15 Kasım'03
Sayı: 2003 (08)


  Kızıl Bayrak'tan
  ABD'yi hizmete hazır halde bekliyorlar!
  Görevimiz direnişi büyütmek!
  Amerikan ordusu siyonistlerle aynı yöntemleri kullanmaya başladı
  Dünyanın dört bir yanında tecrit duvarına karşı eylemler
  Saldırıları püskürtecek bir genel grevi tabandan örgütleyelim!
  ESK dağıtılsın!
  AB Türkiye'den yolsuzluklarla mücadele etmesini istiyor!..
  TEKEL özelleştirmesinde düşük fiyat operasyonu
  Buca Cezaevi'nde çocuklara işkence!..
  Sermaye iktidarı için Kıbrıs'ta yolun sonu görünüyor!
  Birleşik Metal-İş İstanbul 2 No'lu Şube Genel Kurulu gerçekleştirildi...
  Birleşik Metal Kurulu'nda işçilerle konuştuk...
  Dünya, Türkiye ve sol hareket/5
  Tasfiyecilikten teslimiyete, teslimiyetten ihanet batağına doğru!
  Tasfiyeciliğin dibe vuruşu!
  Kapitalizm Sav-AŞ demektir!
  İnsanca yaşamaya yetecek, vergiden muaf asgari ücret!
  DİE anketini nasıl yorumlamalı!
  Ekim Gençliği'nden...
  Anlamsızlığın pazarlanması
  Birlik iddiası da, önderlik iddiası da ancak samimi bir çabayla gerçekleşebilir!
  Direniş henüz ilk aşamasında
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Dünyanın dört bir yanında
tecrit duvarına karşı eylemler

Filistin halkını gettolara hapsetmek, topraklarının önemli bir kısmını gaspetmek, diğer bir ifadeyle hayatı tam bir cehenneme çevirerek bu halkı ülkesini terketmeye zorlamak... Siyonist İsrail’in ABD desteği ile inşa ettiği tecrit duvarının temel hedefidir bu. Naziler’den ödünç alınan bu uygulama, siyonistlerin kimleri örnek aldığını da göstermektedir.

Toplam uzunluğunun 900 kilometre olması hedeflenen duvar, bitirilebilirse eğer, Batı Şeria’yı işgal altındaki Kudüs’ten tamamen ayıracak. Duvar İsrail ile Filistin arasındaki “yeşil hat” üzerinde değil, Filistinliler’in toprakları içinde inşa edilerek köyleri parçalıyor, verimli toprakları İsrail tarafında bırakıyor. Bu kirli plan ile henüz gaspedilmemiş Filistin topraklarının önemli bir kısmı siyonistlerin denetimine geçecek.

Duvarın toplam maliyeti 2 milyar dolar civarında hesaplanıyor. Her zaman olduğu gibi bu paranın önemli bir kısmı ABD’nin vereceği mali yardımlarla karşılanacak. Bir süre önce duvar inşaatına karşı çıktığı açıklanan Bush ve savaş çetesinin ikiyüzlü olduğu anlaşıldı. Çünkü gelinen aşamada bu vahşi uygulamaya tam destek veriyorlar.

9 Kasım’ı “ırkçı duvara karşı mücadele günü” ilan eden Filistin halkı ve siyonizm karşıtı güçler, o gün yaygın eylemler gerçekleştirdi. Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki yüzbinlerce Filistinli 9 Kasım’da 2 saatliğine iş bırakarak genel greve çıktılar. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın dört bir yanında tecrit duvarı protesto edilerek yıkılması talep edildi. Sadece Roma’da gerçekleşen eyleme katılan 30 bine yakın İtalyan işçi ve emekçi, “Irkçı duvara hayır!” sloganlarıyla gösteri yaptı. Arjantin, Avustralya, Bangladeş, Belçika, Brezilya, Kanada, Şili, İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, Japonya, Ürdün, Norveç, İskoçya, Güney Afrika Cumhuriyeti, İspanya, İsveç, ABD ve Türkiye’de de ırkçı duvar karşıtı protesto eylemleri yapıldı.  

Duvarın yıkılması talebiyle düzenlenen gösteri ve etkinlikler Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nde hafta boyunca devam edecek. 9-16 Kasım arasında birçok kent ve kasabada çeşitli faaliyetler gerçekleştirilecek. Filistin halkı sokaklara dökülerek, genel greve çıkarak, tüm dünyaya, gettolara kapanmayı kabul etmeyeceğini gösterdi. Dünya halkları da ona destek verdi.

Naziler’in kurduğu gettolar nasıl yıkıldıysa, siyonistlerin de tecrit duvarı öyle yıkılacaktır. Tecrit duvarına karşı mücadele günü kampanyası koordinatörü Cemal Cuma’nın dediği gibi; “Duvarın yıkılacağına olan inancımız tam. Çünkü nihai kararı verecek olanlar, başta Filistin olmak üzere dünyanın dört bir köşesinde sokaklara çıkan onbinlerce insandır. Bush, Şaron, Blair veya Aznar değil”.



Irak işgali İngiliz emperyalizmini sıkıştırıyor

Irak işgalinden önce emperyalist saldırganlık ve savaşa karşı en kararlı tepki İngiltere’de ortaya konulmuştu. Milyonlarca insan Londra’da savaş karşıtı eylemlere katılarak emperyalist saldırganlığı mahkum etmişti. Tony Blair ve yardakçıları kitle imha silahlarını öne çıkartarak Irak işgalini savunmuşlar, ancak kısa süre sonra bu yalanlar ortaya çıkmıştı. Bunun sonucu Bush’un “fino köpeği” Blair, ciddi oranda güç kaybetmiş, itibarı yerlerde sürünmüştü.
Yalandan başka sarılacak bir dalı kalmayan İngiliz hükümetinin Savunma Bakanı Geoff Hoon, yaptığı açıklamada, koalisyon güçlerinin Irak’ta kitle imha silahı bulmak durumunda olduğunu söyledi. Hoon, “kamuoyu önünde kitle imha silahlarını bulmak zorunda olduğumuzu kabul ediyorum. Bu yöndeki çabalarımızı sürdürüyoruz. Halkın bu silahların nerede bulunduğunu bilmeye hakkı var... Şu anda söyleyebileceğim tek şey bu silahları aradığımızdır” dedi. Umutsuz çırpınışlar içindeki İngiliz bakan, Nisan ayından beri aradıkları silahların bulunmayacağını en iyi bilenlerden biridir kuşkusuz.

Gelişmeler Londra rejiminin ödediği faturanın siyasi alanla sınırlı kalmadığını gösterdi. Bu defa işgale katılan 30 bin askerin finansmanı sorunu ortaya çıktı. İngiltere’de yayımlanan The Guardian gazetesi, İngiliz Silahlı Kuvvetleri’nin tarihinin en büyük mali krizlerinden birini geçirdiğini yazdı. Gazete, İngiliz Silahlı Kuvvetleri’nin kriz yüzünden sınır ötesi operasyon bütçesinde kısıntıya gidilebileceğini, askeri yetkililerin de bütçe probleminin son derece ciddi olduğunu kabul ettiklerini bildirdi. Ordu karargahında bir ara yeni asker alımının durdurulmasının bile düşünüldüğünü, ancak bu fikrin “çok utanç verici olacağı” gerekçesiyle bir kenara bırakıldığını savunan The Guardian, gazeteye konuşan askeri kaynakların, bu yolların hangisi denenirse denensin, geçici önlemlerin krizi ç&oul;zmeye yetmeyeceğini aktardıklarını yazdı.
İngiliz yönetiminin aldığı yeni bir karar da gazeteyi doğruluyor. Buna göre Blair hükümeti, ormanları korumak için ayırdığı parayı bundan sonra Irak savaşında harcayacak.

İşgal karşıtı direniş İngiliz ordusunun kontrolündeki bölgeye sıçradığı zaman, bu krizlerin yeni boyutlar kazanacağını tahmin etmek güç değil. Zira ABD ordusunun her gün kayıp verdiği işgal sürecinde İngiliz ordusu, bazı eylemler dışında, henüz fazla bir sorunla karşılaşmış sayılmaz.



ABD emperyalizmi kontra saldırılara hazırlanıyor

Amerikan yönetimi Saddam Hüseyin, Usame Bin Ladin, Taliban yetkililerinin izini sürmek ve yakalamak iddiasıyla özel bir komando birliği kuruyor. Kirli icraatlarının Afganistan ve Irak’la sınırlı kalmayacağı açıklanan birliğe, “Task Force 21” adı verildi. Komando birliği, istihbarat servislerinin “önemli hedefler” hakkında topladığı bilgiler ışığında gizlice faaliyet gösterecek, saldırılarda bulunacak. Çalışma kuralları gizli tutulan birliğin, faaliyet alanı dünyanın farklı ülkeleri olabilecek.

CİA yıllarca bu kirli taktikleri ABD karşıtlarına, ilerici-devrimci akımlara karşı kullandı. Bu kirli icraatlar o kadar yaygınlaşmıştı ki, bir dönem ABD’de bile büyük tepkilere yol açmıştı. Son yıllarda fazla öne çıkmayan suikastlar, provokasyonlar, askeri darbeler, her türlü kirli, karanlık işler yeniden yaygınlık kazanacak. Kirli/kanlı işler alanında zengin deneyime, uzmanlaşmış kadrolara sahip olan ABD yönetiminin bu hazırlığı, Bin Ladin ya da Saddam’ı yakalamaktan öte amaçlar taşıyor. Gizli faaliyet yürütecek olan söz konusu birimin devreye girmesi, özellikle gitgide yaygınlaşan anti-emperyalist, anti-kapitalist mücadeleye karşı kontr-gerilla saldırılarının yeniden yaygınlaşacağını gösteriyor.