PETLAS grevi Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklandı...
Kazanmak için direniş komitelerini örgütleyelim!
Grev yasaklamaları sermaye iktidarının uygaladığı saldırı biçimlerinden biri. Daha önce de lastik, Şişe Cam, belediye grevleri milli güvenliği tehdit ettiği bahanesiyle yasaklanmıştı. En son Kırşehirde kurulu PETLAS Lastik Fabrikasında işçi ile işveren arasında sürdürülen TİS görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine grev kararı alındı.
353 işçi adına sürdürülen görüşmelerde işveren birinci yıl ilk ve ikinci 6 aylar için %5er, ikinci yıl için de her iki 6 ay için %7.5er zam önerdi. Buna karşılık işçiler adına görüşmeyi yürüten Petrol-İş Sendikası birinci yıl ilk ve ikinci 6 aylar için %15er, ikinci yıl ise enflasyon oranında zam talep etti. Grev kararı alınması üzerine işveren lokavt ilan etti.
2 Temmuzda başlayacak olan grev Bakanlar Kurulu tarafından milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu bahanesiyle yasaklandı.
Milli güvenlik bahanesinden amaç ne?
Türkiyede uçak lastiği üreten tek fabrika olan PETLAS, 1997 yılında özelleştirme yoluyla 35 milyon 700 bin dolara Kombassan Holdinge satılarak peşkeş çekilmişti. Satışı milli güvenlik için hiçbir sorun yaratmayan PETLAS, işçiler greve çıkacağı zaman aniden milli güvelik için tehdit oluşturuverdi.
PETKİMden TEKELe, SİT alanlarından okul arsalarına kadar herşeyi yerli ve yabancı sermayenin talanına açan, İMF ile kölece anlaşmalar yapan AKP hükümetinin milli güvenlikten kastı sermayenin çıkarı ve güvenliği oluyor. Hükümet işçi sınıfına kölece yaşam koşulları ve sefalet ücretini reva görürken ne çalışma yaşamı, ne işgüvencesi, ne de işçi sağlığının güvencesini düşünüyor. Ama uşaklığını yaptığı sermaye sınıfının kârları söz konusu olduğunda azgın sömürü koşullarını dayatan uygulamaları güvence altına almakta son derece kararlı bir tutum sergiliyor.
Ne kamu TİSleri, ne kölelik yasası, ne de grev yasaklamaları sendika ağalarını ilgilendirmiyor
Grevin iki ay süreyle ertelendiğini, bu süre içinde işveren ile yeniden görüşebileceklerini, aksi halde Yüksek Hakem Kuruluna gideceklerini belirten Petrol-İş Kırıkkale Şube Başkanı Recep Sefer AKPnin iş barışını bozduğunu belirterek; Hükümetin aldığı grev erteleme kararını üzüntü ile karşıladık. Biz, 6 aydır işverenle anlaşıp greve gitmemek için her türlü özveride bulunduk. Ancak, işveren zarar ettiğini gerekçe göstererek bu konuda anlaşma zemini yaratmadı. Greve gideceğimiz sabah hükümetin milli güvenliği gerekçe göstererek grevi ertelemesine anlam veremedik. Hükümet bu ayıbını temizlemelidir diyerek baştan beri işverenin çıkarını gözeten bir tutum izlediklerini itiraf etmiş oluyor.
Recep Sefer, PETLASa el konması için mahkeme ve Danıştay kararları bulunduğuna da dikkat çekerek, İşveren yasal olmayan bir konumda. Hükümeti ve özellikle başbakanı hukuka saygılı olmaya çağırıyoruz diyerek grev yasaklarına karşı işçileri çaresiz bir biçimde süreci izleyen seyirci konumuna düşürüyor.
R. Sefer, olmayan iş barışından sözederek sorunları barışçıl yollarla çözme çabalarına rağmen hükümetin aldığı bu kararı ayıplayarak geri adım atmaya davet ediyor. Kölelik yasası başta olmak üzere özelleştirme ve kamu TİSleri sürecinde sergiledikleri işbirlikçi tutumun bir devamı olarak sanki bu ülkede ilk defa bir grev yasaklanıyormuş gibi hazırlıksız yakalanıyor.
Kazanmak için TİS komitelerini örgütleyelim!
Yıllardır fiilen uygulanmakta olan esnek çalışma koşullarını yasalaştıran kölelik yasası, özelleştirme saldırısı ve TİS süreci geçerken sınıf cephesinden henüz anlamlı bir karşı koyuş sergilenmiş, karşı mücadele örgütlenebilmiş değil. Patronlar kölelik yasasından aldıkları güçle sefalet ücretlerinin yanı sıra TİSlerde esnek çalışma maddelerini dayatıyorlar. Sermaye partisi AKP de grev yasaklamaları ile işçi sınıfının en etkili silahını işlevsiz, kağıt üzerinde tanınmış içi boş bir yasal hakka indirgiyor. Yasalarca güvence altına alınmış da olsa hak ve özgürlükler fiilen kullanılamadağı sürece etkili olamaz. Fiili-meşru mücadele ile kazanılmayan ve korunmayan haklar da istenildiği kadar anayasal güvenceye alınsın işlevli olamaz.
Ocak ayından itibaren sürmekte olan TİS süreci sendika ağalarına terkedildiği için bugün hem işyeri hem de sektör düzeyinde işçi sınıfı doğrudan bir taraf konumunda değil. Patron, hükümet ve sendika ağaları arasında süren kirli pazarlıkların seyircisi durumunda. Sürece müdahale etmek ise tabanda örgütlü sınıfın tavrıyla mümkün olabilir. İşçi sınıfının TİS sürecinin doğrudan tarafı ve çıkarlarının savunucusu olabilmesi için sınıf bilinçli işçilerin TİS komitelerini oluşturması ve sürece müdahale etmesi gerekmektedir.
PETLASla başlayan grev yasaklamaları yarın başka işletme ve sektörlerde de devam edecektir. TİS süreci bitmediği gibi, sendika ağalarının işbirlikçi tutumu nedeniyle, ihanetle sonuçlanma yolunda hızla yol almaktadır. Sınıf dayanışmasını, birleşik mücadeleyi ve saldırılara karşı direniş sürecini sendikal ihanet şebekesinden bağımsız olarak oluşturulan devrimci taban komiteleri örgütleyebilir. Sendikaların tepesindeki hain takımı sınıfın gücünü birleştirmediği gibi bölüp-parçalamak için türlü yalan ve oyunları devreye sokuyor.
TİS sürecinde sendika ağalarının patron ve hükümet temsilcileriyle kapalı kapılar ardında gerçekleştirdiği ihaneti ve kirli oyunları boşa düşürmek, süreci kazanmak için TİS komitelerini örgütleyelim, TİS komitelerinde örgütlenelim!
PETKİM işçileri eylemde...
İMF uşağı işbirlikçi AKP!
Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) Petkimin yüzde 88.86 oranındaki hissesini standart Kimya Petrol Doğalgaz Sanayi ve Ticaret AŞye 604 milyon dolarla satışını onayladı. Uzan grubunun teklifinin onaylanmasının ardından, işçiler Salı günü işyerlerinde eylem yaptı. Sabah saatlerinde Petkim B kapısında toplanan Petrol-İş üyesi işçiler İMF defol, bu memleket bizim!, İMF uşağı işbirlikçi AKP!, Petkim halkındır satılamaz! sloganlarını attılar. Bu bir soygundur! yazılı döviz ve pankartları taşıdılar.
Eylemde bir konuşma yapan Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı İbrahim Doğangül konuşmasında; ÖYKnın satış kararını hızla onaylayarak Petkimi Uzanlara peşkeş çektiklerini, 30 gün içerisinde de satış şartnamelerinin yerine getirilmesi gerektiğini belirterek, Biz bu 30 gün içinde Uzanlara ve AKPye burada nasıl bir işçi kitlesi olduğunu göstereceğiz dedi. Daha önceki eylemleri halkı özelleştirmeye karşı duyarlı hale getirmek ve özelleştirmenin iç yüzünü anlatmak için yaptıklarını ifade eden Doğangül, Bundan sonraki eylemlerimizi tamamen işyerimizi ve ülke kaynaklarını korumak için arttırarak devam ettireceğiz dedi. İşçiler izin vermediği sürece özelleştirmelerin hiçbirinin olmayacağını söyleyen Doğangül, sözlerini şöyle sürd¨rdü: Şimdiye kadar ihaleye girenler incelemek için dahi Petkime giremediler. İncelemek için giremeyenler, patron olarak da giremezler. Halkımız Uzanları çok iyi tanıyor. ÇEAŞ ve Kepez rezaletleri ortada iken Petkimi Uzanlara yem etmeyeceğiz.
Eyleme yaklaşık 2500 işçi katıldı. Eylem nedeniyle Petkimde üretim yapılmadı. Eylemin ardından yemekhanede biraraya gelen işçiler, süreci değerlendiren bir toplantı yaptılar. Toplantıda konuşma yapan İbrahim Doğangül, eyleme, taşeron ve kapsam dışı çalışan işçilerin de katıldığını ve bundan sonra eyleme katılmayanları Petkimden içeri sokmayacaklarını söyledi. İhalenin onaylanmasıyla Petkimin satışının tamamlanmadığını belirten Doğangül, Biz bu 30 gün içersinde eylemlerimizi daha da artırarak gücümüzü göstereceğiz diyerek, Uzanları Burası ÇEAŞ ve Kepeze benzemez. Burada gerekirse 24 saat nöbet tutup, buralara girmenize izin vemeyeceğiz dedi. Bundan sonra da yapılacak eylemlere Aliağa halkının destek olmaları gerektiğini belirtti.
|