15 Kasım'03
Sayı: 2003 (08)


  Kızıl Bayrak'tan
  ABD'yi hizmete hazır halde bekliyorlar!
  Görevimiz direnişi büyütmek!
  Amerikan ordusu siyonistlerle aynı yöntemleri kullanmaya başladı
  Dünyanın dört bir yanında tecrit duvarına karşı eylemler
  Saldırıları püskürtecek bir genel grevi tabandan örgütleyelim!
  ESK dağıtılsın!
  AB Türkiye'den yolsuzluklarla mücadele etmesini istiyor!..
  TEKEL özelleştirmesinde düşük fiyat operasyonu
  Buca Cezaevi'nde çocuklara işkence!..
  Sermaye iktidarı için Kıbrıs'ta yolun sonu görünüyor!
  Birleşik Metal-İş İstanbul 2 No'lu Şube Genel Kurulu gerçekleştirildi...
  Birleşik Metal Kurulu'nda işçilerle konuştuk...
  Dünya, Türkiye ve sol hareket/5
  Tasfiyecilikten teslimiyete, teslimiyetten ihanet batağına doğru!
  Tasfiyeciliğin dibe vuruşu!
  Kapitalizm Sav-AŞ demektir!
  İnsanca yaşamaya yetecek, vergiden muaf asgari ücret!
  DİE anketini nasıl yorumlamalı!
  Ekim Gençliği'nden...
  Anlamsızlığın pazarlanması
  Birlik iddiası da, önderlik iddiası da ancak samimi bir çabayla gerçekleşebilir!
  Direniş henüz ilk aşamasında
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Amerikan F-16 savaş uçakları Irak halkının üstüne bomba yağdırıyor...
İşgal askerleri tanklar eşliğinde ev yıkıyor...


Amerikan ordusu siyonistlerle
aynı yöntemleri kullanmaya başladı

İşgalci güçlerin yerleşim yerlerini savaş uçaklarıyla bombalaması, tanklarla ve zırhlı araçlarla ev yıkması... Bu vahşi uygulamaları Filistin’den hatırlıyoruz. İsrail ordusu 50 yıldan beri sık sık bu zorbalığa başvuruyor. İsrail’in destekçisi ve baş hamisi ABD emperyalizmi şimdi aynı yöntemleri Irak halkına karşı kullanmaya başladı. Irak’ı “özgürleştirmek” iddiasıyla bu ülkeyi işgal eden bir güç açısından gelinen bu nokta, sadece gözü dönmüş zorbalığın değil ama aynı zamanda aczin de yalın göstergesidir. Washington’daki haydutlar tarihsel deneyimlerinden biliyorlar ki, bir halka reva görülen zulüm, Vietnam örneğinde olduğu gibi, işgali kabullenmeye değil güçlü bir direnişin boy vermesine katkıda bulunabilir ancak.

Direniş emperyalist haydutların
maskelerini söküp atıyor

İşgalin üzerinden henüz 6 ay geçmişken Irak halklarının üstüne bomba yağdırmak işgalcilerin pek arzuladıkları bir şey olmasa gerek. Bu saldırılar, işgale dair elde kalan son gerekçeyi de işlevsiz kılıyor. Kitle imha silahlarıyla ilgili uydurulan tüm yalanlar tek tek açığa çıktı. Üstelik söz konusu yalanları hem Washington, hem de Londra yönetimi itiraf etmek zorunda kaldılar. Saddam-El Kaide bağlantısına ise baştan beri pek inanan yoktu. Zaten Irak rejiminin islami gericilikle bir ilişkisi olmadığı da biliniyordu. Bu durumda geriye Irak halklarını “Saddam diktatörlüğünden kurtarmak” iddiası kalmıştı. İşte bu son iddia da bizzat emperyalist işgalciler tarafından fiilen çürütüldü.

 Haydutbaşı Bush’un “rambo” kılığıyla zafer ilan etmesinin üzerinden henüz 6 ay geçmişken, ABD ordusu halkın üzerine çeyrek tonluk bombalar yağdırmaya başladı. Ama artık herkes biliyor ki, bir halkın özgürleşmesi bombalar altında can vermekten başka anlamlar taşır. Yani dünya kamuoyunda işgali meşru kılacak gerekçelerden geriye tek bir kırıntı bile kalmadı.

Tepesine bombalar yağdırılan Irak halkı ise, baştan beri emperyalist cellatların sahte propagandalarına dönüp bakmadı bile. 1 milyonu aşkın çocuğu ambargo kuşatması ile katledenlerin vaadettiği “özgürlüğe” itibar edilmemesi gayet doğal. Sahte vaatlere kanmak bir yana, Irak halkı, Saddam diktatörlüğünden kurtulmanın yanı sıra, bu diktatörlüğün esas yaratıcıları olan emperyalist işgalcileri defetmeden özgürleşmenin mümkün olmadığını kavramış bulunuyor. İşgal karşıtı direniş bunun somut göstergesidir.

“Sömürge valisi” Bremer’in itirafları...

Beyaz Saray tarafından Irak’ı yönetmek için atanan “sivil yönetici” Paul Bremer, kendisinden bekleneni yapamadı. Yüksek güvenlikli duvarlar ardında hapsolmak zorunda kalan vali, Amerikan kuklası Irak Geçici Hükümet Konseyi’ni bile doğru dürüst yönetemiyor. Bundan dolayı ABD yönetiminin Geçici Konseyin çalışmalarından memnun olmadığına, konseyin yerine geçecek bir seçenek aradığına dair haberler basına yansımaya başladı. Tabii bu durum Bremer’in yeteneksizliğinden değil, göz açtırmayan direnişten kaynaklanıyor.

Irak halkı nazarında bir kıymeti-harbiyesi olmayan bu vali, durumun gittikçe kötüye gittiğini, gerilla eylemlerinin artacağını itiraf ediyor. Irak’taki işgal güçlerinin yöneticisi Bremer, Times gazetesine verdiği demeçte, yeniden yapılandırma çalışmalarının durdurulması için gerilla saldırılarının artacağını söyledi. Bremer, birkaç yüz yabancı militanın Irak’a girdiği ve eylemlerde bulunabileceği uyarısında bulundu. Direnişin güçlenmesini dış bağlantılar üzerinden açıklama umutsuz girişimi bir yana bırakılırsa, bu açıklamayı samimi bir itiraf kabul etmek mümkün.

Vali artan eylemlere rağmen ABD önderliğindeki koalisyon güçlerinin militanlar tarafından Irak’tan uzaklaştırılamayacağı yönünde “güvence” verdi ve Irak’tan ayrılmalarının bütün Ortadoğu’ya pahalıya malolacağını iddia etti. Bremer, hem işgal edilmiş olmanın hem işgalci güç olmanın kolay olmadığını da söyledi. Kararlı direniş kibirli işgalcileri böyle itiraflara zorluyor. Bremer’in aniden Washington’a çağrılması, ABD için bataklığın gittikçe derinleştiğinin somut göstergelerinden biridir.

İşgal orduları komutanı yıkım ve
katliamlara hız vereceklerini açıkladı

Kasım ayının ilk on gününde iki helikopter düşürülürken, işgal ordusuna bağlı 38 ABD askeri de öldürüldü. Bu da direnişin yeni bir boyut kazandığını açıkça gösteriyor. Nitekim emperyalist basın tekelleri ile Beyaz Saray’a akıl veren askeri uzmanlar da bu gerçeği teslim etmek zorunda kaldılar. Aynı çevreler bu arada sık sık Vietnam’da yaşadıkları hezimete de atıfta bulunuyorlar. Son saldırılar üzerine ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General John Abizaid, Irak’ın Felluce kentindeki yerel liderleri, koalisyon güçlerine karşı saldırıların sürmesi halinde düzeni sağlamak için yeni yöntemler kullanacakları yönünde uyarıdı, yani açıkça tehdit etti.

John Abizaid, uyarıyı Ramadi’de, ABD güçleri için en tehlikeli yer olan Anbar eyaletinin aşiret liderleri ve belediye başkanlarının katıldığı toplantıda yaptı. Felluce Belediye Başkanı Taha Bedavi, AP’ye yaptığı açıklamada, Abizaid’in Felluce’yi “sıcak bir bölge” olarak nitelediğini ve “kentin yeniden inşa sürecinde işbirliği yapmayı reddetmesi halinde başka bir politika izleyebilecekleri” uyarısında bulunduğunu kaydetti. Tabii bu tehditler işe yaramadı. Heyet üyelerinden Şeyh Abdül Settar El Cenabi basına yaptığı açıklamada, ABD’li koalisyon yetkililerinin, işgal güçlerine yönelik saldırıların durdurulmasını istediğini, fakat kendilerinin, “saldırıların ancak son Amerikan askeri ülkeyi terkedince duracağını” söylediklerini belirtti.

Bu tehditlerin sökmemesi üzerine harekete geçen ABD ordusu “yeni politika”dan ne kastettiğini gösterdi. Tikrit ve Felluce’deki yerleşim bölgelerine saldıran Amerikan ordusu, F-16 savaş uçaklarıyla çeyrek tonluk bombalar attı. Tanklar, zırhlı araçlar desteğindeki Amerikan askerleri de Iraklılar’ın evlerini yıkmaya başladı. Sokağa çıkma yasağı uygulayan işgalciler evlere baskınlar düzenleyerek halk üzerinde terör estirdiler. Siyonist İsrail devletinin Filistin halkına karşı uyguladığı bu akıl almaz zorbalığa artık Irak’ta da şahit olmaya başladık.

Amerikan zorbalığı direnişi daha da
güçlendiriyor

Direniş karşısında çileden çıkan işgal güçleri dizginsiz bir terör estiriyorlar. İşgali eleştiren sokaktaki insandan işgale karşı direniş çağrısı yapan din adamlarına kadar her gün onlarca Iraklı toplama kamplarına benzer yerlerde hapsediliyor. Şimdiye kadar binlerce Iraklı tutuklandığı halde ortada bir mahkeme bile bulunmuyor. Yani işgalciler Iraklı tutukluları da Guantanamo tipi yerlere kapatıyorlar.

İşgal ordularının zorbalığı Irak halkını korkutup susmasını mı sağlıyor? Hayır! Yaşananlar tersini gösteriyor. Silahlı direnişin güçlenerek yaygınlaşacağını bizzat sömürge valisi söylüyor. Irak halkında emperyalist saldırganlara karşı günden güne büyüyen müthiş bir öfke var. Artık binlerce, onbinlerce kişinin katıldığı işgal karşıtı sokak eylemleri daha sık gerçekleşiyor. Bu tepkilerin çok sayıda sivilin katledildiği yerde ortaya çıktığını hesaba katmak gerek. Ama tam da sergilenen bu zorbalıktan dolayı işgal karşıtı direniş güçleniyor.

Bu onurlu direnişe güç katalım!..