25 Şubat 2006 Sayı: 2006/07 (07)
  Kızıl Bayrak'tan
   Merkezi işçi kurultayı için asgari zemin
yakalanmıştır!
  Türkiye-İsrail ilişkilerinin “derin yara”
aldığı iddiaları temelden yoksundur
  Hamas heyetinin Türkiye ziyareti
  DİSK’in İzmit mitingine binlerce emekçi katıldı
Son eylemler ve gösterdikleri
  “Genel Sağlık Sigortası geri çekilsin!”
“Mezarda emeklilik istemiyoruz!”
Tersanelerde ücret gaspları artıyor...
  “Yeşil” ve çeteleşen devlet gerçeği.
  Devletin “yetkin mühendislik” saldırısı ve
TMMOB’un tutumu
Avrupa sosyal modeli: Bir, iki, üç... Daha fazla Bolkestein Yönergesi!/ Yüksel Akkaya
  Tarihten günümüze kadın ezilmişliği ve
kapitalizm (Orta sayfa)
  Bültenlerden
   8 Mart çalışmalarından...
   Güney’de bölgesel lise kampanyası...
Geleceğimiz ve özgürlüğümüz
için mücadeleye!
   Sanayi İşçileri Derneği Girişimi etkinliği
  Karikatür krizi Müslüman-Hıristiyan
çatışmasını körüklüyor...
  Irak’ta sistematik işkence!
  Almanya’da işçi-emekçi eylemleri
yayılıyor..
  Bir cinayetin ardından...
  Yeni dönem liberallerinin AKP hükümetinden beklentileri
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

SSK'nın devriyle sorunlar daha da arttı...

Parasız sağlık hakkı ve gelecek güvencesi için mücadeleye!

SSK'ya bağlı sağlık kurumlarının Sağlık Bakanlığı'na devredilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Devirden sonra hastaneler ve sağlık ocakları hala kriz yaşıyor. Özel sağlık kuruluşlarından hizmet satın almaya çalışan emekçilerin yaşadığı sıkıntılar, sağlık alanında son bir yıldır uygulanan politakanın ne anlama geldiğini kanıtlamaktadır. Sorunlar çözülmek bir yana daha da artmaktadır.

Devir işinden, sağlığı piyasalaştıran sermayedarlar kârlı çıkmıştır. Zaten devir öncesinde AKP hükümeti sağlık alanına ayrılan %70 kaynağın büyük bir bölümünü özel sağlık kuruluşlarına aktararak sağlık hizmetinin paralı hale gelmesinin yolunu açmıştı. AKP hükümetiyle birlikte “sağlıkta dönüşüm” programı çerçevesinde SSK'da tüm hizmetlerin özel sağlık kuruluşlarından alınması süreci hızlandırılmıştır.

2001 yılında 2.257 milyar Ytl olan sağlık harcamaları katlanarak artmıştır. 2004 yılı sonu itibarıyla bu miktar 6.405 milyar Ytl olmuş, devir sonrası (2005 yılı) ise yaklaşık 8.5 milyar Ytl'ye ulaşmıştır. Devirden sonra SSK adeta sağlık üretimini bırakarak hizmet satın alan bir kurum haline getirilmiştir. Emekçilere “değişim” adı altında tam bir yıkım dayatılmıştır. İddia edildiği gibi daha iyi bir sağlık hizmeti sağlanamamıştır.

Saldırıların temelini “sağlıkta dönüşüm programı” oluşturmaktadır. İMF ve uluslararası kuruluşların dayatması ile “sağlıkta dönüşüm programı” adı altında uygulanan politikalar sağlık hizmetini paralı hale getirmektedir. Sağlık hizmetinin ağırlığı özel sektörden “parası olana parası kadar” sunulduğu için, emekçilerin bazı hizmetlere ulaşma şansı hiç kalmamıştır. Zaten “sağlıkta dönüşüm programı”nın amacı da budur.

SSK'nın tasfiyesi ile daha önce hastanelerden ücretsiz karşılanan ilaç, tıbbi malzeme, protez, ortez gibi iyileştirme araç ve gereçleri artık hastalar tarafından dışarıdan belli bir ücret karşılığında alınmaktadır. Daha önce ücretsiz yararlanılan ambulans da artık ücrete tabidir. Kronik hastalıkları bulunanlar ise ilaçlarını eczanelerden karşılayamaz olmuştur.

SSK'nın devrinden sonra kamu sağlık kurumları artmamıştır. SSK'nın devri öncesinde, SES'in hazırladığı rapora göre, 144 hastane, 217 dispanser ve 176 sağlık istasyonu ile 36 milyon insan SSK'dan hizmet almaktaydı. Devirle birlikte AKP hükümetinin ve bir takım çevrelerin iddiasının tam tersine 37 dispanserin kapatılmasıyla hem burada çalışanların, hem de kamu hizmetlerinden yararlanan emekçilerin sayısı azaltılmıştır. Bu bir yıllık dönemde azalmayan tek şey hastane kuyrukları olmuştur.

Sağlık ocaklarının sayısı da azaltılmıştır. Birçok ilde dispanser ve SSK hastaneleri kapatılmıştır, kapatılmayan hastanelerin yapısı ve hizmet kapsamı değişmiştir. Buralara bağlı çalışan emekçilerin görev yerleri değiştirildi. Provizyon merkezleri oluşturularak bir kısım çalışan sağlık işkolundan çıkarıldı ve Çalışma Bakanlığı'nda istihdam edildi. Yine birçok ilde hastaneler birleştirildi. SSK hastanelerinin bir kısmı kadın doğum ve çocuk hastanesine dönüştürüldü.

Buralarda çalışan emekçilerin özlük ve sosyal haklarında da kayıplar yaşandı. SES'in raporuna göre, “Lojmanda oturanlar tahliye ettirildi. Çeşitli kadro sorunları (görevde yükselme ve ünvan yükselmesi sınavları yapılmadığı için birçok kişi kadro beklemektedir) devam etmektedir. Ücretler sabit tutulduğundan, devirden sonra personelin öğrenim durumu veya sosyal durumundaki değişiklikler (öğrenim durumu nedeni ile özel hizmet tazminatı ve yan ödemenin arttırılması gibi) ücretlere yansıtılmamaktadır. Nöbet ek ödemeleri artık verilmemektedir. Özlük dosyaları Sağlık Bakanlığı bilgi işlem merkezine tam olarak geçirilmediğinden, Temmuz 2005 döneminde tayin isteyemediler. Halen bu sorun nedeni ile tayin isteyemeyenler var”. “Sağlıkta dönüşüm programı” sağlık emekçilerini düşük ücretle, iş güvencesiz, esnek, kuralsız ve sözleşmeli çalışmaya mahkum ediyor.

SSK'nın devri uluslararası sermayenin ve ilaç tekellerinin de iştahını kabarttı. Sağlıkta en kârlı alanlardan biri olan ilaç sektörü piyasası tekellerin denetimine bırakıldı. SSK poliklinik eczanelerinin kapatılmasıyla SSK'ya ucuz temin edilen ilaçlar alınamaz oldu. SES'in sağlık raporundaki verilere göre; ilaç harcamaları 2001 yılı sonu itibariyle 992.616 milyon Ytl iken 2004 yılı sonu itibariyle 2.471.528 milyar Ytl'ye ulaştı. Sağlık Bakanlığı'na devirden sonra ilaç harcamaları tahmini olarak 3.7 milyar Ytl olarak belirlenmiştir.

Bir yıllık uygulamaların da gösterdiği gibi “sağlıkta dönüşüm programı”yla sağlık hizmetlerinden sadece parası olanlar yararlanacaktır. Bu saldırılar sağlık, gelecek ve sosyal güvence hakkının gaspıdır. İMF patentli saldırılara karşı mücadele ertelenemez bir görevdir.

-----------------------------------------------------------------------------------------

Emek Platformu Ankara bileşenleri GSS'ye hayır dedi...

“Genel Sağlık Sigortası geri çekilsin!”

19 Şubat günü Emek Platformu Ankara bileşenleri GSS'ye karşı bir miting gerçekleştirdi. Saat 11:30'da Gar önünde toplanmaya başlayan kitle Sıhhıye Meydanı'na doğru sloganlarla yürüyüşe geçti.

Eyleme 2 bin işçi ve emekçi katıldı. Türk-İş'e bağlı sendikalar kitlesellikleri ile dikkat çektiler. Özellikle TÜMTİS kortejleri coşkusu ve kitleselliği ile öne çıktı. Ayrıca özelleştirme saldırısıyla karşı karşıya kalan telekomünikasyon alanında örgütlü bulunan Türkiye Haber İş de önceki eylemlerle karşılaştırıldığında yoğun bir katılım gerçekleştirdi. DİSK'in katılmadığı eyleme Hak-İş (90), Türk Tabipler Birliği (15), TMMOB (100) ve KESK (350) sınırlı katılım sağladı. Reformist çevrelerden ÖDP, EMEP ve İşçi Partisi eyleme destek verenler arasındaydı.

Devrimci grupların mitinge katılımı sınırlı oldu. Komünistler olarak “Genel Sağlık Sigortası geri çekilsin!/BDSP” imzalı pankartımızla mitingdeki yerimizi aldık. Miting alanında BDSP imzalı 8 Mart'a dönük bildirilerimizi dağıttık.

Coşkunun zayıf olduğu, örgütlenmesinin doğru-dürüst yapılmadığı, tertip komitesinin arama noktasında bulunmak dışında herşeyi oluruna bıraktığı miting 14:30'da sona erdi.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu/Ankara