15 Haziran 2007 Sayı: 2007/23(23)

  Kızıl Bayrak'tan
   Faşist ırkçılığa ve darbe tehditlerine karşı
“İşçilerin birliği,
halkların kardeşliği!”
  Genelkurmay adım adım ülkeyi savaşa götürüyor!
Düzene karşı devrim
mücadelesini büyütelim!
Seçim sandığı Pandora’nın kutusudur!
15-16 Haziran Direnişi yol göstermeye devam ediyor...
Liseli gençlik ÖSS’ye ve geleceksizliğe karşı alanlara çıktı...
  İşçi-emekçi hareketinden....
  KESK eylemlerinden...
  Devrimci mirası yaşatmak, daha ileriye taşımakla mümkündür!
  Seçim faaliyetlerinden...
  Kadının kurtuluşu sosyalizmde!
  Seçim süreci ve emekçi kadın
çalışmamız üzeri
  G8 protestolarından...
  Venezüellalı emekçiler, ABD emperyalizmi
ile işbirlikçilerine geçit vermiyor!
  Kapitalizm ve doğanın yıkımı
  Bültenlerden...
  Basından...
  Birinci yılında Kızıl Bayrak sitesi...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Seçim süreci ve emekçi kadın çalışmamız üzerine

Yeni bir seçim çalışmasının öngünlerindeyiz. Yeni bir çalışma düzeyiyle girdiğimiz seçim çalışmasına, genel siyasal faaliyetimizi daha da geliştirmek için tüm güç ve imkanlarımızla yükleneceğiz. Yoğun bir kitle çalışmasının bize sunacağı imkanları emekçi kadın çalışmamızı bir adım ileri taşımak ve büyütmek için değerlendireceğiz.

8 Mart’ın öngünlerinde adımlarını attığımız emekçi kadın çalışmamız birçok açıdan ön açıcı olmuş, bir dizi deneyim bırakmıştır. Bunlar daha önceki değerlendirmelerimizde ele alındığı için, burada çalışmamızın deneyimleriyle birlikte temel eksiklik alanlarımıza ve seçim döneminin nasıl ele alınması gerektiğine değineceğiz.

Öncelikle, bu yıl 8 Mart’ı geçmiş senelere oranla daha bütünlüklü bir çalışmaya konu ettik. Kadın çalışmasını 8 Mart’a endeksli takvimsel bir etkinlik olmaktan çıkarmak, yeni bir çalışma alanı olarak süreklileştirme hedefiyle hareket ettik. 8 Mart’ı emekçi kadın çalışmamızın ete-kemiğe büründürülmesi açısından bir vesile olarak gördük. Bu doğrultuda canlı, etkin ve yüzü emekçi kadınlara dönük bir çalışma yürüttük. Başından itibaren yönü, hedefleri ve araçları belirlenmiş sistematik bir faaliyet ördük.

Bu çalışmamızın bugün bize zengin deneyimler bıraktığı açık. Herşeyden önce kadın sorununa hakimiyetle birlikte, geçmişe nazaran bu alana daha fazla çubuk büken ve bu doğrultuda emekçi kadınları hedefleyen bir çalışma zorlandı. Çalışmayı yürütecek ekipler oluşturuldu, takvimi belirlenmiş planlı bir çalışma yürütüldü. Tüm bu olumlu adımlara rağmen çalışma zaman zaman kendi güçlerine daraldı ve kendini üretmede zorlanmalar yaşandı.

Genel siyasal çalışmamızın güç ve olanakları düşünüldüğünde, emekçi kadın çalışmasının daha özgün ve daha yoğunlaştırılmış bir çalışmaya dönüşememesinin belli nedenleri var. Bu nedenleri ortaya koymak ve önümüzdeki seçim kampanyası sürecini bu açıdan iyi değerlendirmek sorumluluğuyla karşı karşıyayız. Başta işçi kadınlar olmak üzere emekçi kadınları mücadelenin öznesi yapma hedefimiz düşünüldüğünde, henüz yeni olan çalışmamızın eksikliklerini somut olarak tespit etmeli ve seçim sürecini bu eksikliklerin giderilmesinin bir aracına döndürmeliyiz.

Çalışmanın itici gücü olarak
emekçi kadın komisyonları

Şubat ayı başında oluşturduğumuz komisyonlar aracılığıyla, 8 Mart gündeminin özgünlüğü üzerinden, çevremizdeki güçlerin özne haline getirilmesi, çalışmaya aktif katılımları sağlanmış, faaliyet zemininde değişim ve dönüşümleri belli oranlarda başarılmıştır. Ancak o süreçte çalışmanın içinde ya da destekçisi olan güçler, büyük oranda geçmiş siyasal çalışmamızın etkisiyle çevremizde bulunan güçlerdir. Yani çalışma halihazırda kendi güçlerini üretememiştir. Attığımız adımların yeniliği düşünüldüğünde, bu anlaşılır bir durumdur.

8 Mart’ı geride bırakmamızın hemen ardından, İstanbul emekçi kadın çalışmamız bünyesinde 8 Mart’ı değerlendirmek, komisyonların çalışmalarını ortak bir politik hatta çekebilmek, komisyonların kolektif iradesini açığa çıkarabilmek amacıyla genel bir toplantı gerçekleştirdik. Anlamlı tartışmaların yürütüldüğü toplantıda, 8 Mart sürecini değerlendirdik ve yeni dönem hedeflerimizi belirledik. Bu toplantı, yürüttüğümüz çalışmanın zayıflıklarını ve eksiklik alanlarını açığa çıkarmada da etkili oldu.

Temel sorun alanı olarak şunu söyleyebiliriz: Çalışma hala kendi güçlerine ulaşmayı beklemekte, işçi kadınlar arasında politika üretme noktasında zorluklar yaşanmaktadır. Dönüp baktığımızda, 1 Mayıs süreci bu tablonun somut örneği olmuştur.

İşçi kadınlara dönük çalışmada politika üretmede yaşanan zorluğu aşabilmenin yolu, onları iyi tanımaktan, yaşamlarını anlamaktan, sorunlarını kavramaktan geçmektedir. Bu beraberinde doğru bir müdahalenin de önünü açacaktır. Zira, Türkiye gibi ataerkil kültürün güçlü olduğu, kadının konumunun diğer gelişmiş kapitalist ülkelere nazaran daha geri olduğu, dinin kadın üzerinde etkin olduğu bir coğrafyada çalışma yürütüyoruz. Bu açıdan emekçi kadınlara sosyalizmi anlatıp kavratmanın yolu, sabırlı ve soluklu olmaktan, sürekli ve etkin bir çabadan geçmektedir. Bugün toplumun genelinde ciddi bir umut ve güven bunalımı olduğu da düşünüldüğünde, toplumun bu geri kalmış kesiminde bunun iki kat daha fazla kendini göstereceği bilinciyle hareket etmek zorundayız. Bu da komünistlerin iki kat çaba, istikrarlı ve sistematik bir çalışma yürütmesini gerektirmektedir.

Eksiklik alanlarımızın giderilmesi, çalışmayı yürüten güçlerin eğitimi, kadın komisyonlarının devamı, bu komisyonların çalışmanın sorunlarını tespit edip tartışması, bu çerçevede doğru pratik bir hat belirlemesiyle mümkündür. Komisyonlarımızın haftalık düzenli toplantılar yapması, çözüm üretebilecek somut adımlar atması çalışmanın geleceği açısından önemlidir. Yanı sıra, komisyon bileşenlerinin düzeyi gözetilerek, ortak ihtiyacı karşılayacak bir eğitim programı çıkarılmalıdır.

Siyasal çalışmamızın imkanları gözetilerek işçi kadınlarla buluşabilmenin her türlü aracı ve yöntemi komisyonlar tarafından tartışılmalı ve pratik planlamaya konu edilmelidir. Çalışmamızı sınıf zeminine oturtmak ve öncelikle işçi kadınları çalışmamızın bir parçası haline getirmek temel hedefimizse, bu çalışmaya ilişkin politika üretmek görevi önümüzde durmaktadır.

Yaklaşan seçimler ve kadın çalışmamız

Yoğunlaştırılmış bir kitle çalışmasının öngünlerindeyiz. İşçi ve emekçilerin siyasal duyarlılığının arttığı bu süreçte emekçi kadınlarla siyasal zeminde buluşabilmenin imkanlarını çalışmamız açısından iyi değerlendirebilmeliyiz. Gerek kitle çalışmasının gerekse siyasal çalışmanın atmosferinden en iyi şekilde yararlanmalıyız. Bu dönemi yukarıda sıraladığımız eksikleri gidermek için en iyi şekilde değerlendirmeliyiz.

Emekçi kadınların içinde bulunduğu durumu gözettiğimizde, birçoğunun ekonomik bağımsızlığının olmaması, toplumsal yaşama dar bir zeminden bakmaları, tüm bunların asıl kaynağı olan kapitalist düzen ilişkileri içinde yüzyılları bulan kölelik zincirlerinin kalınlaşması, onların düzenle olan bağlarını daha da güçlendirmekte, burjuva partilerin vaad ve yalanlarına daha açık hale getirmektedir.

Seçim çalışması sürecinde burjuva düzen partilerinin sorunlarımızın çözümü olamayacağını anlatmalıyız. Hiçbir düzen partisinin programında kadın sorunu ve çözümüne ilişkin tek bir madde bulunmamaktadır. Burjuva partiler kadınları vitrine çıkarıp zedelenen imajlarının düzeltmenin bir aracı olarak kullanmaktadır. Bunun ötesinde, burjuvazi ve onların temsilcileri emekçi kadınlara hiçbir şey veremez. Kadının ucuz işgücü olarak görülmesi, zorunlu mesailer ve gece mesaileriyle yıpratılması, iş yasalarında kadının anne ve kadın olmaktan kaynaklı temel haklarının karşılanmaması, töre cinayetlerinde devletin caydırıcılığının olmaması ve daha nice örnek kapitalizmde kadının yerini anlamamız ve anlatmamız açısından yeterlidir.

Tüm amacımızın kadının özgürleşmesi olduğu yerde, bu özgürlüğün ancak toplumsal eşitsizliklerin ortadan kalktığı, üretimin kâr için değil ihtiyaç için yapıldığı sosyalist toplumda mümkün olabileceğini somut örneklerle anlatmalıyız. Bunu görebilmek için, sınırlı bir zaman diliminde köklü değişikliklerin yapıldığı Sovyet deneyimine bakmak yeterlidir. Bu açıdan büyük Ekim Devrimi sonrasında yasalardaki değişikliklerle birlikte toplumsal yaşamdaki değişim ve uygulamaları somut incelemeliyiz. Eğer emekçi kadınlara somut sorunlarını kavratmak ve çözümünü sunmak istiyorsak somut konuşmalıyız.

Çalışmanın araçlarından biri olarak seçim dönemi için hazırlanan emekçi kadın bülteni, etkin bir araç olarak kullanılmalı, yaygın olarak emekçi kadınlara ulaştırılmalı ve bir tartışma platformunun zeminine dönüştürülmelidir. Emekçi kadınlara yönelik kullanacağımız bir diğer aracımız ise, bu döneme özgü hazırladığımız sinevizyondur. Bu aracı da kadınlarla buluşabilmenin zeminine dönüştürebilmeliyiz. Kitle etkinliklerinin yanısıra mahallelerde, ev toplantılarında, fabrikalarda gösterimler yapmalı, tartışma ortamı yaratan bir araç olarak kullanabilmeliyiz.

Seçim bürolarını düzenlerken kadınlara özgü panolar hazırlamalı, görsel materyaller kullanmalıyız. En önemlisi ise, seçim bürolarımızı kadınlarla buluşabilmenin, onları eğitebilmenin bir aracı olarak görmeliyiz. Kadınlara özgü sorunlar işlenebilmeli, sağlık, eğitim, kadının yasalardaki yeri vb. üzerine kitle etkinlikleri gerçekleştirilebilmelidir.

Bu süreçte bir dizi kadınla buluşma olanaklarımız olduğu yerde, alta doğru komisyonlar oluşturma hedefiyle hareket etmeliyiz. Ancak altını çizmemiz gereken temel nokta şudur; seçim bürolarımızın emekçi semtlerinde faaliyet yürütmesi, yüzümüzü işçi kadınlardan ayırmaya yolaçmamalıdır. Bu konuda büyük bir titizlik gösterilmelidir.

Çalışma kapasitemizin her geçen gün büyüdüğünü gözeterek, biriktirdiğimiz imkanlara ve deneyimlere yaslanarak, seçim dönemini eksiklik alanlarımızın giderildiği, emekçi kadın çalışmamızın bir adım daha ileriye taşındığı bir dönem olarak değerlendirmeli, tüm gücümüzle döneme yüklenmeliyiz.