Irakın işgal edilip harabeye çevrilmesinden, binlerce Iraklının katledilmesinden büyük bir sevinç duyan siyonistler, zaman geçirmeden Suriyenin de işgal edilmesini istiyorlar. İsrailin önünden şimdilik kaldırılan Irak engelinden sonra Suriyenin dize getirilmesi, siyonistlerin önünün açılması ve içinde bulundukları bölgesel tecrit durumunun sona ermesi anlamına gelecek.
Hem bölgesel bir güç olmayı, hem de Filistin halkını açık hapishaneye çevrilmiş iki-üç kente hapsetmeyi planlayan siyonistler, ABD emperyalizminin bölgeyi hedef alan yıkım ve işgal saldırısı sayesinde bu amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlar. Nitekim değişik çevrelerin yorumlarında da dile getirildiği gibi, Ortadoğuya dönük Amerikan saldırganlığının bir amacı da siyonistlerin bu amaçlarına ulaşabilmeleri için gerekli zemini hazırlamaktır.
Dikkatlerin Irak işgaline çevrildiği son bir ay boyunca İsrail ordusunun kuşatma, yıkım ve katliamları kesintisiz bir şekilde devam etti. Yahudilerin bir hafta sürecek hamursuz bayramı bahane edilerek Gazze Şeridi ve Batı Şeriadan İsrail, Ürdün ve Mısıra tüm geçişleri yasaklayan siyonist ordu, Filistini abluka altına aldı. Son 30 ayın en büyük saldırısı ise geçen hafta sonu gerçekleştirildi. İşgalci İsrail ordusu 35 tank, zırhlı araç ve buldozerin yanı sıra evlere ışık tutan 5 helikopter ile saldırıya geçti. Gazze Şeridindeki Refah Mülteci Kampına üç koldan saldıran siyonistler 5 Filistinliyi katlettiler.
Katliamları rutin haline getiren Şaron yönetimi, haydutbaşı Bushun desteği ile Filistinde İsrail işbirlikçisi bir yönetimi iş başına getirmeye çalışıyor. Emperyalistlerin baskısı sonucu Arafat, Ebu Mazen olarak bilinen Mahmut Abbası başbakan olarak atamıştı. Ebu Mazen, ılımlı, batı yanlısı lider olarak bilinen Gazze Şeridi Güvenlik Şefi Muhammed Dahlanı İçişleri Bakanlığına getirmeye çalışması Arafatın muhalefetiyle karşılaşınca, istifa tehtidinde bulundu. Bush-Şaron ikilisinin istediği de Arafatın inisiyatifini yoketmek.
Baskılara karşın inisiyatifi bırakmak istemeyen Arafat ile Ebu Mazen arasındaki gerginlik Filistin yönetimi içinde bir krize dönüştü. Güvenlik birimlerinin kendisine bağlı kalmasını isteyen Arafat son güne kadar direndi. Ebu Mazen Filistin güvenlik birimlerinin sorumluluğunu Dahlana vermek istiyor. Filistinli grupları silahsızlandırmak isteyen Ebu Mazen, bu işi ancak daha önce Hamas hakkında soruşturmalar açan Dahlan ile yapabileceğini bildiği için bunda direniyor. Tabii arkasında emperyalistler ve bölgedeki işbirlikçiler de var.
Ebu Mazenin kabinesini oluşturmasını bekleyen kasap Şaron, iplerin Arafatın elinden alınması durumunda Ebu Mazenle görüşmelere başlayacağını ilan etti. Bush-Şaron katillerinin Filistinde işbaşına gelmesini istedikleri ekibin kendilerine tam olarak uşaklık edecek cinsten olmasını istiyorlar. Ama Filistinde bu emellerine ulaşmaları kolay olmayacak. 50 yılı aşkın bir süredir devam eden vahşi katliamlara rağmen Filistin direnişini kıramayanlar, direnişle örülmüş onurlu bir belleği yokedemedikleri sürece, bunu başaramayacaklar. Bunu bildikleri içindir ki, halkın sahip olduğu ne varsa yakıp yıkmaya bakıyorlar. Yıllardır evleri yıkıyorlar, kuyuları dolduruyorlar, zeytinlik, turunçgiller ve bağ alanlarını söküyorlar.
Ancak haydutların unuttuğu şey, sahip oldukları silahların, katillerden oluşan ordularının gücünün halkların belleğini yokedecek düzeye ulaşmadığıdır. İnsanlığı hızla barbarlık içinde çöküşe götüren bu zorbaları tarihin çöplüğüne atacak olan güç, direniş belleğine sahip olan işçi sınıfı ve ezilen halklardır.