04 Ağustos 2006 Sayı: 2006/30 (30)
  Kızıl Bayrak'tan
   Ortadoğudaki güncel direnişin anlamı ve sınırları
  Lübnan'da direniş yayılıyor!
  "Bağımsız, demokratik ve sosyal tarım politikası" ancak işçi sınıfı tarafından uygulanabilir
  Bombacı paşanın itirafları
  Ortadoğu halklarıyla dayanışma eylemlerinden...
İstanbul'da yapılan dayanışma eylemine vahşi polis saldırısı
Sendikal ihanet çeteleri örgütlenmenin önünde engel
Niyet mektubundan emekçiye ölüm çıktı
MESS ve Türk Metal elele; Metal işçileri ihanete karşı harekete geçmelidir!
  Ortadoğu'da toplumsal muhalefet ve siyasal akımlar / Orta sayfa
  KİT'lerin talanına, nükleer santrallere ve sermayenin saldırılarına karşı mücadeleyi yükseltelim
  Siyonist cellatların suç ortakları Kana katliamı için timsah gözyaşları döküyor
  Chavez İsrail'in faşist zulmünü kınadı
  Dünyada Ortadoğu halklarıyla dayanışma eylemlerinden
  Hiroşime ve Nagazaki katliamlarının yıldönümünde; Kana'da öldürülen çocukların anısına!
  İsrail ve ABD zulmü devam ediyor
  Sıradan savaşın sıradan ölüleri
  Patronların kar hırsı halkın sağlığından daha önemli
  Üniversite öğrencilerinin ücretsiz sağlık hakkı gaspedildi
  Eylem ve etkinliklerden
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

MESS ve Türk Metal hainleri elele satışa ve ihanete hazırlık yapıyor...

Metal işçileri ihanete karşı harekete geçmelidir!

Star gazetesinin 22 Temmuz tarihli nüshasında oldukça ilginç bir haber-yorum göze çarpıyordu. Haber-yorumun başlığı aslında aşağıda karşılaşacaklarımız konusunda yeterli fikri veriyor: “Başkan Messt etti”.

Gazetenin bildirdiğine göre MESS (Metal Sanayicileri Sendikası), metal işçisini mest etmiş! Yazının devamında ise, gazetenin metal işçisine coşkuyla duyurduğu bu “mest” edecek haberin ayrıntılarını okuyoruz: “Her sözleşme öncesinde ‘işçi ücretleri yüksek, satışlar arttı ama karlılığımız çok düşük' gibi klasik işveren açıklamalarına sığınmayan Kutadgobilik, ‘Büyük bir ihracat ve üretim var. Çok şükür ihracatımızı işçimiz sayesinde yapıyoruz. İşçimizden çok memnunuz' dedi. İşçiden en ufak şikayetin olmadığını söyleyen Kutadgobilik, ‘bu bakımdan onlara elimizden gelen en iyi şeyi yapacağız' dedi.”

Doğrusu Kutadgobilik'in sözleri gazetenin ifadesiyle gerçekten “çok ilginç”. Zira geçtiğimiz TİS döneminde benzer sözleri sarfedenler sendikalardı. Özellikle, BMİS TİS dönemine “Metal işçisinin gerçeği” başlığı altında hazırlanan ve metal işkolunda üretim ve verimlilikte devasa bir büyüme sağlanmasına karşın işçinin ücretlerinin büyük ölçüde eridiğini rakamlarla kanıtlamakta ve bu gerçeğe dayanarak da kayıpları en azından asgari düzeyde giderecek bir zam talebinde bulunmaktaydı. Fakat işçi sendikalarının bu tutumları, bilindiği gibi ve Star gazetesinin belirttiği biçimde “klasik işveren açıklamaları”yla karşılanmış, sonuçta türlü oyun ve sendikaların da ihanetiyle MESS istediğine kavuşmuştu. Zaten Kutadgobilik'in coşkuyla işçilere çektiği yağ da undan dolayıdır. Bu zat “ey işçiler, siz herşeye boyun eğdiniz, kuzu kuzu durumu kabullendiniz ve biz de bu sayede kasalarımızı doldurduk” demektedir özünde. Bu dört dörtlük bir itirafnameden başka bir şey değildir. Bundan dolayı metal işçileri mutlaka bu itirafnameyi bir tarafa yazarak, taleplerini ve TİS süresince alacakları tutumu buna göre belirlemelidirler. Demek ki, işçilerin sırtından MESS büyük kârlar sağlamış, saklayamadıkları, sevinçle karşıladıkları bir büyüme düzeyine ulaşmışlardır. Öyleyse artık işçiden fedakarlık istenemez, artık verme zamanıdır, MESS metal işçilerinin istediği çalışma ve yaşam şartlarını sağlamalı, insanca yaşamaya yeterli ücret ve sosyal hakları karşılamalıdır.

Metal işçileri cephesinden bu açıklamadan çıkarılacak en doğrudan ve doğal sonuç budur. Fakat ilk bakışta sıradan işçiye bile, “bu adamların başına taş mı düştü de işçiyi düşünecekler” dedirttiren bu sözlere aldanılmamasını sağlık veririz. Zira kapitalistlerin işçiyi düşünmelerini, işçinin durumuna vicdani bir sorumlulukla bakmalarını beklemek ham bir hayaldir. Bu asalaklar daha fazla sömürmek dışında bir kural tanımazlar, dahası sömürü büyüdükçe daha fazlasını istemek konusunda doğal bir eğilim duyarlar. Nitekim, Star gazetesindeki haberin devamı okunduğunda, durumun tam da böyle olduğu anlaşılmaktadır.

MESS Başkanı'nın yukarıda aktardığımız pembe mesajlarının hemen arkasından gelen ara başlığa dikkat: “Ama şerhini de koydu”!

Arkasından gelen satırlardan okumaya devam edelim: “Ancak Kudatgobilik, bir de şerh koyarak, ‘fakat ekonominin kendine has kaideleri var. Bu rekabet koşullarını göz önüne almamız gerekir' demeyi ihmal etmedi.”

MESS Başkanı, metal işçisini aptal yerine koyarak önce herkesin bildiği gerçeği söyleyerek işçiyi yağlıyor, Star gazetesi de efendisine uşaklığın gereklerini yaparak onu servise hazırlıyor!

Haberin hemen devamında bu dalaverenin nedenlerini de öğreniyoruz: MESS Başkanı, “En iyi niyetle barışçıl biçimde usullerine uygun olarak sözleşmeyi bitirmeyi temenni” etmekteymiş. Burada sınıf bilincinden yoksun işçi şöyle diyebilir; iyi güzel, buradan neden kötü bir sonuç çıkaralım ki, demek ki sözleşmenin barışçıl biçimde bitmesi için MESS taleplerimizi karşılayacak.

Böyle diyecek işçiye haberin geri kalanını sabırla okumasını salık veririz. Haberin devamında MESS Başkanı, “ücret zammı hedeflenen enflasyon kadar mı olacak” ve “işçiyi memnun edecek bir rakam olur mu” biçimindeki sorulara “Teklifler daha ortaya çıkmadı. Ortaya çıktıktan sonra kurullarla çalışacağız”, “Biz işçimizden çok memnunuz, işçimizin de bizden memnun olması lazım” demektedir.

Belli ki, MESS'in işçiye zırnık koklatmaya niyeti yoktur. Dahası bir de işçiye durumundan memnun olması buyurulmaktadır. MESS'in Star gazetesi aracılığıyla işçiye verdiği buyruğun özeti “Ey işçim senin sayende devasa kârlar sağladım, ne mutlu bana. Ama sen haddini bil ve buna dayanarak benden bir şey isteme, sefaletinden ve köleliğinden hoşnut olmayı öğren!”

Fakat, MESS Başkanı'nın bu meramını çok daha dolaysız ve arsızca açıklamak yine MESS'in işçi sınıfı içerisindeki uşakları ve çanak yalayıcıları olan sendika ağalarına düşüyor. Zira haberin devamında düdüğü bu kez Türk Metal-İş Genel Eğitim Sekreteri Mevlüt Kavlak alıyor ve bakın neler söylüyor: “Tuğrul Bey, gerçekci bir insan. Biz zaten MESS'le eğitim çalışmaları yapıyoruz. 2004 yılındaki sözleşmede ilk 6 aylık enflasyon yüzde 2.3 iken yüzde 5'le sözleşmeyi bağıtladık. Yani gerçekleşen enflasyonun yüzde 70-80 üzerinde zamma imza attık (bu cümle aynı zamanda ara başlığa çıkarılmış haberde). Bu yıl da aynı mücadeleyi vereceğiz.”

Uşaklığın ve ihanetin bu denli arsızca beyan edildiği bu ifadeler çok çarpıcıdır. Bunun böyle olmadığını MESS Başkanı bile söylemektedir.

Metal işçileri, MESS'in ve sendika ağalarının bir kez daha el birliği ettiğini görmelidir. Metal işçisinin sırtından büyüyen MESS, metal işçilerini bir kez daha kölelik koşullarına ve sefalete mahkum etmekte kararlıdır.

Metal işçileri, TİS'e yönelik böyle bir hazırlık içerisinde görülen MESS ve uşak takımları karşısında işi ciddiye alarak kararlı bir hazırlık ve mücadeleye şimdiden başlamalıdırlar. İhanete ve satışa geçit vermemek için bundan başka bir yol bulunmamaktadır. Belli ki, MESS ve uşaklarının en büyük korkusu da budur. Öyle ki, haberin son cümlesi bu işçi düşmanı cephenin meramını da ele vermektedir: “Öte yandan imzalanan sözleşmeleri beğenmeyen muhalifler de, bu olumlu havanın, 2004 yılında esnek çalışma şartlarının kabul edilmesinden kaynaklandığını ileri sürdüler. Muhalifler, ‘Esnek çalışma, ücretsiz izin, mesai iptalini dayattı' dediler.”

Açıkça görünen satışa ve ihanete karşı işçilerin tepkisinden korkanların yığınağı nereye yaptığı bellidir. Yığınak “bu kadar iyi bir sözleşmeyi beğenmeyen muhalifler”e yönelik yapılmakta ve hesap-kitaplarını olası muhalefeti ezmeye yoğunlaştırmaktadırlar. İleri, öncü işçilerin bu gerçeklerin bilinciyle hareket etmeleri gerekmektedir.

----------------------------------------------------------------------------------------

İşçiler emperyalist-siyonist işgale karşı çıkıyor!

Ümraniye İşçi Platformu, Ortadoğu'daki emperyalist-siyonist işgali tartışmak ve bölgedeki işçi ve emekçilerin dikkatini bu gelişmelere çekmek ve tepkisini örgütlemek amacıyla bir toplantı gerçekleştirdi.

Toplantı 29 Temmuz günü OSİM-DER'de gerçekleştirildi. Dernek tarafından hazırlanan sinevizyon gösteriminin sunulmasının ardından platform adına Ortadoğu'daki işgal sürecini anlatan ve işçi sınıfının görevlerine vurgu yapan bir konuşma yapıldı. Daha sonra Ümraniye bölgesinde konuya ilişkin neler yapılabileceği üzerine tartışıldı. İşçi ve emekçileri aydınlatmanın önemi başta olmak üzere eylemli tepkilerin örgütlenmesi konusunda tartışmalar yapıldı. Bu çerçevede bölgedeki fabrikalara, işçi ve emekçilerin oturduğu semtlere dönük belli hedefler belirlendi ve planlamalar yapıldı.

Ayrıca İstanbul İşçi Kurultayı Hazırlık Komitesi tarafından başlatılan “Bir gün Filistin için çalışıyoruz!” şiarlı çalışmanın önemi vurgulandı ve direnen Ortadoğu halkları ile her türlü dayanışmanın geliştirilmesi kararı alınarak toplantı bitirildi.

Kızıl Bayrak/Ümraniye