26 Nisan '03
Sayı: 16 (106)


  Kızıl Bayrak'tan
  İşçi sınıfının ve ezilen halkların birlik, mücadele ve dayanışma ihtiyacı!
  Yağmacılar işbaşında!
  Bu katliamın, yağmanın ve talanın hesabı sorulacak!
  Irak halkının "güvenliği"ni ABD'nin kiralık katilleri sağlayacak!
  Emperyalistler arasında savaş ganimeti üzerinden derinleşen çatışmalar!
  Filistin halkıyla dayanışmayı yükseltelim!
  Irak halkı emperyalist işgale boyun eğmeyecek!
  İMF-TÜSİAD programları iptal edilsin!
  TEKEL'in özelleştirilmesi süreci başladı
  KESK 1. Olağan Danışma Kurulu Toplantısı...
  Demokratik hak ve özgürlükler için 1 Mayıs'ta alanlara!
  Atina Zirvesi ve AB emperyalizminin ikiyüzlü Irak politikası
  1 Mayı mücadele geleneğimizde elden ele taşınan kızıl bir bayraktır!
  1 Mayıs çalışmalarından...
  İşçi ve emekçilerden 1 Mayıs çağrısı...
  Emperyalist savaşa ve işgale karşı SÖZ ÜNİVERSİTE'DE!
  Şimdi namlunun ucunda diğer Ortadoğu ve dünya halkları var!
  Hatice Yürekli: Sarsılmaz bir irade ve inanç
  Hatice Yürekli yoldaşa....
  II. BİR-KAR Gençlik Kampı başarıyla gerçekleşti..
  Fransa'da "İşçilerin birliği, halkların kardeşliği" etkinliği
  Basında emperyalist işgal!
  Güney ve devrimci yurtsever görevler
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
TEKEL’in özelleştirilmesi süreci başladı

Yeni sermaye hükümeti özelleştirme saldırısında sınır tanımayacağını, 17 yılda yapılan özelleştirmenin yarısına denk gelecek özelleştirmeyi bir yıl içinde bitireceğini ilan etti. Bu çerçevede PETKİM, SEKA, TELEKOM, enerji santralleri ve TEKEL’in özelleştirilmesi gündemde.

Özelleştirme kapsamındaki kuruluşların tümü kârlı kuruluşlar. Bunun en bariz örneği ise TEKEL. Haziran sonuna kadar elden çıkarılması düşünülen TEKEL’in 2002 yılı kârı 318 trilyon olarak açıklandı. Özelleştirmeyi haklı göstermek için sermayenin kullandığı en büyük propaganda argümanı KİT’lerin zarar ettiğidir. Gelinen yerde en kârlı KİT’leri özelleştirme planı bu argümanı tümüyle boşa çıkarmıştır.

TEKEL 143 yıllık bir kuruluş. En kârlı KİT’lerin başında geliyor. Ayrıca TEKEL kaya tuzu, şarap, ağır alkollü içkiler piyasasını da önemli oranda elinde tutuyor. TEKEL tuz üretiminin %100’ünü elinde tutuyor. Rafine tuz fabrikalarının tümü kaya tuzunu TEKEL’den satın alıyor. Şarap piyasasının ise %20’si, ağır içkilerin %95’i TEKEL tarafından yapılıyor. Sigara satışının %62’sini de TEKEL sigara ürünleri oluşturuyor.

TEKEL’in 2002 yılında toplam satış tutarı 1.2 katrilyonu aştı. Fonlara akıttığı kaynağın dışında sadece 2002 yılı kârı 318 trilyon olarak ilan edildi.

Bu tablo sermayenin iştahını fazlasıyla kabartıyor. Çok sayıda uluslararası tekel birbiriyle yarışıyor.

Özelleştirme saldırısı 60 bin TEKEL işçisini
işsiz bırakmanın adıdır

TEKEL fabrikaları ve ona bağlı kuruluşlarda çalışan kadrolu işçi sayısı 29.352. Kadrosuz çalışan işçi sayısı ise 30 bin. TEKEL’in işlediği hammadde üretimi için tarlasını ekip-biçen toplam çiftçi sayısı 450 bindir. 450 bin çiftçi ailesinin 270 bini tütün üretimiyle uğraşmaktadır.

Özelleştirilen kurum ve işletmelerde yaşananlar TEKEL’in özelleştirilmesi sonrası yaşanacaklara da ışık tutmaktadır. Özelleştirme sonrasında işçi sınıfının payına işsizlik, sendikasızlık düşmektedir. Hiç kuşku duyulmasın ki, TEKEL’in peşkeş çekilmesinin gerçekleşmesi durumunda TEKEL işçisini işsizlik, açlık, sendikasızlık bekliyor.

TEKEL işçisi özelleştirme saldırısına karşı barikatı şimdiden örmeye başlamalıdır. Son süreçte yapılan basın açıklamaları bir ilk adım olsa da saldırıyı püskürtmek çerçevesinde son derece yetersizdir. Saldırıların kapsam ve niteliği daha militan, daha geniş ve kapsayıcı bir mücadeleyi gerekli kılmaktadır.

Sendika ağaları süreci izlemekle yetiniyor

Alanda örgütlü sendikalar süreci tam bir suskunlukla izliyorlar. Tarım-İş Sendikası özelleştirme karşıtı mücadeleye öncülük etmek bir tarafa, saldırıların kapsam ve niteliği hakkında üyelerini aydınlatma görevini dahi yerine getirmiyor. Tek Gıda-İş Sendikası ise saldırılara ilişkin iktisadi verileri ortaya koymakla sonuç alıcı olmaktan uzak eylem takvimleri açıklamakla yetiniyor. Oysa önemli olan saldırıların adının konması değil püskürtülmesidir, bu çerçevede TEKEL işçisine önderlik etmektir.

Sendika bürokrasisi özelleştirme saldırısı süreçlerinde sermayeye hizmette kusur etmedi. TEKEL işçisini de benzer bir ihanet beklemektedir. Sendikaların içinde bulunduğu durum iç karartıcıdır. Özelleştirme karşıtı mücadelenin sendika ağalarına teslim edilemeyeceği açıktır. TEKEL işçisi özelleştirmeleri durdurmak, sendika bürokratlarının ihanetini engellemek için taban örgütlülüklerini kurarak işe başlamalıdır.

Özelleştirme saldırısı işçi sınıfına yöneltilmiş topyekûn bir saldırıdır. Bu saldırıyı boşa çıkarmanın yolu, işçilerin “sıra bize ne zaman gelecek” mantığıyla beklemeleri değildir. Şimdiye kadar “ateş düştüğü yeri yakar” misali özelleştirme saldırısına uğrayan işyerlerindeki işçiler yalnız bırakıldığı için sermaye pervasızlığını artırdıkça artırdı.

Özelleştirme kıskacındaki PETKİM, SEKA, TELEKOM, enerji santralleri çalışanları ile TEKEL işçileri birlikte hareket etmeli, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” şiarını yükseltmelidirler.



Aliağa mitinginde binlerce işçi haykırdı...

“Kurtuluş yok tek başına,
ya hep beraber ya hiçbirimiz!”

Petrol-İş Aliağa Şubesi’nin organize ettiği özelleştirmeye karşı miting 19 Nisan’da Aliağa’da yapıldı. 1 Mart’tan bu yana çeşitli kampanyalarla özelleştirmeye karşı faaliyet yürüten Petrol-İş Sendikası ve Aliağa Şubesi bugüne kadar işyerlerinde pek çok eylem yaptı. Bundan sonra eylemlerin alanlara taşınacağını açıklayan Petrol-İş, mitinglerin ilkini Aliağa’da düzenledi. Mitingden önce yoğun bir çalışma yürüten sendika, mahalle toplantıları, kahvehane toplantıları ve esnaf ziyaretleriyle Aliağa halkını özelleştirmeye karşı duyarlı olmaya çağırdı. İzmir’in her tarafına astıkları afişlerle ve basın açıklamalarıyla kitle örgütleri ve sendikalara eyleme destek verme çağrısı yaptı.

Eylem günü binlerce işçi ve emekçi TÜPRAŞ kavşağında araçlarından inerek Petrol-İş Aliağa Şubesi’ne kadar yürüdü. Burada kortejler oluşturularak alana doğru yürüyüşe geçildi. Yürüyüş boyunca ve alanda “PETKİM halkındır satılamaz!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Bu ülke bu halk satılık değil!”, “PETKİM’i satanlar vatan haini!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “İMF defol bu memleket bizim!” sloganları atıldı.

Yoğun yağış altında başlayan mitingte ilk konuşmayı Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı İ. Doğangül yaptı. Doğangül, özelleştirmenin bir yağma ve talan olduğunu, bu yağmanın ancak işçilerin birleşik mücadesiyle durdurulabileceğini söyleyerek “PETKİM’in ve özelleştirilmek istenen diğer işletmelerin özelleştirilmesi onların planladıkları gibi olmayacak. Biz onların bu planlarını bozacağız. Buralara hortumcular giremeyecek” dedi. Petrol-İş Genel Başkanı M. Öztaşkın ise Irak işgaline değinerek, bu saldırının gerçek nedeninin petrollerin özelleştirilmesi olduğunu, Irak halkının kültürleriyle yok edilmeye çalışıldığını, özelleştirmeyi ve savaşı isteyen güçlerin aynı olduğunu söyledi. Son konuşmayı Tek Gıda-İş Genel Başkanı H. Karakoç yaptı. Karakoç’un konuşması sırasında TEKEL işçiri “Genel grev, genel direniş!”, “Tek Gıda TEKEL’e/işçine sahip çık!” sloganlarını attılar. Miting davul zurna eşliğinde zeybek ve halaylarla bitirildi.

Havanın yağışlı olması katılımı etkiledi. Buna rağmen eyleme yaklaşık 15 bin kişi katıldı. Mitinge Yarımca, Bandırma, Kırıkkale, Batman, Kütahya, Zonguldak ve Balıkesir’den gelen Türk-İş Sendikası’na bağlı şubelerin yanı sıra KESK, DİSK’e bağlı sendikalar katıldılar.

Mitingte BDSP’nin 1 Mayıs bildileri dağıtıldı. Gazete satışı gerçekleştirildi.

SY Kızıl Bayrak/İzmir



İsdemir’de grev kararı alındı

5.300 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanmasının ardından İsdemir’de örgütlü bulunan Öz Çelik-İş sendikası 9 Nisan günü grev kararı aldı. İsdemir işvereni ise buna karşı lokavt kararı aldığını açıkladı. Özçelik-İş’in %60 ücret artış talebine karşılık işveren %12 artış öneriyor. Sendikanın grev kararı işçiler tarafından coşkuyla karşılandı. Ancak işçilerde görüşmelerin ihanetle sonuçlanabileceği kaygısı ağır basıyor.

SY Kızıl Bayrak/İskenderun