Almanya'da gaspedilen sosyal haklarını korumak için işçi ve emekçiler harekete geçmiş bulunuyorlar. Yürüyüş, miting, grev, fabrika ve okul işgalleri gibi eylemlerle bu saldırılara karşılık veriyorlar.

Fabrikalarının kapatılmak istenmesine karşı fabrikayı işgal ederek greve giden Nürnberg AEG işçilerinin direnişi 33. gününde kararlılıkla sürüyor.

Geçtiğimiz günlerde (11 Şubat) Almanya Sendikalar Birliği'nin (DGB) çağrısı ile Berlin'de yapılan merkezi yürüyüşe 40 binden fazla kişi katıldı. Bundan üç gün sonra (14 Şubat), bu kez Avrupa Sendikalar Birliği'nin çağrısı üzerine, “Bolkestein Yasaları”na karşı Fransa'nın Strasbourg kentinde yapılan eyleme ise 100 binin üzerinde işçi katıldı. Bu yürüyüşe en yüksek katılım Almanya'dan gerçekleşti.

Öte yandan, Almanya'nın en çok üyeye sahip olan Birleşik Hizmet Sendikası'nın (Ver.di), kamu işyerlerinde iş saatlerini 38.5 satten 40 saate çıkarmayı öngören Bolkestein Yasaları'na karşı başlattığı grev beş eyalette sürüyor. Bu grev daha çok çöp toplama hizmeti ve sağlık işkollarında kendini hissettirirken, gittikçe yayılma eğilimi taşıyor.

Bütün bunlara irili ufaklı bir takım başka grev ve direnişlerle, Bielefeld Üniversitesi işgali gibi eylemleri de eklemek gerekiyor.

Almanya'da son dönemlerdeki bu sosyal hareketlilik tablosunda önemli katkısı olan sendikalardan biri de, daha çok inşaat ve temizlik işkollarında örgütlü olan IG-BAU sendikasıdır. “Bolkestein Yasaları” en çok bu sendikaya bağlı sektörleri olumsuz etkilemektedir. Zira Doğu Avrupa ve başka ülkelerden gelen işçiler en çok inşaat ve temizlik işkollarında çalıştırılmaktadır. Bu işçilere uygulanan düşük tarifeler, yerli işgücünün ücretlerini de aşağı çekmeye zorlamaktadır.

IG-BAU'nun duyarlılığını arttıran bir başka etken ise, toplusözleşme döneminde bulunmasıdır. Sendika toplusözleşmede % 3.5 zam isterken, işveren toplusözleşme hakkını dahi gaspetmek istiyor. Buna karşı sendika birçok yerde uyarı grevleri ile çeşitli eylemlere başvuruyor.

IG-BAU Sendikası Köln'de 18 Şubat günü, çalışma saatlerini yükseltmeyi öngören “Bolkestein Yasaları''na, emeklilik yaşının 67'ye yükseltilmek istenmesine karşı çıkan ve %3.5 zam talep eden bir eylem gerçekleştirdi. Eyleme esas olarak Kuzey Ren Vestfalya (NRW) eyaleti çapında olmak üzere, Almanya'nın her tarafından katılım oldu.

Eylem, saat 10.00'da Köln DGB binası önünde toplanılması ile başladı. Henüz yolda olan otobüsler beklenirken, sendika salonunda Köln DGB başkanı kısa bir konuşma yaptı.Temsilci, bir aydan fazla bir zamandır süren AEG direnişi, başta üniversite kliniklerinde olmak üzere, kamu çalışanlarının çeşitli eyaletlerde sürdürdükleri grevler ile irili ufaklı diğer eylemlerden bahsederek, bu direnişlerle dayanışma çağrısı yaptı. Sendikacı konuşmasını “Ben otuz yıllık sosyal-demokratım, fakat bugün kendisi de bir sosyal-demokrat olan Franz Müntefering'in açıklamalarından utanç duyuyorum ve çantamı alıp gitmek istiyorum” diyerek bitirdi.

Bütün otobüslerin gelmesiyle birlikte saat 12.00'ye doğru yürüyüşe geçildi. Yağan yoğun yağmurdan dolayı işçilerden bazıları miting yerine tramvaylarla gitti. Buna rağmen yürüyüşe ikibinin üzerinde işçi katıldı. En önde yer alan bando takımı ile düdüklerin hiç susmadığı yürüyüş oldukça coşkulu idi. Katılımda orta yaş üstü ve emekli işçilerin ağırlığı, genç işçilerin ise azlığı dikkat çekti. Bu durum, genç işçiler arasında sendikalı olanların oranın düşüklüğünün yanısıra genç işçilerin sendikaya güvensizliklerinin de bir göstergesi.

Daha çok düşük ücret ile çalışma saatlerinin yükseltilmesini protesto eden pankartların taşındığı eylem Köln Fuarı'nın önündeki alanda yapılan kısa mitingden sonra sona erdi.

Eyleme Bir-Kar olarak biz de destek verdik ve “Sermayenin düşük ücret dayatması ve sosyal yıkım saldırılarına karşı birleşik mücadeleye!” başlıklı bildirilerimizi dağıttık.

Bir-Kar/Köln

-----------------------------------------------------------------------------------------

Bielefeld Üniversitesi'nde işgal üçüncü haftasında!

Bielefeld Üniversitesi'nde üç hafta önce başlayan işgal hala devam ediyor. İşgalci gençler üniversite dışında öğrenci gençlik kitlesine ulaşmayı hedefliyorlar. 15 Şubat‘ta Oberstufenkolleg Lise‘sinde bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıya birçok ortaokul, lise ve meslek liselerinden öğrenci temsilcileri davet edilmişti. Toplantının gündemi har(a)ç ile ilgili genel bir bilgi vermekti; çünkü öğrenciler bu konuda bilgi sahibi değiller. Genel bilgilendirmeden sonra kısa bir dia gösterimi yapıldı ve AsTA temsilcileri üniversite har(a)çlarının “yararları” ve “zararları” ile ilgili argümanları anlattılar. “Yararları” ile ilgili argümanlar herkes tarafından tepkiyle karşılandı.

Toplantıyı yaptığımız okul akşam saat 20:00'de kapatıldığı için, tartışmaya üniversitenin işgal edilen bölümünde devam ettik. Burada ileriki süreçde ne yapılacağına yönelik planlar yapıldı. Mesela, okullarda bilgilendirme panelleri, imza kampanyaları, çarşıda stand kurmak, yürüyüş vb. Dikkati çeken nokta, işgalci öğrencilerın neler yapılacağı konusunda yeterli açıklık taşımamaları ve örgütlü olmamamaları. Buna rağmen üniversitede bilgilendirme standını sürdürüyorlar ve diğer üniversitelere bildiriler dağıtıp son durum ile ilgili bilgiler veriyorlar. Standın etrafındaki panolara haraçlara karşı olan üniversiteliler ve harç karşıtı olan üniversite öğretim üyelerinin konu ile ilgili açıklamalarına yer veriyorlar

Bir-Kar olarak yazıdığımız harç karşıtı bir bildiriyi ve Kızıl Bayrak'ta yayınlanan haberleri rektörlüğe astık. Standların etkin bir biçimde kullanılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.

Birkar/Bielefeld

------------------------------------------------------------------------------------------

İsviçre'de seminer:

“Sosyal hak gaspları ve sosyal mücadeleler dönemi”

İsviçre'nin Basel şehrinde Gökkuşağı Derneğinin 2006 yılı için planladığı seminerler dizisinin ilki olan “Sosyal hak gaspları ve sosyal mücadeleler dönemi” konulu seminer, 19 Şubat günü 50 kişilik katılımla gerçekleştirildi.

Seminerin ilk bölümünde 1980'lerden itibaren sosyal hak gasplarının gelişim seyri; bu saldırıların emperyalist ve kapitalist odaklar tarafından tek merkezden planlandığı; sınıf mücadelesinin gerilediği, devrimci hareketlerin zayıfladığı, emekçilerin ideolojik bilinçlerinin dumura uğradığı bir dönemde emperyalizmin saldırıya geçtiği, kapitalizmin tam bir barbarlık dönemine girdiği üzerinde duruldu. İşçi sınıfının büyük bedel ödeyerek kazanmış olduğu sosyal haklarının elinden alınmasına sessiz kalmayacağı, sosyal hak saldırılarının sosyal mücadeleler dönemini tetiklediği, 21.yüzyılın devrimler ve karşı-devrimler çatışmasının yüzyılı olacağı, dünyadan ve yaşadığımız coğrafyadan çeşitli örneklerle anlatıldı.

İkinci bölümde ise birçok dinleyici kendi görüşlerinin yanısıra sorular sorarak panelin canlı bir şekilde sonuçlanmasına katkıda bulundu. Seminer sonrasında katılımcıların kendi aralarında sohbet ve tartışmayı sürdürdüğü gözlendi.

Gökkuşağı/Basel