30 Ağustos '03
Sayı: 34 (124)


  Kızıl Bayrak'tan
  Tezkereyi çıkarabilmenin riski ortada kaldı
  Kürt-Türkmen çatışması mı, Ortadoğu'yu Balkanlaştırma girişimi mi?
  Kapitalizm savaş demektir!
  ABD Irak'ta uluslararası güç istiyor...
  23 Ağustos Ankara eylemi..
  Reformist barikat devrimci mücadele programıyla aşılacak!
  Devrimci önderlik boşluğunu dolduralım!
  Colin's direnişi üzerine...
  Colin's direnişi ile ilgili zorunlu bir açıklama
  Fabrikalardan...
  Genel grev için hazırlanmlıyız!
  Direnişteki Pirelli-Ekolas işçileri: "Direnişimiz tüm işçi sınıfının direnişidir"!
  Direnişçi Pirelli-Ekolas işçileriyle konuştuk...
  Emperyalist savaş karşıtı platform çalışmaları üzerine...
  Esenyurt İşçi Bülteni'nden...
  Kölelik yasası uygulamaları...
  ABD'nin Liberya fiyaskosu
  Filistin direnişi emperyalist-siyonist planları boşa çıkarıyor
  ABD, Güney, Türkmenler ve TC...
  ABD bataklığa saplanıyor
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
“Yol haritası” parçalandı...

Filistin direnişi emperyalist-siyonist
planları boşa çıkarıyor

Şaron yönetimi katliam, işgal ve yıkımlara hız veriyor

Filistinli örgütler ateşkes ilan ettiği halde, İsrail ordusunun saldırıları aralıksız sürdü. Kudüs’te yapılan son intihar saldırısını gerekçe gösteren İsrail, “barış için” attığı göstermelik adımları bir çırpıda geri alarak, Filistin halkına karşı bilinen barbarca icraatlarını yeniden yoğunlaştırdı. Peşpeşe cinayetler işleyen siyonistler, Filistin kentlerini ablukaya alarak tank, zırhlı araç, savaş uçakları ve helikopterler eşliğinde saldırıya geçti. İsrail ordusu Batı Şeria’daki Cenin ve Nablus kentlerine girerken, Tulkarim mülteci kampına da baskın düzenledi. Gazze Şeridi’nin kuzeyini güneyine bağlayan anayolda bariyer kurarak bölgeyi ikiye böldü. İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz da, “Gazze Şeridi ve Batı Şeria’nın tam ablukaya alınması, ayrıca Filistin kentlerine giriş çıkışların durdurulması” yönünde emir verd.

Kasap Şaron başkanlığında toplanan “güvenlik kabinesi, “Filistinli militanları hedef alacak bir dizi askeri saldırı” düzenleme kararı aldı. Fransız haber ajansı AFP’ye açıklama yapan siyonist bir yetkili ise, “Teröristleri acımadan vurmaya devam edeceğiz. Hem saldıranları hem de saldırıları planlayanları ya da emredenleri vuracağız” dedi.

Hamas ve İslami Cihad ateşkese son verdiler

Siyonistler Filistin direnişini ezebilmek hevesiyle saldırılarını yeniden yoğunlaştırdılar. Gazze Şeridi’nde İsrail ordusu tarafından aracına düzenlenen füze saldırısı sonucu İsmail Ebu Şanab ve iki koruması hayatını kaybetti ve 15 kişi yaralandı. Hamas’ın önde gelen siyasi liderlerinden Ebu Şanab’ın suikastla katledilmesi ateşkesin sonunu getirdi. Hamas ile İslami Cihad, 29 Haziran’da ilan ettikleri ateşkesin sona erdiğini ortak bir bildiriyle kamuoyuna duyurdular. Gelinen noktadan Şaron’u sorumlu tutan iki örgüt, Bush yönetimini de suçladılar. Hamas liderlerinden Abdülaziz El Rantisi, İsrail’in Hamas’a karşı işlediği suçların bedelini ağır bir şekilde ödeyeceğini belirterek, tüm militanlara İsrail hedeflerine karşı saldırıya geçme çağrısı yapıldığını açıkladı.

Ebu Şanab ve iki koruması için düzenlenen cenaze törenine yüzbin kişi katıldı. Cenaze töreni ikinci intifadanın başlamasından bu yana yapılan en geniş katılımlı tören oldu. Gazze’de düzenlenen törende de onbinler siyonist katillerden hesap sorulacağını haykırdılar. Geçen Haziran ayında İsrail’in suikast girişiminden kurutulan Abdülaziz El Rantisi İsrail saldırılarına meydan okudu. Siyonist işgale karşı direnme kararlılığını vurgulayarak, gerekirse sonsuza kadar savaşabileceklerini söyledi.

Uzlaşmacı Abbas hükümeti tam bir çıkmazda

Filistin yönetimi ateşkesin sona ermesinden Şaron’u sorumlu tutmakla birlikte, Hamas ile İslami Cihad’a karşı önlemler alınacağını açıkladı. Her iki örgütle ilişkisini kesen Filistin Özerk Yönetimi, Kudüs’teki intihar saldırısını kınadı ve eylemden sorumlu olanların tutuklanması için güvenlik güçlerine talimat verildiği açıklandı. Filistin Enformasyon Bakanı Nebil Amr başka güvenlik önlemlerini de ele alacaklarını belirtti.

Bush-Şaron katillerinin direnişçi örgütlere karşı saldırıya geçmesi yönünde Abbas yönetimine baskı yaptıkları biliniyor. “Yol haritası”nın ilan edildiği günden beri sık sık dile getirilen bu talep, Kudüs’teki intihar saldırısının ardından yinelendi. ABD yönetimi, Filistin yönetiminden “şeriatçı grupların terörist eylem düzenleme kapasitelerini ortadan kaldırmasını” talep etti. Filistin yönetiminin yeni bir ateşkes talebini reddeden İsrail ise barış için Filistinli silahlı örgütlerin dağıtılmasını şart koştu. Konuyla ilgili açıklama yapan bir siyonist yetkili, “Barış süreci bu örgütler dağıtıldıktan sonra devam edecektir. Terörist örgütler varolduğu sürece gerçek bir ateşkes mümkün olmayacaktır” dedi. Bu küstah üsluptan da anlaşılacağı gibi, siyonistlerin barıştan kastı, Filistn halkının teslim olmasıdır.

Filistin yönetiminin emperyalist-siyonist dayatmaları yerine getirmesi kolay değil. Zira İsrail’in işbirlikçisi konumuna düşmeden direnişçi örgütlere karşı harekete geçmek mümkün değil. Ebu Şanab’ın cenazesine katılan yüzbin kişilik kitle, Filistin halkının işgal karşıtı direnişe verdiği destek hakkında bir fikir veriyor. Konuyla ilgili konuşan Hamas liderlerinden Abdülaziz El Rantisi de, “Filistin devleti bizi etkisiz kılmaya cesaret edemez. Böyle bir adım Filistin halkını karşısına alır...” diyor. Filistin Yönetimi’nin içine düştüğü sıkışıklığı değerlendiren bazı Filistinli yetkililer, bu durumun devam etmesi halinde Abbas’ın istifa edebileceğini söylüyorlar.

Bush’un savaş çetesi Filistin’e doğrudan müdahaleyi tartışıyor!

“Yol haritası”nın parçalanması Bush yönetimini iç cephede sıkıştırmaya başladı. Irak’ta kendilerine suç ortakları arayan savaş kundakçıları, “Filistin’e doğrudan müdahale gerekli mi, değil mi?” tartışmasını başlattılar. Amerikan kongresinde yapılan tartışmada bazı senatörler Filistin’e asker gönderilmesini istediler. Gerekçelerden biri, “Filistin yönetiminin ABD’den böyle bir talebi olduğu” iddiası. Görünen o ki Bush yönetimi, Ortadoğu’nun ABD hegemonyası altına alınabilmesi açısından temel önem taşıyan Filistin direnişini tasfiye etmek için her yola başvuracak. ABD’li haydutlar bir yandan Filistin’e askeri müdahaleyi tartışırken, öte yandan bir yıldır yok sayarak devre dışı bıraktığı Arafat’a çağrı yaparak, sorunun çözümü için yardım istemeye başladılar.

Siyonist katliamların yoğunlaşması üzerine Filistin yönetimi, ABD, Rusya, Avrupa Birliği ve Arap Birliği’ne çağrıda bulunarak, İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırısının sona erdirilmesini istedi. Ateşkesin yeniden sağlanması için ABD’den daha aktif bir rol üstlenmesini talep etti. Konuyla ilgili açıklama yapan Filistinli bakanlardan Yaser Abdrabbo, “ABD şimdi aktif bir rol oynamalı ve yetkin bir temsilci göndererek ateşkesin bozulmasını engellemek için müdahale etmeli” dedi. Siyonist vahşete tam destek verirken İsrail işgaline karşı direnen Filistinliler’i terörist kabul eden ABD’den yardım istemek, Filistin yönetiminin içine düştüğü trajik durumun göstergesidir.

Emperyalist kuşatmaya, gerici Arap rejimlerinin ihanetine, en önemlisi de siyonist barbarlığa karşı ağır bedeller ödeme pahasına direnen Filistin halkı, özgürlüğüne kavuşma konusundaki kararlığını bir kez daha dosta düşmana gösterdi. Ortadoğu halklarının baş düşmanlarına karşı yükselen bu onurlu direnişe destek vermek tüm anti-emperyalist, anti-siyonist güçlerin görevidir.



Evlatlarımızın katilleri ödüllendiriliyor!

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun 19 Aralık katliamında çocuklarımızın diri diri yakılmasından, kurşunlanmasından, 28 insanımızın öldürülmesinden sorumludur.

F tipi cezaevlerinin açılmasının, tecrit ve izolasyonun, buna karşı devrimci tutsakların sürdürdükleri ölüm orucunda 107 insanın ölümünün, yüzlercesinin sakat kalmasının da birinci dereceden sorumlusudur.

F tipleri hala tecrit, izolasyon merkezleri olarak kullanılmaya devam ediyor. Çocuklarımıza yönelik kimliksizleştirme, kişiliksizleştirme saldırısı, vahşet, zulüm ve keyfi uygulamalar sürüyor. Tam da bunlardan dolayı Ali Suat Ertosun ödüllendirilecek. Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in Bakanlar Kurulu’na sunduğu, kritik süreçlerde F tiplerinin uygulanmaya konmasında, 19 Aralık katliamında imzası bulunduğu için Ali Suat Ertosun’un üstün hizmet madalyasıyla ödüllendirilmesi talebi Bakanlar Kurulu’ndan çıktı.

Bu insan hakları ve özgürlüklerine saldırıdır. F tipi tecrit ve izolasyon işkencesinin sona erdirilmesini isteyen ailelere, ilericilere, demokrat kurum ve kişilere saldırıdır. Cezaevlerindeki çocuklarımıza yeni bir saldırıdır. Bizler tutuklu yakınları olarak bunu kınıyor, her türlü tepkimizi göstereceğimizi belirtiyoruz.

Tecrit ve izolasona son verilsin!
F tipleri kapatılsın!

Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği (TUYAB)



Suat Ertosun protesto edildi

Cezaevlerinde gerçekleşen katliamların mimarlarından Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Suat Ertosun’a bu hizmetinden dolayı “üstün hizmet madalyası” verilmesini protesto eden İHD İzmir Şubesi, 27 Ağustos günü Cumhuriyet Postanesi’nden “İnsan hakları ihlalleri sertifikası” gönderdi. Saat 13:00’te yapılan eylemde “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!”, “İçerde dışarda hücreleri parçala!”, “Faşizme karşı omuz omuza!” sloganları atıldı.

SY Kızıl Bayrak/İzmir