25 Şubat 2006 Sayı: 2006/07 (07)
  Kızıl Bayrak'tan
   Merkezi işçi kurultayı için asgari zemin
yakalanmıştır!
  Türkiye-İsrail ilişkilerinin “derin yara”
aldığı iddiaları temelden yoksundur
  Hamas heyetinin Türkiye ziyareti
  DİSK’in İzmit mitingine binlerce emekçi katıldı
Son eylemler ve gösterdikleri
  “Genel Sağlık Sigortası geri çekilsin!”
“Mezarda emeklilik istemiyoruz!”
Tersanelerde ücret gaspları artıyor...
  “Yeşil” ve çeteleşen devlet gerçeği.
  Devletin “yetkin mühendislik” saldırısı ve
TMMOB’un tutumu
Avrupa sosyal modeli: Bir, iki, üç... Daha fazla Bolkestein Yönergesi!/ Yüksel Akkaya
  Tarihten günümüze kadın ezilmişliği ve
kapitalizm (Orta sayfa)
  Bültenlerden
   8 Mart çalışmalarından...
   Güney’de bölgesel lise kampanyası...
Geleceğimiz ve özgürlüğümüz
için mücadeleye!
   Sanayi İşçileri Derneği Girişimi etkinliği
  Karikatür krizi Müslüman-Hıristiyan
çatışmasını körüklüyor...
  Irak’ta sistematik işkence!
  Almanya’da işçi-emekçi eylemleri
yayılıyor..
  Bir cinayetin ardından...
  Yeni dönem liberallerinin AKP hükümetinden beklentileri
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Emperyalist barbarlığın insanlık dışı yeni görüntüleri...

Irak'ta sistematik işkence!

Emperyalist işgalleri “demokrasi ihracı” kavramlarıyla açıklayan Amerikan rejimi ve medyası yıllardır tarihin en yaygın ve pervasız yalan kampanyasını yürütüyor. Dünyayı saran medya ağına ek olarak, hemen her ülkede dolar cinsinden dolgun maaş alan kalemşörlerin harcadığı çabaya karşın sonuç fiyasko. Bunu itiraf eden, neo-faşist ekibin şeflerinden ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in kendisidir. Rumsfeld, “ülkesinin El Kaide ve diğer düşmanlarına karşı propaganda savaşını kaybetmekte olduğu”nu söyleyerek, yalan seferinin amacına ulaşmadığını itiraf etti.

Medya her ne kadar yüzmilyonlarca insanı uyuşturabiliyorsa da, emperyalist orduların gizlenemeyen ve akıl almaz boyutlara ulaşan zorbalığı, “propaganda savaşı”nı başarısızlığa mahkum ediyor. Ebu Garib'den yansıyanlar bile ABD'nin imajını yerlerde süründürmeye yetmişti. ABD askerlerinin Ebu Garib'de tutsaklara yaptıkları vahşi işkenceler 2004 yılında yayımlanan bir dizi fotoğrafla kanıtlanmış, görüntüler dünya halklarının ABD emperyalizminden tiksinmesine yolaçmıştı. Kamuoyuna açıklanan yeni belgeler olayın boyutunun sanılandan çok daha vahim olduğunu ortaya koydu.

Amerikan rejiminin yoğun baskılarına karşın Avustralya'nın SBS televizyonunda yeni yayımlanan fotoğraflar, Ebu Garib'de işkencenin yaygın ve sistematik olduğuna dair en ufak bir kuşkuya yer bırakmayacak cinsten. 2003 ve 2004'te çekildiği belirtilen fotoğraflarda, ABD askerlerinin çıplak erkeklere yaptıkları işkenceler yer alıyor.

Programda, Irak'taki Ebu Garib'de tutsaklara yapılan işkence hakkında tanıklık ettikten sonra rütbesi indirilen ABD'li çavuş Samuel Provance, Iraklı tutukluları güçsüz düşürüp konuşmalarını sağlamak amacıyla çocuklarına işkence yapıldığını da açıkladı. Provance, babalarını “yumuşatmak” için gözlerinin önünde çocuklarına işkence yapmanın çok sık başvurulan bir yöntem olduğunu belirtti.

İşkence fotoğraflarının yayımlanmasının hemen ardından İngiliz The Guardian gazetesi de 17 Şubat tarihli sayısında ABD ordusunun Ebu Garib raporunu yayımladı.

Raporda, cezaevindeki işkence dehşetini yaşayanların sayısı binlerle ifade ediliyor. ABD ordusuna göre, Ebu Garib'de Iraklı tutuklulara işkence yapılırken çekilen fotoğraf sayısı 1325. Cezaevindeki işkence sadece fotoğraflanmakla kalmamış, tutuklular işkence görürken çekilen 93 video kaydı da bulunuyor.

İşgalci ordunun raporu bu kez sayısı belli olmayan cinayetleri de teslim etti. ABD ordusunun bu son raporunda cezaevinde işkence ya da başka şekillerde öldürülen mahkumlara ait veriler de bulunuyor. Ölümü “şüpheli” bulunan Iraklı tutuklulara ait fotoğraf sayısı 546. Fotoğrafı çekilmeyenlerin sayısı ise “meçhul”.

Cezaevindeki işkence, cinayet ve tecavüz olaylarını belgeleyen bu kanıtların 18 Ekim-30 Aralık 2003 tarihleri arasında çekildiği de belirtiliyor. Yani binlerce kayıt sadece 72 günlük sürenin kayda alınan icraatlarıdır. Bu durumda onbinlerce Iraklı'nın işkence tezgahından geçirildiğini, binlercesinin de katledildiğini söylemek hiç de abartı olmayacaktır.

ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Ebu Garib'de işkenceli uygulamalara ilişkin yeni fotoğraflarda, ülkesinin daha önce de kınadığı ve cezalandırdığı davranışların sergilendiğini iddia ederek, fotoğrafların yayımlanmasına tepki gösterdi. Bush yönetimi işkenceye değil, belgelerinin yayımlanmasına tepki gösteriyor. Bu da anlaşılır, çünkü işkencenin dolaysız sorumlusu bu yönetimdir. Fotoğraf ve belgeler ise, bu haydut sürüsünün barbarlığını gözler önüne seriyor. Buna karşın BM Genel Sekreteri Kofi Annan da benzer bir tutum içerisine girerek soysuzluğunu sergiledi. Annan'a göre işkencenin kendisi değil ama fotoğrafların yayımlanması ‘talihsizlik' olmuş.

İşkence emperyalist-kapitalist sistemin en iğrenç görünümlerinden biridir. Ebu Garib'den yansıyanlar bu iğrençliğin sadece bir karesidir.

-----------------------------------------------------------------------------------------

BM Guantanamo işkence kampının kapatılması çağrısında bulundu

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu, 500'den fazla esirin işkence altında tutulduğu Guantanamo toplama kampının kapatılması çağrısında bulundu. Guantanamo'nun işkence kampı olduğu açığa çıkalı yıllar oldu. Ancak BM şimdiye kadar ne ABD emperyalizmini vahşi işkencelerinden dolayı kınadı, ne de kamptaki esirlere insan muamelesi yapılmasını talep etti. Beklenebileceği gibi savaş kundakçıları, fazlasıyla gecikmiş olan bu çağrıya da olumsuz yanıt verdi.

Çağrı üzerine açıklama yapan neo-faşist çetenin sözcüsü Scott McClellan, BM uzmanlarının hazırladığı rapordaki işkence iddialarının kamptaki tutsakların avukatlarının görüşlerinin tekrarından ibaret olduğunu öne sürerek, işkence kampının kapatılmayacağını söyledi.

Açlık grevindeki tutuklulara zorla yemek yedirildiği ifade edilen raporda, işkenceye karşılık gelen bu tür uygulamalara son verilmesi çağrısı yapılıyor. Raporda ayrıca, işkence iddialarının soruşturulması ve yönetimin en üst kademesine kadar tüm asker ve politikacıların yargı önüne çıkarılması isteniyor.

İşkence kampını kapatmayı reddetmekle yetinmeyen savaş kundakçıları, komisyonu ciddi bir araştırma yapmamakla suçladılar. Raporun ardından Washington'ın BM'ye yaptığı yıllık bağışların dondurulmasının gündeme geleceği belirtiliyor.

BM Genel Sekreteri Kofi Annan ise bu açıklama sonrası yaptığı yorumda, er ya da geç kampın kapatılmasına ihtiyaç, Amerikan hükümetinin bu konuda mümkün olan en kısa sürede karar vermesini umduğunu vurgulamakla yetindi.

Avrupa Parlamentosu da ABD'ye Guantanamo gözaltı merkezini kapatması ve buradaki tutukluların adil yargılanması çağrısında bulundu. Avrupa Parlamentosu'nun kararında, Guantanamo'daki “her tutsağın uluslararası insani hukuk uyarınca muamele görmesi ve gecikmeksizin yetkili, bağımsız, tarafsız bir mahkeme tarafından adil ve kamuya açık olarak yargılanması gerektiği” kaydedildi.

Her zaman olduğu gibi savaş kundakçıları, Avrupalı suç ortaklarının bu ikiyüzlü çağrısını pek dikkate almadılar. Zira kısa süre önce ortaya çıkan belgeler, CİA'nın gizli işkence merkezlerine esir taşırken Avrupalı dostlarından önemli yardımlar aldığını ortaya koymuştu.