Siyasetçisi ve medyasıyla düzen güçleri günlerdir DEHAP’ın başına çorap örmeye çalışıyor. Dertleri hem Kürt hareketini biraz daha terbiye etmek, hem de DEHAP’ın 3 Kasım’da aldığı oyları çalıp “1000 operasyon”dan sorumlu Mehmet Ağar’ın partisi DYP’ye mecliste grup kurdurmak. Bu uğurda seçimlerin iptalinden bile söz ediliyor.

Aydın Cezaevin’nda işkence gören, tecavüze uğrayan çocuk mahkumların sesi nihayet duyuldu. Ve kendi yazdıklarına göre kimi köşe yazarları, bu sayede Türkiye’de işkencenin hala tüm hızıyla devam ettiğini görmüş oldular.

Bunlar Türkiye tipi demokrasiden bildik haberler. Dünyada da durum farklı değil. Sadece bir örnek; Dünya Ticaret Örgütü’nün 5. Bakanlar Konferansı Meksika’nın Cancun kentinde başladı. Cancun’daki konferansı proteste etmek isteyenlere karşı tam 4700 kişilik bir polis/koruma ordusu görev yapıyor. Eylemcilerin gelmesini engellemek için yakın limanlar, havaalanları trafiğe kapatıldı. Meksika polisi göstericilere karşı son derece sert ve provokatif davranıyor. Polisin göstericilere saldırısı sonucu en az bir göstericinin öldüğü haberleri geldi.

Hem dünyada, hem de dünyada tablo ezilenler ve sömürülenler için fazlasıyla karanlık görünüyor. Ama bu madalyonun sadece bir yüzü. Madalyonun bir de diğer yanı, aydınlık ve güzel yüzü var.

Türkiye’nin pek çok yerinde her gün daha fazla sayıda işçi ve emekçi hakları için harekete geçiyor. Trakya’dan Tokat’a, İstanbul’dan Adana’ya ülkenin her yerinde işçiler sermayeye karşı seslerini yükseltiyorlar. Sesleri her geçen gün daha gür çıkıyor.

Diğer yandan dünyanın pek çok yerinden gelen onbinlerce anti-emperyalist, küreselleşme karşıtı tüm baskı ve engellemelere rağmen Cancun sokaklarında buluşup eylemler yapıyor, kapitalizmi lanetliyorlar.

Ve tabii direnenler... Irak’ta, Filistin’de, hücrelerde ya da dünyanın herhangi bir yerinde. Geleceği direnenler ve dövüşenler temsil ediyorlar.

Asker gönderme tezkeresi Ekim ayı içinde meclise gelecek. Hükümetin ve ordunun Irak’a asker gönderme politikasına karşı 27 Eylül 2003 günü Ankara’da bir merkezi miting planlanıyor. Bu mitingin olabildiğince kitlesel, coşkulu ve militan olması önemli. O nedenle sınıf devrimcileri kendi bulundukları alanlarda bu mitinge en iyi şekilde hazırlanmalı, en geniş katılımın örgütlenmesi için şimdiden seferber olmalıdır. Okulların açılmasıyla birlikte emperyalist savaş ve işgal karşıtı hareket yeni bir soluk kazanacaktır. Bundan da yararlanarak Ankara mitingini emperyalist savaş ve işgale karşı mücadeleyi yeni bir düzeye sıçratmanın imkanına dönüştürmek mümkündür. Sermayenin suç ortaklığını reddetmenin ve direnen Irak halkıyla gereğince dayanışmanın yolu da buradan geçmektedir.