Bakırköy Sümerbank işçisi
direne direne kazanıyor!
Sermaye devleti özelleştirme saldırısını gün gün uygulamaya devam ediyor. Bu saldırının hedeflerinden olan Bakırköy Sümerbank işçileri ise her saldırı hamlesine kararlı ve direngen bir tutumla yanıt veriyorlar. Bu tutum her defasında saldırıları püskürtüyor. İhale sürecinde eylemlilik hattı çizen Sümerbank işçileri yine kazandı. İhale döneminde fabrikaya gelen ihale komisyonlarını içeri almadılar ve fabrikada gece-gündüz nöbet tuttular. Birçok kez basın açıklaması düzenleyerek mücadele kararlılıklarını sermayeye ilan ettiler. Bu aynı dönemde devam eden çeşitli eylem, direniş ve etkinliklere döviz, pankart ve şiarlarıyla destek vererek sınıf dayanışmasının anlamlı bir örneğini gösterdiler.
Direniş geleneğinin temsilci olan Sümerbank işçileri şimdilik özelleştirme saldırısını durdurdu. Ancak bunun kesin bir kazanım olmadığı açık. Sümerbank işçisi de bunun bilincinde.
İhalenin iptal edildiği gün yemekhanede bir toplantı yapıldı. Toplantıda TEKSİF Bakırköy Şube Başkanı Çetin Yelken bir konuşma yaptı. Konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
İhale iptal edildi fakat mücadele kesinlikle bitmedi. Yarın çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmak için mücadele ediyoruz. Böylesi bir sonuç sizin gücünüzü gösteriyor. Buradan iptal oldu diye de rehavete kapılmayın sakın. Bu ülkede İMF programları olduğu sürece, işsizlik olduğu sürece bu mücadele bitmez. Gördük ki mücadele eden kazanır. Şimdi iş alıp, çalışacağımız günler çok yakında. Şimdilik nöbetleri kaldırıyoruz. Kalıcı zafer için kalıcı mücadele gerekiyor arkadaşlar...
Zafer coşkusuyla gözleri parlıyan işçiler yer yer güçlü alkışlarla coşkularını, kararlılıklarını dile getirdiler.
Evet, bu sefer de Bakırköy Sümerbank işçisi kazandı. Bu kazanım aynı zamanda işçi sınıfının kazanımı. Bu kazanımları TEKELle, SEKAla, POAŞla, PETKİM ve TELEKOMlarla çoğaltmanın zamanı.
İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!
Saldırı yasası geri çekilsin!
Kamu Yönetimi Reformu adı altında kapsamlı bir özelleştirme ve köleleştirme operasyonu başlatan sermaye hükümetine karşı kamu emekçileri ilk tepkilerini göstermeye başladılar. Kamu emekçileri kamunun tasfiye edilmesini protesto etmek için 31 Ekim günü Konak Sümerbank alanında bir eylem gerçekleştirdiler. Eylemde KESK pankartının yanı sıra Savaşa ve işgale, saldırı yasalarına, kamusal alanın tasfiyesine, hak ihlallerine karşı eşitlik, adalet, barış ve demokrasi pankartı açıldı.
Yaklaşık 200 kamu emekçisi Konak Meydanına kadar sloganlarla yürüdü. Basın açıklamasının ardından aynı talepleri içeren metni ilgili bakanlıklara fakslamak için Konak Postanesine kadar sloganların atıldığı bir yürüyüş gerçekleştirildi. Postane önünde slogan atarak bekleyen kitle faks çekildikten sonra eylemi bitirdi. Eylem boyunca İMFye değil emekçiye bütçe!, Parasız eğitim, parasız sağlık!, Kölelik yasası istemiyoruz!, Saldırı yasası geri çekilsin!, Kahrolsun Amerikan emperyalizmi! sloganları atıldı.
Bahçelievler PTT işçileriyle dayanışma gecesi
Bağımsız İşçi Sendikasında (BİS) örgütlü PTT Bahçelievler Posta Dağıtım Merkezinde çalışan taşeron işçiler çalışma koşullarının düzeltilmesi, ücretlerinin yükseltilmesi ve zamanında ödenmesi ile takım sözleşmelerinin yapılması için yaklaşık bir aydır direnişte. Direnişteki PTT işçileriyle dayanışmak amacıyla İkitelli Kültür Merkezinde 2 Kasım günü bir gece düzenlendi. Geceye yaklaşık 300 kişi katıldı. Sık sık İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!, Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!, PTT işçisi yalnız değildir! sloganları atıldı. Geceye Sümerbank ve Şişe Cam işçileri de katılarak destek verdiler.
Birbirimize güvendiğimiz sürece
çok şey kazanırız!
Yazaki Otomotiv Yan Sanayii Fabrikası Tuzla Serbest Bölgede kurulu bulunuyor. Yazakide 600 işçi çalışıyor. Adapazarındaki Yazaki fabrikasında da 600 işçi çalışıyor. Yazakinin 45 ülkede fabrikası bulunuyor.
2002 Haziran ayında Tuzladaki fabrikada sendikalaşma çalışması başlatıldı. Birleşik Metal-İş Sendikasıyla görüşmelere başladık. Fabrikada hatlarda çalışan işçi sayısı 25-35 arasında değişiyor. Bölümlerde ve hatlarda birer kişi belirledik ve o arkadaşlarla birlikte yukardan aşağıya doğru çalışma yürütmeye başladık. Daha sonra sendikayla birlikte bir komite oluşturduk. Ama sendika haftalar geçmesine rağmen bizimle görüşmedi. Adapazarındaki fabrikada da sendikalaşma çalışması yürütülüyordu. Oradaki çalışma açığa çıktı ve bu gelişme Tuzlayı da etkiledi. Tuzladaki fabrika Ocak ayında Bursa Gemlike taşınacak. Bu nedenle sendikal çalışma tamamen durdu. Sendikayla görüşmeler kesildi.
Bursadan Tuzlaya 40 kişi çalışmaya gelmişti. Bu arkadaşlar eğitim için geldiler. Ancak bir ay çalıştılar ve 26 Eylül sabahı istifalarını verdiler. Bizler bu paraya bu ağır şartlarda çalışmayız dediler. Bunun üzerine öğlen saatlerinde iş bırakma çağrısı hatlara bildirildi.
Yazakide çalışma şartları çok ağır. Ayakta yaklaşık 16 saat çalışıyoruz. Sosyal haklarımız yok. 200 dolara çalıştırılıyoruz. 6 yıllık işçi de aynı ücreti alıyor. Zam yok. Fabrikada cezalandırma olayıyla karşılaşıyoruz. Hata yapan sarı ve kırmızı kartlarla cezalandırılıyor. Ve işten tazminatsız çıkarıyorlar. Fabrikada çoğunluğu 25-30 yaş arasında kadın işçiler oluşturuyor. Sürekli ayakta çalışmaktan bayanlarda varis oluyor. Doktora gidemiyorlar, üretimi aksatmamak için izin verilmiyor.
Bursadan gelen işçilerin istifasından sonra, ağır çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve zam talebiyle öğle saatinde birinci ve ikinci kattan alkışlarla çıkarak fabrika önünde eylem yaptık. Fabrika önünde başlattığımız eylem engellendi, herkes fabrikaya geri döndü, ama hatlarda üretim durdu. Müdür gelene kadar kimse çalışmadı. Müdürün gelmesi üzerine 4. kata çıkıldı. Müdür ben sizinle kesinlikle anlaşmam dedi. Bunun üzerine müdürü alkışlarla protesto ettik. İnsan kaynakları müdürü de bir konuşma yaparak herkesin istifasını istedi. Alkışlarla o da susturuldu. Fabrika müdürü ağlayarak konuşmaya, işçileri ikna etmeye çalışıyordu.
Daha önce fabrikada herkeste bir güvensizlik vardı. Ön çalışması yapılmamasına rağmen bir günlük bir eylem yapıldı. Bu eylemle bir kazanım sağlandı, ama daha iyisi de olabilirdi. Bir yılını doldurmamış olanlara 50 dolar, 1-2 yıl arası çalışmış olanlara 60 dolar, 2-3 yıl arası çalışmış olanlara 70 ve 3 yıldan fazla çalışmış olanlara 80 dolar zam yapıldı.
Bu eylem bizim için bir ilk deneyim oldu. Birlikte mücadele ettiğimiz ve birbirimize güvendiğimiz sürece çok şey kazanırız.
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!
|