece bizler düşünüyor, ona sadece bizler sahip çıkıyorsak, bu sorumluluğun getirdiği yetki de bize aittir. Yani bundan böyle Petkim bize emanet ve bizden sorulur! Yarından itibaren duruma el koyuyoruz, bu satışın durdurulması için ne gerekiyorsa yapacağız!”

 


 

“Sağlık ocakları seçim oyuncağı değil!”

TTB Merkez Konseyi Başkanı Gençay Gürsoy 3 Temmuz günü öğle saatlerinde İstanbul Tabip Odası’nda yaptığı basın toplantısı ile “Sağlık ocaklarının seçim oyuncağı haline getirilmemesini” istedi. Gürsoy yaptığı açıklamada AKP’nin 1 Temmuz’dan itibaren sağlık ocaklarını ve diğer birinci basamak sağlık hizmetlerini ücretsiz hale getirdiğini, her an kaldırılabileceği bir “genelgeyle” ilan ederek kendi yaptıklarının ve gerçeklerin üzerini örttüğünü söyledi.

Bu uygulamanın AKP’nin seçim öncesinde yaptığı popülist bir yatırım olduğunu belirten TTB Başkanı, “AKP iktidarının seçim öncesi taktik bir anlayışla kendi başlattığı uygulamayı, kaldırmakla övünmesi, indirim öncesi zam yapıp, ardından fiyatları düşüren, basit bir ‘manifaturacı tüccar’ anlayışından ibarettir” dedi.

Açıklama TTB’nin insan sağlığının “seçim malzemesi” yapılmasına izin vermeyeceğinin altının çizilmesiyle son buldu.

Toplantıya; TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Erkan Kapaklı ve Pratisyen Hekimlik Derneği Başkanı Dr. Erdoğan Mazmanoğlu da katıldı. Gencay Gürsoy’un yaptığı sözlü açıklamanın ardından basın metnini Erkan Kapaklı okudu.

Kızıl Bayrak/İstanbul