22 Aralık 2006 Sayı: 2006/50 (50)
  Kızıl Bayrak'tan
   Seçimler, rant kavgası ve işçi sınıfını bekleyen seçim...
  İşçi-memur elele, mücadeleye!
  Anayasa Mahkemesi GSS Yasası’nı sadece “kamu görevlileri” yönünden iptal etti…
  Cevahir’deki işkence açığa çıktı, ya diğerleri!..
Porno operasyonlarının asıl hedefi devrimci faaliyettir...
Asgari ücret mi, askeri ücret mi? - Yüksel Akkaya
Gençlikten...
 Erdal Eren anmalarından...
  6. ayında günlük Kızıl Bayrak sitesi...
  19 Aralık katliamı unutulmadı, unutulmayacak!
  Emperyalist/siyonist güçler Filistin’de iç savaşı kışkırtıyor!..
  İran: Emperyalistler arası çekişme arenası
  “Yeni” sendikal anlayış ya da faşist hareketin yeni tuzakları - Yüksel Akkaya
  Türk-İş Başkanı Salih Kılıç patronlarla boy gösteriyor!
  Haklarımızı kazanmak için ölümüne direnmeliyiz!
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

 

Eğitim bu sistemde bir hak değil, bir ayrıcalık!

Aldığımız eğitim boyunca bize okutulan kitaplarda, verilen derslerde eğitimin temel hak olduğu sürekli tekrarlandı. “Eğitim, yaşamak gibi, sağlık gibi herkesin eşit olarak sahip olduğu bir haktır” diyorlardı. Fakat eğitim basamaklarını birer birer tırmanırken bu haktan yaralananların da birer birer azaldığına tanık olduk. Kimileri eğitim süreci bitmeden çalışmak için atölyelerin, fabrikaların, lokantaların, kuaförlerin yolunu tuttular. Bu şekilde fire vere vere devam ettik basamakları tırmanmaya.

Liseye geldiğimizde son büyük eleme süreci başladı. Hayatımızın amacı, herşeyin belirleyicisi oldu ÖSS. Eğitimimizi tamamlayabilmemiz için bu çarktan öğütülmeden geçebilmemiz gerekiyordu. Ya da öğütülerek, istedikleri insan modeline uymamız… Düşünmeyen, sorgulamayan, giyimleri birbirine benzeyen yozlaşmış kültürün içerisinde yetişen gençlik!

Bir yarıştır başladı. Hepimiz test kitaplarının içine, sorulara gömüldük, dış dünyayla bağlantımızı kestik. Sadece bir takım insanların istediği bilgileri içeren, her yönüyle tek taraflı ders kitaplarını hatmetmemiz istendi. Ömrümüzün en verimli yılları, ilgi alanımızın dışındaki bilgileri öğrenerek geçiyor. Çünkü bizim bir şeylerin farkına varmamız istenmiyor. Tıpkı şu an televizyonlardaki programlardaki gibi her şey güllük gülistanlık gösteriliyor. Zenginler, parababaları ceplerini şişirirken bizler uyutuluyoruz.

Üniversiteyi bitirenlerin birçoğu işsizler kervanına katılıyor. Öğrenci çok olunca sınavlar zorlaştırılıyor, ikinci, üçüncü sınavlar yapılıyor. Kontenjan bahaneleriyle insanların ceplerine göz dikenler emekçilerin neleri varsa soyup soğana çeviriyor. Kendini kaptıranlar en iyi dostlarını birer rakip görüyorlar bu düzende. Halbuki kendisinin de mağdur olduğunun farkında değil.

Bizler emeğe, alınterine saygı gösteren insanlar, birer asalak gibi üniversitenin sonuna kadar ailelerimize bağlı bırakılıyoruz. Eğitim bir insan hakkıdır demişlerdi. Ancak görüyoruz ki bu artık haktan çok ayrıcalık haline gelmiş. Bu ayrıcalığa sahip olabilmek için avuçlarla paralar döküyoruz dershanelere.

Hepimiz farkındayız. Bu düzen şu ana kadar hiçbir alternatif getirmedi. Bunu sürekli eğitim sistemi üzerinde yapılan değişikliklerden dahi anlayabiliriz. Eğitim sisteminin adaletsiz olduğu, meslek liselerine ÖSS’de büyük haksızlıklar yapıldığı söylenmekte. Hangi bölümü seçtiysek o alanda eğitim alabiliyoruz. Farklı bir alan seçmek istediğimizde de puanlarımız düşürülüyor. Tercih ettiği bölümün puanını tutturamayanlarımız, bir sene daha kaybetmemek için başka bölümleri tercih etmek zorunda kalabiliyor.

Ve biliyoruz ki yapmak istediklerimizi bu sistemde gerçekleştirebilmemiz pek mümkün değil. Bu sorunu aşmak için tek alternatifimiz emperyalist-kapitalist sistemden sosyalist bir sisteme geçmektir.

Dersane öğrencisi bir Kızıl Bayrak okuru


Trabzon’da nükleer santral karşıtı çalışma...

Çernobil faciasının sonuçlarını hala yaşayan kentlerden birisidir Trabzon. Kentte kanserden kaynaklanan ölümler çok fazla. Birçok insanın ya yakını kanserdir ya da kendisi bu hastalığa yakalanmıştır. Yıllar önce meydana gelen Çernobil faciasının etkileri hala sürerken Sinop’ta kurulmak istenen nükleer santral yeni faciaların habercisidir. Yeni facialar diyoruz, çünkü kapitalizm insana ve çevreye değer vermeyen, sadece kârı üzerine kurulu kokuşmuş bir sistemdir.

Trabzon’daki devrimciler olarak emperyalistlerin ve uşaklarının nükleer santral kurmak istemesinin gerçek nedenlerini anlatmak, nükleer santral karşıtı kamuoyu oluşturmak, en önemlisi de Sinop’ta veya herhangi bir yerde kurulacak olan nükleer santralleri durdurmak için “Nükleer Karşıtı Öğrenciler” adıyla kampanya başlattık. İlk önce anket çalışmasıyla başladık. Bir süre sonra anketin yerini imza çalışması aldı. İmzalar hem okulda hem de şehirde toplanmaya başlandı. İmza çalışması sırasında üniversitelerde ve dershanelerde bu konuda duyarlı öğrenciler kampanyanın bir parçası oldular. Şehir merkezinde imza toplarken insanların bu konuda tepkili olduklarını gördük. Fakat tepkileri Çernobil’den kaynaklı duygusal tepkilerdi.

Nükleer Karşıtı Öğrenciler olarak bu konuda duyarlı olan herkesle toplantı yapmaya başladık. Toplantıların ilki üniversitede, ikincisi Gençlik Evi’nde düzenlendi ve bazı kararlar alındı. Alınan kararlar; imza standının açılması, imzaların 23 Aralık Cumartesi günü saat 13.00’te basın açıklaması sonrası postaneden meclise gönderilmesi, mahallelerde tarama yapılması...

Bir hafta önce 6 gün boyunca Trabzon Meydan Parkı’nda açtığımız stand olumlu bir hava yarattı. Trabzon halkıyla 6 gün boyunca nükleer santral üzerine tartıştık. Yaptığımız ajitasyon konuşmaları ve dövizlerimizle kâr uğruna nükleer santral kuran kapitalist sistemi teşhir ettik. Standların açık kaldığı günler boyunca yerel basın yaptığımız çalışmayı destekledi. Özellikle Trabzon’da en çok okunan ve bilinen Karadeniz, Günebakış ve Taka gazeteleri kampanyaya yer verdi. Karadeniz gazetesinde tam sayfa röportajımız yayınlandı.

Bugüne kadar imza kampanyası çerçevesinde 4 bin imza toplandı. Bu hafta mahallerde imza toplamaya devam edeceğiz.

Kampanya çerçevesinde planladığımız herşeyi bugüne kadar gerçekleştirdik. Referandum ve etkinliklerle kampanyaya devam edeceğiz.

Ekim Gençliği/Trabzon


Cebeci’de faşist saldırılar
protesto edildi...

Ankara Üniversitesi Cebeci kampüsünde, 14 Aralık günü öğlen saatlerinde, geçtiğimiz günlerde üniversitelerde yaşanan faşist saldırıları protesto etmek amacıyla bir yürüyüş düzenlendi. Eğitim Bilimleri Fakültesinin kantininde saat 12.00’de alkış ve sloganlarla eylem başlatıldı. Kantin içerisinde faşistlerin saldırılarını teşhir eden küçük skeçler oynandı. Daha sonra sloganlarla eğitim fakültesinden çıkılarak yemekhaneye doğru yürüyüşe geçildi. Yaşanan olayları anlatan konuşmalar eşliğinde yine skeçler oynandı. Yemekhaneden çıkıldıktan sonra İletişim, Siyasal Bilgiler ve Hukuk Fakültelerine gidildi. İletişim Fakültesinden çıkışta başta 40-50 olan öğrenci sayısı 80’i buldu. Eylem Hukuk Fakültesinde sonlandırıldı.

Cebeci Ekim Gençliği


ÇÜ’de soruşturma terörü cezalarla sürüyor...

“Soruşturmalar, gözaltılar, baskılar bizi yıldıramaz!”

Çukurova Üniversitesi’nde üniversitenin resmi açılış şenliğine katılmak isteyen ve “görevli öğrenci” olmadığı gerekçesi ile gözaltına alınan bir arkadaşımız, okul yönetiminin açmış olduğu soruşturmadan bir ay ceza aldı. Ceza vize tarihlerine denk düşecek şekilde yürürlüğe sokulmuş bulunuyor.

Öte yandan, geçtiğimiz aylarda yemekhane zamlarına karşı boykot yapan öğrencilere çevik kuvvet saldırmış, birçok öğrenci gözaltına alınmıştı. Üniversite rektörlüğü boykottan gözaltına alınan 15 kişiye soruşturma açmış, ayrıca bu öğrenciler hakkında gösteri ve toplantı kanununa karşı çıkmaktan dava açılmıştı. Dün görülen davada öğrenciler suçlamalara karşı “demokratik hakkım olan yemekhane zamlarına karşı boykot yapıyordum” şeklinde savunma yaptılar. Mahkeme 22 Şubat’a ertelendi.

Ekim Gençliği Çukurova Üniversitesi


AÜ Yunusemre Yurdu öğrencilerinden eylem...

“Barınma hakkımız engellenemez!”

14 Aralık günü Anadolu Üniversitesi Yunusemre Kampüsü Yunusemre yurdu önünde, kantindeki yemek fiyatlarını, yemeklerin sağlıksız oluşunu, barınma sorununu ve yurtlardaki baskı koşullarını teşhir eden bir basın açıklaması gerçekleştirildi. “İnsanca yaşamak insanca barınmak istiyoruz!” pankartının açıldığı eylemde talepler dile getirildi.

Açıklamanın ardından bir süredir biriktirilen yemek fişleri yere atılarak sıralanan talepler karşılanana kadar yurt yemekhanelerinin boykot edileceği açıklandı. Yaklaşık 350 öğrencinin katıldığı basın açıklamasında “Canımızı sıkmayın, insanız unutmayın!”, “Öğrenciyiz haklıyız kazanacağız!”, “İnsanca barınmak istiyoruz!”, “İnsanca beslenmek istiyoruz!”, “Yurtkur amca, fişimize karışma!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganları atıldı.

Ekim Gençliği/Eskişehir