Uydurulan yalanlar açığa çıktı...
Haydutların maskesi düştü!
Amerikan-İngiliz emperyalist ittifakının Iraka saldırısı ve işgali, Saddam Hüseyin yönetiminin kitle imha silahlarına sahip olduğu gerekçesine dayandırılmıştı. Saldırı hazırlığı boyunca Irakta bulunduğu iddia edilen silahlar, bu silahların Amerika için tehdit oluşturduğu efsanesi, medya tekelleri aracılığıyla tüm dünyaya yayıldı. Yalan üretme/yayma makinesi haline gelen burjuva medyaya bakılırsa, Irakın emperyalist ordular tarafından işgal edilmesi insanlığı büyük bir tehditten kurtaracaktı.
Psikolojik savaş gereği, diğer bir ifadeyle kitlelerin aldatılması ihtiyacından kaynaklanan bu kirli icraatlar, dünya emekçileri ve gençliği üzerinde beklenen etkiyi yaratamadı. Milyonlarca insanın döne döne yapılan eylemlerle ABD-İngiliz saldırganlığını mahkum etmesi bunun göstergesidir. Yalana dayalı propaganda bombardımanının en yoğun olduğu ABDde bile yüzbinlerin katılımı ile savaş karşıtı eylemler gerçekleştirilmişti. Buna karşın azımsanmayacak bir kesimin bu yalan kampanyasından etkilendiği de bir gerçekti.
Yalan perdesi yırtıldı, riyakâr çehreler ortaya çıktı
Kitle imha silahları yalanı kitleleri bıktırırcasına medyada işlendiği günlerde başlayan emperyalist saldırı, aynı zamanda saldırganlar tarafından uydurulan yalanların açığa çıkmasını da beraberinde getirdi. İlkin Irak ordusu işgal güçlerine karşı varolduğu iddia edilen silahları kullanmadı. Böylesi bir saldırı karşısında bile kullanılmayan silahların varlığı doğaldır ki şüphe konusu oldu.
Kapıların suratına çarpılmasından sonra dili çözülen BM silah denetçilerinin şefi Hans Blix, bir dergiye verdiği demeçte, Irakta kitle imha silahlarına rastlamadıklarını, ABD ve İngiltere tarafından kendilerine verilen istihbaratın kalitesiz (sahte!) olduğunu açıkladı. Blix, söz konusu istihbaratın izini sürerek denetledikleri tesislerde de hiçbir şey bulamadıklarını söyledi.
Irak işgalinden sonra emperyalist ordular tüm aramalarına rağmen, Bush-Blair haydutları tarafından varolduğu iddia edilen silahlar, yine bulunamadı. Bunun üzerine Bush yönetimi bin kişiden oluşan bir ekip oluşturarak kitle imha silahı aradı ama olmayan silahlar doğal ki yine bulunamadı. Silahların Suriyeye kaçırıldığına dair ortaya atılan masala (ki bu iddianın bir diğer nedeni Suriyeyi tehdit etmekti) kimsenin inanması zaten beklenemezdi. Ülkesi işgal edilen bir ordunun sahip olduğu silahları başka bir ülkeye kaçırması akıl/mantık dışı bir şeydir.
Bu gelişmeler katillerin etrafındaki çemberi daraltırken, yalan makinesi medyanın da söz konusu silahlara dair kullanabileceği uydurma haberleri tüketti. Psikolojik savaş propagandasına inanarak emperyalist saldırıya destek verenler, ortaya çıkan gerçekler karşısında ciddi rahatsızlıklar duymaya başladılar. Zira haydutlar onları aldatarak istedikleri yönde hareket etmelerini sağlamışlardı. Gelinen noktada onlar da bunun hesabını sormaya çalışıyorlar. Bu arada insanlığı Saddam tehdidinden kurtardığını iddia edenlerin, gözü dönmüş katiller sürüsü olduklarının üstü örtülemez bir şekilde ortaya serildi.
Savaş kundakçılarının itirafları
Bush-Blair haydutlarının savaş için ortaya attıkları kanıtların sahte olduğu ortaya çıkınca, savaş çetesi ve medyadaki kalemşörleri bazı gerçekleri itiraf etmeye başladılar. Kirli icraatlarını itiraf ederken bile saldırgan, küstah tutumlarını elden bırakmayan bu modern katiller, halen, Iraka saldırmak için bir bahaneye ihtiyacımız vardı, en uygunu kitle imha silahlarıydı deme cüretinde bulunabiliyorlar. Siyonist lobinin sözcüsü, salya-sümük savaş çığırtkanlığı ile öne çıkan Wolfowitz, kitle imha silahlarının savaş kararı alınmasının ardındaki nedenlerden sadece biri olduğunu itiraf ederken, bürokratik nedenlerle bir konu üzerinde yoğunlaştık, o da kitle imha silahlarıydı, çünkü herkesin üzerinde uzlaşabileceği tek neden buydu diyor. Yani üzerine uzlaşabilecekleri tek neden kitle imha silahları olduğu i&edil;in bu silahların varolduğunu kanıtlayan sahte istihbarat belgelerini BM ve basına sunmuşlar. Söz konusu belgeleri hazırlayan istihbarat biriminin - çete diye tabir ediliyor- doğrudan Wolfowitze bağlı olduğu, aynı zamanda CİAyi fiilen devre dışı bırakarak Irak saldırısına -sözümona- gerekçe olabilecek raporlar hazırladığı ortaya çıktı.
Bush yönetiminin yarı resmi organı gibi yayın yapan New York Times gazetesinin bir yazarı da aynı günlerde yayınlanan bir makalesinde Amerikan emperyalizminin Iraka saldırmasının öcü silahlarla bir ilgisi olmadığını açıkça dile getiriyor. Savaşın gerçek nedeni ile açıklanan nedeninin farklı olduğunu yazmakta bir sakınca görmeyen yazar, Çünkü bizi tehdit eden kitle imha silahları hiçbir zaman Saddamın bombaları olmadı. Asıl tehdit eden silah... ABDden nefret eden Arap gençlerinin yetişmesidir... Saddamı vurmamızın basit bir nedeni vardı. Bunu başarabilirdik ve o bunu haketmişti diyebiliyor. Bu ve benzer açıklamaların, ortaya çıkan yalanlara, sahte belgelere bir gerekçe bulmak amacıyla yapıldığı açık. Yine de bu açıklamalar saldırganların hiçbir geçerli nedene sahip olmadıklarını da kanıtlıyor. Yani asıl ger&ccedl;ek, sık sık tekrarladığımız gibi, ABD emperyalizminin dünyayı yeniden paylaşmak amacıyla başlattığı vahşi bir emperyalist savaşla karşı karşıya olduğumuzdur.
Haydutlar günden güne sıkışıyor
Uydurma haberler, sahte belgeler, yalan beyanatlarla kendi kamuoylarını aldatan Bush-Blair yönetimleri foyaları ortaya çıkınca sıkışmaya başladı.
İngiltere başından beri savaş karşıtı muhalefetin en güçlü olduğu ülkelerden biriydi. Londrada yapılan eylemlere milyonlarca işçi, emekçi, genç katılmış emperyalist saldırganlık ve savaşı protesto etmişti. Blairin kabinesinden birkaç bakan istifa etmiş, 150ye yakın İşçi Partili milletvekili savaşa onay vermemişti. Buna rağmen Blair, ABD savaş çetesine sonuna kadar destek verdi. Bunun sonucunda İngiltere onbinlerce asker göndererek emperyalist işgale fiilen katıldı. Blairin böylesine gözü kara bir tutum alması, sırtını Britanya burjuvazisine dayamasından, onun çıkar ve tercihlerini esas almasından kaynaklanıyordu kuşkusuz.
Blair, emperyalist savaşa verdiği desteği her zaman kitle imha silahlarının varlığı ile gerekçelendirmişti. Dolayısıyla yalan ve sahte belgelerin ortaya çıkması, Blairin sonunu hazırlayabilecek düzeyde tepkilerin ortaya çıkmasına yol açmış bulunuyor. Yalancı Blair manşeti atan İngiliz basını, Blairi, söylediği yalanların hesabını vermeye çağırıyor. Bu arada İngiliz Avam Kamarası Dışilişkiler Komisyonu da, hükümetlerinin savaşa girmek kararıyla ilgili soruşturma açılacağını açıkladı.
Bush ve çetesi de sıkışmış durumda. Son günlerde Amerikan basınında yer alan bir belge haydutbaşı Bushun yalanlarını üstü örtülemez bir şekilde ortaya sermiş bulunuyor. Pentagona bağlı Savunma İstihbarat Ajansı (DIA) Eylül ayında hazırladığı raporda, Irakın kitle imha silahı ürettiği ya da depoladığı veya Irakın kimyasal silah üretmek için tesisleri olduğu ya da bu tesisleri kuracağı konusunda güvenilir bilgi yok deniliyor. Buna rağmen Bush 26 Eylülde, Irak rejimi biyolojik ve kimyasal silahlara sahip ve bunlardan daha fazlasını üretmek için gerekli tesisler inşa ediyor demişti. Bir başka açıklamasında ise, Bağdat ve Tikrit kentlerinde bu silahlar var biz bunu biliyoruz gibi ifadeler de kullanmıştı.
Açığa çıkan bu tiksinti verici tabloya karşın Bush, Blair kadar güçlü tepkilere maruz kalmadı. Amerikan halkının yönlendirilmeye açık olması ile Bush yönetimini sıkıştıracak düzeyde bir muhalefetin olmaması şimdilik savaş kundakçılarını rahatlatıyor. Ama herşeye rağmen Bush ve çetesi Amerikan kamuoyu nezdinde bile inandırıcılığını yitirmiştir.
Dünyanın farklı bölgelerinde insanları kitlesel bir şekilde katleden Amerikan emperyalizminin, bu barbar suçu yıpranmış bir diktatör olan Saddama yıkma girişimleri fiyasko ile sonuçlandı. Yeniden görüldü ki, kitle imha silahlarına sahip olan, bu silahları defalarca kullananların başında bizzat ABD emperyalizmi bulunmaktadır. Dünyada Amerika, bölgede siyonist İsrail tam birer kitle imha silahı deposudurlar. Bu silahlar hem bölge, hem de dünyanın, demek oluyor ki insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu silahların imha edilmesi için mücadele, anti-emperyalist mücadelenin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
|