Mezarda emekliliğe hayır! İsviçre, Luxemburgdan sonra kişi başına milli gelirin en yüksek olduğu ülke. Ama böyle bir ülkede haftalık çalışma süresi hala 42 saat. Önümüzdeki Mart ayında haftalık çalışma süresinin 36 saate indirilmesi için bir referandum yapılacak. Burjuvazi milli gelirden kişi başına düşen payın yüksekliğinden, hayat standartının iyi olmasından hareketle, çoktan sersemletici bir propagandaya girişmiş bulunuyor. Haftalık çalışma saatlerinin düşürülmesinin doğrudan hayat standartına yansıyacağı verilerle kanıtlanmaya çalışılıyor. Haftalık çalışma süresinin nispeten daha az olduğu Fransa ve Almanyadaki işsizliğin boyutları ve hayat standartları örnek gösterilerek, referandumdan evet çıkması durumunda akibetin aynı olacağı tehditkar bir biçimde dile getiriliyor. İşte böyle bir süreçte inşaat işçileri tarafından mezarda emekliliğe hayır, 60 yaşında emeklilik hakkı için bir mücadele başlatılmış bulunuyor. İsviçrede emeklilik yaşı 65tir. Mezarda emekliliği rakamlar üzerinden açmaya çalışalım. İşkollarına göre emeklilik yaşına varmadan ölümlerin yüzdesi bu konuda açık bir fikir veriyor. İnşaat işçilerinin %43ü 65 yaşını doldurmadan ölmektedir. Aynı dalda çalışan işçilerin sakat kalma oranı ise yüzde %40tır. 65 yaşına varmadan malülen emekliliğe ilişkin rakamlar ise şöyle: İnşaat işçileri: %40, haftalık çalışma 42 saat Çalışma koşulları daha hafif olan emekçilerin ömrü ve mezara girmeden emekli olma şansı artıyor. Büyük bir çoğunluğun payına düşen ise mezarda emeklilik. *** 26 Ocak Cumartesi günü Baselde inşaat işçileri, Yapı ve İnşaat Fuarını da fırsat bilerek, bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Yürüyüşe 1500ü aşkın inşaat işçisi katıldı. Canlılıklarının yanı sıra yaratıcılıklarıyla da dikkat çeken işçiler, haklı taleplerini gündeme getirdiler. Fuar meydanında miting sürerken işçilerin kısa sürede evi andıran bir yapı inşa etmeleri, Yapı Fuarının gerçek sahiplerinin kimler olduğunun da bir göstergesi oldu.
Bolivyada koka üreticisi köylüler barikatlarda Bolivyada koka üreten köylüler geçtiğimiz Cuma gününden beri ülkenin merkezi Chapeare bölgesindeki ülkenin en önemli ticari yolunu barikatlar kurarak kapattılar. Köylüler bu eylemleriyle önderleri Evo Moralesin parlamentoda 1979 yılından beri sürdürdüğü milletvekili görevine son verilmesini protesto ediyorlar. Morales 18 Ocakta polislerle köylüler arasında yaşanan birçok köylünün yaşamını yitirdiği çatışmalara, bir polis ve bir askerin öldürülmesinden sorumlu tutulmuş, geçtiğimiz Çarşamba günü yapılan oylamayla mahkemede yargılanmak üzere dokunulmazlığı kaldırılmıştı. Morales birkaç arkadaşıyla birlikte hafta sonu açlık grevine başladı. Bolivya hükümeti Moralesin mücadeleci militan tutumlarından rahatsız oluyordu. Önderlik ettiği örgütü de sokak barikatlarında savaşıyor ve Chapare köylülerinin hakları için, 35 bin insanın yaşama koşulları için mücadele ediyordu. Sokakların barikatlarla kapalı olduğu Pazartesi günü, çok sayıda örgütün yaptığı çağrıyla, binlerce kişi Cochabambada hükümetin sosyal politikalarını protesto ettiler. Eyleme rengini veren yine koka üreticisi köylüler oldu. Eylemciler köylü örgütünün tutuklu bulunan üyelerinin serbest bırakılmasını ve bölgede koka yapraklarının ticaretini yasaklayan yasanın geri çekilmesini talep ediyorlar. Başbakan ise, ben katillerle konuşmam diyerek görüşmeleri reddediyor. Hükümet, ABDnin istemi doğrultusunda, koka üretimini büyük ölçüde kısıtlayan önlemler uyguluyor. Geçimlerini koka üretiminden kazanan köylülerin bu uygulamalarla en temel yaşam koşulları ortadan kaldırılmış oluyor. Sendikalar ve köylü örgütleri ise, hükümet partilerinin bu uygulamalarını ülkenin en yoksul kesimine karşı açlımış yoğunlaşmış eylem olarak niteliyor. Nijeryada iki günlük genel grev Nijeryada geçtiğimiz hafta Çarşamba ve Perşembe günü yaşanan genel grev özellikle büyük kentlerde yaşamı felce uğrattı. İMF ve yatırımcıların talepleri sonucu petrol sübvansiyonlarının kesilmesi üzerine benzin fiyatlarına 1 Ocaktan itibaren %18 zam yapıldı. Bu zamma karşı kitleler genel greve giderek protestolarını yükselttiler. Hükümet grevi baştan itibaren illegal olarak ilan etmişti. Bunu grevcilere saldırmanın bahanesi yaptı. Başkent Nigeriane Labour Congress (NLC) sendikalar birliğinin başkanı ve diğer yöneticilerini tutukladı. Logosta polis protestoculara saldırarak gözyaşartıcı bomba kullandı. 2000 yılının Haziran ayında 5 günlük bir genel grev ile %50 benzin zammı engellenmişti. |
|||||