20 Mayıs 2006 Sayı: 2006/19 (19)
  Kızıl Bayrak'tan
   Düzen cephesinde iç çatışma sertleşiyor! İşçilerin ve emekçilerin yeri devrimin safıdır!
  28 Şubatlar yeni yöntem ve araçlarla gündemde
  Düzen siyasetinde kriz ve düzen cephesinde yeni arayışlar
  Polis yeni yasal zırhı beklemeden terörünü artırdı
  Sermaye sosyal yıkımda kararlı
  İstanbul İşçi Kurultayı'na giderken...
Ekonomide çöküş işaretleri
Devrimci 1 Mayıs Platformu'nun 1 Mayıs değerlendirmesi
Milletvekili kadın dövüyor, düzen seyrediyor
Ticari Eğitime Karşı Gençlik Kurultayı başarıyla gerçekleşti!
"Ticari Eğitime Karşı Gençlik Kurultayı" ve saçtığı umut
  Ticari Eğitime Karşı Gençlik Kurultayı Sonuç Bildirgesi / (Orta sayfa)
  Kürt sorunu ve AB emperyalizmi
  Bolivya yönetimi toprak reformuna hazırlanıyor
  İstihbarat örgütleri 200 milyon Amerikalı'nın telefonlarını dinliyor
  Rusya "herşeyi yiyen aç kurda" rest çekti
  Paris'te onbinler ırkçı "Göçmen Yasası"nı protesto etti.
  Trabzon'da gençlik çalışması
  TMMOB'da yeni bir döneme girerken
  TMMOB'da yaşananlar
  Öğrenci gençlik
  Bakış açısına ve zamana dayanıklılığa duyulan güven! (Parti değerlendirmelerine önsöz)
  Frankfurt'ta "71 Devrimci Hareketi ve İbrahim Kaypakkaya" sempozyumu
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Ortak sorunlarımızı çözmek için çaba gösteriyorum

Merhaba,

Kırşehir'e geldiğim günden bu yana yaşadıklarımdan bahsetmek istiyorum.

Kırşehir'e kayıt için ilk geldiğimde, sudan çıkmış balık gibiydim. Çünkü Kırşehir'i ve hiç kimseyi tanımıyordum. Günler geçtikçe yavaş yavaş insanları tanımaya başladım. Bu noktada pek iç açıcı olaylarla karşılaşmadım. İnsanları sandığım kadar aydın bulmadım. Günler bu şekilde akıp gidiyordu. Ramazan ayına girmiştik ve çoğu insanın iç yüzünü görmeye başladım. Ramazan ayında okula birden bire reis denilen insanlar üşüşmeye başladı. Sözde amaçları okuldaki güvenliği sağlamak ve herhangi bir olayda müdahale edip sorunları çözmekti. Ama onların asıl amaçları sorun çözmek değil tam aksine sorun çıkarmaktı. Tabii asıl amaçları öğrencileri ezmekti. Kimsenin onlara karşı çıkmamasını sağlamak ve kendileri hakkında ileri geri konuşmamaları için yaptıkları yoğun baskılardı.

Size tanık olduğum bir olaydan bahsetmek istiyorum. Ramazan ayında öğrencilerden birinin arka bahçede sigara içmesini bahane ederek, o öğrenciyi tartakladılar. Tabii yaptıkları bunlarla sınırlı değildi. Kimse bunlara “müdahale etmiyor mu” diyeceksiniz. Kırşehir genelinde ve okulda öyle bir sistem kurmuşlar ki okul yönetimi ile işbirliği içindeler. Okul yönetimi onların daha çok rahat edebilmesi için bütün olanaklarını sunuyor. Örneğin bir öğrencinin bu reislere müdahale etmesinin sonucu, hemen o öğrenci hakkında soruşturma açılması oluyor. Soruşturma sonucunda verilen cezalar bir dönem veya bir yıl boyunca okuldan uzaklaştırılmayla sonuçlanıyor.

Bu faşist saldırganlığa karşı çalışmalarımızı belirli sınırda da olsa başlatmış bulunuyoruz. Öncelikle PYO'yu düzenli olarak okuyucularımıza ulaştırma çerçevesinde harekete geçtik. Şu anda okurlarımıza hem gençlik yayınımızı hem de gazetemizi ulaştırıyoruz. Artık bu kentte yalnız olmadığımın farkındaydım. Okurlarımızı ziyaret etmeye, siyasal gelişmeleri onlarla tartışmaya başladım.

Okulda öğrenci arkadaşlarla tanışmaya, sohbet etmeye başladım. Sohbetlerde yaşadığımız sorunların ortak olduğunu gördüm. Sorunlarla ilgili neler yapmamız gerektiğini ve çözümlerine ilişkin öneriler sundum.

Okulda ilerici bir öğrenciyle tanıştım. İkinci sınıfta olması, okuldaki birçok aydın öğrenciyi tanıması büyük bir avantajdı. Arkadaş birçok yeni arkadaşla tanışmamı sağladı. Arkadaşlara paralı eğitim hakkında ne düşündüklerini sordum. İlk başta pek tepki göstermediler. Ama biraz konuştuktan sonra parasız eğitimden yana tutumlarını ortaya koymaya başladılar. Çözümün hep birlikte ve bilinçli bir şekilde örgütlenmekten geçtiğini ifade ettim. Yapacağımız bir anket çalışmasının örgütlenmeyi kolaylaştıracağını ifade ettim.

“Harçları binlerce dolar olursa okuyabilir misiniz? Üniversiteler kâr kapısı mıdır? Eğitim nasıl olmalıdır? İran'a yönelik emperyalist savaş gençliği nasıl etkileyecek? ABD askeri olmak ister misiniz?” sorularını kapsayan bir anket çalışması önerdim. Arkadaşlar yaptığım öneriyi onayladılar. Finallerin başlaması nedeniyle anket çalışmasını eğitim döneminin başına erteledik.

Genelde Kırşehir'de özelde ise üniversitede yaşananları düzenli olarak aktarmaya devam edeceğim.

Kırşehir'den Ekim Gençliği okuru

-------------------------------------------------------------------------------------

IBZ Bielefeld'in 25. yılı etkinliklerle kutlandı

Almanya'nın Bielefeld kentinde 1981 yılında yabancı göçmenler ile Almanlar'ın birlikte kurdukları IBZ (Uluslararası Buluşma Merkezi) 25. kuruluş yıldönümü, 12-13 Mayıs'ta düzenlenen etkinliklerle kutlandı. Etkinlik değişik kurum ve kuruluşların davetli oldukları resmi açılışla başladı. Açılışa Bielefeld Yabancılar Meclisi Başkanı, Yeşiller Bielefeld temsilcisi, belediyenin kültür alanındaki çalışanları ve birçok kurumdan gelen yüzden fazla kişi katıldı. Program IBZ yönetimi adına yapılan bir konuşmayla başladı. Bu konuşmada, güncel bir sorun olarak yabancılar sorunu ve son zamanlarda “uyum” adı altında uygulanan politikalar eleştirildi. Daha sonra gelen temsilciler konuştular.

Resmi kutlamanın kültürel bölümünde biz Salkımsöğüt Tiyatro Grubu olarak sahneye, savaşla ilgili “Çocuklara verelim dünyayı!” isimli Almanca oyunumuzla çıktık. Gösterimiz büyük bir beğeni topladı. IBZ'i kuruluşundan beri tanıyan Yeşiller temsilcisi, 25 yıl önce Hiroşima ile ilgili bir etkinlik düzenlediklerini, oyunumuzun o günleri hatırlattığını ve çok anlamlı olduğunu belirtti. Tiyatro grubu olarak dört yıldır çalışmalarımızı IBZ'de yürütüyoruz. IBZ çatısı altında çalışan yaklaşık 24 uluslararası grup olmasına rağmen, böyle bir etkinlikte IBZ'i temsil etmeyi bizden talep ettiler. Bunu politik bir başarı olarak değerlendiriyoruz. Bundan sonraki süreçte bu alandaki çalışmalarımızı daha etkili bir biçimde sürdüreceğiz.

Kutlamanın ikinci günü diğer çalışma gruplarının kültürel programıyla sürdü.

Tiyatro Grubu Salkımsöğüt/ Bielefeld

---------------------------------------------------------------------------------------

Berlin'de Mayıs şehitleri anıldı...

İşçi ve Gençlik Kültür Merkezi (İGKM) olarak 13 Mayıs tarihinde düzenlediğimiz bir etkinlik ile Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve İbrahim Kaypakkaya'yı andık.

Emperyalizme ve faşizme karşı devrim ve sosyalizm bayrağını büyük bir militanlıkla yükselterek, bizlere tarihsel önemde bir gelenek devreden Denizler'in, İbrahimler'in, Mahirler'in dalgalandırdıkları kızıl bayrak bugün bizim ellerimizdedir. Anmada Onlar'ın bize devrettikleri mirası ve mücadele geleneğini sürdüreceğimize söz verdik.

Etkinlik şiir eşliğinde yapılan saygı duruşunun ardından devrimci marşlarla devam etti. Hazırladığımız film büyük bir ilgiyle izlendi. Denizler'in, İbrahimler'in, Mahirler'in mücadeleleri ve miras bıraktıkları direniş geleneğini bugünün devrimcilerine yüklediği görev ve sorumluluklar üzerine yaptığımız tartışmanın ardından etkinliğimiz sona erdi.

İGKM çalışanları/Berlin