12 Ocak 2007 Sayı: 2007/01(01)

  Kızıl Bayrak'tan
   Topyekûn saldırılara karşı direniş yılı!
  Saldırılara karşı
birleşik devrimci direniş!..
  2006 yılında sınıf hareketi
  2006 emperyalist/siyonist güçlerin Irak’ta bataklığa saplandıklarının resmen tescil edildiği yıl oldu!
Üçlü “Şer mihveri” komşu halklara karşı hazırlanıyor!
Asgari ücret kimin meselesi? - Yüksel Akkaya
Hava-İş Örgütlenme ve Eğitim Uzmanı Munzur Pekgüleç ile asgari ücret üzerine konuştuk...
 Özel güvenlik şirketleri
  Yeni bir yılın başında dünya, Ortadoğu ve Türkiye
  Nükleer silah deposu siyonist rejim bölge
halklarını tehdit ediyor!
  Filistin halkı kazanacak!
  Somali’ye saldırı emrini ABD emperyalizmi verdi
  Bağdat-Mogadişu
  Faşizmle hesaplaşmak kapitalizmle
hesaplaşmaktan geçiyor!
  Oaxaca’nın ruhu! -
Mumia Abu-Jamal
  Saddam’ın idamı ve düşündürdükleri -
M. Can Yüce
  2007’ye girerken
  Diyeti ödenmeyen
çalıntı bir hayatın rüyası -
H. Eylül
  Başka türlü bir tribün, başka türlü bir futbol:
LİVORNO CALCIO -
Cem Taylan
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Filistin’de iç çatışmalar tırmandırılıyor!

Direnme kararlılığı siyonist işgali
hedef almalıdır!

El Fetih’le Hamas’ın çatışmaları sona erdirmek için anlaşmaya vardığı yönünde açıklamalar yapılsa da bir türlü çatışmalara son verilememiş, ortam giderek gerilmiştir. Olayların bir diğer rahatsız edici yönü ise, İsrail işgali ve saldırganlığı devam ederken, Filistinli örgütlerin birbiriyle uğraşarak direnişin enerjisini heba etmeleridir.

El Fetih’in 42. kuruluş yıldönümü kutlamalarının, Hamas’ın kalesi kabul edilen Gazze Şeridi’nde gövde gösterisine dönüştürülmesi, aynı günlerde Filistin Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas’ın Hamas hükümetine bağlı İçişleri Bakanlığı polis gücünü “yasadışı” ilan etmesi ortamın daha da gerilmesine yol açtı. Kuruluş yıldönümü kutlamalarında yapılan bazı konuşmalar ise, ateşe körükle gitme anlamına gelen ifadeler içeriyordu.

Gazze şehrindeki Yarmuk Stadyumu’nda yapılan kutlamalarda en kışkırtıcı konuşmayı yapan kişinin Muhammed Dahlan olması dikkat çekti. “Oslo Barışı”nın ardından kurulan Filistin Özerk Yönetimi’nin eski polis şeflerinden olan Dahlan, CIA yetiştirmelerinden biridir. O dönemden işkence vakaları ve yolsuzluklarla adı lekeli olan bu kişi halen El Fetih güvenlik şefi ve milletvekilidir. Bir süredir pek öne çıkmayan eski polis şefinin adı, başbakan İsmail Haniye’ye karşı girişilen saldırının planlayıcısı olarak öne çıktı.

Stadyumda toplanan kitleye seslenen Muhammed Dahlan, Hamas liderlerini kastederek “Silahlarımızdan uzak olduklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar” türünden ifadeler kullanarak çatışmaları körükleme niyetini ortaya koymuştur. Son günlerde çatışmaların Gazze Şeridi’nden Batı Şeria’ya taşması, her iki tarafın peşpeşe saldırılar düzenlemesi, bazı El Fetih liderlerinin bu utanç verici tutumundan bağımsız değildir.

Mahmut Abbas liderliğindeki güçlere destek veren ABD-İsrail ikilisi ile gerici Arap rejimlerinden oluşan cephe, bir yandan Hamas şahsında Filistin direnişinin tasfiyesi yönünde çaba harcıyor, öte yandan Amerikan işbirlikçisi bir hükümetin kurulması için de iç çatışmaları kışkırtıyor. Bu kirli plan çerçevesinde Mahmut Abbas ekibine önemli miktarda mali kaynak aktaran gerici cephenin, bir süre önce Mısır üzerinden silah sevk ettiği de açıklanmıştı. Son günlerde çatışmaların yayılmasında, emperyalist/siyonist güçlerden destek alan El Fetih liderliğindeki bir takım soysuzların özel bir rol oynadığına kuşku yoktur.

Direnişçi çizgisini korumakla birlikte İslami temellere dayanan programından dolayı halkı birleştirme yeteneğinden yoksun olan Hamas da iç çatışmaların aktif taraflarından biridir. Hamas liderlerinin, “iç savaş Filistin halkının ‘kırmızı çizgiler’idir. Bu çizgilerin aşılmasına izin vermeyeceğiz” şeklindeki ifadelerine rağmen, çatışmalarda ölenlerin neredeyse üçte ikisinin El Fetih taraftarlarından oluştuğu belirtiliyor. El Fetih’le iktidarı paylaşmak için ulusal birlik hükümetinin kurulmasını kabul eden Hamas iç çatışma istemediğini ortaya koysa da, Filistin’den yansıyanlar, bu yönde ilkesel bir tutum almaktan uzak olduğuna işaret etmektedir.

Emperyalist/siyonist güçlerin vahşi ablukası altında olan bir halkın örgütlü kesimlerinin düşmanla değil de birbiriyle çatışması son derece trajiktir. Her şeye rağmen bu tablodaki olumlu gelişme, El Fetih’e bağlı El Aksa Şehitleri Tugayı dahil beş direnişçi örgütün, Mahmut Abbas’ın İçişleri Bakanlığına bağlı polis gücünü yasadışı ilan etmesine, ortak bir açıklamaya yaparak karşı çıkmasıdır.

Gazze’de basın toplantısı düzenleyen örgütler, kimsenin İçişleri Bakanlığı polis gücünü dağıtamayacağı, kendilerinin de polis gücünü koruyacağı mesajını verdi. Diğer bir olumlu gelişme ise, El-Aksa Şehitleri Tugayı askeri sözcüsü Ebu Nizar’ın, basın toplantısında yaptığı konuşmada El-Fetih’in Güvenlik Şefi Muhammed Dahlan’ı Ürdün Kralı’ndan ve Amerika’dan para almakla suçlamasıdır. Bu açıklama, El Fetih’teki direnişçi kesimlerin, iç çatışmaları kışkırtan Dahlan çizgisinde olmadıklarını göstermesi açısında önemlidir.

Filistin’deki çatışma kuşkusuz ki sınıfsal bir temele dayanıyor. Emperyalist/siyonist güçlerden yardım alan, Filistin halkını boğmak isteyen bu cellât takımından medet umacak kadar soysuzlaşan güçlerin Filistin burjuvazisinin temsilcileri olduğuna kuşku yoktur. Filistin direnişi devrimci bir önderliğe kavuştuğunda, sadece Yahudi burjuvazisiyle değil, bu düşkün azınlıkla da hesaplaşmasını bilecektir.



Filistin’de emperyalizmin ve siyonizmin yararına politik iktidar savaşımı

Filistin’in bugün Filistinliler tarafından yönetilen bölgelerinde düşük yoğunluklu bir iç savaş yaşanıyor. Devlet iktidarı için savaşım yürüten Filistinli politik güçler arasındaki çelişkilerin giderek keskinleştiği ortada. Ne var ki, devlet başkanı Mahmud Abbas’ın temsil ettiği El Fetih ile Başbakan İsmail Hanya’nın temsil ettiği Hamas (Harakat al-Muqawama al-Islamiyya) arasındaki politik iktidar savaşımı yalnızca iç etmenlerin bir ürünü değil. Emperyalizm, özellikle de ABD emperyalizmi ve siyonizm de başrol oyuncuları olarak sahnededirler. Onlar, Filistin’deki iç savaşı yoğunlaştırma ve genişletme politikası izliyorlar. Bunu, Genişletilmiş Ortadoğu İnisiyatifi adını taşıyan ve Ortadoğu dedikleri bölgeyi politik-ekonomik ve kültürel olarak yeniden yapılandırmayı amaçlayan emperyalist projelerini gerçekleştirmenin bir gereği olarak da yapıyorlar.

Hamas’ın 25 Ocak ‘06 tarihinde Filistin parlamentosu için yapılan seçimleri kazanması (Hamas 132 sandalyenin 76’sını kazanırken, Filistin yönetiminin kilit noktalarını, yani politik iktidarı elinde tutan El Fetih ise yalnızca 43 sandalye kazandı) ve hükümeti kurmasından bu yana, emperyalist devletler, siyonist İsrail devleti ve Mahmud Abbas’ın temsil ettiği El Fetih Hamas hükümetini yıkmak için elbirliğiyle çalıştılar. Sürekli olarak parlamenter demokrasinin erdemlerinden söz eden ve dışsatım malları arasına demokrasilerini de katan emperyalist güçler, seçimleri kazanarak hükümet kurmuş ve Filistinli kitleler arasında kök salmış bir politik-toplumsal örgütü seçimle kazandığı mevzilerden uzaklaştırmak için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Emperyalizmin, diğer şeylerin yanı sıra, ikiyüzlülük demek olduğunun en çarpıcı kanıtlarından biridir bu.

Emperyalistler, kendileri tarafından da demokratik koşullarda yapıldığı kabul edilen seçimleri kazanmış Hamas’a karşı, siyonist İsrail devletinin varlığını tanımadığı ve Filistin’in bu haydut devlet tarafından işgal edilmesi durumunu sona erdirmeyi amaçlayan askeri eylemlerine sona vermediği için Hamas hükümetine ambargo uyguladılar. Böyle yapmakla, zaten zor koşullar altında yaşamını sürdürmek zorunda kalan Filistin halkının yaşam koşullarının daha da kötüleşmesine neden oldular. Bu kadar değil. Böyle yapmakla, aynı zamanda Filistin’de varolan keskin iç çelişkileri daha keskinleştirme ve iç savaşı kışkırtma politikası izlediler. Ve, yine böyle yapmakla kendileriyle değişen derecelerde işbirliği yapan Mahmud Abbas’ın temsil ettiği politik güçlerin elini güçlendirdiler. İç savaşın hem kışkırtıcısı hem de bir tarafı oldular. Kimi yayın organlarında yer alan haberler doğruysa, ABD Devlet Başkanı Bush’un, Mahmud Abbas’ı, dolayısıyla El Fetih’i askeri olarak desteklemek amacıyla, 5 Ocak günü ABD Kongresi’ne 83 milyon dolarlık yardım başvurusu yapması bunun bir kanıtıdır.

Hamas anti-emperyalist bir örgüt değildir

Hamas hakkında da birkaç söz. Hamas anti-emperyalist bir örgüt değildir. Sosyal, kültürel ve politik anlamda, sözcüğün geniş anlamıyla, ilerici değildir. O, terörist eylem biçimleri de kullanmasına karşın terörist bir örgüt de değildir. Hamas, İran gibi gerici bölgesel güçlerle işbirliği yapan, politik İslamcı gerici bir örgüttür. Onun ideolojik-politik kimliği budur. Ama, o, aynı zamanda, özellikle Gazze Şeridi’nde geniş bir kitle desteğine sahip olan ve geniş bir sosyal hizmetler ağını (okullar, yetimhaneler, sağlık klinikleri, genel mutfaklar vb.) yöneten kitlesel bir politik-toplumsal örgüttür de. Filistin’de yaşananlar çözümlenir ve değerlendirilirken bu öğelerin de hesaba katılması gerekiyor.

A. H. Yalaz