9 Haziran'01
Sayı: 12


  Kızıl Bayrak'tan
  Onbir yıllık mücadelenin kritik safhası
  Kazanmak için 4 Mart'lardan daha da ileriye!
  KESK eylemlerinden
  Direniş bayrağı Aymasan işçisinin elinde
  Sınıf hareketinden
  Ölüm Orucu Direnişi'ne karşı devletin yeni taktiği
  Ölüm Orucu Direnişi 233. gününde sürüyor!
  Gençlik hareketi
  Kriz ve devrimci sınıf çizgisi/7
  Tarımda yıkım ve sonuçları
  15-16 Haziran, sol hareket ve işçi hareketi
  Hatice Yürekli anısına Ekim Gençliği Kampı
   Uluslararası hareket
  İşçi-emekçi kadını devrimci mücadeleye kazanmanın sorunları
  "Sana söz can yoldaşım zafer bizim olacak"
  Geleceğimize sahip çıkalım!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

  İHD İstanbul Şubesi’nin 9 Haziran mitingine yönelik çağrı bildirisi...

 

“Ölümleri görün, çığlıkları duyun, susmayın!..”


Ben insanım diyenler!
Çağrımız sizleredir;

Ölümleri durdurmak, yaşamı savunmak için demokrasi ve insan haklarının gerçekleşmesi için Türkiye’nin dört bir tarafından Ankara’ya gidiyoruz.

Haberiniz var mı?

Yaşamınızın hücreleştirilmesine karşı çıktıkları için ölüyorlar.

Ölümleri görün, çığlıkları duyun, susmayın!..

Ben insanım diyenler; çağrımız sizleredir...

Adalet Bakanlığı ve yetkililer “F” tipi hapishanelerine 5 yıldızlı otel diyorlar.

Şimdi lütfen bir an için evinizin en güzel odasını düşünün ve bu odada “F” tipi hücrelerinde olmayan en rahat koltuğunuzu, televizyonunuzu, hatta geniş bir camdan dışarısını dahi seyredebildiğinizi, ama İNSANSIZ.

Sadece siz varsınız. Ne kadar kalabilirsiniz? 1 gün, 1 hafta, 1 ay, 1 yıl, 5-10 yıl kalabilir misiniz?

Hayır yaşayamazsınız, kalamazsınız. Hiç kimse, hiçbir insan tek başına yaşayamaz.

Biliyor musunuz? Yüzlerce insan tecriti istemedikleri için bedenlerini ölüme yatırmış, her gün hücre hücre ve birer birer ölüyorlar!...

Haberiniz var mı? Bu insanlar 20 Ekim 2000’den bu yana, yani üç mevsimdir, yani 232 gündür, 7.5 aydır, 33 haftadır, tamı tamına 5568 saattir açlar, ölüyorlar.

Neden diye düşündünüz mü? Neden bu insanlar ölümüne bedenlerini açlığa yatırıyorlar? Çünkü, insanı insan olmaktan çıkartan 8 m2 lik beyaz duvarlar arasında yalnız yaşamaya zorlandıkları ve tecrit edildikleri için. Çünkü tredman denilen çağdışı uygulama ile onurları ve kişilikleri yok edilip, teslim alınmaya zorlandıkları için.

Ölüm orucunda bulunan insanlara kendi iradeleri dışında zorla müdahale edilip yanlış tedavi uygulandığı için bu insanlar sakat kalıyorlar. Eski hallerine dönme şansları yok. Son günlerde de tahliye ediliyor bu insanlar, bir mezarsız ölü haline geldikten sonra.

Bütün bu olup bitenlerden haberiniz var mı? Gazetelerde okuyamıyor, televizyonlarda seyredemiyorsunuz.

Neden diye düşündünüz mü? Çünkü Adalet Bakanlığı ve yetkililer sansür uyguluyor, tehdit ediyor. Çünkü içeride hücre ve tecrit, dışarıda ise tepkisiz, örgütsüz, suskun bir toplum istiyorlar.

Ben insanım diyenler, çağrımız sizleredir...

Doktorların, hukukçuların, insan hakları savunucularının, anaların, tüm demokrasi güçlerinin seslerine ses verelim, susmayalım, “F” tipi cezaevlerine, hücrelere hayır diyelim.

Adalet Bakanlığı ve tüm yetkililer...

Artık yeter! Yeni ölümler istemiyoruz. Yaşam hakkına saygı istiyoruz. Bir an önce diyalog başlasın. Acılar dinsin. Yaralar sarılsın. “F” tipi cezaevlerini kapatın, “tecrit” ve “tredman” uygulamalarından vazgeçin.

Hep birlikte ölümleri durduralım.
Kazanan ölüm değil yaşam olsun.
İNSANLIK OLSUN!

Duymayan kulaklara, görmeyen gözlere onbinlerin, yüzbinlerin seslerini duyuralım. Çözüm için, diyalogun başlatılması için, ölümleri durdurmak, yaşamı savunmak için,

9 Haziran’da Ankara’ya, Demokrasi Mitingine!

İHD İstanbul Şubesi




Ölüm Orucu direnişçilerinden bazılarının
sağlık durumları:


Konya Cezaevi:

8 kişi Ermenek’ten getirildi. ÖO’na ara veren Tunay Günel dışında diğerleri direnişe devam ediyor. Revirde tutuluyorlar. Revir tuvaletle iç içe ve tuvaletin kokuları mide bulantısı yapıyor.

Deniz Bakır: 40 kiloya düşmüş. Böbreklerde, ciğerlerde ve eklem yerlerinde ağrı var. Mide ekşimesi ve tükürme var. Şeker alımı zor, gözlerde problem var.

Haydar Özbilgin: Çifte görme, böbreklerde ve midede sancı, eklem ağrıları, su ve şeker alımında azalma. Halsizlik ve dişlerde dökülme başladı.

Serkan Ağagündüz: Aşrı zayıflama, 36 kilo. Konuşmakta zorluk çekiyor. Günde 1,5-2 litre su alıyor. Kronik basuru olduğu için ağrılar yaşıyor.

Ertuğrul Kaya: Zayıflama, ağrılar var. Baygınlık geçirdi.

Ankara Numune Hastanesi:

Ersin Eroğlu: Bilinç kaybı. Tıbbi müdahale sonucu son 10 yılını hatırlamıyor.

Gebze Cezaevi:

6 erkek, 2 bayan Ölüm Orucu’nda.

Gülsümer Seyitcemaloğlu: 35 kilo, 181. gününde. Durumu ağır, halsizlik, ağızda yara var.

Sevinç Tanyıldız: Aşırı kilo kaybı, halsizlik. Su ve şeker alımında zorluk.

Hasan Polat: Kilo kaybı, halsizlik, su ve şeker alımında zorlranma var..

Tekirdağ Devlet Hastanesi:

Okan Külekçi, Ahmet Turan, Mehmet Çömüt’ten sonra Seyit Ali Uğur ve Nabi Kılıçman da hastaneye kaldırıldı.

Yeni tahliyeler:

Geçen hafta İzmir Yeşilyurt’tan tahliye edilen 12 tutsaktan sonra bu hafta da Gebze Cezaevi’nden 3 kişi tahliye edildi. Tahliye edilenler Gülnaz Kuruçay, Bedia Özgün ve Nebahat Polat isimli bayan tutsaklardır.




İstanbul’da suç duyurusu eylemi...


Çeşitli kitle örgütleriyle tutuklu ve hükümlü yakınları biraraya gelerek, İstanbul Adliyesi’nde Adalet Bakanlığı hakkında suç duyurusunda bulundu. 2 Haziran Cumartesi günü saat 13.00’te gerçekleşen eylemde sık sık “Tecrit kaldırılsın, ölümler durdurulsun!”, “İçerde dışarda hücreleri parçala!”, “Tecride, işkenceye hayır!” sloganları atıldı.

Suç duyurusu yapıldıktan sonra basın açıklaması yapılarak dağılındı.




Ankara’da hücre karşıtı eylem...


2 Haziran Cumartesi günü Sakarya Meydanı’nda kitle örgütleri, sendikalar ve siyasi partilerin oluşturduğu "Diyaloga Davet" grubu, ölümlerin durdurulması ve yaşam hakkına saygı için sessiz oturma eylemi planlamıştı.

Ancak daha önce izin verilmiş olan eylemin yasaklandığı açıklanarak, bir an önce kitlenin dağılması söylendi ve yüzü aşkın kişi polis çemberine alındı. İHD Şube Başkanı'nın yasağı protesto eden kısa konuşmasının ardından 9 Haziran mitingine çağrı yapılarak, yaklaşık bir ay önce işten atılan TÜMTİS'e bağlı Sakarya Otopark işçileri ziyaret edildi. "TÜMTİS işçisi yalnız değildir!", "Direne direne kazanacağız!", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz" sloganlarının atılmasının ardından eylem sona erdi.

SY Kızıl Bayrak/Ankara