Kesintisiz devam eden İsrail katliamları, Filistinli örgütlerin ilan ettiği tek taraflı ateşkesin iki ay dolmadan bitmesine yol açtı. Önderleri hedef alınan Hamas, bu katliamlara intihar saldırılarıyla karşılık verdi. Hamasın kurucusu ve ruhani lideri Şeyh Ahmet Yasini hedef alan füze saldırısının ardından Hamas yetkilileri, İsrailin bedel ödeme zamanının geldiğini ve cehennem kapılarının onlar için açılacağını ilan ettiler. Hamasın bu tür açıklamaları boşuna yapmadığı bilinir. Nitekim İsrail ordusu bir taraftan katliamlarına devam ederken, Hamasın gerçekleştireceği olası saldırıları engellemek için de olağanüstü güvenlik önlemleri almaya başladı.
Dünyanın en kalabalık yerleşim yeri olan Gazze Şeridinde F 16 savaş uçaklarıyla apartmanları füze yağmuruna tutan siyonistler, ikinci intifadanın başladığı Eylül 2000 tarihinden bu yana 3 bine yakın Filistinliyi katlettiler. Öldürülenlerin ezici çoğunluğu sivillerden, yüzlercesi de çocuklardan oluşuyordu.
Katliamlara devam eden siyonistler, tam onlara yakışan iğrenç tehditler savurmaktan da geri durmuyorlar. Şeyh Ahmed Yasinin içinde bulunduğu apartmana füzeli saldırının (Yasinin hafif yarayla atlattığı saldırıda çoğu çocuk 15 kişi yaralandı) emrini bizzat veren kasap Şaron, katliam kampanyasının devam edeceğini de ilan etti. Filistinli direnişçileri kastederek, Öldürülmek için belirlendiler, onlara bir an bile dinlenme fırsatı vermeyeceğiz. Onları avlamaya devam edeceğiz, çünkü onların tek hedefi var: İsraili ortadan kaldırmak dedi.
İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz da Arafatın dünyayla tüm bağlantılarının bir an önce kesilerek tamamen tecrit edilmesi gerektiğini savundu. Dışişleri Bakanı Şilvam Şalom ise, Arafatın sürgüne gönderilmesini istedi.
Saldırılara karşılık vereceğini açıklayan Hamas, 9 Eylül akşamı Tel Aviv ve Kudüste birkaç saat arayla iki intihar saldırısı gerçekleştirdi. 15 kişinin öldüğü, 70ten fazla kişinin yaralandığı saldırıları üstlenen Hamas, eylemlerin arkasının geleceğini açıkladı. Bu eylemelerden sonra İsrail ordusu savaş uçaklarıyla Filistin kentlerini bombalarken Cenin, Tulkarim, Gazze, Kalkilya gibi kentlere de girmeye başladı. İsrail saldırılarına destek veren Bush yönetimi, her zamanki gibi Filistinlilerin eylemlerini kınadı. Hamasın eylemleriyle ilgili açıklama yapan Amerikalı bir yetkili, teröre karşı mücadelenin öneminden bahsetme arsızlığı göstererek Filistinli direnişçileri tehdit etti.
Başta ABD olmak üzere, hür dünyanın tam desteğini arkasına alan kasap Şaron, Filistin kentlerini yıkmakta, akıl almaz katliamlar yapmakta bir sakınca görmüyor. Emperyalist saldırganlığın tüm Ortadoğu halklarını hedefe çaktığı bir dönemde Batı uygarlığı temsilcileri, işgal karşıtı Filistin direnişini terör eylemi, siyonist vahşeti ise, teröre karşı mücadele kapsamında ele alıyor. Bu kaba ikiyüzlülüğe şaşırmak için ortada bir neden yok. Zira kapitalist/emperyalist sistem tam da budur. Ortadoğu halklarının gerçek kurtuluşu emperyalist köleliği alt etmekten ve kapitalist barbarlık düzeninin zincirlerini kırmaktan geçiyor.