12 Ocak 2007 Sayı: 2007/01(01)

  Kızıl Bayrak'tan
   Topyekûn saldırılara karşı direniş yılı!
  Saldırılara karşı
birleşik devrimci direniş!..
  2006 yılında sınıf hareketi
  2006 emperyalist/siyonist güçlerin Irak’ta bataklığa saplandıklarının resmen tescil edildiği yıl oldu!
Üçlü “Şer mihveri” komşu halklara karşı hazırlanıyor!
Asgari ücret kimin meselesi? - Yüksel Akkaya
Hava-İş Örgütlenme ve Eğitim Uzmanı Munzur Pekgüleç ile asgari ücret üzerine konuştuk...
 Özel güvenlik şirketleri
  Yeni bir yılın başında dünya, Ortadoğu ve Türkiye
  Nükleer silah deposu siyonist rejim bölge
halklarını tehdit ediyor!
  Filistin halkı kazanacak!
  Somali’ye saldırı emrini ABD emperyalizmi verdi
  Bağdat-Mogadişu
  Faşizmle hesaplaşmak kapitalizmle
hesaplaşmaktan geçiyor!
  Oaxaca’nın ruhu! -
Mumia Abu-Jamal
  Saddam’ın idamı ve düşündürdükleri -
M. Can Yüce
  2007’ye girerken
  Diyeti ödenmeyen
çalıntı bir hayatın rüyası -
H. Eylül
  Başka türlü bir tribün, başka türlü bir futbol:
LİVORNO CALCIO -
Cem Taylan
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Somali’ye saldırı emrini ABD emperyalizmi verdi

İnsan gücü dahil tüm zenginlikleri emperyalist güçler tarafından vahşice yağmalanan Afrika kıtasının halkları, onyıllardan beri açlık, salgın hastalık ve ölümün pençesinde kıvranmaktadır. Buna rağmen kıta halklarını rahat bırakmayan emperyalist güçler, sonu gelmez iç çatışma ve kabile savaşlarını da kışkırtmaktadır. Şu veya bu gerici güçle işbirliği yapan savaş ağaları ile kabile şefleri arasında sıkışıp kalan ezilen halklar ise, devrimci önderlikten yoksun olmanın da etkisiyle sürekli iki ateş arasında kalmaktadır. Etiyopya ordusunun Somali’yi işgali etmesi, bu kanlı döngüyü daha da karmaşık hale getirecektir.

Bush liderliğindeki savaş kundakçılarıyla işbirliği yapan gerici Etiyopya rejimi, yılın bitmesine iki gün kala Somali’nin büyük bir bölümünü denetimi altında tutan İslam Mahkemeleri Birliği’ne (UIC) karşı savaş ilan ettiğini açıkladı. ABD emperyalizminin dolaysız yönlendirmesiyle gündeme gelen bu savaş, sonu gelmez çatışmalara bir yenisini ekleyerek, Afrika’daki kan deryasını daha da derinleştirebilecek niteliktedir.

Çatışma gerici güçler arasında cereyan etmektedir. Bir tarafta savaş ağalarından oluşan CIA destekli TGF, öte yandan bu zorba güruha karşı çıkan, ancak siyasi çizgisini şeriat temeline oturtan UIC. 2006’nın Haziran ayına kadar devam eden çatışmalardan UIC galip çıkmış, başkent Mogadişu dahil Somali’nin büyük bir bölümünde denetimi sağlamıştı.

Çatışmaların bu şekilde sonuçlanması, emperyalist/siyonist güçlerle işbirlikçilerini fazlasıyla rahatsız etmişti. Tabii savaş çetesi, aynı günlerde karşı saldırı hazırlığına da başlamıştı. Hem savaşta yenilen, hem de işbaşında kaldıkları süre içinde halkın nefretini kazanan savaş ağaları, sonuç alıcı bir saldırı için yeterli değildi. Bu misyon, 12 milyon nüfuslu Somali’ye karşı, 75 milyon nüfuslu Amerikancı Etiyopya rejimine düştü. Neo-faşist çetenin önde gelen aktörlerinden, aynı zamanda Irak’taki sömürge valisi general John Abizaid 20 Haziran’da Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’ya bir ziyaret gerçekleştirerek suç ortaklarına gerekli talimatı vermişti. 4 Aralık’ta Addis Ababa’ya ikinci ziyaretini gerçekleştiren savaş kundakçısı generalin, işgalin ayrıntılı planlarıyla birlikte saldırı emrini de verdiğinden kuşku duyulmamaktadır.

Bush yönetimi, “terörizme karşı mücadele” kisvesi altında ABD ile işbirliği yapan Etiyopya rejimine 2002 yılından beri önemli miktarda askeri “yardım” vermektedir. Ek olarak Amerikan ordusu, kirli savaş yöntemleri de dahil olmak üzere, Etiyopya ordusunun özel birliklerini çok yönlü eğitimden geçiriyordu. Somali’yi işgal eden bu birlikler, aynı zamanda Amerikan uydularından sağlanan istihbaratın da katkısını almış, ağır silahlar, tank ve savaş uçakları kullanarak, UIC güçlerini kısa sürede yenilgiye uğratabilmiştir.

Somali’yi kısa sürede işgal edenler, gerçekte savaş ağaları-Etiyopya ordusu-ABD ordusu koalisyonundan oluşuyor. ABD uçakları köyleri bombalamakta, Amerikan Deniz Kuvvetlerine bağlı birlikler Somali sahilinde devriye gezmektedir.

UIC güçlerinin kolay yenilgisinin tek nedeni, Etiyopya lehine olan askeri güç dengesizliği değildir. Kitle desteğini belli ölçüde yitirmiş olmaları da yenilginin önemli etkenlerindendir. UIC güçleri Mogadişu’ya girdikleri zaman, savaş ağalarının zorbalığından bıkan halk tarafından coşkuyla karşılanmıştı. Ancak bir takım şeriat uygulamaları, kısa sürede kitle desteğinin erimeye başlamasına neden oldu. Örneğin uyarıcı olduğu için, çiğnenen bir tür yaprak olan “khat” yasaklandı. Khat satan kadınların sokağa çıkmaları engellendi. Oysa bu yaprak, bazı Afrika ülkelerinde ekonomik-sosyal hayatın ayrılmaz bir parçasıdır. Futbol maçlarını yasaklayan UIC, şeriata göre oynattıkları filmler “pornografik” kabul edilen sinemaları da kapattı.

Kitle desteğini yitirmenin de etkisiyle alınan kolay yenilgiden sonra, ülkenin işgal altında olduğunu açıklayan UIC liderlerinin, hem Etiyopya ordusuna karşı savaşacaklarını, hem de işgalcileri davet eden CIA destekli savaş ağalarının kurduğu geçici hükümetle görüşmeye hazır olduklarını söyleyebildiler. UIC, geçici hükümetle görüşmeyi, sadece Etiyopya ordusunun Somali’den çekilmesi şartına bağlıyor.

ABD önderliğindeki saldırganlar Somali’de “kolay zafer” kazanmış görünüyor. Ancak bu görüntü yanıltıcıdır. Zira Irak işgali de “kolay zafer” sanılmıştı. Oysa gelinen yerde emperyalist orduların başındaki generaller bile, Irak’ta derin bir bataklığa saplandıklarını itiraf ediyorlar. ‘90’lı yıllarda aralarında Türk ordusu birliklerinin de bulunduğu işgalci güçleri kovan Somali halkının da, bu işgale karşı meşru direnme hakkını kullanacağına kuşku yoktur.


Venezüella’da yeni kamulaştırma planları

Aralık ayında yapılan seçimlerle başkanlık süresini 6 yıl daha garantileyen Hugo Chavez, yeni yıla kamulaştırma çalışmalarını genişletme planıyla giriş yaptı.

Chavez, televizyondan yayınlanan konuşmasında, elektrik ve telekomünikasyon şirketlerini kamulaştırmayı planladığını açıkladı. Bu sektörlerin tümünün çok önemli ve stratejik olduğunu ifade eden Chavez, elektrik gibi özelleştirilen sektörlerin millileştirilmesi gerektiğini vurguladı.

“Halk, stratejik sektörlerin mülkiyetini yeniden elde etmeli” diyen Chavez, telekomünikasyon şirketi CAN-TV’nin de millileştirilmesi gerektiğini söyledi.

Telekomünikasyon, elektrik gibi sermaye açsından rantı yüksek sektörlerin kamulaştırılması, Venezüella burjuvazisinin başını çektiği gerici cephenin, Chavez ve Bolivarcı yönetime daha da diş bilemesine neden olacaktır.


Somali: ABD tarafından
yönlendirilen savaş!

Etiyopya hükümeti Somali’nin büyük kesimini denetlemekte olan İslamcı Mahkemeler Birliği’ne (UİC) savaş ilan etti. Etiyopya’nın müttefiki olan geçici hükümet, 2004 yılında Kenya’da gerçekleştirilen konferansta dönemin önde gelen aşiret reislerinden oluşturulan bir birlikteliktir. TFG, Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği tarafından başından beri yasal olarak tanınmıştır. Ancak hükümet ilk günden bu yana iç anlaşmazlıklar yaşamaktadır.

UİC Haziran 2006’da başkent Mogadişu’da, CİA tarafından gerek maddi gerekse danışmanlık desteği gören, savaş ağalarından oluşan koalisyona karşı başarı elde etmişti. Haziran ayının 20’sinde general John Abizaid Etiyopya’nın başkenti Addis Abeba’ya bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaretin ardından Etiyopya komşu ülke Somali’ye Baidoa çevresine konuşlandırmak üzere binlerce asker sevk etmeğe başladı. Bazı kaynaklar savaş ilan edilmeden önce 10 binin üzerinde Etiyopya askerinin bölgede bulunduğunu, UİC ise bu rakamın 30 bin civarında olduğunu söylemektedir.

Etiyopya uzun süreden beri ABD ile işbirliği içerisindedir. Ülke, nüfusun çoğunluğunu Müslümanların oluşturmasına rağmen Hıristiyan azınlık tarafından otoriter bir şekilde yönetilmektedir. ABD “terörizme karşı mücadele” çerçevesinde 2002 yılından beri Etiyopya’ya daha fazla askeri yardım sunmaktadır.

Etiyopya’nın askeri açıdan Somali’den üstün olduğu bilinen bir gerçektir. Diğer taraftan Etiyopya Somali’lerin büyük çoğunluğunun nefretini kazanmış bir ülkedir. Etiyopya’nın bu saldırısının UİC karşıtı radikal dinci kesimi de ulusal bağımsızlık mücadelesi çerçevesinde bir araya getirmesi olasılığı büyüktür. Bu da Etiyopya ordusunun ülkeyi işgal altında tutmasını neredeyse imkansız kılacaktır.