15 Haziran 2007 Sayı: 2007/23(23)

  Kızıl Bayrak'tan
   Faşist ırkçılığa ve darbe tehditlerine karşı
“İşçilerin birliği,
halkların kardeşliği!”
  Genelkurmay adım adım ülkeyi savaşa götürüyor!
Düzene karşı devrim
mücadelesini büyütelim!
Seçim sandığı Pandora’nın kutusudur!
15-16 Haziran Direnişi yol göstermeye devam ediyor...
Liseli gençlik ÖSS’ye ve geleceksizliğe karşı alanlara çıktı...
  İşçi-emekçi hareketinden....
  KESK eylemlerinden...
  Devrimci mirası yaşatmak, daha ileriye taşımakla mümkündür!
  Seçim faaliyetlerinden...
  Kadının kurtuluşu sosyalizmde!
  Seçim süreci ve emekçi kadın
çalışmamız üzeri
  G8 protestolarından...
  Venezüellalı emekçiler, ABD emperyalizmi
ile işbirlikçilerine geçit vermiyor!
  Kapitalizm ve doğanın yıkımı
  Bültenlerden...
  Basından...
  Birinci yılında Kızıl Bayrak sitesi...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Venezüellalı emekçiler, ABD emperyalizmi ile işbirlikçilerine geçit vermiyor!

Venezüella burjuvazisi, dış dayanağı ABD rejiminin aktif desteğiyle karşı-devrimci girişimlerini sürdürüyor. Hugo Chavez’in karşı-devrimcilerin borazanlığını yapan RCTV kanalının lisansını yenilememe kararı, son günlerde artan gerici kışkırtmaların bahanesi olarak gösteriliyor. Görünüşe göre, Amerikan işbirlikçileri “basın özgürlüğü”nü savunuyor. Oysa fiyaskoyla sonuçlanan CIA destekli askeri darbe girişimi ve çeşitli sabotajlar düzenleyen bu gerici takımından başkası değildi.

Chavez başkanlığındaki Venezüella yönetiminin bu yıl emekçiler lehine aldığı kararlardan biri, karşı-devrimcilerin borazanı RCTV kanalının lisansının iptal edilmesiydi. Saldırı için pusuda bekleyen burjuvazi ve uşakları, bu kararı “beklenen fırsat” sanarak harekete geçti. Chavez yönetiminin kararını protesto etmek için sokaklara salınan gerici güçler, içişleri bakanlığı yetkililerinin planlı olduğunu saptadıkları bazı çatışmalar çıkarttı.

Beklendiği üzere, karşı-devrimcilere açık destek, Bush liderliğindeki savaş kundakçılarından geldi. 4 Haziran tarihinde Panama’da yapılan 37. Amerikan Devletleri Örgütü (Organization of American States/OAS) Kongresi özel toplantısına katılan ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, RCTV davasını araştırma teklifi sundu. Hugo Chavez’i “iletişim özgürlüğünü yok eden demokrasi dışı uygulamalar yapmak”la suçlayan Rice, Irak’ta katledilen bir milyon insanın önde gelen cellâtlarından biri olduğu halde, utanmadan “iletişim özgürlüğü”nden söz ederek, Venezüella’daki karşı-devrimcilere “arkanızdayız” mesajı verdi.

Gerici güçler karşılarında onbinlerce emekçiyi bulurken, Bush’un bakanı da karşısında Venezüella Dışişleri Bakanı Nicolas Maduro’yu buldu.

Gerici cephenin girişimine anında yanıt veren Venezüellalı işçiler, emekçiler, aydınlar, gazeteciler, öğrenci gençlik gibi toplum kesimleri, Chavez’in kararına destek derdi. Chavez’in kararını “medyanın demokratikleştirilmesi yönünde atılmış bir adım” olarak değerlendiren yüzlerce kurum temsilcisi, Chavez başkanlığındaki yönetime destek ilan eden ortak bir bildiri yayınladı. Bolivarcı Venezüella Cumhuriyeti’ne karşı ulusal ve uluslararası medya tarafından yıpratıcı bir kampanya yürütülmek istendiğini ifade eden kurum temsilcileri; RCTV sürecinin ABD emperyalizmi tarafından kışkırtma aracı olarak kullanıldığını ve karşı-devrimcilerin Chavez hükümetinin düşürülebilmesi için uygun karmaşa ve terör ortamını yaratmaya çalıştıklarını vurguladılar.

Onbinlerce emekçinin katıldığı eylemde konuşan Hugo Chavez ise, özel kanallara, “Hata yapmayın ve bastığınız yere dikkat edin çağrısı yaptım. Venezüella burjuvazisi, umutsuz hale gelip birlikte barış içinde yaşama çağrımızı kabul etmez ve Bolivarcı halkın altını oymayı sürdürürse, malvarlıklarını teker teker kaybetmeye devam edecek. Teker teker!” dedi. “Bugünden itibaren karşı saldırılarımız ülke genelinde başlıyor” diyen Chavez, çatışmaların farklı boyutlar kazanabileceği sinyalini verdi. Burjuvazinin emekçilerle uzun süre “barış içinde” yaşaması söz konusu olmayacağına göre, çatışmaların daha da sert bir evreye sıçraması kaçınılmaz görünüyor.

OAS kongresinde Amerikalı bakanın sataşmalarına yanıt veren dışişleri bakanı Nicolas Maduro da, Chavez gibi net vurgularla ABD emperyalizmine boyun eğmeyeceklerini dile getirdi. Condoleezza Rice’a “bağımsız ve demokratik bir ülkenin içişlerine kesinlikle kabul edilemeyecek bir müdahalede bulunuyorsunuz” uyarısında bulunan Maduro, “ABD hükümetine soruyorum: Guantanamo üssünde kaç mahkûm var? Kim bu insanlar? Herhangi bir mahkemeye çıkarıldılar mı? Onları nerelerden kaçırıp oraya tıktınız? Herhangi bir hakları var mı? Kadın ya da erkek, yüzleri yok, isimleri yok” şeklinde konuşarak, ABD emperyalizmini vahşi/çirkin yüzünü gözler önüne serdi.

CIA patentli askeri darbe dahil olmak üzere karşı-devrimci saldırıları emekçilerin militan kitle desteği ile püskürten Chavez yönetimi, bu saldırıyı da boşa düşürmekte güçlük çekmeyecektir.


 

Dünya işçi-emekçi hareketinden...

Güney Afrika’da büyük grev

Güney Afrika 1994’te ırk ayrımcılığına dayalı rejimin son bulmasının ardından en büyük greve sahne oluyor. Kamu sektöründe çalışan emekçilerin iki haftadır sürdürdükleri grev, diğer sektörlerden emekçilerin de katılımıyla yayılıyor.

Sendika yöneticileri, 13 Haziran günü ülke çapında gerçekleştirilecek 40 yürüyüşe onbinlerce kişinin katılacağını açıkladılar. Ülke çapında iş bırakan emekçilerin sayısı iki milyonu bulabilir.

Ülkede grevden dolayı tren seferleri durmuş durumda, 13 gündür okullar ve hastanelerin çoğu kapalı. Öğretmenler, hemşireler ve diğer sektörlerdeki kamu emekçileri maaşlarına yüzde 11,5 zam istiyor.

Güney Afrika’da sendikalarla hükümet arasındaki gerginliği tırmandıran gelişme ise sağlık sektöründeki 600 işçinin görevine son verilmesi oldu.


Avrupa çapında Nokia-Siemens’te eylem günü

4.300 Nokia-Siemens işçisi bugün, Almanya ve Avrupa çapında gerçekleşen protesto eylemleriyle iş bıraktı. Nokia-Siemens çalışanları iş bırakarak, yürüyüş ve miting yaparak işten atılmaları protesto ettiler. En büyük eylem 2 bin kişinin katıldığı Berlin’de gerçekleşti.

Aynı şekilde Finlandiya, Belçika ve İtalya’da Avrupa Metal Sendikaları Birliği’nin çağrısan uyan Nokia-Siemens çalışanlarının büyük bir bölümü de, işverenin Almanya’da 2.900, dünya çapında ise 9 bin işyerinin yok edilmesi ile ilgili planlarını protesto ettiler.


Almanya: İnşaat sektöründe grev oylaması

Almanya’da Niedersachsen eyaletinde 70 bin ve Schleswig-Holstein eyaletlerinde 40 bin inşaat işçisini kapsayan toplu iş sözleşmelerinin Mayıs ayında çıkmaza girmesi üzerine grev sinyali verildi. Böylece 6 Haziran gününden itibaren tüm Almanya’da grev oylaması için hazırlıklar başladı. Almanya’da inşaat sektöründe 700 bin işçi çalışıyor.

İnşaat işçilerinin sendikası IG-Bau, geçtiğimiz hafta Aşağı Saksonya eyaletinde 50 inşaatta uyarı grevine gitmişti. Schleswig Holstein ve Hamburg eyaletlerinde 14 kişilik bir grup, 40 inşaatı ziyaret ederek toplu sözleşmelerin çıkmaza girmesinin nedenlerini işçilerle tartıştı. Grevi yöneten André Grundmann işçiler arasında “öfke büyüyor” diyerek işçilerin greve hazır oldukları mesajını verdi. Grev oylamasının sonuçları 16 Haziran’da belli olacak.


Çin: Çoğunluğu kadın 10 bin işçi grevde

Çin’in Shenzhen kentinde çoğunluğu kadın 10 bin işçi uzun çalışma saatlerine karşı 10 gündür grevde. İşçiler plastik noel ağacı imal ediyorlar. İşçilerin grevi polisin vahşice saldırılarına rağmen kararlılıkla sürüyor.