15 Kasım'03
Sayı: 2003 (08)


  Kızıl Bayrak'tan
  ABD'yi hizmete hazır halde bekliyorlar!
  Görevimiz direnişi büyütmek!
  Amerikan ordusu siyonistlerle aynı yöntemleri kullanmaya başladı
  Dünyanın dört bir yanında tecrit duvarına karşı eylemler
  Saldırıları püskürtecek bir genel grevi tabandan örgütleyelim!
  ESK dağıtılsın!
  AB Türkiye'den yolsuzluklarla mücadele etmesini istiyor!..
  TEKEL özelleştirmesinde düşük fiyat operasyonu
  Buca Cezaevi'nde çocuklara işkence!..
  Sermaye iktidarı için Kıbrıs'ta yolun sonu görünüyor!
  Birleşik Metal-İş İstanbul 2 No'lu Şube Genel Kurulu gerçekleştirildi...
  Birleşik Metal Kurulu'nda işçilerle konuştuk...
  Dünya, Türkiye ve sol hareket/5
  Tasfiyecilikten teslimiyete, teslimiyetten ihanet batağına doğru!
  Tasfiyeciliğin dibe vuruşu!
  Kapitalizm Sav-AŞ demektir!
  İnsanca yaşamaya yetecek, vergiden muaf asgari ücret!
  DİE anketini nasıl yorumlamalı!
  Ekim Gençliği'nden...
  Anlamsızlığın pazarlanması
  Birlik iddiası da, önderlik iddiası da ancak samimi bir çabayla gerçekleşebilir!
  Direniş henüz ilk aşamasında
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Birlik iddiası da, önderlik iddiası da ancak
samimi bir çabayla gerçekleşebilir!

Bulunduğumuz alanlarda sorunlara karşı birlikte mücadele etmek, en azından sınırlı da olsa güç birlikteliklerini yaratmak devrimci bir sorumluluk gereğidir. Bu sorumluluk gereği Eyüp’te yerel sorunlar temelinde, özellikle de uyuşturucu, hırsızlık ve çeteleşmeye karşı bir birliktelik oluşturmak için Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği Girişimi (o dönemde girişimdi) tarafından yapılan çağrıya olumlu yanıt verdik. Alibeyköy semtinde yakıcı hale gelen bu sorunlara karşı birlikte bir mücadelenin örgütlenmesi anlamlıydı.

Platform ilk olarak kiminle nasıl yürüyeceğini belirleyebilmek için toplantılar düzenledi. İlk toplantıya yaklaşık 200 kişi katıldı. Yasal sol partiler, köy dernekleri, esnaf, birçok kişi ve kurumun katıldığı bir dizi toplantı yapıldı. Toplantılar sonucu 20 civarında kurum ve çevrenin katılımı ile Eyüp Yerel Platformu kuruldu. Devam eden toplantılarda bir yürütme ve alt komisyonlar oluşturularak, platformun işleyişini ve çalışmasını tabana doğru yaymak hedeflendi. Daha sonra tüm çevreleri temsilen bir kişinin katılacağı bir üst komisyon oluşturulması kararı alındı. İlk sekter tartışmalar da tam bu aşamada ortaya çıktı. Devrimci grupların (onların deyimiyle “dergi çevreleri”nin) bu komisyonda temsil edilmemesi gerekiyordu! En çok devrimci grupları temsil eden bir kişinin üst komisyonda yer alması düşüncesi benimsenebilirdi. Bu tartışmanın sözcül&uum;ğünü SHP’nin yapması ve kimi reformist sol çevrelerin de bu düşünceyi desteklemesi bizim için anlaşılır bir durumdu. Ancak platformu çağrısını yapan ve yayınlarında “devrimci bakış ve etik” üzerine dersler veren HÖD’ün komisyonda “dergi çevreleri” olursa biz olmayız demesi gerçekten şaşırtıcıdır.

Yapılan tartışmalar sonucunda tüm kurum ve çevrelerin kendilerini temsil etme hakkı kabul edildi. Çalışmada ilk olarak bir basın bülteninin çıkarılması, ikincisi bir basın açıklaması ve bu açıklamaya çağrı niteliğinde bir bildirinin hazırlanması kararlaştırıldı. Bu çalışmaları örgütlemek için alt komisyonlar oluşturuldu (ailelerle görüşme, basın-kültür sanat, araştırma ve sağlık komisyonu).

İlk çalışmanın ardından 300 kişinin katıldığı bir basın açıklaması yapıldı. Hazırlanan bildiri ve afişler yaygın olarak kullanıldı. Aileler ziyaret edildi ve kahvelerde konuşmalar yapıldı. Bu çalışmalar sonucu platform semt emekçilerinin gündemine girdi. Mahallede uyuşturucu kullanan, zor durumda olan gençler hakkında bilgi akmaya ve ailelerden görüşme talepleri gelmeye başladı. Platform bu gençleri yeniden kazanmanın imkanlarını yaratmak için çalışmalarını sürdürdü. Bir yandan da uyuşturucuyu semte taşıyanlara karşı tavır alındı.

Çalışma bazı eksikliklerine karşın iyi bir düzey yakalayarak devam ediyordu. Bu süreçte EMEP, aynı konu üzerinden merkezi olarak başlattığı çalışmasını platformda iki başlılık yaratmamak kaygısıyla, Eyüp yerelinde platform üzerinden sürdürme kararı aldı ve iç tartışmalar açısından sevindirici bir tutumla bu sorun aşıldı. Ancak bir süre sonra Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği benzer bir tutumla ortaya çıktı. Platform duyduğu kaygıyı bu arkadaşlara da dile getirdi ve kendi tutumlarını netleştirmesini talep etti. Ancak HÖD sonraki toplantılarda da aynı tutumunu sürdürerek, çalışmalarının merkezi olduğunu ve merkezi kararın kendileri için bağlayıcı olduğunu açıkladılar. Böylece aynı konuda iki başlı bir çalışmanın yarattığı sorun ve sıkıntılar ortaya çıktı.

Her fırsatta bu birliği kendilerinin yarattığını dile getirenlerin birlik konusunda ne kadar samimi oldukları da bu tartışmalarla ortaya çıkmış oldu. Tüm çalışmalarda emeklerini koyanlar ortadadır. Bu emekleri hiçe saymanın övünülecek bir yanı yoktur. Yayınlarında yazdıkları gibi bağımsız çalışmalarının engellenmeye çalışılması da herhangi bir biçimde söz konusu değildir. Biz bunu değişik vesilelerle toplantılarda dile getirdik. Platformun sınırlarını aştığı yerde kendi bağımsız sözlerini dile getirebileceklerini defalarca belirttik. Platformun konu hakkında ortak bakışı biliniyorken çıkıp bağımsız çalışmamız engellenmeye çalışılıyor demek, tartışmanın yönünü saptırmaktan başka bir amaç ve anlam taşımamaktadır.

Yayınlarınızda açıkladığınız “platform dağıtıldı” iddiası, 3 Kasım günü gerçekleştirilen Susurluk eylemi ile boşa düşmedi mi? Olmamış şeyleri olmuş, söylenmemiş sözleri söylenmiş gibi yazmak nasıl bir bakışın ürünüdür? Birlikte mücadele etmeyi “dostlar alış-verişte görsün” anlayışıyla sürdürüp platform bileşenlerinin emeklerini hiçe saymanın, “devrimciler arasında birlik” misyonunu yerine getirmekle uzaktan yakından ilgisi olamaz. Bu yüzden platform iddia ettiğiniz gibi dağılmamış, yalnızca sekter ve hesapçı tutumları dışında bırakmıştır.

Bugün Eyüp Yerel Platformu tüm bileşenleriyle (sizin dışınızda!) yoluna devam ediyor, eylemler düzenleyip önüne yeni hedefler koyuyor. Yapmanız gereken, yayınlarınızda sorunları çarpıtarak ifade etmek değil, çubuğu biraz da kendinize bükmek olmalıdır. Birlik iddası da, önderlik iddiası da ancak böyle samimi bir çabayla ve ancak devrimci alçakgönüllülükle gerçekleşebilir. Gerisi dayanaksız boş laftır.

BDSP Çalışanları/Alibeyköy



Şakirpaşa İşçi Kültür Evi’nde
tiyatro etkinliği

Şakirpaşa İşçi Kültür Evi’nde 11 Kasım günü bir tiyatro etkinliği gerçekleştirdik. Etkinlik kısa süre içerisinde hazırlandığı için kitle çalışması pek yapılamadı. Buna rağmen yaklaşık 40 kişi katıldı.

İlk olarak Yürekli Tiyatro ekibi adına bir açılış konuşması yapıldı. Daha sonra ekibin kaleme almış olduğu savaş karşıtı “Savaş ve Kadın” adlı çocuk oyunu sergilendi. Ardından bir arkadaşımız kendi yazdığı “Yaşasın Ulucanlar direnişimiz” şiirini okudu. Kısa bir aradan sonra tekrar Yürekli Tiyatro ekibi sistemi teşhir eden “Sevim Taşan benim” adlı oyunu sahneledi. Ekinlik büyük bir ilgiyle izlendi.

Şakirpaşa İşçi Kültür Evi bünyesinde sürdürülen bağlama, halk oyunları, üniversiteye hazırlık ve okuma-yazma kurslarımızın duyurularını birçok dükkana astık. Ayrıca “Arkadaş Radyo”dan da kurs duyurularımız bir aydan beri ilan ediliyor. Çalışmalarımızı iddialı bir biçimde sürdürüyoruz.

ŞİKE çalışanları/Adana



YÖK karşıtı eyleme polis saldırısı

Kayseri Erciyes Üniversite öğrencileri tarafından YÖK’e ve işgale karşı bir platform oluşturuldu. Platform 9 Kasım günü YÖK’ün kuruluşunu ve işgali pretesto etmek için bir basın açıklaması yapma kararı aldı. Bizler de üniversitede YÖK ve işgal karşıtı şiarların yazılı olduğu Ekim Gençliği afişlerini Erciyes Üniversitesi’ne astık. Platformun afişlerini asmak için üniversiteye gidenlerden 2 kişi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar keyfi bir biçimde iki gün gözaltında tutuldu.

9 Kasım günü Hunat Meydanı’nda yapılacak basın açıklamasına karşı polis tüm güçlerini yığarak adeta terör estirdi. Polis, açıklama yapmak için toplanmaya başlayan kitleyi çembere aldı. Platform bileşenlerinin açıklama yapma kararlılığını göstermeleri üzerine azgınca saldırdılar. Aralarında muhabirimizin de bulunduğu 25 kişi gözaltına alındı. Ertesi gün mahkemeye çıkarıldıktan sonra serbest bırakıldılar. Gözaltına alınanlar, 11 Kasım günü, İHD Kayseri Şubesi’nde yaptıkları bir açıklamayla saldırıları protesto ettiler.

Kızıl Bayrak/Kayseri



Trabzon’da 6 Kasım...

Her kente olduğu gibi Trabzon’da da YÖK 6 Kasım günü protesto edildi. Ekim Gençliği, PEKÖP, ÖEP, DÜK, Kaldıraç, BAGEH ve Eğitim-Sen’in birlikte yaptığı basın açıklamasına yaklaşık 70 kişi katıldı. Eylemde “ABD askeri olmayacağız!”, “Herkese parasız, bilimsel anadilde eğitim!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Irak’ta işgale, paralı eğitime, YÖK’e hayır!” “YÖK’ü YEK değil yokedeceğiz!” sloganları atıldı. (Ekim Gençliği/Trabzon)