03 Haziran 2006 Sayı: 2006/21 (21)
  Kızıl Bayrak'tan
  Sınıfın devrimci iradesiyle sürece yüklenelim!
  Eğitim-Sen yetkiyi kaybetti; Devrimci, militan bir kamu emekçileri
hareketi yaratmak için görev başına!
  Yüzümüzü kitlelere dönelim, fiili mücadeleyi yükseltelim!
  Danıştay’a saldırı komplosu kapatılmaya
çalışılıyor
  Savaş aygıtı NATO İran'ı hedef aldı
  “Zafer direnen emekçinin olacak!”
Desan direnişi havzada yeni bir sürecin önünü açtı!
İşçi-emekçi eylemlerinden...
Kartal Belediyesi işçileri GREV kararını
belediyeye astılar!
Muharrem Kılıçlar yeni bir satışa hazırlanıyorlar!.. Castleblair’de "D"İSK
Tekstil ihaneti sürüyor!
“D”İSK’in DİSK’e ihaneti: Sosyal diyalog! / Yüksel Akkaya
  Sosyal yıkım saldırısı ve sendikal ihanet / Orta sayfa
   Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu 1. Toplantısı Sonuç
Bildirgesi
  ODTÜ; Perinçek
ve çetesine gereken yanıt verildi!
  Fransa’da gençler yeniden hareketleniyor!
  L. Amerika:Bolivarcı alternatif güçleniyor
  Filistin’de gergin günler...
  İran’dan sonra Venezüella da
avroya geçişi tartışıyor
  TMMOB Genel Kurulu’ndan
yansıyanlar
  İÜ’de saldırılar devam ediyor!
  Ulus-Devlet üzerine kısa notlar...-1-
  Eylemlerden...
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

İstanbul Üniversitesi'nde saldırılar devam ediyor!

Göreve geldiği ilk andan itibaren İstanbul Üniversitesi'nde siyaseti bitireceğini ve üniversiteyi günün koşullarına uyarlayacağını söyleyen İÜ Rektörü Mesut Parlak zaman kaybetmeden politikalarını bu yılın başında hayata geçirdi.

İlk dönemin başında üniversitenin dört bir yanına yerleştirilen kameralar, turnikeler ve özel güvenlik birimleriyle işe başlayan İstanbul Üniversitesi yönetimi bunlarla sınırlı kalmadı. Dönem içerisinde üniversite öğrencilerinin haklı ve meşru taleplerini içeren afişlere saldırmakla işe başladı. Sonraki dönemde yemekhanelerin özelleştirilmesi gündeme geldi. Ardından özelleştirme politikalarını hayata geçirirken hiçbir pürüzle karşılaşmak istemeyen rektör soruşturma saldırısını devreye soktu.

Özellikle Mayıs ayının ilk günlerinden itibaren Edebiyat Fakültesi'nde yoğunlaşan kimlik ve üst aramaları İstanbul Üniversitesi öğrencileri tarafından boşa düşürüldü ve idare öğrencilerin kararlı tutumu karşısında geri adım atmak durumunda kaldı. Bunun üzerine elindeki başka bir güce başvuran rektör, faşist çeteleri öğrencilerin karşısına çıkardı. İstanbul'un fethi ve İstanbul Üniversitesi'nin kuruluşunu bahane eden “ülkücü öğrenciler” 31 Mayıs günü Edebiyat Fakültesi'ne gelerek fakültenin giriş kapısına yapacakları etkinliği duyuran bir pankart asmak istedi. Son dönemlerde “Türkçe Yaşam” isimli kulüp bünyesinde faaliyet gösteren faşist güruh kulüp üzerinden rektörlüğün de iznini alarak birçok etkinlik gerçekleştirmeye çalışmaktadır.

Bu kulüp içersinde konumlanan faşist güruhu geçtiğimiz dönemlerde yaşanan saldırılardan çok iyi tanıyan İÜ öğrencileri onlara gereken yanıtı vermiştir. Edebiyat Fakültesi'nde bir süre dolandıktan sonra girişe gelip pankart asmak isteyen eli kanlı faşist güruh devrimci-demokrat öğrenciler tarafında fakülteden kovulmuş ve pankartları indirilmiştir. Süleymaniye'den Beyazıt Meydanı'na doğru yürüyen faşistler burada dağıldıktan sonra Edebiyat Fakültesi önünden geçerek Su Ürünleri Fakültesi kapısına gelerek buradan üniversiteye girmeyi zorlamışlar, fakat başarılı olamayınca dağılmışlardır. Bunun üzerine devrimci-demokrat öğrenciler Edebiyat Fakültesi bahçesinden alkış ve sloganlarla Fen kapısına gelerek toplu çıkış yapmışlardır.

İstanbul Üniversitesi son dönemlerde birçok saldırıya maruz kalmıştır. Bir yandan üniversiteyi ticarethaneye çevirmek için hayata geçirilen özelleştirme politikaları, öte yandan üniversitedeki muhalif düşünceyi boğmak isteyen, siyasal faaliyeti hedef alan saldırılar… İstanbul Üniversitesi'nin devrimci demokrat öğrencileri bu saldırıları boşa düşüren kararlı tutumlarını ortaya koymuşlardır ve bundan sonra da sürdüreceklerdir.

İÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Ekim Gençliği

--------------------------------------------------------------------------------------

Boğaziçi Üniversitesi'nde TMY karşıtı Kampüs Günü

Geçtiğimiz hafta Boğaziçi Üniversitesi'nde Terörle Mücadele Yasası'na karşı bir dizi etkinlik düzenlendi. 24 Mayıs günü Güney Meydan'da devlet terörünü, gözaltında kayıpları, işkenceyi konu alan bir fotoğraf sergisi açıldı. 25 Mayıs günü ise “TMY Karşıtı Kampüs Günü” düzenlendi. Gün boyunca Kuzey ve Güney Kampüs'te fotoğraf sergisine ek olarak TMY'ye ilişkin pek çok etkinlik düzenlendi. Ayrıca Türkiye'de gözaltında kaybedilenlerin isimlerinin yer aldığı uzun liste de sergilendi.

25 Mayıs günü sabahtan itibaren, tiyatrocular komando kıyafetleri ve tüfekleriyle tüm okulu, kantinleri ve sınıfları gezerek etkinliklerin duyurusunu yaptılar. Çok dikkat çeken bu çağrının ardından saat 12.00'de Güney Meydan'da yapılan müzik dinletisi ile etkinlikler başladı. Türküler eşliğinde halaylar çekildi. Müzik dinletisinin ardından tiyatro gösterisi yapıldı. Tiyatro gösterisi ilgiyle izlendi. Gösteride, terörle mücadele yasasının kimi maddelerine göndermeler yapıldı.

Saat 13.00'de Güney Meydan'dan Kuzey Kampüs'e doğru “Toplumla Mücadele Yasasına hayır! “ pankartıyla yürüyüş başladı. Yürüyüş boyunca, “İnfaz, korku, işkence; işte TMY!”, “Sömürü terördür, açlık terördür, 12 Eylül terördür, JİTEM terördür, MİT terördür!” , “TMY toplumla mücadeledir!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”. “Bijî bıratiya gelan!”, “F tipleri kapatılsın!”, “Guantanamo kapatılsın!”, “Toplumla Mücadele Yasasına hayır!” sloganları atıldı, dövizler taşındı.

Yürüyüşte Boğaziçi Üniversitesi'nde yıllar sonra ilk defa okul dışına çıkıldı ve Güney Kapı'dan Kuzey Kampüs'e yüründü. Yürüyüşe yaklaşık 150 kişi katıldı. Gerek TMY karşıtı kampanyanın sonuçları, gerekse okul dışına çıkmış olmak eylemdeki coşkuyu arttırdı. Coşkulu bir yürüyüşün ardından Kuzey Kapı'ya gelindi ve basın açıklaması okundu.

Basın açıklamasında şu görüşler dile getirildi:

“Medyanın tek bir maddeye odaklanarak tasarıyı tartışma eğilimi ve meclisteki partilerin tasarıya karşı geliştirdikleri eleştiriler, tasarının anti-demokratik özünü görünmez kılmaktadır. Özellikle son günlerde, Danıştay'da yaşanan olaylar ertesinde toplumsal dokuya yayılmak istenen toplumsal histeri de göstermektedir ki, muktedirler çeşitli yasal ve toplumsal mekanizmaları devreye sokarak otoriter bir rejimi derinleştirme çabası içine girmiştir. Öngörülen yasa, bu düzenin kurumsallaşması yolunda önemli bir adımdır. Bu tasarı, yeni suç kategorileri icat edip terör tanımını genişletmektedir. TCK'da düzenlenen suçların %30'unu terör suçu haline getirmekte ve her türlü muhalif hareketi itham altında bırakarak biz sivil halkı hedef almaktadır. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin 1999'da iptal ettiği kolluk güçlerinin duraksamadan ateş etme yetkisini geri getirerek yeniden yargısız infazlar döneminin gündeme gelmesine imkân tanımaktadır...”

Basın açıklamasının ardından, Şanar Yurdatapan'ın başlattığı, TMY komisyonunda yeralan milletvekillerinin cep telefonlarına kısa mesaj gönderilmesi kampanyasına destek olmak amacıyla Kuzey Kampüs'te bir sms eylemi gerçekleştirildi. Ardından Kuzey Kampüs'te bir müzik dinletisi düzenlendi. Etkinlik programı kapsamındaki bir forum tiyatrosu Güney Meydan'da düzenlendi. Bu gösteride de TMY hakkında tartışmalar yapıldı, izleyiciler de tartışmalara katıldı. TMY Karşıtı Kampüs Günü, okulun son haftası olmasına rağmen, katılımı yüksek, yoğun ve coşkulu bir etkinlik programıyla düzenlendi. Tüm üniversitede TMY gündemi tartışıldı. Yürüyüş ve etkinlikler çok etkili oldu. Son olarak saat 21.00'de, Güney Meydan'da “V for Vandetti” filmi gösterildi. TMY karşıtı Kampüs Günü düzenlenen film gösterimiyle sona erdi.

BÜ'den bir Ekim Gençliği okuru