22 Aralık 2006 Sayı: 2006/50 (50)
  Kızıl Bayrak'tan
   Seçimler, rant kavgası ve işçi sınıfını bekleyen seçim...
  İşçi-memur elele, mücadeleye!
  Anayasa Mahkemesi GSS Yasası’nı sadece “kamu görevlileri” yönünden iptal etti…
  Cevahir’deki işkence açığa çıktı, ya diğerleri!..
Porno operasyonlarının asıl hedefi devrimci faaliyettir...
Asgari ücret mi, askeri ücret mi? - Yüksel Akkaya
Gençlikten...
 Erdal Eren anmalarından...
  6. ayında günlük Kızıl Bayrak sitesi...
  19 Aralık katliamı unutulmadı, unutulmayacak!
  Emperyalist/siyonist güçler Filistin’de iç savaşı kışkırtıyor!..
  İran: Emperyalistler arası çekişme arenası
  “Yeni” sendikal anlayış ya da faşist hareketin yeni tuzakları - Yüksel Akkaya
  Türk-İş Başkanı Salih Kılıç patronlarla boy gösteriyor!
  Haklarımızı kazanmak için ölümüne direnmeliyiz!
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

 

Asgari ücret kampanyası çalışmalarından...

“Sefalet ücretini kabul etmiyoruz! İnsanca yaşamaya yeten asgari ücret!”


Yerel İşçi Platformları’ndan asgari ücret açıklaması

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 15 Aralık günü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yaptığı ikinci toplantı nedeniyle, İstanbul Yerel İşçi Platformları bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

AKP Şişli İlçe Başkanlığı önünde yapılan açıklamada “Sermayenin sefalet ve kölelik dayatmalarına boyun eğmeyeceğiz!” pankartı açan Yerel İşçi Platformları’dan sınıf devrimcileri, “İnsanca yaşamaya yeten asgari ücret!”, “Sefalet ücretini kabul etmeyeceğiz!” yazılı dövizler taşıdılar. Açıklama sırasında “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “İnsanca yaşama yeten asgari ücret!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


Ankara’da asgari ücret çalışması

Asgari ücret çalışmamız işçi-emekçi semtlerinde ve sanayi bölgelerinde yoğunlaşarak sürüyor. Özellikle sanayi bölgelerinde farklı araçların birarada kullanılması işçilerin dikkatini çekiyor. İlk olarak Sincan Organize işçilerine yönelik bir asgari ücret paneli gerçekleştirdik. Paneli örgütlemek için yaygın bir afişleme çalışması ve el ilanı dağıtımı yaptık. Panele kendi dışımızdaki işçilerin ilgi göstermesi ek bir motivasyon sağladı. Panelin hemen sonrasında ise bültenimizin Kasım sayısını işçilere ulaştırdık. Bültenin asgari ücreti işlemesi, işçiler tarafından ilgiyle karşılanmasına neden oldu. Bülteni OSTİM ve Bentderesi’ndeki işçi servislerine, Sincan Organize işçilerine ve tekstil atölyelerine dağıttık. Özellikle tekstil atölyelerindeki dağıtımda işçilerin yoğun ilgisi ile karşılaştık.

Bu çalışmaların ardından asgari ücretle ilgili merkezi bildirilerimizi sanayi bölgelerinde yaygın bir şekilde dağıttık. Dağıtım sırasında işçilerden elden imza da topladık. Bu vesileyle birçok işçi ile konuşma fırsatımız oldu.

Ayrıca Batıkent Metro çıkışında da asgari ücret bildirilerimizi megafonla yaptığımız ajitasyon konuşmaları eşliğinde yaygın bir şekilde dağıttık ve emekçilerden elden imza topladık. Asgari ücret çalışmamızı farklı araçlarla sürdüreceğiz.

Ankara İşçi Bülteni İşçiden İşçiye


Adana BDSP: “Sefalet ücretini kabul etmiyoruz!”

Adana BDSP olarak asgari ücret ile ilgili çalışmalarımıza devam ediyoruz. İşçi ve emekçileri asgari ücretin belirlenmesinde taraf olmaya çağırıyoruz. 17 Aralık günü İnönü Parkı’nda gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasında taleplerimizi bir kez daha haykırdık.

Eylemde “Sefalet ücretini kabul etmiyoruz! İnsanca yaşanabilecek asgari ücret istiyoruz!/Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu” imzalı pankart açtık. Açıklamada işçi ve emekçilerin birleşip örgütlenerek kendi geleceklerine sahip çıkmaları çağrısı yapıldı.

Eylemde, “Köle değil işçiyiz, örgütlüysek güçlüyüz!”, “Yoksulluğa mahkum olmayacağız!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm” sloganlarını atıldı.

Adana BDSP


Anadolu Yakası’nda asgari ücret kampanyası

Yerel İşçi Platformları olarak başlattığımız asgari ücret kampanya çalışmamız, Anadolu Yakası’nda Kadıköy imza standının açılmasıyla hız kazandı.

Öncelikle “Sefalet ücretini kabul etmiyoruz! İnsanca yaşayabilecek asgari ücret!” şiarının yer aldığı 200’e yakın afişi Pendik-Kartal hattına yaptık. Öğle saatinde de Kartal Meydanı’nda imza standımızı açtık. Ajitasyon konuşmaları eşliğinde Yerel İşçi Platformları imzalı bildirileri dağıttık, işçi ve emekçileri imza atmaya çağırdık. İmza standına işçi ve emekçilerin ilgisi oldukça anlamlıydı. İki saat içerisinde 300’e yakın imza topladık ve bu süre boyunca işçi ve emekçilerle uzun sohbetler gerçekleştirdik. Bazı fabrikalara ise imza metinlerini elden ulaştırdık.

Anadolu Yakası İşçi Platformu


KİP: “Sefalet ücretine hayır!”

Asgari ücret görüşmelerinin başlamasıyla “İnsanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücret!” talebiyle başlattığımız kampanya Küçükçekmece’de yoğunlaşarak sürüyor.

Aralık ayının sonunda belirlenecek olan asgari ücretin bir kez daha işçi ve emekçilere açlık, yoksulluk ve sefaletten başka bir şey getirmeyeceği ortada. Bildirilerimizle, toplantı ve sohbetlerimizle, topladığımız imzalarla emekçilere bu gerçeği anlatmaya çalışıyoruz. 17 Aralık Pazar günü sesimizi bölgedeki işçi ve emekçilere duyurmak için İnönü Mahallesi’nde bir basın açıklaması gerçekleştirdik. İnönü Postanesi’nin önünde pankartımızı açarak, sloganlarla eylemimizi başlattık. Basın açıklaması çevredeki emekçiler tarafından ilgiyle dinlendi. Kimisi de pankartın arkasına geçerek eyleme destek verdi. Eylemde “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganları atıldı.

Küçükçekmece İşçi Platformu


Mamak BDSP: “Asgari ücreti biz belirleyelim!”

Sınıf devrimcileri olarak Mamak’ta başlattığımız asgari ücret kampanyası devam ediyor. Kampanya dahilinde Mamak İşçi Kültür Evi’nde 17 Aralık günü bir toplantı yaptık. Toplantı asgari ücretin nasıl belirlendiğini anlatan konuşma ile başladı. Söz alan katılımcılar başta asgari ücret olmak üzere işçi ve emekçilerin yaşadığı birçok sorunu gündeme getirdi. Canlı geçen tartışmalarda işçi sınıfının örgütsüzlüğünü ve dağınıklığını giderecek müdahalelerin önemine vurgu yapıldı. Toplantının son kısmında düşünce ve öneriler dile getirildi. Önümüzdeki süreçte yaygın olarak eylem çağrısı yapılmasında ortaklaşıldı. Bu süreci örmenin önemi vurgulandı ve bir takım pratikler karara bağlandı. Bir diğer öneri ise İstanbul İşçi Kurultayı’nın ortaya çıkardığı somut birikimler üzerinden seminerler gerçekleştirme konusunda oldu. Toplantının sonunda pratik faaliyetler planlandı.

Toplantının ardından Mamak BDSP’nin örgütlediği eyleme geçildi. Eylem saat 16:00’da Tuzluçayır Mahallesi Tıp Fakültesi Caddesi’nde başladı. “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” pankartını açarak sloganlarımızla mahallenin merkezine yürüdük. Tuzluçayır merkezde BDSP’nin asgari ücret konulu bildirisi okundu. Eylemde Mamak İşçi Kültür Evleri Sokak Tiyatrosu da konuyla ilgili kısa bir oyun sergiledi. Ardından tekrar mahallenin içerisine doğru yürüyüşe geçildi. Eylem boyunca sık sık “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “Kahrolsun sermaye iktidarı!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” ve “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları atıldı.

BDSP/Mamak


Ümraniye’de asgari ücret çalışması…

Ümraniye’de “İnsanca yaşamaya yeten asgari ücret!” çalışması yoğunlaşarak devam ediyor. BDSP imzalı “Sefalet ücretini kabul etmiyoruz! İnsanca yaşamaya yeten asgari ücret!” afişlerini sanayi bölgesinde ve Ümraniye-Sarıgazi hattına yaptık. Asgari ücret konulu bildirileri dağıtmaya devam ediyoruz. Yanısıra imza kampasını daha da yoğunlaştırdık.

Aralık ayının 3. haftasında 4 gün boyunca İMES kapılarında açtığımız standlarda ve fiili olarak imza toplamaya devam ettik. Sermayenin kölelik dayatmalarını teşhir ettik. Sefalet ücretini kabul etmeme çağrısı yaptık. Kampanya boyunca birebir ilişki kurduğumuz emekçiler sermayenin asgari ücret zammı için öngördüğü miktara ilişkin öfkesini dile getirdiler. Önümüzdeki günlerde çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Ümraniye’den sınıf devrimcileri

 

Her alanda emekçilerle buluşuyoruz...

“İnsanca yaşamaya yeten asgari ücret!” kampanyasına etkin bir katılım örgütlüyoruz. Geçtiğimiz hafta Batıkent, OSTİM ve diğer bazı noktalarda işçi ve emekçilere sesimizi ulaştırmaya çalışmıştık. Bu hafta sonu gerçekleştireceğimiz basın açıklamasına çağrı yapmaya devam ediyoruz. Diğer yandan da imza kampanyasını sürdürüyoruz. Yüksel Caddesi’nde açtığımız stand oldukça ilgi görüyor.

Standımızı sefalet ücretini teşhir eden, kampanya çalışmalarımızdan oluşan gazete küpürleri ve afişlerden oluşan bir pano ile güçlendirdik. Her gün Yüksel Caddesi’nden geçen binlerce işçi ve emekçiye genel olarak seslenebilme olanağı yakalamış bulunuyoruz. Yaptığımız afiş çalışmaları da bu yönde işlevsel oldu. Gün boyu açık olan standımıza özellikle akşam saatlerinde yoğun bir ilgi var. İşten çıkan işçiler, kamu emekçileri, üniversiteli ve liseli öğrenciler ve işsizler çalışmamız hakkında bilgi alıyorlar, yayınlarımızı inceliyorlar.

Hafta sonu güçlü bir katılımla gerçekleşmesi için çaba gösterdiğimiz basın açıklaması hedefi var. Genç komünistler olarak bu sürece gençliğin devrimci enerjisi ile destek olmaya, bayrağımızı daha yükseklerde dalgalandırmaya devam ediyoruz.

Ankara Ekim Gençliği


Ankara: “İnsanca yaşayabilecek ücret istiyoruz!”

Asgari Ücret Tespit Komisyonu üzerinden sergilenen orta oyununu protesto etmek için 15 Aralık günü sefalet ücretine karşı Alınteri, BDSP, DHP, EHP, ESP, Kurtuluş Partisi, Kaldıraç, Partizan tarafından ortak bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasından önce kısa bir yürüyüş yapıldı. Yürüyüşte “İnsanca yaşayabilecek ücret istiyoruz!” pankartı açıldı, “Açlık ücretine hayır!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, ‘Hak verilmez, alınır zafer sokakta kazanılır!” sloganları atıldı.

Basın açıklaması saat 12:45’te bakanlığın ön giriş kapısının önünde yapıldı. Açıklamada “Bugün sınıf sendikacılığı yapmak yerine devlet sendikacılığı yapanlar elbet bir gün işçiler tarafından rahat deri koltuklarıyla beraber hak ettikleri yere gönderilecektir. Geniş bir kesimi ilgilendiren asgari ücret insanca yaşanabilecek bir düzeye çekilmelidir. Asgari ücretten yapılan vergi kesintisine son verilmeli, sağlık güvencesinde SSK işçi payı işveren tarafından ödenmeli ve Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantıları halka açık yapılmalıdır.” denildi.

Kızıl Bayrak/Ankara


Yorcam işçisi direniyor!

Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Yorgancılar Cam Sanayi (YORCAM) işçileri sendikalaştıkları için işten atılmışlardı. 7 Kasım tarihinden bu yana fabrika önünde direnen işçiler adına işyeri temsilcisi ile konuştuk. Sendikalaşma süreciyle ilgili görüştüğümüz işyeri temsilcisi şunları söyledi:

“Sendikalaşma çalışmasına 1.5 sene önce başladık. Herkes bir-iki kişiyi örgütlüyordu. Kimse bir-iki kişi dışında sendikalaşan diğer işçileri tanımıyordu. İlk kahve toplantılarıyla başladık. Sondan bir önceki toplantıyı sendikada gerçekleştirdik. Üyeliklerin yapıldığı son toplantıyı da kahvede gerçekleştirdik. Örgütlenme sırasında eksik olan 7-8 işçiyi sendikadaki toplantıda örgütledik.

“Eylül’ün sonunda yetki gelince, patronun ancak o zaman haberi oldu. Daha sonra bir ay boyunca baskı gördük. Ekim ayında baskılar yoğunlaşarak devam etti. Bu süre boyunca hakaret, baskı, izinlerin kaldırılması ve işçilerin sendikadan vazgeçmeleri için yoğun psikolojik ikna çabaları patronun saldırıları arasındaydı.

“Yorcam’da 60 işçi çalışıyor. İşçilerden 30’u atıldı. Kalan 30 işçiden 23’ü sendikalı. Sendikalı olmayan 7 kişi ise patronun yakın çevresinden oluşuyor. Yorcam’da işten atmalar 7 Kasım’da başladı. Biz atmaların ardından fabrika önünde direnişe geçtik. Patron önceleri direnişe geçeceğimizi hiç düşünmemişti. Herkes parasını alsın ve gitsin diyordu. Ancak biz işimizi de geri istiyorduk. Bu yüzden direnişe başladık. İlk günlerde ve daha sonraki basın açıklamalarında polisin baskılarını çok gördük. Hep patronun yanında yer alıyorlardı.

“İlk eylemimizi Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) önünde basın açıklaması şeklinde yaptık. Yorcam patronu Semavi Yorgancılar’ın abisi Ender Yorgancılar, EBSO meclis başkanıydı. Bu nedenle bu eylemimiz ses getirdi. Ayrıca fabrikanın önünde bir basın açıklaması yaptık. İşkur ve Çalışma Bölge Müdürlüğü’nün de önünde basın açıklamaları yaptık, şikayet dilekçeleri verdik. Patron bunlardan sonra bizimle görüşmelere başladı. Bundan sonraki adımlarımızı bu görüşmelerden çıkacak sonuçlar belirleyecek.

“Daha önce de işçilerle arkadaşlığımız vardı ama direnişte bu arkadaşlığımız ve dostluğumuz fazlasıyla pekişti. Tabii bu sürede birkaç fire de verdik. Yorcam işçisi dışardan da destek görüyor. Şimdiye kadar en çok desteği Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlü bulunan TOTOMAK işçileri verdi. Siyası partilerden HKP, SDP, sendikalardan ise DİSK Nakliyat-İş ziyaretimize geldi. Ayrıca Çiğli İşçi Platformu da ziyaretimize geliyor. Yorcam işçileri sonuna kadar kararlı ve direnecek. Organizedeki bütün işçilerin sınıf bilincini kazanması gerekiyor.”

Sendikal çalışmanın sınırlı olduğu Çiğli Organize’de Yorcam işçisinin direnişi son derece anlamlıdır. Ancak direnişin önemli eksiklikleri bulunmaktadır. Yorcam işçileri işçi sınıfının en çok ihtiyaç duyduğu sınıf dayanışmasını örmek için henüz gereken adımı atmamıştır. Sendikadan maddi olarak bir yardım alamıyorlar. Hem işçi sınıfının hem Yorcam işçisinin kazanması açısından direnişin bulunduğu bölgedeki işçi ve emekçilere de sesini duyurması gerekiyor.

Çiğli İşçi Platformu çalışanları


Küçükçekmece’den işçilerle asgari ücret üzerine konuştuk..

“Bu parayla hiç kimse yaşayamaz”

- 2007 yılı asgari ücret görüşmeleri sonuçlanmak üzere. 410 YTL gibi bir ücret düşünülüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Metal işçisi: Asgari ücretin bugün Türkiye’de en az 1 milyar olması lazım, ki insanlar ancak geçinsinler. Ben 380 milyon ücret alıyorum. 200 milyon ev kirası veriyorum. 150 milyon kalıyor geriye. 150 milyon da elektrik, su, pazar, gıda vb. gidiyor. Her ay kesilen bir borcum da var. Ek iş yapmak mecburiyetinde kalıyorum. Haftada 3 gün tır garajında çalışıyorum. Hamallık yapıyorum. 90 milyon oradan kazanıyorum. Ek iş yapmazsam evin kirasını karşılayamıyorum. İnsanlarda acıma duygusu kalmamış.

Tekstil işçisi: Asgari ücret 380 milyon. Bu parayla hiç kimse yaşayamaz. Biz evde 5 kişi çalışıyoruz. Elektrik, kira zar zor geçiniyoruz, gereksinimlerimizi karşılayamıyoruz. En fazla %2, %5 zam veriyorlar. Daha ikibuçuk ay önce ben asgari ücretin altında çalışıyordum. Biz aç mı yaşayalım, ne yapalım?

- Fabrikada çalışan diğer işçi arkadaşların asgari ücret hakkındaki düşünceleri neler?

Metal işçisi: Fabrikadaki arkadaşlar da asgari ücret en az 800, 900 YTL olsun diyorlar. Ancak düzene karşı seslerini çıkaramıyorlar. Ama benim görüşüm insanlar bir gün patlayacak. 15 değil belki ama 20 yıl sürecek bu. Şimdi de bir takım ayaklanmalar oluyor ama o kadar değil. Yavaş yavaş insanlar patronlara karşı örgütlenmeye, ayaklanmaya çalışıyorlar. Patron geliyor mesela “bunu niye düzgün yapmıyorsun” diye soruyor. Çekip gidiyor. Ardından işçi “bu paraya bu kadar olur” diyor.

Ben geçen sene işbaşı yaptım. O dönem asgari ücretin belirlenme süreciydi. Patron bizi çağırdı. Toplantı yaptı, yemekhanede sordu “yüzde kaç istiyorsunuz, %5 mi, %10 mu?” diye. İki kişi konuştuk o toplantıda. Ama 10 senelik işçiler konuşmuyorlardı. Patron “%10 verelim ama bunun karşılığında bana ne vereceksiniz?” dedi. Biz dedik “emek vereceğiz, iş vereceğiz”. “Peki” dedi. “Tabela yılda 3 milyon ton üretim yapıyor, gönderiyor. Biz bunu da yapamıyoruz” dedi. “%7 olsun” dedik. Patron hala soruyor, “bana ne vereceksiniz?” diye. “Alınteri” dedik. Sonuçta hiç zam yapılmadı. “Asgari ücret neyse onu veririm” dedi. Çekti gitti. Patron sonrasında bizi çağırdı ve “attığınız adımlara dikkat edin” dedi.

- Asgari ücreti alabilmek için ne yaptınız?

Tekstil işçisi: Arkadaşlarla 400 kişi toplandık. Asgari ücretin üzerinde alan makinacı arkadaşlar dahi toplandı. Patronu çağırdık. Patronla görüşme yaptık. İş bıraktık toplu halde. Patron anlaşmak zorunda kaldı. Hakkımızı aldık.

- İşçi arkadaşlara bu deneyimin üzerinden nasıl bir çağrı yapabilirsin?

Tekstil işçisi: Haklarını aramak istiyorlarsa birlik olup arasınlar. Toplu halde aradılar mı haklarını alırlar. Tek kişi oldu mu ezilmeye mahkumdurlar.

Kızıl Bayrak/Küçükçekmece