02 Şubat '02
Sayı: 05 (45)


  Kızıl Bayrak'tan
  Liberal enkaza dönüşen ÖDP
  Demokratik hak ve özgürlüklerin kapsamı...
  Düzenin yaydığı sahte umutlar ve devrimci çözüm
  Kürt halkı üzerindeki faşist ablukaya son!
  İşçi kıyımlarına karşı mücadele yolu seçilmeli
  Direniş hergün kendisini yenileyen ve güçlendiren bir tarzda sürüyor"
  KESK kurullarına doğru...
  Kültür-sanat sorunları ve sınıf mücadelesi
  "Paralı eğitime hayır!" kampanyası sürüyor...
  Özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi...
  İsviçre'de inşaat işçileri: "Mezarda emekliliğe hayır!"
  Emperyalizmin kanlı yüzü gizlenemiyor
  Devletin "muhtırası"na PKK yanıtı
  Kürt aydınlanmasının sorunları
  Ayşe Nur Zarakolu yaşamını yitirdi
   Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
İsviçre’de inşaat işçileri:
“Mezarda emekliliğe hayır!”

İsviçre, Luxemburg’dan sonra kişi başına milli gelirin en yüksek olduğu ülke. Ama böyle bir ülkede haftalık çalışma süresi hala 42 saat. Önümüzdeki Mart ayında haftalık çalışma süresinin 36 saate indirilmesi için bir referandum yapılacak.

Burjuvazi milli gelirden kişi başına düşen payın yüksekliğinden, hayat standartının iyi olmasından hareketle, çoktan sersemletici bir propagandaya girişmiş bulunuyor. Haftalık çalışma saatlerinin düşürülmesinin doğrudan hayat standartına yansıyacağı verilerle kanıtlanmaya çalışılıyor. Haftalık çalışma süresinin nispeten daha az olduğu Fransa ve Almanya’daki işsizliğin boyutları ve hayat standartları örnek gösterilerek, referandumdan evet çıkması durumunda akibetin aynı olacağı tehditkar bir biçimde dile getiriliyor.

İşte böyle bir süreçte inşaat işçileri tarafından “mezarda emekliliğe hayır”, “60 yaşında emeklilik” hakkı için bir mücadele başlatılmış bulunuyor. İsviçre’de emeklilik yaşı 65’tir.

Mezarda emekliliği rakamlar üzerinden açmaya çalışalım. İşkollarına göre emeklilik yaşına varmadan ölümlerin yüzdesi bu konuda açık bir fikir veriyor. İnşaat işçilerinin %43’ü 65 yaşını doldurmadan ölmektedir. Aynı dalda çalışan işçilerin sakat kalma oranı ise yüzde %40’tır.

65 yaşına varmadan malülen emekliliğe ilişkin rakamlar ise şöyle:

İnşaat işçileri: %40, haftalık çalışma 42 saat
Fabrika işçileri: %31.3, haftalık çalışma 42 saat
Araba tamircileri: %25.2, haftalık çalışma 42 saat
Temizlik sektörü: %24.6, haftalık çalışma 42 saat
Restauran, otel vb.: %22.5, haftalık çalışma 45 saat
Şoförler: %20.8, haftalık çalışma 50 saat
Metal işçileri: %18.6, haftalık çalışma 42 saat
Marangozlar: %17.6, haftalık çalışma 42 saat
Boyacılar: %17.4, haftalık çalışma 42 saat
Tarım işçileri: %16.7, haftalık çalışma 42 saat
Büro çalışanları: %11.7, haftalık çalışma 42 saat.

Çalışma koşulları daha hafif olan emekçilerin ömrü ve mezara girmeden emekli olma şansı artıyor. Büyük bir çoğunluğun payına düşen ise mezarda emeklilik.

***

26 Ocak Cumartesi günü Basel’de inşaat işçileri, Yapı ve İnşaat Fuarını da fırsat bilerek, bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Yürüyüşe 1500’ü aşkın inşaat işçisi katıldı. Canlılıklarının yanı sıra yaratıcılıklarıyla da dikkat çeken işçiler, haklı taleplerini gündeme getirdiler. Fuar meydanında miting sürerken işçilerin kısa sürede evi andıran bir yapı inşa etmeleri, Yapı Fuarı’nın gerçek sahiplerinin kimler olduğunun da bir göstergesi oldu.



Bolivya’da koka üreticisi köylüler barikatlarda

Bolivya’da koka üreten köylüler geçtiğimiz Cuma gününden beri ülkenin merkezi Chapeare bölgesindeki ülkenin en önemli ticari yolunu barikatlar kurarak kapattılar. Köylüler bu eylemleriyle önderleri Evo Morales’in parlamentoda 1979 yılından beri sürdürdüğü milletvekili görevine son verilmesini protesto ediyorlar.

Morales 18 Ocak’ta polislerle köylüler arasında yaşanan birçok köylünün yaşamını yitirdiği çatışmalara, bir polis ve bir askerin öldürülmesinden sorumlu tutulmuş, geçtiğimiz Çarşamba günü yapılan oylamayla mahkemede yargılanmak üzere dokunulmazlığı kaldırılmıştı. Morales birkaç arkadaşıyla birlikte hafta sonu açlık grevine başladı.

Bolivya hükümeti Morales’in mücadeleci militan tutumlarından rahatsız oluyordu. Önderlik ettiği örgütü de sokak barikatlarında savaşıyor ve Chapare köylülerinin hakları için, 35 bin insanın yaşama koşulları için mücadele ediyordu.

Sokakların barikatlarla kapalı olduğu Pazartesi günü, çok sayıda örgütün yaptığı çağrıyla, binlerce kişi Cochabamba’da hükümetin sosyal politikalarını protesto ettiler. Eyleme rengini veren yine koka üreticisi köylüler oldu. Eylemciler köylü örgütünün tutuklu bulunan üyelerinin serbest bırakılmasını ve bölgede koka yapraklarının ticaretini yasaklayan yasanın geri çekilmesini talep ediyorlar. Başbakan ise, “ben katillerle konuşmam” diyerek görüşmeleri reddediyor. Hükümet, ABD’nin istemi doğrultusunda, koka üretimini büyük ölçüde kısıtlayan önlemler uyguluyor. Geçimlerini koka üretiminden kazanan köylülerin bu uygulamalarla en temel yaşam koşulları ortadan kaldırılmış oluyor.

Sendikalar ve köylü örgütleri ise, hükümet partilerinin bu uygulamalarını ülkenin en yoksul kesimine karşı açlımış “yoğunlaşmış eylem” olarak niteliyor.



Nijerya’da iki günlük genel grev

Nijerya’da geçtiğimiz hafta Çarşamba ve Perşembe günü yaşanan genel grev özellikle büyük kentlerde yaşamı felce uğrattı. “İMF ve yatırımcılar”ın talepleri sonucu petrol sübvansiyonlarının kesilmesi üzerine benzin fiyatlarına 1 Ocak’tan itibaren %18 zam yapıldı. Bu zamma karşı kitleler genel greve giderek protestolarını yükselttiler.

Hükümet grevi baştan itibaren illegal olarak ilan etmişti. Bunu grevcilere saldırmanın bahanesi yaptı. Başkent Nigeriane Labour Congress (NLC) sendikalar birliğinin başkanı ve diğer yöneticilerini tutukladı. Logos’ta polis protestoculara saldırarak gözyaşartıcı bomba kullandı.

2000 yılının Haziran ayında 5 günlük bir genel grev ile %50 benzin zammı engellenmişti.