Armutlu şehitleri... Eyüp Samur: Eyüp, İstanbulda 13 Kasım 1978de doğdu. Aslen Tokat-Zile Kızılcaköylüdür. Tutuklanıncaya kadar 18 yılını Gazide geçirdi. 87ye kadar tek göz bir konduda yaşadı. Alibeyköy meslek lisesinde okurken, faşistlerle olan kavgaları ve ekonomik zorluklar nedeniyle zaten daha fazla sürdüremeyeceği okuldan atıldı. Elektrikçilik, konfeksiyon, kundura işçiliği yaptı. 17 yaşındaydı Gazi halkı ayaklandığında. Semtinin tüm gençleri gibi o da katıldı. 1996da örgütlü oldu. 1999 Kasımında tutsak düştü. Ümraniye hapishanesine konuldu. F tipi saldırısı gündeme geldiğinde oradaydı. Ölüm orucu gönüllülerinden biri de oydu. 19-22 Aralıkı yaşadı, ardından F tipi hücrelerdeki direniş başladı. Ölüm Orucu dördüncü ekibi direnişçilerinden biri olarak 11 Mayıs 2001de ölüm orucuna başladı. Açlığın altıncı ayındaydı. Armutlu katliamına karşı feda eyleminin de gönüllüsü oldu ve hiç tereddüt etmeden çaktı kibriti. Nail Çavuş: 1964 Ocakında Sivasın Zara ilçesinin Belentarla köyünde dünyaya geldi. Kürt milliyetinden, Zaza ve Aleviydi. Ailesi yoksul bir çiftçi ailesiydi 1971in sonbarında Hasköyde bir göz gecekonduya taşındılar. Hem okudu, hem çalıştı. 1975den 1987 yılına kadar her yaz, okullar tatil olduktan sonra Eminönü-Karaköyde su sattı. 1983de Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okuluna başladı. Bir kaç arkadaş Gençlik Yazıları adıyla bir dergi çıkardılar. 1985de BYYOde öğrenci derneği çalışmalarında yer aldı. Derneğin kurucu yönetim kurulu başkanlığını yaptı. 1987de BYYOdan mezun olduktan sonra Yeni Çözüm dergisinde çalışmaya başladı. 1989 1 Mayısında tutuklandı, Sağmalcılar Hapishanesinde üç buçuk ay tutuldu. 1990 Mayısında Ankara Mücadele bürosunda çalışmaya başladı. Kısa süre sonra burada da gözaltına alındı ve tutuklandı. 7 ay kadar Ulucanlarda tutsak kaldı. Tahliyesinden sonra Sıvasa gitti bu kez. Sivasta Mücadele bürosunu açtı. Ekim 1991de Ankara polisinin talimatıyla Sivas polisi tarafından bürodan gözaltına alındı ve yeni bir tutsaklık süreci daha başladı. Ulucanlarda 10 gün tutulduktan sonra Eskişehir Hücre hapishanesine sevk edildi. Burada Süresiz Açlık Grevi direnişinin zaferi üzerine Çankırı Hapishanesine sevk edildi. Tahliyesinden sonra 1992 Martından itibaren Antep, Adana, Osmaniye de faaliyet yürüttü, tutuklanmadan önceki son görevi Akdeniz Bölge Komitesi Siyasi Sorumluluğuydu. Tutuklandıktan sonra bir süre Adana Kürkçüler ve Malatya E Tipi Hapishanelerinde kaldı. 1995te Çanakkale Hapishanesine sevk edildi. Muharrem Çetinkaya: 1972de Malatya Doğanşehir Suçatı Köyünde doğdu. Yoksul, emekçi, Kürt-Alevi bir ailenin üç çocuğundan ortancasıydı. Akçadağı Öğretmen Lisesinde okudu. Köyün genel yapısından dolayı, devrimcilere sempati duyuyordu. Yine orta ikideyken, evleri basılmış, abisi gözaltına alınmıştı. 17 yaşında ilk kez hiç ilgisinin olmadığı bir olay nedeniyle gözaltına alındı. Direndi. Devrimci hareketle ilk ilişkisi 1991de oldu. 91 Haziranında Malatyada örgütlülükle ilişkiye geçti. 92-93 döneminde, dergi dağıtırken, cenaze töreninden çeşitli bahanelerle üç kez gözaltına alındı. Yaklaşık dört ay hapishanede kaldı. Tahliye olduktan sonra Aralık 93te Aydın Bulmak ile birlikte Dersime gidip gerillaya katıldılar. 1996 sonlarına kadar gerillada faaliyet yürüttü. Sonra bir süre hareketten ayrı kaldı ve bu süreçte tutsak düştü. Hapishanede yeniden yoldaşlarıyla bir araya geldi. Uzun süre Malatya hapishanesinde kaldı. İçindeki ve dışındaki düşmana karşı zorlu bir savaşa girdi. 19 Aralık katliam saldırısında yoldaşlarıyla omuz omuza direndi. Hücrelerde direnişini sürdürdü. F tiplerinde, şehit yoldaşlarının yerlerini doldurmak isteyen ölüm orucu gönüllülerinden biriydi. Sincan F tipi hapishanesinin 5. Ekibinde, 3 Haziranda ölüm orucuna başladı. Armutluda direnen halka saldırıldığını duyduğunda tutuşturduğu bedeninden yükselen alevlerle, zulüm ve direniş gerçeğini bir kez daha gösterdi herkese. Sultan Yıldız: Sivas Kangal Topardıç köyünde, 20 Şubat 1973de doğdu. Ortaokulu ve liseyi Adanada okudu. Burada haklar ve özgürlükler mücadelesinde yer almaya başladı. Kırşehirde Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk dili ve edebiyatında okurken TÖDEFlilerle tanıştı. Bulunduğu alanda gençlik mücadelesinin öncülerinden biri oldu. Yine Kırşehirde yerel bir gazete olan Kızılırmak Gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. 1999da İstanbulda Kurtuluş gazetesinde çalışmaya başladı. 2000de ise F tipi hapishaneler sorununun tüm yakıcılığıyla gündeme girmesi üzerine, kendini tümüyle TAYADlıların mücadelesine verdi. Bir TAYADlı olarak, ölüm oruçlarına gelinceye kadarki süreçte hemen tüm faaliyetlerde yeraldı. Ölüm orucu direnişçilerinin bulunduğu evin kapısında karşıladı katilleri. Giremezsiniz dedi. Şefik Kul, onun katledilmesi emrini vermişti zaten. Katlettiler. Bülent Durgaç: 1974 Eylülünde Maraşın Afşin ilçesi Çomudüz köyünde doğdu. Ailesiyle önce İskenderuna, ardından Mersine taşındılar. Lisedeyken okulu terketmek durumunda kaldı, su tesisatçılığı, dolmuş muavinliği yaptı. Lise yıllarındayken devrimcilere sempati duymaya başladı. 1991de dolmuş muavinliği yaparken tanıştığı devrimciler aracılığıyla mücadeleye katıldı. Mersinde bu sömürü ve zulüm düzenine karşı mücadele ederken, 1993 Haziranında tutsak düştü. Okumak, araştırmak onun hiç vazgeçmediği tutkusuydu. Bu nedenle bulunduğu hemen tüm hapishanelerde kütüphane sorumluluğunu üstlendi. Malatya, Çankırı ve Bursa hapishanelerinde kaldı. 1996 ölüm orucunda Ölüm Orucu birinci ekibinde yer aldı. 69 gün yoldaşlarıyla birlikte adım adım ölümün üzerine yürüdü. Bu eylem sonrası, unutkanlık, vücudunda denge sorunları yaşadı. 19 Aralık katliamı sırasında Bursadaydı. Yoldaşlarıyla birlikte direndi. Ve işkencelerle Edirne F tipi hapishanesinin hücrelerine atıldı. İşkenceciler, onun gözlerinde de aradıklarını bulamadılar. 19 Aralıkı yaşamış olmak onun için daha kararlı ve inançlı olmak demekti. 13 Ekim 2001e kadar Edirne F tipi hapishanesinde kaldı. 13 Ekimde Adli Tıp Raporuyla 6 aylığına tahliye edildi. Armutluda işkencecilerin katlettiği Bülent Durgaç, sekiz buçuk yıldır hapishanedeydi ve tahliye olalı iki hafta olmuştu. Arzu Güler: 8 Mart 1978 Tunceli Hozat doğumludur. Ailesiyle önce Mersine ardından İstanbula taşındılar. 18 yaşından itibaren tekstil fabrikalarında işçi olarak çalıştı. Küçük yaştan devrimcileri tanıyor, seviyordu. 1992de Hozatta iken devrimcilerle bağ kurdu. Dersimde iken elinden geldiğince devrimcilere yardımcı olmaya çalıştı. Mersinde ve İstanbulda artık daha fazla mücadelenin içindeydi. Dergi dağıtımından gösterilere, pankart asmaya kadar, halka gerçekleri göstermek için ne yapılması gerekiyorsa yapıyordu. Bu mücadele içinde zaman zaman da gözaltına alındı. 1996da 84 ölüm orucu şehitlerini anma pikniğinde, 98de bu defa da 96 ölüm orucu şehitleri anmasında gözaltına alındı. Hapishanedeki devrimcilerin onun için hep özel bir anlamı oldu. Arzu Güler ölüm orucu gönüllüsü oldu ve 4 Haziran 2001de TAYADlıların ikinci ölüm orucu ekibinde ölüm orucuna başladı. Barış Kaş: 1981de Dersim Pertek Doğrultay köyü doğumlu, 20 yaşında bir gencimizdi. Dersimlilerin çoğu gibi, yoksul bir ailedendi. İlkokul 3ten okulu terk etti. Köyde çiftçilik ve çobanlık yapıyordu. Çocukluğundan beri devrimcileri, dağdaki gerillaları tanımıştır. Amcası Dursun Kaş Sincan hapishanesinde, yine akrabalarından Ercan Şeker de Sincanda tutsaktı. Kendisi de, Malatya Hapishanesinde 3,5 ay tutuklu kalarak hapishaneyi tanıdı. Yine 19 Aralıktan sonra tutuklanarak 2 ay Malatya hapishanesinde tutuldu. O devrime inanan biriydi. Devrimcilerin özgür bir halk için savaştığını biliyordu. Onun için her zaman devrimcilerin yanındaydı. Onun için devrimcilik, özgürlük, kardeşlik, yani bu düzeni değiştirmek demekti. |
|||||