Kızıl Bayrak'tan...
2006’yı sermaye ve devletinin yoğun saldırıları altında geçiren işçi sınıfını, emekçi kitleleri ve devrimci hareketi, yeni yılda da kapsamlı ve yoğun saldırı dalgasının beklediği açıktır.
Sermaye sınıfının ve devletinin saldırı programları çoktan hazırdır. Bu program çerçevesinde onlar, geçtiğimiz yılın özellikle son aylarını, devrimci harekete ve demokratik kurumlarına yönelik azgın saldırılarla tamamladılar. Bu bir yönüyle kitlelere yönelik saldırılar için zemin düzlemek, bu saldırılara karşı kitleleri silahsızlandırmak anlamına geliyordu. Akılları sıra devrimci yayınları susturacak, kurumları tasfiye edecek, işçi sınıfı ve emekçi kitleleri saldırıları karşısında savunmasız bırakarak çaresizleştirecekti.
Sermaye devletinin bu saldırılarda hedeflediği amaçlara ulaşamadığı, devrimci hareketin toplu refleksi sayesinde buna imkan bulamadığı biliniyor. Saldırılar sürmekle birlikte ilk yoğunluğu püskürtülmüştür. Devrimci yayınların ve demokratik kurumların faaliyetlerini hiçbir zaafa uğramadan sürdürdükleri de ortada. Bu çok önemli, çünkü bu yayınlara, bu kurumlara, bu faaliyete sınıfın ve kitlelerin önümüzdeki süreçte çok daha fazla ihtiyacı olacak.
Türk sermayesi ve devleti, sadece içeride, işçi sınıfı ve emekçi halklara yönelik saldırılarla yetinmeye niyetli olmadığını, emperyalizmin Ortadoğu’da yaktığı ateşe dalmaya dünden hevesli olduğunu her fırsatta ortaya koymaktadır. Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkları engel olmadığı sürece de bu heveslerini gerçekleştirecekleri bilinmelidir. Fakat onların bu hevesi, işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin yıkımı olmadan gerçekleşemez. İşçi ve emekçi gençleri cepheye sürmeden savaşa giremezler, Musul-Kerkük hayalleri peşinde koşturamazlar.
Ülkeye ve onun gerçek sahibi işçi sınıfı ve emekçi halklara ihanetle eş değerdeki bu planları bozmak, komşu halklarla emperyalizme karşı dayanışmayı büyütmek, emperyalist-kapitalist saldırıları püskürtmek, önümüzdeki dönemin temel görevi durumundadır. Bunun içinse işçi sınıfı ve emekçilerin toplu direnişini örebilmek gerekiyor. Türkiye devrimci hareketi böyle kapsamlı bir görev için el birliği yapmaya artık daha fazla hazır olduğunu, geçtiğimiz yılın pek çok gelişmesinde ortaya koymuş bulunuyor. Devrimci dayanışmanın önemini kendine yönelik saldırılar sürecinde daha iyi kavramış olan devrimci hareket, bu saldırılar sırasında ortaya koyduğu dayanışma refleksi ve birlikte hareket kapasitesini, işçi sınıfı ve emekçi kitlelere, komşu halklara yönelik saldırılara karşı direnişin örülmesi ihtiyacı karşısında da fazlasıyla göstermek zorundadır. Bu, sermayenin saldırı programlarına karşı devrimcilerin birleşik, ortak bir mücadele programını zaman geçirmeden çıkarması anlamına gelmektedir.
* * *
F tiplerindeki tecrite ve işkenceye karşı Taksim Tramvay durağında devam eden Cumartesi eylemleri bu hafta da gerçekleşecek. Eylem saat 16:00’da “Tecriti kaldırın! Ölümlerin durdurun!” şiarıyla yapılacak. Tüm duyarlı kesimlerin bu eylemlere katılması yönünde çaba gösterilmelidir.
* * *
2007’nin bu ilk sayısında geçen yıla ilişkin kimi değerlendirmelerimizi yayımlamış bulunuyoruz. Bunların yayınına önümüzdeki sayılarda da devam edeceğiz. Bu çerçevede okurlarımızın özgün değerlendirmelerine de yer verebiliriz.
Yeni bir yılda yeni umutlar ve başarılı bir mücadele dileğiyle... |