Kızıl Bayrak'tan Fabrika önünde oturma eylemi başlatan İsdemir işçilerinin direnişini kırmak için bu kez de jandarma zoru devreye sokuldu. Direnişçi işçilerden 30u coplanarak, tartaklanarak gözaltına alındı. SASA grevi başlar başlamaz, 1 gün içinde bitirildi. İstanbul Büyükşehire bağlı bazı belediyelerde grev kararı asıldı. Ancak, pek çok ilçesinde sözleşmesi sonuçlanan İstanbulda, grev kararının asıldığı ilçelerde de bir grev beklentisi, grev havası ve hazırlığı yok. Sendika yöneticileri her ağızlarını açtıklarında, eğilimlerinin sözleşmeyi masada bitirmek yönünde olduğundan dem vuruyor. Oysa, TİSlerin böyle kavgasız dövüşsüz/sessiz sedasız sonuçlandırıldığı bir süreçte, Türkiye işçi sınıfı eşi-benzeri görülmemiş bir kapsamlı saldırı hazırlığıyla karşı karşıya. 100-150 yıllık kazanılmış hakları bir çırpıda sıfırlayacak bir iş yasası tasarısı hazır bekletiliyor. Diğer yandan ülke emperyalizmin kuyruğunda adım adım bir kirli savaşa sürükleniyor. Yani, tam da kavganın kızıştırılması gereken bir zamanda yaşıyoruz. Esnek üretim saldırısı toplu sözleşmeye konu edilmeyecekse, böyle bir konu üzerine kavga gürültü kopmayacaksa ne için kopacak. 3 kuruş değil 5 kuruş isteriz sözleşmesine rıza gösterenler, bu tasarı yasalaştıktan sonra onu da yapamayacak. Sendikacılar bunları bilmiyor mu? Elbette bilirler. Bilirler ama gereğini de yerine getirmezler. Sınıf için böylesine ağır bir sürecin yaşandığı sırada Emek Platformunu toplayanların sınıfın karşı karşıya olduğu bu saldırıları gündeme almaları beklenir değil mi? Ama hayır. Onlar işçi sınıfının değil düşmanının sıkıntılarına çare aramayı iş edinmiş durumdalar. EP toplantısından, siyasi belirsizliğin bir an önce giderilmesi, AB yasalarının çıkarılması türünden çağrı kararları çıkardılar. Sınıfın değil, sistemin bunalımına çözüm arayışına giriştiler. Zaten, kapsamlı hak gasplarıyla yüklü yeni iş yasasının hazırlanmasına da, Bilim Kuruluna katılarak destek vermişlerdi. Görünen o ki, sendika bürokrasisi sınıfa ihaneti artık iyice açıktan yürütecek kadar yüzsüzleşmiş durumdadır. Saldırılara sınıf cephesinden verilecek yanıt da, bu nedenle öncelikle sendikal ihaneti hedeflemek durumundadır. *** Yeni iş yasasıyla bir kez daha gündeme alınmış olan saldırılara karşı sınıf mücadelesini örgütlemek-yükseltmek hedefiyle başlattığımız, özel sayı, afiş vb. çalışmalarını yoğunlaştırarak sürdürürken, her zamanki gibi sistemin engelleme çabalarıyla karşılaşıyoruz. Hafta başında da, K.Çekmece bölgesinde yürüttükleri afiş çalışması sırasında iki arkadaşımız gözaltına alındı. Ne var ki, bu tür saldırıların faaliyetimizi engelleyebilme şansı bulunmuyor. Tersine, yaşananlar gösteriyor ki, faaliyetimizi her geçen gün daha da yoğunlaştırarak sürdürmemiz gereklidir. |
|||||