15 Haziran 2007 Sayı: 2007/23(23)

  Kızıl Bayrak'tan
   Faşist ırkçılığa ve darbe tehditlerine karşı
“İşçilerin birliği,
halkların kardeşliği!”
  Genelkurmay adım adım ülkeyi savaşa götürüyor!
Düzene karşı devrim
mücadelesini büyütelim!
Seçim sandığı Pandora’nın kutusudur!
15-16 Haziran Direnişi yol göstermeye devam ediyor...
Liseli gençlik ÖSS’ye ve geleceksizliğe karşı alanlara çıktı...
  İşçi-emekçi hareketinden....
  KESK eylemlerinden...
  Devrimci mirası yaşatmak, daha ileriye taşımakla mümkündür!
  Seçim faaliyetlerinden...
  Kadının kurtuluşu sosyalizmde!
  Seçim süreci ve emekçi kadın
çalışmamız üzeri
  G8 protestolarından...
  Venezüellalı emekçiler, ABD emperyalizmi
ile işbirlikçilerine geçit vermiyor!
  Kapitalizm ve doğanın yıkımı
  Bültenlerden...
  Basından...
  Birinci yılında Kızıl Bayrak sitesi...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Halkın Hakları Var” forumu

Halkevleri ile Ankara Üniversitesi Sosyal Politika Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin düzenlediği “Halkın Hakları Var” forumu 8 Haziran’da Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği’nde kadın forumu ile başlamış, Türkiye’nin farklı şehirlerinden 300’e yakın kadın bir araya gelerek haklarını tartışmıştı.

İkinci gün etkinlikleri ise Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde gerçekleştirildi. Saat 10:15’te Halkevleri Genel Başkanı Abdullah Aydın’ın konuşmasıyla başlayan etkinlik “Neo liberalizm, devletin ve toplumun dönüşümü, toplumsal yaşama ilişkin haklar” oturumuyla devam etti. Aydın’ın konuşmasının ana eksenini emperyalist yağma, emperyalizme karşı mücadele, Türkiye’de egemenler arasında süren çıkar çatışmaları ve halkın gündemi ile dönemin nasıl karşılanması gerektiğine dair Halkevleri’nin görüşlerinin aktarılması oluşturdu. Aydın, halkın gerçek gündemlerine çözüm olabilmesi için solun ideolojik, politik, pratik olarak yenilenmesi gerektiğini belirtti.

Ardından geçilen oturumda Prof. Dr. Yasemin Özdek, Prof. Dr. Korkut Boratav, Prof.Dr. Fuat Ercan, Doç. Metin Özuğurlu, Kanada’dan Henry Veltheyer ve Meksika Qaxaca bölgesinden Rocio Luna Acevedo konuştu.

Metin Özuğurlu, neo-liberalizmin emperyalizmin yeni sömürge stratejisi olduğunu, emperyalizmin dışsal olmaktan çıktığını, içerde bürokrasi ve yerli sermayeyle bütünleştiğini, bu nedenle anti emperyalizmin zorunlu olarak anti kapitalist olmayı gerektirdiğini ifade etti.

Yasemin Özdek, neo-liberal politikalarla birlikte sosyalizm deneyiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının hak gasplarını beraberinde getirdiğini, sosyal devletin kapitalizm içinde anlık olduğunu, aslolanın sermayenin çıkarları ve imtiyazları olduğunu, devletin özel mülkiyetin güvenliği için varolduğunu ve özel mülkiyet varoldukça hak gasplarının her zaman olacağını, muhalif bir hak mücadelesinin devrimin programını kendisiyle birlikte yaratabileceğini, solun temel zaafının bağımsız program, iktidar perspektifli mücadele yoksunluğu olduğunu dile getirdi.

Fuat Ercan, herhangi bir dönemin devletine sahip çıkmamak gerektiğini, sosyal refah devleti denilenin de sermayenin birikim sorunundan dolayı varlık gösterdiğini, herşeyden önce politika yapma hakkının savunulması gerektiğini, bunun diğerlerini öncelediğini; eğitim, sağlık, barınma vb. haklar üzerinden ihtiyaçlar politikasının oluşturulması ve etnik farklılıkların gözetilmesi, kimlikler politikasının geliştirilmesi gerektiğini, ancak tüm bunların anti-kapitalist bir dilin içine yerleştirilmesi zorunluluğunu vurguladı.

H. Velthemer, emperyalizmin bugün iki ayak üzerinden varolduğunu, bunların ekonomik altyapı ve sivil toplum kuruluşları olduğunu, sivil toplum kuruluşlarının varolanı değiştirmeden kimi yönlerini törpüleyerek örneğin bugün yoksullukla mücadele ederek sürece destek verdiklerini söyledi.

Korkut Boratav ise, halkın haklarının bugün medyaya, seçimlere intikal etmeyen haklar olduğunu, insanların haklarının farkında olduklarını, parasız eğitim, parasız sağlık, sigortalı-güvenceli iş istediklerini ama dillendiremediklerini, piyasa sisteminin doğası gereği hem işgücü piyasasında hem de mal piyasasında anti demokratik olduğunu vurguladı.

Meksika’dan katılan öğretmen Rocio Luna Acevedo ise, geçtiğimiz dönemlerde Meksika’ya damgasını vuran öğretmenlerin ve halk meclisinin (APPO) eylemlerini aktardı.

550 kişinin katıldığı, çoğunluğunu öğrencilerin, akademisyenlerin ve az da olsa kamu emekçilerinin oluşturduğu oturum saat 13:00’te sona erdi.

Kızıl Bayrak/Ankara


 

İHD yöneticilerine hapis cezası

İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi 7 Haziran tarihinde yaptığı açıklama ile 19 Aralık Hayata Dönüş katliamını protesto etmek ve katliamın sorumlularının bulunup cezalandırılmasını talep etmek amacıyla Adana’da düzenlenen mitingin ardından tutuklanan İHD Şube Başkanı Ethem Açıkalın, Şube Sekreteri Mustafa Bağçiçek ve Şube Saymanı Hüseyin Beyaz hakkında “halkı kin ve nefrete tahrik etme” suçundan açılan davayı ve verilen cezaları protesto etti. 7 Haziran’da yapılan duruşma sonucunda Ethem Açıkalın, Mustafa Bağçiçek ve Hüseyin Beyaz’a 2 yıl 8’er ay hapis cezası verildiği ifade edilen açıklamada şunlar söylendi:

“... Bu ülkede 19 Aralık sözde hayata dönüş katliamının sorumlularının bulunup cezalandırılmasını istemek halkı kin ve nefrete tahrik etmek olarak değerlendirilir, bu talepte bulunanlara hapis cezası verilir. Tıpkı yöneticilerimize hapis cezası verildiği gibi. Bu ülkede yargısız infaz gerçekleştirenlerin bulunup açığa çıkarılarak cezalandırılmasını istemek devletin kolluk güçlerini alenen aşağılamak olarak değerlendirilir...”

Verilen cezaların nefretle kınandığı, bu cezaların İHD’yi insan hak ve özgürlüklerini savunmaktan alıkoyamayacağı vurgulandı.


Kartal: “Sosyalist basın susturulamaz!”

7 Haziran gecesi İşçi Köylü Gazetesi, Partizan Dergisi ve İLPS Türkiye Seksiyonu Kartal Temsilcilikleri’ne kimliği belirsiz kişiler tarafından yapılan saldırı, 11 Haziran günü Kartal Meydan’da yapılan ortak eylemle protesto edildi. İşçi Köylü Gazetesi, YDG, İLPS Türkiye Seksiyonu, EKD, Atılım Kartal temsilciliğinin örgütlediği eyleme Kızıl Bayrak ve Devrimci Demokrasi’nin Kartal temsilcilikleri de destek verdi.

Eylemde “Saldırılar, baskılar bizi yıldıramaz!” pankartı açıldı. Yapılan ortak açıklamada, saldırının basit bir hırsızlık olayı olmadığı, olaydaki tüm izlerin faşist devletin sivil-resmi faşist güçlerine işaret ettiği vurgulandı. Son aylarda devrimci sosyalist basına dönük baskı ve saldırıların arttığı, saldırının bu çerçevede gerçekleştiği ifade edildi.

Eylemde “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Yaşası devrimci dayanışma!”, “Sosyalist basın susturulamaz!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/Kartal


İzmir’de komplolara karşı protesto...

11 Haziran günü İzmir Buca Temel Haklar ve Özgürlük Derneği ve İzmir Gençlik Derneğine, “bombalı eylem planı ele geçirildi” iddiasıyla yapılan baskınlara dair İzmir Konak Sümer Bank önünde Acil Hat çağrısıyla bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

“Baskılar sökmedi sökmeyecek!”, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!”, “Gözaltılar serbest bırakılsın!”, “Polis terörüne son!” sloganlarının atıldığı eyleme yaklaşık 50 kişi katıldı.Yapılan açıklamada, daha polise geniş etkiler veren yasa meclisten geçmeden demokratik kitle örgütlerine karşı peşpeşe saldırılar gerçekleştirildiğine ve tüm halkın suçlu ilan edilmek istendiğine değinildi. Açıklama komploların boşa düşürüleceği söylenerek sona erdi.

Kızıl Bayrak/İzmir


Tecrite karşı basın açıklaması: F tipleri lağvedilmeli!

Ruh Sağlığı Çalışanları, F tipi hapishanelerde kalmakta olan tutuklu ve hükümlülere uygulanan tecrit ve izolasyon politikaları sonucu ortaya çıkan psikolojik ve fiziksel sorunlarla ilgili basın toplantısı yaptılar. 100’e yakın psikologun imzası bulunan metinde tecridin kaldırılması talep edildi.

Basın toplantısı 9 Haziran günü İstanbul İHD’de yapıldı. Açıklamada, Adalet Bakanı’nın dahi tecriti kabul ettiği, ancak oluşan kamuoyu baskısıyla çıkartılmış genelgenin uygulanmadığı, tecrit ve izolasyonla devrimci tutsakların yalnızlaştırılarak ideolojik bütünlüğünden koparılması, inançlarına sırt çevirmesi, kişiliğinin zayıflatılması ve siyasal erke itaat etmesinin amaçlandığı dile getirildi. Teciritin bütünüyle kalkması için F tiplerinin lağvedilmesi, mevcut durumda ise genelgenin uygulanmasının önündeki engellerin kaldırılması, tretman ve disiplin cezası koşuluna bağlı olmaksızın aynı koridora bakan hücre kapılarının gün boyu açık tutulması, cezaevinde kalamayacak olanların serbest bırakılması, onur kırıcı aramalara, hücre cezalarına, iletişimin önündeki engellere son verilmesi, kaba dayak ve işkence için kullanılan süngerle kaplı hücrelerin ortadan kaldırılması ve disiplin cezaları nedeniyle infazların yakılması uygulamalarına son verilmesi gerektiği vurgulandı.

TUYAB çalışanlarının yaptığı konuşmalardan sonra basın toplantısı sona erdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul


“Telekom paraları geri versin!”

TELKO-DER ve Tüketiciler Birliği, Türk Telekom’un 1 Mart’ta yürürlüğe koyduğu zamlı fiyat tarifesinin Yargıtay tarafından bozulmasının ardından, zamlı fiyatlar üzerinden ödenen paraların bir an önce tüketiciye geri verilmesini istedi.

11 Haziran günü yapılan basın toplantısında, Türk Telekom’un 1 Mart yeni fiyat tarifesi uyarınca şehirler ve ülkeler arası iletişimde fiyat indirimine gittiği, şehir içinde ise büyük oranda zam yaptığı belirtildi. Danıştay’a başvuru sonucu söz konusu tarifelerin yürütmesinin durdurulduğu, Türk Telekom’un tüketiciden aldığı fazla paraları bir an önce geri ödemesi gerektiği ifade edildi.

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Bülent Deniz ise, Türkiye genelinde “Telekazık Kampanyası” yürüttüklerini, kampanya ekseninde 500 bin imza topladıklarını ve 250 sivil toplum örgütünün desteğiyle yine Türkiye genelinde protesto amaçlı bir günlüğüne sabit telefonları kapattıklarını belirtti.

Kızıl Bayrak/İstanbul


 

ESP’den açıklama...

13 Nisan günü, geçen yıl 21 Eylül’de tutuklananların mahkemesini izlemek için Beşiktaş’a gelen ESP’lilere polis azgınca saldırmış, onlarca kişiyi gözaltına almıştı. Gözaltına alınanlardan 20 kişi tutuklanmıştı. İlk duruşma 7 Haziran’da Sultanahmet 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. ESP sabah saatlerinde adliye önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Eylemde, “Söz, eylem, örgütlenme hakkımız engellenemez!” pankartı açıldı ve basın açıklaması okudu. “Söz, eylem, örgütlenme hakkımız engellenemez!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “13 Nisan tutsakları serbest bırakılsın!” sloganları atıldı.

Yapılan duruşma sonucu tutukluların tümü tahliye edildi.

Kızıl Bayrak/İstanbul


 

“Barışa Semah Dönenler” etkinliği

Cem Vakfı’nın örgütlediği geleneksel “Barışa Semah Dönenler” etkinliği, 10 Haziran günü Radyo Barış öncülüğünde gerçekleştirildi. Cumhuriyet mitingleriyle birlikte estirilen şovenist dalga ve yaratılmak istenen laik-anti laik kutuplaşmasının bir devamına sahne olan etkinlikte Amerikancı sermaye partilerinin temsilcileri boy gösterdi.

Birçok sanatçının katıldığı etikinlikte Cumhuriyet mitinglerinin baş aktörü Tuncay Özkan’a “Toplumsal Barış Özel Ödülü” verildi. 10. Yıl Marşı’nın çalındığı etikinlikte iki semah ekibi sahne aldı.

Ekinlik başladıktan birkaç saat sonra tribünlerde açılan “Seçimleri boykot et, devrim için savaş!/Mücadele Birliği Platformu” pankartına kolluk güçleri müdahale ederek indirdiler. Sadık Gürbüz ve İlknur Kaplan’ın birlikte sundukları etkinliğe binlerce kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


DTP’li gençlere gözaltı terörü!

10 Haziran günü, Abdullah Öcalan’a yönelik uygulamaları ve operasyonları Kadıköy’de protesto etmek isteyen DTP’li gençlere polis azgınca saldırdı. Dövizler açarak basın açıklaması yapmak isteyen gençlere dövizlerin yasadışı olduğu gerekçesiyle müdahale eden polis, dövizleri yırtarak 3 kişiyi gözaltına aldı. Kolluk güçleri açıklama sonrasında ise DTP İlçe binasına doğru giden gençlere ara sokaklarda müdahale etti.

Polisin sert müdahalesi sonucunda birçok kişi yaralandı. Başından yaralanan 2 kişi kelepçelenerek karakola götürüldü. Olay sırasında 8 kişinin gözaltına alındığı belirtildi.

Polis, basın açıklamasını takip eden Dicle Haber Ajansı (DİHA) Muhabiri Turgay Süsem’e de tekme ve yumruklarla saldırdı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


 

HÖC: “Kışkırtmalara son!”

HÖC 11 Haziran’da, Genelkurmay Başkanlığı’nın “terör”e karşı vatandaşı kitlesel tepki göstermeye çağırmasını ve Şırnak, Siirt ve Hakkari’yi “geçici güvenlik bölgesi” ilan etmesini Taksim’de yaptığı basın açıklaması ile protesto etti.

Taksim Tramvay Durağı’nda “Türk ve Kürt halkları kardeştir! Kışkırtmalara son! Kürt halkına özgürlük!” yazılı pankart açan HÖC’lüler, sık sık “Kışkırtmalara son!” sloganı attılar. Açıklamada, Genelkurmay ve AKP hükümetinin halka karşı politikalar ürettiği ifade edilerek, “Bu karar, hem sınır ötesi hem sınır içinde Kürt halkına karşı katliam operasyonları hazırlığı demektir” denildi. Kürt sorununun ne bölgedeki sıkıyönetim ilanlarıyla ne de Kuzey Irak’a yapılacak operasyonlarla çözülebileceği söyledi. Eylem alkışlarla son buldu.

Kızıl Bayrak/İstanbul


SES MTK toplandı

SES 2. Olağan Merkez Temsilciler Kurulu (MTK) 9-10 Haziran tarihleri arasında Ankara’da toplandı. Toplantıda KESK ve SES’in durumu ve yaşanan süreç konuşuldu. İller sırasıyla raporlarını okudu.

MTK toplantısı geçmişe göre cansız geçti. Siyasal değerlendirmelerde şovenizmin ve militarizmin tırmandırılmasına özel vurgu yapıldı. Alternatif olarak ise “Bin umut” adaylarının seçimlerde desteklenmesi gerektiği ifade edildi. Salonda bulunan devrimci güçler ise parlamenterist liberal hayallerin bir çözüm olmadığını, sağlık çalışanlarını edilgen duruma sokacağını, yapılması gerekenin bağımsız sınıf politikalarının öne çıkarılması, devrimci sınıf mücadelesinin yükseltilmesi olduğunu vurguladılar.

Yapılan müdahaleler sonucunda, seçim döneminde SES’in karşı olduğu uygulamalara karşı mücadele etmeyecek adaylara oy verilmemesi kararı alındı. Önümüzdeki süreçte başta aile hekimliği ve genel sağlık sigortası saldırıları olmak üzere birçok saldırı paketinin gündemde olmasına vurgu yapılmasına rağmen, SES MTK’sı herhangi bir mücadele programı çıkartmadığı gibi, bir hazırlık kararı dahi almadı.