22 Aralık 2006 Sayı: 2006/50 (50)
  Kızıl Bayrak'tan
   Seçimler, rant kavgası ve işçi sınıfını bekleyen seçim...
  İşçi-memur elele, mücadeleye!
  Anayasa Mahkemesi GSS Yasası’nı sadece “kamu görevlileri” yönünden iptal etti…
  Cevahir’deki işkence açığa çıktı, ya diğerleri!..
Porno operasyonlarının asıl hedefi devrimci faaliyettir...
Asgari ücret mi, askeri ücret mi? - Yüksel Akkaya
Gençlikten...
 Erdal Eren anmalarından...
  6. ayında günlük Kızıl Bayrak sitesi...
  19 Aralık katliamı unutulmadı, unutulmayacak!
  Emperyalist/siyonist güçler Filistin’de iç savaşı kışkırtıyor!..
  İran: Emperyalistler arası çekişme arenası
  “Yeni” sendikal anlayış ya da faşist hareketin yeni tuzakları - Yüksel Akkaya
  Türk-İş Başkanı Salih Kılıç patronlarla boy gösteriyor!
  Haklarımızı kazanmak için ölümüne direnmeliyiz!
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

 

Binlerce kamu emekçisi iş bırakarak alanlara çıktı!


İstanbul: “Sefalete teslim olmayacağız!”

KESK, TMMOB ve TTB, 2007 bütçesine ilişkin 13 Kasım-1 Aralık tarihleri arasında refandum düzenlemiş, bu referandumda bütçeye yüzde 92.1 hayır oyu çıkmıştı.

AKP’nin İMF’den aldığı direktiflerle meclise taşıyacağı 2007 bütçesini protesto etmek için, KESK 14 Aralık günü “İnsanca yaşam için hizmet üretmiyoruz!” sloganı ile bir gün iş bırakarak Saraçhane’de bir eylem gerçekleştirdi. TMMOB, TTB ve DİSK’in de katılarak destek verdiği eyleme yaklaşık 3 bin emekçi katıldı.

İki ayrı koldan yüreyen kamu emekçileri, yürüyüş boyunca, “İMF’ye değil emekçiye bütçe!”, “Sağlık haktır, satılamaz!”, “Sefalete teslim olmayacağız!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganlarını attılar.

Sendika şubelerinin Saraçhane Meydanı’na gelmesi ile birlikte KESK Şubeler Platformu dönem sözcüsü Dursun Yıldız basın açıklamasını okudu. Ardından KESK MYK Üyesi Sevgi Göğçe, DİSK Genel Sekreteri Musa Çam, İstanbul Tabib Odası Genel Sekreteri Hüseyin Demirdizen ve TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Yeşil birer konuşma yaptı. Eylem söylenen türkülerin ardından son buldu.

Sınıf devrimcileri eylemde çeşitli taleplerin dile getirildiği dövizler açtılar. Sosyalist Kamu Emekçileri, Kamu Emekçileri Bülteni’nin Aralık sayısını alanda dağıttılar.

Kızıl Bayrak/İstanbul


Ankara: Kamu emekçileri “talan bütçesine hayır” dedi!

KESK’in 14 Aralık iş bırakma eylemi Ankara’da üç koldan yürüyüşle başladı. Numune Hastesi’nin bahçesinde basın açıklaması yapan kitle, Gençlik Parkı’na yürüdü. Burada emekçilerin önü polis barikatıyla kesildi. “Emekçiye değil çetelere barikat!” sloganıyla polisin bu tutumu protesto edildi. Burada bir saat beklendikten sonra sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçildi. Yürüyüş esnasında “Parasız eğitim, parasız sağlık!”, “Sağlıkta yıkımı durduralım!”, “IMF’ye değil sağlığa bütçe!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganları sıklıkla attı. Bir diğer kol ise Emekli Sandığı önünden yürüyüşe başladı. Bu kolda BES’liler, sloganlarla ve pankartlarıyla coşkulu bir şekilde Yüksel Caddesi üzerinden Ziya Gökalp Caddesi’ne yürüdüler. Eylemin üçüncü kolu ise Eğitim-Sen 1 No’lu Şubesi önünde toplandı. Burada polis kamu emekçilerini ablukaya aldı. Emekçilerin kararlı tutumuyla abluka kaldırıldı. Diğer kolların katılımı ile yol trafiğe kapatıldı.

Alanda “Parasız eğitim, parasız sağlık!”, “Sağlıkta yıkımı durduralım!”, “IMF’ye değil sağlığa bütçe!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!’, “Direne direne kazanacağız!”, “İnsanca yaşam istiyoruz!”, “Sadaka değil toplu sözleşme!”, “İşçi-memur el ele genel greve!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları coşkuyla atıldı.

Alanda ilk olarak TTB adına bir konuşma yapıldı ve sağlıktaki neoliberal dönüşümlere değinildi. Ardından DİSK adına konuşan Genel-İş Başkanı Mahmut Seren ortak mücadeleye vurgu yaptı. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancıdan sonra KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul konuştu. 2007 bütçesinin halkın çıkarlarına göre değil fakat IMF’nin isteklerine göre hazırlandığını ifade etti. Bu eylemin uyarı eylemi olduğunu, talepler dikkate alınmadığı takdirde eylemlerin devam edeceğini vurgulayarak konuşmasını bitirdi. Eyleme DİSK, TMMOB ve TTB de katılarak destek verdi. Eyleme yaklaşk 1200 emekçi katıldı.

Sınıf devrimcileri asgari ücret çalışmasını eylem alanına taşıyarak, “İnsanca yaşamaya yetecek asgari ücret’ için imza topladılar ve İşçiden İşçiye Bülteni’nin dağıtımını yaptılar.

Kızıl Bayrak/Ankara


İzmir: “Geleceğimize sahip çıkıyoruz!”

KESK üyesi kamu emekçileri iş bırakarak alanlara çıktılar. TİS ve grev hakkı, çalışma yaşamının demokratikleştirilmesi, iş güvenceli istihdam, insanca yaşanacak bir ücret, sağlık ve eğitime yeterli bütçe, herkese parasız, eşit, ulaşılabilir, nitelikli kamusal hizmet ve demokratik Türkiye talepleriyle hizmet üretiminden gelen güçlerini kullanan KESK üyesi kamu emekçileri, İzmir’de birkaç merkezi noktada eylem yaptılar.

Basmane meydanında saat 10:30’da bir araya gelen kamu emekçileri kortejler oluşturarak, “Grevli, toplu sözleşmeli sendika hakkımızı kullanacağız” pankartı arkasında Konak meydanına doğru yürüyüşe geçtiler. Ana caddede trafiğin akışını tek yönlü kesmek istemeyen emniyet güçleri kamu emekçilerinin kararlı tutumları sonucu bir süre sonra trafik akışının Konak yönünü kesmek zorunda kaldı. Bu şekilde bir süre yüründükten sonra Konak meydanına girildi. Basmane kolunu, Konak meydanında BES ve Eğitim-Sen 2 No’lu şube üyesi kamu emekçileri beklemekteydi. Kamu emekçileri alanda toplandığında kitlenin sayısı 8 bine ulaşmıştı.

Eğitim emekçilerinin ağırlıkta olduğu eylemde, uzun bir aradan sonra kamu emekçilerine coşkulu bir havanın hakim olması dikkat çekiyordu. Yürüyüş esnasında kortejlerin tamamında “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganının coşkuyla atılması da bu ruh halini göstermekteydi. Yine eylemde öne çıkan sloganlar “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Yaşasın iş, ekmek, özgürlük mücadelemiz!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”, “Katil ABD Ortadoğu’dan defol!” oldu. Eyleme bazı sendika şubeleri sendika isimlerinin yazılı olduğu pankartlarla katılırken, SES “Sağlık ocaklarımızı kapattırmayacağız!”; Haber-Sen “Toplu sözleşme hakkımız için hizmet üretmiyoruz G(ö)revdeyiz!”; Eğitim-Sen ise “Eğitim haktır satılamaz!” pankartlarıyla katıldı. Tek Gıda-iş üyesi Mey A.Ş. işçileri de “Yeni Rakı’da çalışan özelleştirme mağdurları” pankartıyla katıldı.

Eylemde BDSP tarafından, “Sefalet ücretini kabul etmiyoruz” bildirileri yaygın bir şekilde dağıtıldı.

Kızıl Bayrak/İzmir


Menemen’de basın açıklaması...

Menemen Öğretmenler Lokali önünden yürüyüşe geçen kamu emekçileri sloganlarla hükümet konağına kadar yürüdüler. Menemen Belediyesi işçileri de eyleme destek amacıyla hükümet konağının önünde hazır bulundular.

Eylemde “Toplu sözleşme hakkımız, grev silahımız!”, “İMF’ye değil eğitime, sağlığa bütçe!”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganları atıldı. Hükümet konağında yapılan basın açıklamasından sonra SES üyesi emekçilerin basın açıklamasına katılmak üzere Menemen Devlet Hastanesi’ne gidildi. Basın metninin okunmasının ardından eylem sona erdi. Hükümet konağında yapılan eyleme 200, hastane bahçesinde gerçekleştirilen eyleme ise yaklaşık 100 emekçi katıldı.

Kızıl Bayrak/Menemen


Adana: Kamu emekçilerinden coşkulu yürüyüş

Saat 11.00’de Adana Büyükşehir Belediyesi binası önünde biraraya gelen kamu emekçileri buradan yolu kısmen trafiğe kapatarak sloganlar eşliğinde Uğur Mumcu Meydanı’na yürüdüler. Kortejin başında KESK Şubeler Platformu pankartı, onun arkasında “Baskı sürgün ve cezalara son!”, “Sözleşmeli kölelik yasalarına hayır!”, “Eşit işe eşit ücret!” şiarlarının bulunduğu önlük ve flamalarıyla BES, Adana Tabip Odası ve SES pankartları yerini aldı. Balcalı Hastanesi’nde örgütlü Dev Sağlık-İş üyesi çalışanlar da “Genel sağlık sigortasına hayır!” şiarlı SES pankartı ve “Sağlıkta yıkımı durduralım!” yazılı önlükleriyle yerlerini aldılar.

SES’in ardından Eğitim-Sen Adana Şubesi yürüyüş kolunda yerini aldı. “İnsanca yaşam, TİS ve grev hakkı, çalışma yaşamının demokratikleştirilmesi, insanca yaşamaya yetecek bir ücret, sağlık ve eğitime yeterli bütçe istiyoruz!” pankartını taşıyan eğitim emekçileri, önlükleri ve bayraklarıyla alanın en kitlesel katılımını sağladılar. Kortejin sonunda ise ESM Adana Şube yürüdü.

Yürüyüş boyunca “Susma sustukça sıra sana gelecek!”, “Hasta hastane kapısında ölecek!”, “Sağlıkta yıkım ölüm demektir!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Suskun toplum istemiyoruz!”, “Savaşa değil emekçiye bütçe!” sloganlarını gür bir şekilde haykıran kamu emekçilerinin coşkusu çevrede bulunanları da etkiledi. Birçok yerde yoldan geçenler korteje alkışlarıyla destek verildi.


BTS’nin iş bırakma eylemine saldırı...

KESK’in iş yavaşlatma kararını kendi alanlarında iş bırakmaya dönüştüren BTS üyeleri Memur-Sen ve polisin saldırısına uğradılar. 13 Aralık gece saat 24.00’te iş bırakarak Adana Mersin arası trenlerin çalışmasını engelleyen BTS’lilere, açıklamanın yapılacağı alana yaklaştığı sırada, Memur-Sen’in de desteklediği polisler tarafından müdahale edildi. Bir treni hareket ettirmeyi başaran idare, polis ve Memur-Sen yönetimi kamu emekçileri tarafından alanda protesto edildi. Şube başkanları istasyon içinde eylemlerini sürdüren BTS’lilerin yanına giderek burada bir açıklama yaptılar. Ardından BTS’liler de alınarak eylem alanına dönüldü. Alanda SES Şube Başkanı Mehmet Antmen bir açıklama yaptı. Ardından KESK MYK Üyesi Kamuran Karaca basın açıklamasını okudu. Yaklaşık 500 kamu emekçisinin katıldığı eylem açıklamanın ardından halaylarla sona erdi.


Balcalı Hastanesi’nde iş bırakma eylemi...

KESK’in gerçekleştirdiği bir günlük iş bırakma eylemine Balcalı’da çalışan sağlık emekçileri de katıldılar. Saat 10:00’da poliklinikler girişinde toplanan sağlık emekçileri adına yapılan konuşmada hasta yakınlarına ve halka eylemin nedeni ve GSS anlatıldı. SES Şube Başkanı, SES, Dev Sağlık-İş ve ATO adına hazırlanan ortak basın metnini okudu. Eylemde “GSS geri çekilsin!”, “Susma sustukça sıra sana gelecek!”, “Sağlık hakkı satılamaz!”, “Sağlıkta yıkımı durduralım!” sloganları atıldı. Birçok hasta yakını ve çevrede bulunan halkın basın açıklamasına destek vermesi anlamlıydı. Eyleme 150 sağlık emekçisi katıldı.

Kızıl Bayrak/Adana

 

Eskişehir: “İMF’ye değil halk için bütçe!”

Saat 12:00’de KESK binası önünde toplanan kamu emekçileri Hamam Yolu’na bir yürüyüş gerçekleştirdi. Bir süre KESK binası önünde ajitasyon konuşmaları yapıldı ve slogan atıldı. Ardından taleplerin yazılı olduğu pankartın arkasında kortejler oluşturularak yürüyüşe geçildi. Yürüyüş esnasında sık sık konuşmalar yapıldı. Hamam Yolu’na gelindiğinde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Çeşitli sendikalar, odalar, devrimci kurumlar ve siyasi partilerin destek verdiği eyleme yaklaşık 170 kişi katıldı. Eylemde “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “İMF’ye değil halka bütçe!”, “Devlet güdümlü sendikaya hayır!”, “Parasız eğitim, parasız sağlık!”, “IMF elini halkın cebinden çek!” sloganları atıldı ve çeşitli dövizler taşındı.

Kızıl Bayrak/Eskişehir


Bursa: “Zafer direnen emekçinin olacak!”

Saat 11.00’de Ünlü Cadde’de toplanmaya başlayan KESK üyesi kamu emekçileri buradan Orhangazi Parkı’na kadar yürüyerek iş bırakma eylemi gerçekleştirdiler. Orhangazi Parkı yanında bulunan Ulu Cami’deki asker cenazesi nedeniyle yaklaşık iki saat bekleyen kamu emekçileri, burada alkış ve sloganlarla hükümeti protesto ettiler. Yürüyüş boyunca halka iş bırakma eylemi anlatılarak destek çağrısı yapıldı. Sevk alınarak yapılan iş bırakma eylemi son yılların Bursa’daki en kitlesel KESK eylemi oldu. Yaklaşık bin kamu emekçisinin katıldığı eylemde sık sık “İMF’ye değil halk için bütçe!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”’, “Sefalete teslim olmayacağız!” sloganları atıldı. Halaylarla eylem sona erdi.

Kızıl Bayrak/Bursa

 

Kırşehir’de iş bırakma eylemi

Kırşehir’de iş bırakma eylemi sevk eylemi olarak gerçekleşti. Eyleme yaklaşık 150 kişi katıldı. Saat 13.00’de yapılan basın açıklamasına ise 40 kişi katıldı. Basın açıklamasını Eğitim-Sen Kırşehir Şube Başkanı yaptı. Yapılan açıklamada; “KESK olarak; TİS ve grev hakkımız, çalışma yaşamının demokratikleşmesi, iş güvenceli istihdam, insanca yaşanacak bir ücret, sağlık ve eğitime yeterli bütçe, herkese parasız, eşit, ulaşılabilir, nitelikli kamusal hizmet ve demokratik Türkiye için yani insanca yaşam için bugün hizmet üretmedik. Bu taleplerle bugün alanlardayız.” denildi.

 

Antakya: “Genel grev, genel direniş!”

Antakya KESK Şubeler Platformu, 2007 bütçesi ve toplu görüşme süreci ile ilgili 14 Aralık günü saat 12:30 da, Ulus Alanı’nda iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Çeşitli merkezlerden kortejler oluşturarak sloganlar eşliğinde yürüyüş yapan kitlenin Ulus Alanı’nda buluşmasıyla basın açıklaması okundu. 400’ü aşkın kişinin katıldığı eylemde, “İMF ve savaşa değil eğitime, sağlığa, halka bütçe!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Genel grev genel direniş!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları sıkça atıldı. Eylemden sonra toplu halde sendika binasına gidildi ve saat 17:00’ye kadar oturuldu.

Kızıl Bayrak/Antakya


Kayseri: “İşçi-memur elele genel greve!”

Kayseri’de KESK’e bağlı şubeler tarafından Mimar Sinan Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirildi. KESK’in bir günlük iş bırakma eylemi nedeniyle yapmış olduğu açıklamaya yaklaşık 100 kişi katıldı. Kayseri’de iş bırakma, vizite eylemi biçiminde yapıldı. SES Şube Başkanı Orhan Karakaya tarafından okunan açıklamada, kamu emekçilerini yoksulluğa terk eden bütçenin geri çekilmesi için emekçilerin mücadele etmesi gerektiği dile getirildi. Eylem boyunca sık sık “İşçi-memur elele genel greve!” sloganı atıldı. Eyleme siyasi parti ve kitle örgütleri de destek verdi. Basın açıklaması halaylarla sona erdi.

Kızıl Bayrak/Kayseri


Zonguldak ve Ereğli’de KESK eylemleri...

Madenci Anıtı önünde toplanan yaklaşık 700 kamu emekçisi, Valilik binasına kadar sloganlar eşliğinde yürüdü ve bütçe görüşmelerini protesto etti. KESK dönem sözcüsü yaptğı konuşmayı, “Uyarılarımız dikkate alınmazsa, demokratik ve meşru yollardan eylemlerimizin devam edeceğinin bilinmesini isteriz” sözleriyle bitirdi.

Karadeniz Ereğli’de de Atatürk Anıtı önünde toplanan yaklaşık 200 kamu emekçisi basın açıklaması gerçekleştirdi. Eylem sarı balonların patlatılması ile sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak/Zonguldak


İzmir’de DİSK’ten asgari ücret açıklaması...

DİSK’in yürüttüğü asgari ücret kampanyası çerçevesinde 15 Aralık günü İzmir’de bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Konak Kemeraltı girişinde gerçekleştirilen eyleme yaklaşık 100 kişi katıldı.

DİSK Ege bölge temsilcisi Azad Fazla yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Sorun asgari ücretin en düşük kamu emekçisi ücretine mi, yoksa açlık sınırına mı yükseltileceği sorunu değildir. Sorun asgari ücretin insanları açlık ve yoksulluğa mahkum etmemesi için ısrarlı ve kararlı bir mücadele sürdürülmesidir. Hak almanın yeri göstermelik komisyonlar değil, alanlardır.”

Eylemde DİSK’in asgari ücret konulu bildirileri dağıtıldı. “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Sefalet ücretine hayır!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganlarının atıldığı eylem, asgari ücret çalışmalarının devam edeceği ifadesiyle sona erdi.

Kızıl Bayrak/İzmir


14 Aralık “iş bırakma” eyleminin gösterdikleri

14 Aralık iş bırakma eylemi kamu emekçileri hareketindeki iki temel zaafın yeniden görülmesine vesile oldu. Birincisi KESK’in içindeki parçalı yapının sürmesi, ikincisi KESK’in kamu emekçilerinin tümünü kapsayacak bir çalışma ve ön hazırlık sürecinden yoksun oluşu. En iyi haliyle kendi üyeleriyle sınırlı bir etkisinin olması.

İş bırakma nasıl gerçekleşti

Her ne kadar eylem iş bırakma olarak öngörülmüşse de fiiliyatta bu gerçekleşmemiştir. Kimi birimlerde gerçekleşen iş bırakmalar genele rengini vermemiştir. Eylem kitlesel basın açıklamaları biçiminde yapılmıştır ya da yapılabilmiştir. Bunun ardında hiç kuşkusuz pek çok etken yer almaktadır. Ancak bunlardan en önemlisi iş bırakmanın tek tek sendikalar bünyesinde yeterli karşılığı bulamamış olmasıdır.

Bilindiği üzere Kasım ayı süresince SES tarafından “Her şeyin başı sağlık; Sağlıkta yıkımı durduralım” adı altında bir kampanya örgütlenmiş, üç yürüyüş kolu üzerinden Ankara’ya ulaşılmıştır. Sınırlılıkları bir tarafa, kampanya süresince belirli bölgelerde (İzmir gibi) kitlesel mitingler düzenlenmiş, sağlık emekçileri kısmen de olsa sürecin parçası haline getirilmiştir. Bir ayı aşkın bir süreyi kapsayan böylesi bir kampanyanın ardından SES’in eyleme katılımının daha yüksek düzeyde olması beklenirdi, ancak tam tersi gerçekleşti. SES bünyesinde iş bırakma bir iki birimle sınırlı kalırken, basın açıklamalarına katılım da kitlesel düzeyde sağlanamamıştır. Bunlara eylem için özel bir çalışmanın, hazırlığın yapılmadığı eklenirse (örneğin merkezi hastanelerde eyleme bir hafta kala bile iş bırakma afişleri asılmamıştı), başından itibaren sendika tarafından iş bırakmanın öngörülmediği, bu söylemin sahiplenilmediği sonucuna varılmaktadır. SES için geçerli olan anlayış diğer sendikalar için de şu veya bu biçimde geçerlidir. Basın açıklamalarına kitleselliği ile damgasını vuran Eğitim-Sen sevk alma biçiminde iş bırakmaya katılım sağlamıştır. BES ancak maliye işkolunda kısmi olarak iş bırakmayı gerçekleştirebilmiştir.

Kamu hizmetlerinden bahsedilirken emekçilerin sözleşmeli, işçi, memur olarak bölümlendirilmesini, hatta memur statüsünde yer alanların mesleki statü farklılaştırmalarından dolayı bütünlüklü hareket edemediğini, halihazırda bunun yolunun açılmadığını göz önünde tutmak gerekiyor. Bu alandaki en büyük zorluk sağlık alanında yaşanmaktadır. Örneğin, sağlık işkolunda gerçekleşen eylemlerde Tabipler Birliğinin takındığı tutum belirleyici rol oynamaktadır. 14 Aralık eylemi Tabipler Birliğinin eylemi doğrudan sahiplenmediğini, örgütleyicisi olmadığını göstermiştir. Bu haliyle sağlık alanında örgütlü emekçiler kendi bünyelerinde dahi merkezi bir irade, müdahale biçimi belirleyememiştir. Ki iş bırakma eylemi, özellikle de sağlıkta, salt KESK’de örgütlü emekçiler üzerinden örgütlenemez.

Özetle, eylem sadece KESK’li emekçiler tarafından sahiplenilmiş, genel olarak kamu emekçilerinin dikkatini çekmiş olasına rağmen onları sürece dahil edememiştir. Bir başka deyişle Referandumda “hayır” diyen emekçiler eylemin katılımcısı olmamıştır. Bu durum, eylemlerin daha geniş bir çerçevede ele alınması ve tüm kamu emekçilerini sürece katıcı bir biçimde örgütlenmesi gerekliliğini yeniden göstermiştir.

Bunun anlamı hiç kuşkusuz gerici- kontra sendikalarla birlikte eylemi örgütlemek değildir. Bunun anlamı, bugün, halihazırda bu sendikalarda örgütlü yada örgütsüz ama saldırıların kendi yaşamında yarattığı tahribat nedeniyle rahatsızlık duyan emekçileri sürece katmanın yollarının bulunmasıdır. Kastedilen tabanda emekçilerin birliğini sağlamaktır, yoksa hiçbir biçimde yeri geldiğinde eylem kırıcılığı yapan kontra sendikalarla birlikte hareket etmek değildir.

Geçmişte KESK’in emekçilerin birliğini sağlama noktasında mesafe aldığı, bunu başardığı anlar olmuştur (11 Aralık iş bırakma eylemi gibi), bundan sonra da başarmaması için hiçbir neden bulunmamaktadır. Yeter ki işyerlerine dönük çalışmanın sürekliliği sağlanabilsin, işyerleri üzerinden emekçilerin birlikteliği ete-kemiğe büründürülsün.

Son olarak şunu belirtmek gerekiyor. Her ne kadar iş bırakma gerçekleşmemiş olsa da tüm illerde kitlesel ve coşkulu basın açıklamaları örgütlenmiştir. Bu durum gelecek açısından umut vericidir.

S. Doğan


İGSAŞ işçileri fabrikayı işgal etti!

Kocaeli’nin Körfez ilçesinde kurulu bulunan ve bir süre önce özelleştirilen İGSAŞ’ın kapısına 15 Aralık itibarıyla kilit vuruldu. 217 İGSAŞ işçisi fabrikanın kapatılmasına karşı fabrikaya kapandı.

Yıldız Entegre Grubu tarafından 2 yıl önce devletten satın alınan ve yaklaşık 8 ay önce üretimi durdurulan İGSAŞ’da, patronun kapatma kararı almasından sonra fabrika önünde eylemlerini sürdüren işçiler, sendika ile işveren arasındaki görüşmelerde olumlu sonuç çıkmaması üzerine eylemlerini fabrika içinde sürdürme kararı aldılar.

İşyerinden otomobilleriyle çıkan patronlarını alkışlarla protesto eden işçiler, daha sonra fabrika içindeki mekanik atölyesine giderek fabrikaya kapandılar.

Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, fabrika önünde yaptığı açıklamada, İGSAŞ’ın kapatılmasının özelleştirmenin bir sonucu olduğunu söyledi. Bugüne kadar özelleştirilen tesislerin yüzde 40’ının İGSAŞ gibi kapandığını veya başka ticari alanlara kaydığını belirten Öztaşkın, İGSAŞ’ı alan firmanın gübre üreticisi olmadığının, başka hizmetler için tesisin satın alındığının daha önceden bilindiğini dile getirdi. Patron tarafından zarar ettiği gerekçesiyle kapatılan İGSAŞ’ın Türkiye’nin tek üre fabrikası olduğuna dikkati çekerek, kapatma kararının, çalışanların dışında 600’e yakın bayii ile 300 bine yakın çiftçiyi ilgilendirdiğini belirtti.

Fabrika önünde yapılan eylemde konuşan Mustafa Öztaşkın şunları söyledi: “İki yıl önce AKP’nin özelleştirdiği İGSAŞ kapısına kilit vurdu. Kocaeli’nde kurulu olan ve 2004 yılında özelleştirilerek Yıldız Entegre firmasına satılan, Türkiye’nin tek üre üreticisi İGSAŞ Fabrikası bugün (15 Aralık) itibariyle kapısına kilit vurdu. İGSAŞ işvereni doğalgaz fiyatlarından kaynaklanan yüksek maliyeti gerekçe göstererek fabrikayı kapattı.”

“Türkiye’de özelleştirilen fabrikaların yüzde 40’ı kapatıldı. Ülkemiz tamamen ithalat ülkesi konumuna geldi. Gübre firmaları yüzde 60 oranında ithalat yapıyor. İGSAŞ Türkiye’nin tek ÜRE fabrikası, burası kapatılamaz. Burada çeşitli oyunların oynanmasına müsaade etmeyeceğiz. Kimse, 217 işçiyi çıkartıp, 3-4 ay sonra bu işçileri tekrar sendikasız olarak, düşük ücretle, sosyal hakları olmadan çalıştırma planları kurmasın. Buna müsaade etmeyeceğiz.”

“Gerekirse fabrikaya kapanacağız. Ne fabrikaya gelen araçları içeriye sokacağız, ne de limandan yük çıkarttıracağız. Ben kazanamıyorum diye işçileri mağdur etmeye kimsenin hakkı yok” diyen Öztaşkın, işverenin fabrikayı satın aldığı zaman iyi para kazandığını, bugün para kazanamıyorum diye faturayı işçiye kesemeyeceğini belirtti.


Balcalı’da sağlık emekçilerinden eylem...

“Taşeronu buradan süpüreceğiz!”

Adana Balcalı Üniversitesi Hastanesi’nde 20 Aralık günü yapılan ihaleyi “Tuğçe Temizlik” adlı taşeron firma kazandı. Firmanın kendilerini kadroya almayarak “temizlikçi” statüsünde çalıştırmasını protesto eden sağlık emekçileri bir eylem gerçekleştirdi.

Eylem öncesi hasta yakınlarına Balcalı işçilerinin durumunu ve gelişmeleri anlatan bildiriler dağıtıldı. Sağlık emekçileri, saat 12:30’da poliklinikler girişinde, temizlikçi statüsünde çalıştırılmalarını protesto etmek amacıyla ellerinde süpürgeler ve “Taşeronu buradan süpüreceğiz!”, “Taşeron gitsin güvence gelsin!” sloganlarıyla biraraya geldiler. Burada Dev Sağlık-İş Çukurova Bölge Şube Başkanı bir konuşma yaparak, şunları söyledi:

“Bugün yapılan ihaleyle geçici işçi statüsünde çalıştırılanların sayısı 1000’e çıkarılmıştır. Temizlik ihalesi yoluyla çalıştırılanların 700’e yakını hastanemizde temizlik dışı işler; hastabakıcılık, büro memurluğu, hemşirelik, teknisyenlik yapmaktadır... Bizler temizlik ihalesiyle çalıştırılan, temizlik işleri dışında, sağlık hizmetleri veren sağlık emekçileri olarak hep beraber taşeronu hastanemizden, taşeron çalışma biçimini sağlık sisteminden temizlemek için yola çıktık...”

SES Adana Şube Başkanı’nın konuşmasının ardından sağlık emekçileri, ihale sonucu taşeron firma bünyesinde temizlikçi statüsünde çalıştırılmalarını protesto etmek amacıyla poliklinikler girişinden temsilcilik odasına kadar olan alanı süpürerek sloganlarla yürüdüler. Yürüyüş sırasında hasta yakınlarından da eyleme destek verenler ve alkışlayanlar oldu

Eylemde, “Taşeronu buradan süpüreceğiz!”, “Taşeron gitsin güvence gelsin!”, “İnsanca yaşamak istiyoruz!”, “Köle değil işçiyiz, örgütlüyüz, güçlüyüz!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları atıldı. Eylem temsilcilik odası önünde sona erdi.

Kızıl Bayrak/Adana