Hatice yoldaşla hiç tanışmadım. 1 Mayıs alanlarında birlikte kuşlama
yapmadım. Grevlere, iş yavaşlatma eylemlerine birlikte emek vermedim,
veremedik. Bedenlerimiz yanyana, omuz omuza olmadı hiç. Olması da gerekmiyordu.
Halbuki aynı havalandırmada birlikte volta atmayı, bir fabrikada iş çıkışı
parti bildirilerini birlikte dağıtmayı, faşizmin işkencehanelerinde onunla
birlikte Devrimci irade teslim alınamaz! diye haykırmayı,
ne çok isterdim. Ama Partili yaşam bizleri ayrı kentlerde,
farklı iş alanlarında birleştiriyor. Büyüylen bir gövdenin
parçaları haline getiriyor. Evet Hatice yoldaş, senin gibi uğruna tereddütsüz ölünecek davamızın
yetkin bir sıra neferi değilim henüz belki. Ama sizlerin; Habipin,
Ümitin ve Ateş Saçan Yürekin yolgösterici pratiğiyle, bizler
de birer sıra neferi olacağız. Sizlerin lekesiz bıraktığı, işçi sınıfının
ve insanlığın kurtuluşunun simgesi olan kızıl bayrağımızı kapitalizmin
burçlarına dikeceğiz. Devrimci irade teslim alınamaz! C. Doruk/Ankara
Faşist yargı terörü devam ediyor... Ankarada bir okurumuz daha tutuklandı!
Ankarada üzerimizdeki baskı her geçen gün giderek ağırlaştırılıyor.
Ancak bu saldırıları gerçekleştirenler bilmeliler ki bizi teslim almayı
başaramayacaklar. Sudan gerekçelerle tutuklanan diğer arkadaşlarımız gibi Serhan Soysalın
da derhal salıverilmesini istiyoruz. SY Kızıl Bayrak/Ankara
Yürekli insanlara...
Çocukların süt içtiği, güneşin aydınlığını yansıttınız karanlık gecelere.
Bir maratondu bu. Aşkolsun sizlere. Mustafa Suphi ve 15 yoldaşı, Mahir,
Hüseyin, Ulaş, Deniz, Habip, Ümit, Hatice Yürekli... Nice yürekli yoldaşlar.
Aşkolsun sizlere, ipi siz göğüslediniz. Bu uzun bir maraton. Koşacağız hep birlikte, türkülerimiz, halaylarımız,
marşlarımızla dağıtacağız karanlık bulutları. Güneşin kızıllığına dek.
Aşkolsun sizlere, en önde bitirdiniz maratonu. Bizleri yalnız bıraktınız.
Ama sizler yalnız değilsiniz maratonda. Yüzler, binler, onbinler, milyonlar...
Her biri bir yürek. Her biri yürekli. Her biri ezgi, hazal koşuyor güneşin
kızıllığına. Sizlere ant olsun nice yürekliler, alnınızda parlayan kızıl yıldızınızla,
köylünün orağı, işçinin çekici, dalgalanacak denizi mavi, güneşi kıpkızıl
ülkemizde. Aşkolsun yürekli Nazıma, gezecek işçi tulumuyla güzelim
ülkemizde. Yürekli yoldaş, mücadelen kavgamıza ışık olsun. Sınıfa ve tüm emekçilere
sözümüz var. Faşizmi döktüğü kanda boğacağız. Yolumuz işçi sınıfının savaş yoludur! Frankfurttan SY Kızıl Bayrak okurları
Hiçbir ihanet cezasız kalmayacak!
İmzalanan TİSde işçiler lehine en ufak bir kazanım yoktur. İşçi
sınıfı için hayati önem taşıyan konularda işçiler, hükümetin ve patronların
insafına terkedilmişlerdir. İmzalanan TİS, Türkiye işçi sınıfı tarihine
bir ihanet belgesi olarak geçecek niteliktedir. Bu konuda hükümet temsilcilerine söylenecek bir söz yok. Onlar bir taraf
ve kendi sınıflarının çıkarlarını korumakla yükümlüler. Bunun karşılığında
maaş alıyorlar. Siz sözde sendikacılar, işçilerin aidatlarıyla sefahat
içinde yaşıyorsunuz, eliniz sıcak sudan soğuk suya değmiyor ve bunun karşılığını
onları arkadan hançerleyerek veriyorsunuz. Bunun için de efendileriniz
tarafından teşekkürü fazlasıyla hakediyorsunuz. Hiçbir çabanız uşaklığını yaptığınız, uğruna ihanette sınır tanımadığınız
efendilerinizin sonunu değiştirmeyecektir. Son söz daha söylenmedi. İşçiler
bu TİSte birçok şeyi daha yakından gördüler. Sizleri çok daha iyi
tanıdılar. Şimdilik işsiz kalmak ve evine bir lokma götürememek kaygısıyla
seslerini çıkaramadılar. Fakat bir sınıf olarak hareket etmekten kaçınmayacakları
günler uzak değildir. Çünkü sizlerin kimlerin temsilcisi olduğunuzu biliyorlar.
İşçi sınıfı bir sınıf olarak hareket etmeye ve hesap sormaya başladığında,
sizler bir kez daha kedi gibi ağaca tırmanmaktan kurtulamayacaksınız. Şurası bir gerçek; Yaşamda herkes kendi rolünü oynar. Siz
bugüne kadar ihanetçi rolünü çok iyi oynadınız ve sizin için artık deniz
bitti. Sıra işçi sınıfında ve sınıf devrimcilerinde. Ve biz öncü işçiler
kendi rolümüzü hakkıyla yerine getirmekle yüz yüzeyiz. Bunu da Partimizin
bayrağı altında, beraber gerçekleştireceğiz. O büyük gün geldiğinde; dolaşacaktır
elini kolunu sallayarak, işçi tulumuyla, bu güzelim memlekette hürriyet... D. Cemre |
|||||