16 Mart 2007 Sayı: 2007/10(10)

  Kızıl Bayrak'tan
   Saldırılara karşı Newroz’da “İşçilerin birliği halkların kardeşliği” şiarını yükseltelim!
  Newroz ve düzenin nevrotik krizi
  “İşçilerin birliği halkların kardeşliği!”
bilinciyle Newroz alanlarına!
Düzen medyası yine andıçlandı...
Seçim yalanları başladı
8 Mart eylem ve etkinlikleri bu hafta da ülke çapında sürdü...
 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün ardından…
  Parti programımızda ulusal sorun - 1. Bölüm
  Yurtdışında 8 Mart etkinlikleri
  Bir kitap, bir sempozyum ve
sendikacılığa dair
Yüksel Akkaya
  İşçi-emekçi hareketinden...
  “Arka bahçe”de onbinler Bush’u
protestolarla karşıladı
  Irak’a komşu ülkeler Bağdat’ta konferans düzenledi ...
  Gazi katliamı protestoları...
  ODTÜ: Baskılar bizi yıldıramaz!
  Devrimci yurtsever gençlik, durumu,
görev ve sorumlulukları/II
  Bültenlerden...
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Sağlığın piyasalaştırıldığı düzenden türeyen sahte ilaç çeteleri...

Sahtecilik ve vurgunculuk bu düzenin mayasında var

Son günlerde sermaye basınında İstanbul merkezli çalışan ve birçok ilde örgütlenmeleri olan sahte ilaç çetesinden bahsediliyor. Ümraniye’de tedavi gördükleri hastanelerde kendilerine kullanım süresi geçmiş ilaç verildiğini fark eden hasta ve yakınlarının şikayetinin ardından mali polis bir soruşturma başlattı. 3 aylık bir takibatın ardından İstanbul’un da aralarında olduğu 6 ilde gerçekleştirilen sahte ilaç operasyonunda 50 kişi gözaltına alındı.

Bu operasyonun ardından kamuoyuna yansıyanlar, kâr amacıyla piyasalaştırılan sağlığın durumunu gösteriyor. Hastanelerde kullanım süresi geçtiği için çöp konteynerlerine atılan ilaçları toplayıp tekrar piyasaya süren çetenin ayrıca bir sürü meziyeti daha bulunuyor. Operasyonda 17 milyon YTL’lik sahte, çalıntı ve son kullanma tarihi çeçmiş 3 tır dolusu ilaç bulunduğu ve şu ana kadar yapılan araştırmada devletin 15 milyon dolarlık zarara uğratıldığı söyleniyor.

Söz konusu çetenin başındaki şahıs bir ecza deposu sahibi. Gözaltına alınan 50 kişiden 40’ının üniversite mezunu olduğu bildiriliyor. 6 grupluk organizasyondan oluştuğu (1-Sahte ilaç üreten, 2-İlaç hırsızlarıyla bağlantı kuran, 3-Süresi geçmiş ilaçları depolayan, 4-İlaçların barkodlandırılmasını yapan, 5-Sahte ilaç kutuları hazırlayan, 6-İlaçları piyasaya süren eczacılar) söylenen çetenin, ayrıca başka bağlantıları olduğu da açığa çıktı.

Çorum polisi tarafından süresi geçmiş yaklaşık 5 milyon YTL’lik ilacı piyasaya sürdüğü gerekçesiyle tutuklanan emekli Albay Ali Cemal Saraç’ın İstanbul’daki çetenin tutuklu lideri Saim Cemşit ve matbaacı Bülent C. ile görüştüğü tespit edilmiş.

Ele geçirilen ilaçların fiyatları 1000 ve 9000 YTL arasında değişen kanser ilaçlarının yanısıra, astım, kalp, diyaliz, ağrı kesici, ateş düşürücü, şeker, kolesterol vb. hayati değeri olan ilaçlar olduğu belirtiliyor. Hatırlanacağı üzere Sağlık ve Maliye Bakanlıkları, tasarruf adı altında ve İMF’nin emirleri doğrultusunda geçen yıl hayati değeri olan bu ilaçların çoğunu ödeme listesinden çıkarmışlardı. Birden bire “piyasada yok satan” ve yoksul hastaları karaborsanın eline mahkum eden bakanlıkların bu uygulaması yüzünden birçok hasta bile bile ölüme terkedilmişti. Gözaltına alınan bazı zanlılar “sahte ilaç işini İstanbul’daki eczanelerin yüzde 80’inin yaptığını” öne sürdü. Bu tek satırlık söz bile sağlık sorununun/sağlıkta yıkımın gelinen aşamada hangi boyutlara ulaştığını gösteriyor.

Başbakan Erdoğan, sağlığın piyasalaşmasının sorumlusu kendileri değilmiş gibi adamlarına gerekenin yapılmasına dair talimat verdiğini açıkladı! Polisin bu operasyonları tam da sağlık emekçilerinin sağlığın piyasalaştırılmasına karşı başlattıkları eylemlilik sürecine denk getirmesi ise oldukça dikkate değer. Sahte ilaç operasyonunun satılık basında işleniş tarzı, sanki bütün eczacı ve doktorlar bu işin içindeymiş gibi bir izlenim yaratıyor.

Sağlığın bu derecede piyasalaştığı ve insan sağlığı üzerinden acımasızca kâr edildiği bir düzende bu tür olayların yaşanması şaşırtıcı değil. Tarihi geçen ilaçların toplu olarak piyasaya sürülmesi, daha büyük ticari şirketlerin de işin içinde olduğunu gösteriyor.

Sağlık emekçilerinin son dönemde sıkça dile getirdikleri bir slogan var: “AKP sağlığa zararlıdır!” Gerçekte ise AKP’nin de bir parçası olduğu, kökü sermaye devletine uzanan çürümüş, kokuşmuş, çeteleşmiş bir sistemdir söz konusu olan. İşçi ve emekçiler bu sistemden kurtulamadığı müddetçe, kitlesel hastalık ve ölümler çok uzağımızda değil.


 

İzmir: Sağlık ocakları kapatılamaz!

İzmir’de 243 sağlık ocağının kapatılarak birinci basamak sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı İzmir Sağlık Platformu harekete geçti. Pilot bölge olarak seçilen İzmir’de Aile Hekimliği yerleştirmelerinin yapılacağı 31 Mart, 1-2 Nisan tarihleri öncesinde Mart ayı eylemlilik ayı olarak ilan edildi.

İzmir Sağlık Platformu bileşenleri 1 Mart günü önceden belirlediği Bornova Atatürk Sağlık Ocağı, Çiğli Aydınlıkevler Sağlık Ocağı, Konak Çimentepe Sağlık Ocağı, Konak Yüzbaşı Şerafettin Sağlık Ocağı ve Konak Barış Sağlık Ocakları’nın önünde “Sağlık hakkıma ve sağlık ocağıma sahip çıkıyorum!” şiarıyla eylemler düzenledi, açıklamalar yaptı.

3-6 Mart tarihleri arasında ise Konak Bahribaba Parkı’nda “Güzel İzmir Sağlık Ocağı” adı ile İzmirli’lere Aile Hekimliği hakkında özelleştirmelerin sonuçlarının anlatıldığı çadırlar kuruldu. Halkın da desteği ile imza kampanyası başlatıldı. 5 Mart akşamı ise meşaleler yakılarak “Sağlık Ocakları İzmir’i aydınlatıyor!”, “Ocaklar sönmesin, bebekler ölmesin!” mesajı verildi. 6 Mart günü saat 12.30’da ise sağlık emekçileri, İzmir halkı, sendikalar, meslek örgütleri, DKÖ’ler ve dernekler parkta açılan çadırda toplanarak sağlık ocaklarının kapatılamayacağını vurgulayan bir basın açıklaması yaptılar.



Sağlık emekçileri 14 Mart’ta iş bıraktı...

“Sağlık haktır satılamaz!”

İstanbul: “Sağlıkta ticaret ölüm demektir!”

14 Mart günü saat 12.00’de Galatasaray Lisesi önünde toplanan doktorlar ve sağlık çalışanları, diğer hastanelerden eylemcilerin de gelmesiyle kortejler oluşturarak Taksim Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca “Sağlıkta ticaret ölüm demektir!”, “Sağlık haktır satılamaz!”, “Susma sustukça sıra sana gelecek!”, Yaşasın örgütlü mücadelemiz!” sloganlarını atan doktor ve sağlık emekçilerine halk da alkışlarla destek verdi. Taksim Tramvay duraklarında basın açıklaması yapıldı ve Atatürk Anıtı’na çelenk bırakıldı.

Basın açıklaması öncesinde konuşma yapan İstanbul Tabib Odası Başkanı Özdemir Aktan, sağlık politikalarındaki sorunlardan kaynaklı her geçen 14 Mart’ı daha buruk kutladıklarını, olan biteni halka aktarmayı bir borç bildiklerini ifade etti. “Bugün buradaki eylem sadece sağlıkçıları değil, tüm halkı ilgilendiren bir eylemdir” diyerek herkesi bu eylemlere sahip çıkmaya ve destek olmaya çağırdı.

Aktan’ın ardından SES Aksaray Şubesi Başkanı Songül Beydilli bu eylemin amaçları ve sağlık politikalarındaki yanlışlıklardan bahseden bir konuşma yaptı. 500’ü aşkın kişinin katıldığı yürüyüşe ÇHD, KESK, Sine-Sen, Belediye-İş, TMMOB, Birleşik Metal-İş, Haber-İş, Limter-İş yönetim kurulu üyeleri, Çapa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden hocalar, aydın ve sanatçılar da katılarak destek verdi.

Bu arada aynı gün sağlık emekçileri Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi girişinde eylem gerçekleştirdiler. “Bu işyerinde grev var!/SES Aksaray Şube” imzalı pankartı ile farklı pankartların açıldığı eylemde ilk olarak SES Aksaray Şube Başkanı bir konuşma yaptı. Daha sonra Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi üyesi Erkan Kapaklı bir konuşma yaptı. Hastaneye gelenlere eylemle ilgili bilgi verildi, bildiri dağıtıldı.

Aynı saatlerde Anadolu Yakası’nda emekçiler Marmara Üniversitesi Hastanesi önünde basın açıklaması yaparak iş bırakma eylemini kamuoyuna duyurdular. “Sağlık haktır satılamaz!” önlüklerinin giyildiği açıklamada sağlıkta yıkım saldırısına karşı mücadele çağrısı yapıldı. Basın metnini SES Anadolu Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Ayten Tutan okudu. (Kızıl Bayrak/İstanbul)


Ankara: “Emekçiye değil çetelere barikat!”

Ana eylem Ankara Numune Hastanesi’nde gerçekleşti. Burada diğer hastanelerden gelecek olan sağlık emekçileri beklendi. Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesi, Etlik İhtisas Hastanesi ve Kadın Doğum Hastanesi’ndeki sağlık emekçilerine özel güvenlik güçlerinin saldırdığı haberi geldi. Zaman ilerledikçe kitlenin sayısı da arttı. Coşkuyla slogan atan kitle diğer hastanelerden emekçilerin gelmesiyle birlikte Sağlık Bakanlığı’na doğru yürüyüşe geçti.

En önde “Herkese sağlık güvenli gelecek!/Sağlık emekçileri” pankartı açıldı. Yürüyüş sırasında polisin provokatif tutumu gerginlik yarattı. Zaman zaman arbede yaşandı. Kolluk güçlerinin provokatif tutumu yürüyüş boyunca devam etti. Bundan dolayı kimi zaman yürüyüş kolu durdu. Fakat emekçilerin yürüme kararlılığı göstermesi üzerine yürüyüş devam etti.

Yürüyüş boyunca sağlık emekçileri coşkulu bir biçimde sloganlarını haykırdı. Kolluk güçlerinin tutumu “Emekçiye değil çetelere barikat!” sloganıyla karşılandı. Sağlık emekçileri, Sağlık Bakanlığı’na yakın bir yer olan Abdi İpekçi Parkı’nda toplanarak eylemlerini sürdürdüler. Eyleme yaklaşık 400 emekçi katıldı. (Kızıl Bayrak/Ankara)


İzmir: Sağlık emekçileri eylemi...

14 Mart’ta hastanelerde ve sağlık ocaklarında iş bırakma eylemi gerçekleştirildi. İş bırakma eylemi İzmir’deki çeşitli sağlık ocaklarında saat 11.00’de sağlık emekçileri ve mahalle halkı tarafından gerçekleştirildi. Bu eylemlerin yanısıra, İzmir Sağlık İl Müdürlüğü önünde de kitlesel bir eylem yapıldı.

SES ve TTB üyesi bir grup hekim, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlamak için Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya katılarak protesto etti. Saat 12.00’de Alsancak Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan sağlık emekçileri, buradan kortejler oluşturarak sloganlar eşliğinde İl Sağlık Müdürlüğü önüne yürüdü. Burada basın açıklaması gerçekleştirdi. Eyleme yaklaşık 400 emekçi katıldı. (Kızıl Bayrak/İzmir)


Adana: “SSGSS paran kadar sağlık demektir!”

Sağlık emekçilerinin Ankara’da düzenledikleri Beyaz Miting’in ardından 14 Mart iş bırakma eylemleri çerçevesinde sağlıkta yıkımı durduracağız şiarıyla Adana’da üç ayrı eylem yapıldı.

Eylemlerden ilki Balcalı Üniversitesi Hastanesi’nde gerçekleşti. Yaklaşık 100 sağlık emekçisinin katıldığı eylemde SES, TTB, Dev Sağlık-İş adına hazırlanan basın metnini ATO Başkanı Osman Küçükosmanoğlu okudu.

Balcalı Hastnesi’nde yapılan eylemin ardından saat 11:00’de Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde biraraya gelen SES, TTB, Türk Sağlık Sen üyesi sağlık emekçileri burada bir açıklama yaptıktan sonra Çukurova Devlet Hastanesi’ne yürüyüş gerçekleştirdiler. Çukurova Devlet Hastanesi önünde basın metnini SES Adana Şube Başkanı Mehmet Antmen okudu.

Daha sonra SES, TTB ve Dev Sağlık-İş’te örgütlü sağlık emekçileri Uğur Mumcu Meydanı’ndan Atatürk Parkı’na “Beyaz Yürüyüş” gerçekleştirdiler. Yürüyüş sırasında yolun bir kısmını trafiğe kapatan sağlık emekçileri sendika ve oda pankartları dışında “Sağlık ocakları kapatılamaz!”, “Hastaneler halkındır satılamaz!”, “SSGSS paran kadar sağlık demektir!”, “Aile hekimliği aldatmacasına hayır!” yazılı pankart ve döviz taşıdılar. (Kızıl Bayrak/Adana)


Edirne: “Herkese parasız nitelikli sağlık hizmeti!”

Sağlık çalışanları Edirne’de Selimiye Devlet Hastanesi önünde saat 12.30’da bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada sağlık sektöründeki özelleştirmelere, GSS’ye ve Aile Hekimliği’ne vurgu yapıldı. Yaklaşık 70 kişinin katıldığı basın açıklamasında sık sık “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Herkese parasız nitelikli sağlık hizmeti!” sloganları gür bir şekilde atıldı. Eyleme Trakya Üniversitesi’nden öğrenciler de destek verdi.

Ekim Gençliği/Edirne


İzmir Güzeltepe halkından sağlık eylemi

Sağlık ocaklarına sahip çıkmak için 14 Mart günü İzmir’de birçok sağlık ocağının önünde eylemler yapıldı. Güzeltepe’de grev yapan sağlık personeline halkın desteği anlamlı oldu. BDSP olarak bizler de Güzeltepe Sağlık Ocağı’nın önünde saat 11:00’den itibaren katılarak destek verdik. Ses düzeni ile sürekli müzik yayını yaptık, konuşmalar gerçekleştirdik. Yaklaşık 3 saat süren eyleme kadınların ağırlıkta olduğu 100’ü aşkın emekçi katıldı. (Kızıl Bayrak/Çiğli)