Irakı yakıp yıkan, yağmalayan ABD-İngiliz emperyalistleri, bugünlerde Irakın yeniden inşası adı altında bir özelleştirme furyası başlattılar. Elektrik, su ve kanalizasyon şebekeleri, hastaneler, okullar ve diğer kurumların tümü bu kapsama dahil. Onarım ve yeniden inşa ihaleleri Amerikan, daha doğrusu haydutbaşı Bush ve savaş çetesiyle içli dışlı olan şirketlere verilmeye başlandı. Daha önemlisi ise, polis, yargı ve cezaevi işlerinin de bu özelleştirme hamlesine dahil olmasıdır. Yani Irakta polis, yargı ve cezaevleri özel bir Amerikan şirketinden (DynCorp) sorulacak.
Dünyanın farklı bölgelerinde birçok ülkeyi işgal eden Amerikan emperyalizmi, yerli işbirlikçilerine tam güvenemediği yerde, polislik görevini kendi askerlerine yaptırıyor. Dünya jandarması bir gücün mensupları olan ABDli askerlerin kibri ve küstahlığı, ahlaki yönden içinde bulundukları yozlaşma, istisnasız ayak bastıkları bütün ülkelerde halkların nefretini hızla kazanmalarını sağlıyor. İşledikleri suçların üstü örtülemediği zamanlar (bu tür durumlara çok sık rastlanmasa da) haklarında davalar açılıyor, açığa çıkan kirli işler bazen ABD yönetimini sıkıntıya sokuyor. Faşist askeri darbelerden işkenceye, toplu katliamlardan sabotajlara ve provokasyonlara kadar her türlü kirli/karanlık işi CİA eliyle yapan işgalci katil sürüleri, karşılaşabilecekleri tepkileri hesaba katmak, göstermelik de olsa kimiaman kendilerini dizginlemek zorunda kalıyorlar. Özelleştirme sayesinde bu yükten de kurtulacaklar.
ABDnin özel güvenlik şirketleri birçok ülkede faaliyet gösteriyorlar. Ancak Irakta bu şirketlere çok daha geniş kapsamlı sorumluluklar verilecek. Polisliğin yanı sıra yargı ve cezaevi gibi alanların bu şirketlere ihale edilmesi bunu gösteriyor. Irak bir deneme tahtası olacak. Bu ülkede başarı elde edilebilirse, muhtemelen bu uygulama işgal edilen ve edilecek ülkelerin tümünde uygulamaya konacak. Arapça bile bilmeyen, bu halkı tanımayan, hakkında hiçbir bilgiye sahip olmayanlar Irak halkına güvenlik ve adalet dağıtacaklar.
Söz konusu güvenlik şirketlerinin sicilleri oldukça kanlı ve kirlidir. Ancak Iraktaki ihaleyi kazandığı açıklanan DynCorp şirketinin sicili ötekilerden çok daha kanlı ve vahşidir. İkinci paylaşım savaşından sonra kurulan şirket, çoğu emekli Amerikan askeri olan 25 bin kişi çalıştırıyor. Dünyanın en büyük güvenlik şirketi ünvanı taşıyan şirketin yıllık geliri milyar dolarları buluyor. DynCorpu diğerlerinden ayıran özelliklerin başında Pentagon ile olan yakınlığı gelir. Haydutbaşı Bushun, ABD donanmasının asker ve sivil yetkililerinin, ABDnin silah denemeleri yaptığı alanların vb. güvenliğini bu şirket sağlıyor. Yani Amerikan militarizmiyle yakın ilişkiler içinde bulunan, hatta onun bir uzantısı haline gelen bir şirkettir söz konusu olan. ABD başkanlık seçimleri kampanyasında Busha yüzbinlerce dolar bağışta bulundu&currn;unu da eklemek gerek.
Pentagona bu kadar yakın, yirmiyi aşkın ülkede ihaleler alan bu şirketin basına yansıyan icraatları bile tüyler ürpertici. DynCorpun adı en çok Latin Amerika ve Bosnada yaptığı vahşi icraatlarla basına yansıdı. Birçok ülkede faşist cuntaların katliamlarına fiili olarak katılmış, Kolombiya örneğinde olduğu gibi sivil halkı katletmiş vb. Bu arada ekinlerini tahrip ettiği için Ekvadorlu köylüler tarafından şirket hakkında davalar da açılmış. Bosnada BM çatısı altında çalışarak uyuşturucu ve kadın (aralarında 12 yaşında çocuklar da bulunuyordu) ticaretini bizzat bu şirket yürütmüş. En korkuncu ise, çocukları öldürüp organlarını satmasıdır. Bu kirli icraatların açığa çıkmasını sağlayan, bu pislikleri gören bazı şirket elemanlarının BMye haber vermeleridir. Tabii haberi veren elemanlar hemen işten atılmıştı
ABD emperyalizminin işgal ettiği bölgelerde DynCorp elemanı kiralık katiller tarafından işlenen suçlar elbette basına yansıyanlarla sınırlı değil. Yansıyanlar sadece buzdağının görünen kısmı. Zira Amerikan basın tekellerinin kirli/kanlı işlerin üstünü örtmek gibi bir misyon üstlendiği biliniyor. Bu ve benzeri şirketlerin suçları elden geldiği oranda gizlenmeye çalışılıyor.
Bu ve benzeri şirketler gerçekte Amerikan yönetiminin doğrudan bir uzantısı konumundadırlar. Ancak özel şirket olduğu gerekçesiyle kural tanımayan vahşi icraatlar Washington yönetimini doğrudan bağlamıyor. Bu görüntü işgalci emperyalist güçlerin kan damlayan ellerini dünyaya temizmiş gibi gösterilmesi işlevi de görüyor.
Araplar demokratik bir düzen kuramıyor. Burada bir demokrasi olabilir, ama bunu biz kuracağız vb. türden iğrenç propagandalar eşliğinde işgal edilen Irakta, halka vadedilen özgürlük ve demokrasi DynCorpun profesyonel kiralık katilleri eliyle dağıtılacak. Faşist bir örgütlenme olan bu şirketin adını demokrasi, adalet vb. kavramlarla bir arada anmak bile, açıkça bu değerlerle alay etmektir. Şirketin kirli siciline rağmen, işlenen suçlar ABDde soruşturmadan muaf tutuluyor. Latin Amerika ve Bosnada yaşananlar gözönüne alındığında, emperyalist işgalcilerin Irakta ne türden bir demokratik yönetim kurmaya hazırlandıkları daha iyi anlaşılır.
Bu kapsamda bir uygulama ilk defa Irakta denenecek. Olumlu sonuç alınması durumunda bu sömürge yönetimlerine model teşkil edecek. Eğer Irak halkının direnişi ile bu vahşi plan bozulmazsa, ABD emperyalizminin özgürleştireceği ülkelerdeki güvenlik, Pentagona bağlı bu faşist örgütlenmelere devredilecek demektir. Sadece bu plan bile, Irak halkıyla dayanışmayı yükseltmenin öneminin anlatmaya yeter.