27 Aralık'03
Sayı: 2003 (13)


  Kızıl Bayrak'tan
  Herkese parasız sağlık hizmeti!
  Emekçilerin birleşik mücadelesi örgütlenmelidir!
  İstanbul'da 24 Aralık iş bırakma eylemi
  "Herkese ücretsiz-eşit- ulaşılabilir sağlık hakkı!"
  Kıbrıs'ın geleceği emperyalistlerin ellerinde!
  YÖK yasa taslağı!
  Gençlik hareketinin bir yılı
  Maraş katliamının 25. yıldönümünde kanlı düzenin yeni yönelimleri...
  KESK'e karşı linç kampanyası
  Dinler ve demokrasi tartışmaları üzerine
  Sağlık sektöründe özelleştirme saldırısına hayır!
  Kapitalizm engelli insan üretiyor!
  Kamu emekçileri hareketinin bir yılı...
  19 Aralık katliamı ve tarihsel-siyasal arka planı
  İçerde dışarda hücreleri parçala!
  İstanbul'da 19 Aralık katliamı eylemlerle protesto edildi
  19 Aralık katliamı protestoları...
  Asgari ücret üzerine demagojik söylemler
  Irak'ta direniş emperyalistler ülkeden sökülüp atılana kadar sürecek!
  Çürüten siyonsit vahşete isyan!
  Akdeniz'in "Don Kişot"u Kaddafi tövbe ediyor!
  "Gerçek yaşamda seyirciye yer yoktur, herkes katılır yaşama!"
  Demokrasi havariliğine soyunan ABD'nin kirli icraatları
  Hain bürokratları başımızdan defedelim!
  Sultanbeyli PSA Şubesi'nde gerici-şovenist yönetim!
  Bir noel masalı
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
70 milyon nüfusun neredeyse 10 milyonu engelli...

Kapitalizm engelli insan üretiyor!

İnsanlığı yıkıma uğratan kapitalizmin bağrında hergün binlerce engelli insan doğuyor. İnsanların en temel gereksinimlerini bile karşılayamayan, insanca yaşama hakkını elinden alan kapitalist sistemde yoksulluk arttıkça, sefalet ve yıkım derinleştikçe, engelli insanların sayısı da durmaksızın artıyor. Yoksulluk, yetersiz ve sağlıksız beslenme ile insanları açlığa ve ölüme mahkum eden, ağır çalışma koşulları altında tükenişe sürükleyen kapitalizm nasıl ki tüm kötülüklerin kaynağıysa, engelli insanların da yaratıcısıdır. Çünkü insanların engelli hale gelmesi yaşam koşullarından bağımsız değildir. Öyle ki, yoksul ülkelerde engelli olarak doğanların sayısı daha fazladır. Açlık, yetersiz ve sağlıksız beslenme, işsizlik, stres, ağır ve yoğun çalışma, savaşlar, yoksulluk, vb. bunun nedenidir. Savaşlardadöşenen mayınların patlamasıyla kopan kollar, bacaklar; atom bombalarındaki, nükleer silahlardaki, nükleer patlamalardaki radyasyon sonucunda sakat kalan binlerce engelli insan da kapitalizmin vahşetini gözler önüne seriyor. Sağlıklı beslenememe sonucu zihinsel engelli doğan bir çocuk da bu sorunun asıl kaynağının kapitalist düzen olduğu gerçeğini ortaya koyuyor.

Sefaletin dizboyu olduğu Türkiye’de nüfusun % 12.9’unu engelli insanlar oluşturuyor. %1.25 ortopedik, binde 60’ı görme özürlü, binde 37 işitme özürlü, binde 38 dil-konuşma özürlü, binde 48’i zihinsel engelliler, yüzde 9.7’si ise diğer engel gruplarından oluşuyor. İnsanların içine itildiği sefalet, ağır ve kötü yaşam koşulları sağlıklı çocukların doğmasının ve sağlıklı yaşamasının da engelidir. Ülkemizde engelli insanların % 40’a yakını tedavi olamıyor. Yüzlercesi en temel gereksinimlerini karşılayamıyor. 6.5 milyon engelli işsiz. Kapitalist sömürü düzeninde geleceksizlik ve umutsuzluk içinde yaşamları tükenişe sürüklenen bu insanların yaşama hakları yok.

Engelliler için altyapı, yatırım, destek vb. olmadığı gibi, kapitalizmin sömürüsü masrafları iki katına çıkarıyor. Örneğin engellilerin özel eğitimi daha pahalı. Tedavi masrafları daha fazla. Onların eğitilmeleri için açılan okullar sayıca ve nitelikçe son derece yetersiz. Örneğin Türkiye’de 15 tane görme engelli okulu vardır. Onbinlerce görme engelliler olanu ülkemizde bu okullar % 50 kapasiteyle eğitim veriyor. Ulaşım, sağlık, eğitim sorunu iki kat yıkım getiriyor. Örneğin karşıdan karşıya dahi geçemiyor, bankada hesap açamıyorlar.

İşçi ve emekçilere sefalet içinde bir yaşamı dayatan bir düzenin engellilere yardım etmesi, onların toplumsal yaşama katılması için düzenlemeler yapması beklenemez. 6.5 milyon engellinin işsiz olduğu bu düzende engellilerin mesleki eğitimleri ve istihdam edilmeleri son derece yetersiz.

Bedensel ve zihinsel engellilere yardım ve bakım için mücadele sınıfın mücadelesinden ayrı ele alınamaz. Bu sistemde açlık, yoksulluk ve sefalet var olduğu sürece engelli insanların sayısı artmaya devam edecektir. Kapitalizmin yıkım üreten politikalarına karşı yaşamın her alanında mücadele etmek, yaşanılacak bir düzen kurmanın tek yoludur.