04 Ağustos 2006 Sayı: 2006/30 (30)
  Kızıl Bayrak'tan
   Ortadoğudaki güncel direnişin anlamı ve sınırları
  Lübnan'da direniş yayılıyor!
  "Bağımsız, demokratik ve sosyal tarım politikası" ancak işçi sınıfı tarafından uygulanabilir
  Bombacı paşanın itirafları
  Ortadoğu halklarıyla dayanışma eylemlerinden...
İstanbul'da yapılan dayanışma eylemine vahşi polis saldırısı
Sendikal ihanet çeteleri örgütlenmenin önünde engel
Niyet mektubundan emekçiye ölüm çıktı
MESS ve Türk Metal elele; Metal işçileri ihanete karşı harekete geçmelidir!
  Ortadoğu'da toplumsal muhalefet ve siyasal akımlar / Orta sayfa
  KİT'lerin talanına, nükleer santrallere ve sermayenin saldırılarına karşı mücadeleyi yükseltelim
  Siyonist cellatların suç ortakları Kana katliamı için timsah gözyaşları döküyor
  Chavez İsrail'in faşist zulmünü kınadı
  Dünyada Ortadoğu halklarıyla dayanışma eylemlerinden
  Hiroşime ve Nagazaki katliamlarının yıldönümünde; Kana'da öldürülen çocukların anısına!
  İsrail ve ABD zulmü devam ediyor
  Sıradan savaşın sıradan ölüleri
  Patronların kar hırsı halkın sağlığından daha önemli
  Üniversite öğrencilerinin ücretsiz sağlık hakkı gaspedildi
  Eylem ve etkinliklerden
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Lübnan'da direniş yayılıyor!

Lübnan'ı hedef alan emperyalist-siyonist saldırının kirli amaçlarından biri ülke halkları arasına nifak sokup, iç kargaşa/çatışma yaratmak, böylece Hizbullah önderliğinde İsrail'e güçlü darbeler vuran direnişi iç savaşla güçsüzleştirmektir. Güney Lübnan yerle bir edilirken, Kuzey Lübnan'ın en azından şimdilik saldırı dışında tutulmasının bir nedeni de bu kirli-kanlı plandır. Bu senaryoya göre, Lübnanlı siyasi güçler, İsrail saldırısından sorumlu tutacakları Hizbullah direnişine karşı tavır alacaklardı. Gerici Arap rejimlerinin tutumu bu beklentiye uygun oldu, ancak Lübnan halklarının tutumu tam tersi yönde gelişti.

Lübnan siyasi arenasında yer alan güçlerin hemen tümü, Hizbullah önderliğinde devam eden direnişin hakkını teslim ederek, desteklediklerini açıkladılar. “Batı yanlısı” Başbakan bile, direnişinden dolayı Hizbullah'a şükranlarını sundu. Böylece Müslüman-Hıristiyan, Şii-Sünni çatışması yaratmaya çalışan saldırgan emperyalist-siyonist güçler, ummadıkları bir duruşla karşılaştılar. Gerici Arap rejimleri ve CIA'nın Arap basınındaki uzantılarının bir takım girişimleri de şimdilik tepkiyle karşılanıyor. Suudi Arabistan'daki rejimin etkin bir kolu olan ulema Şii Hizbullah'ı karalayıp İsrail yanlısı bir tutum alırken, Mısır'daki Sünni Müslüman Kardeşler örgütü Hizbullah direnişini desteklediğini ilan etti.

Lübnan'daki Sünni örgütler ise İsrail barbarlığına karşı direnen Şii Hizbullah örgütünün yanında olduklarını duyurdular.

İsrail ordusuna karşı Hizbullah gerillalarıyla “omuz omuza” direndiklerini belirten Lübnan'ın en büyük Sünni örgütü “El Cemaa El İslamiye” lideri Şeyh İbrahim El Masri, “Güney Lübnan'daki El Cemaa El İslamiye savaşçıları, topraklarını Hizbullah gerillalarıyla omuz omuza savunuyor. Birçok sınır köyünde, savaşçılarımız Hizbullah gerillalarının saflarında yer alıyor ve işgal askerleriyle çarpışıyor” dedi. El Masri, “Özellikle Güney Lübnan”daki sınır köylerinde güçlü bir askeri yapımız var. Sidon civarındaki Sünni köyleri Arakub, Harabiye ve Kefr Şuba'da, Hizbullah'ın koordinesinde mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı. Ulemanın Hizbullah karşıtı fetvalarına da değinen El Masri, “Bize göre, Hizbullah mükemmel bir iş yapıyor. İşgal ordusuna karşı kahramanca direniyor. Bizim bu türden fetvaları kabul etmemiz mümkün değil” diye konuştu.

Lübnanlı komünistler ile devrimci-ilerici güçler de silahlı direnişe başladıklarını ilan ederek, işgal karşıtı direnişe fiilen katılma kararını açıkladılar. Lübnan Komünist Partisi (Komünist Bakış) tarafında yapılan çağrıda; “Vatansever görevlerimiz bizi işgalcilere karşı direnişe katılmaya ve ülkemize karşı girişilen suçlara karşı durmaya çağırmaktadır” denildi.

Hizbullah'ın direnişinden övgüyle söz edilen çağrıda şu vurgulara yer verildi: “Biz, solun ve demokrasinin güçleri, vatanımızın 1982 direnişine de katılmış olma onurunu taşıyan kişiler ve örgütler olarak silahları yeniden ele aldığımızı ilan ediyoruz. Ülkemizin gençlerini bu kahramanca deneyime sahip çıkmaya ve direnişlerinin temeline almaya çağırıyoruz. Onları kentlerinde ve köylerinde kalarak işgalciye silahla karşı koymaya, toprağımızı, egemenliğimizi ve halkımızı korumaya çağırıyoruz.”

Lübnan'daki anti-emperyalist/anti-siyonist güçlerin bir direniş cephesinde birleşmesi, vahşi işgalin amacına ulaşmasını engelleyeceği gibi, halkları köleleştirme seferinin başarısızlığa uğratılması mücadelesine önemli katkılar sunacaktır. Bu direniş bölge halklarına örnek olması açısından önemli bir deneyim olacaktır. Direnişe sahip çıkmak, desteklemek, emperyalist/siyonist saldırganlığa karşı olmanın asgari koşuludur.