Adalet Bakanlığının
F tipi genelgesi... F tipi ölümün belgesi
Ortak yaşam mekanları: F tipi genelgesi uyarınca, Ortak yaşam alanları olarak gösterilen,
Çok Amaçlı Salon, Kreş, Kütüphane ile İşyurtları ve Çalışma Atölyelerini
kullanmak, tutsakların siyasal kimliklerini bırakmaları şartına bağlanıyor.
Her tutsak hakkında, kimliksizleştirmeye uygun olup olmadığına ilişkin
Psiko-Sosyal Yardım Servisi adını taşıyan bir birim tarafından
önce bir rapor hazırlanıyor. Bu rapor daha sonra cezaevi birinci
müdürü başkanlığında, doktor, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, öğretmen
ve infaz koruma başmemurundan oluşturulan Seçici kurul
tarafından masaya yatırılarak, tutsağın alınacağı eğitim programı
belirleniyor. Eğitim programı, tutsağa uygulanacak kişiliksizleştirme
ve kimliksizleştirme programı oluyor. Sözkonusu programın uygulanması yine Seçici kurul tarafından
denetleniyor. Tutsağın programa verdiği tepki değerlendirilip, programa
ya yeniden bir biçim veriliyor, ya da tutsağın bu programa kapalı olduğuna
kanaat getirilirse program sona erdiriliyor. Yani tutsağın bu mekanlara
çıkması yasaklanıyor. Tüm bunlardan da görüleceği üzere, sözde ortak yaşam mekanlarının
kullanılabilmesinin temel koşulu, devrimci tutsakların teslim olması ve
itirafçılaşmasıdır. Askeri disipline tam itaat hedefleniyor Genelgeye göre, ortak yaşam alanlarından yararlanmak için
rehabilitasyon programını kabul eden bir tutsak, tam bir deney hayvanı
haline getiriliyor. Tüm davranışları izlenip, denetleniyor. Yaşamını rehabilitasyon
programının parçası olarak konulmuş kurallara göre sürdürebiliyor. Tam
bir askeri disiplin içerisinde itaate zorlanıyor. Bunun için rehabilitasyon
programı bir tehdit aracı olarak kullanılıyor. Genelgede bu durumu şöyle
ifade ediliyor: Hükümlü veya tutuklu hastane veya mahkemeye sevk,
ziyaret saatlerinin çakışması, isteksizliği veya zamanında hazırlanmaması
gibi nedenlerle günlük faaliyet programına katılamadığı takdirde o gün
için planlanmış etkinlikten yararlanma hakkını kaybetmiş sayılacak. Ancak,
sürekli isteksiz davrananların veya 3 defa zamanında hazırlanmayanların
faaliyet ve uygulama programları iptal edilecek. Elbette tüm bunlar, tutsağın böylesine kapsamlı bir kişiliksizleştirme
ve kimliksizleşmeye evet demesine bağlı. Eğer tutsak, ortak yaşam
mekanlarını kullanmak adına siyasal kimliğini teslim ediyorsa, ancak
o zaman bu mekanlar kendisine kullandırılacak ve bunun karşılığında ise
kimliksizleşmesi ve kişiliksizleşmesi için sistemli bir rehabilitasyon
programına tabi tutulacaktır. Yani siyasal kimliğin teslim edilmesi sadece
bir başlangıçtır. Ardından tehdit ve sistemli müdahalelerle tutsak tam
anlamıyla kendisini kusmaya zorlanacaktır. Böylece tutsağın tüm insani
ve siyasi varlığının öldürülmesi hedeflenmektedir. Askeri disiplin ve
itaat buna hizmet etmektedir. F tipi işkence teslimiyete zorlamak içindir Buradan rehabilitasyon programlarının gönüllülük esasına göre uygulanacağı
sonucu çıkarılmamalıdır. Çünkü F tipleri her bakımdan, tutsakları siyasal
kimliklerinden soyundurmaya ve kişiliksizleştirmeye dönük olarak planlanmıştır. Buraya kadar, ortak yaşam alanları adı altındaki ortak işkence
mekanlarının gönüllü olarak kabul edildiği koşullardan hareket ettik.
Ancak devrimci tutsaklar henüz F tiplerinin yapımı sürerken saldırının
kapsamı konusundaki bilinç açıklığıyla başeğmez bir direngenlik ortaya
koymuşlardır. Ağır bedellere karşın direnişin devam etmesi bu bilinçten
kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla, devrimci tutsakları teslim almak için,
işkence sürekli ve sistematik bir biçimde kullanılacaktır. Çünkü sermaye
devletinin böyle bir programı uygulayabilmesi için öncelikle tutsakların
dirençlerini kırması gerekmektedir. Bugün tutsaklara uygulanan işkence
ve zorun gerisinde de bu vardır. Eğer direniş F tipi saldırısını parçalayamayıp yenilgiyle biterse, tutsaklar
üzerindeki baskı ve işkence yoğunlaşacak, daha sistemli bir biçimde uygulanacaktır.
İtirafçılaştırma programı gönüllülük üzerinden değil, sistematik işkence
ile hayata geçirilmeye çalışılacaktır. Adalet Bakanının, liberal
çevrelerin ortak yaşam alanlarının düzenleneceğine ilişkin
sözlerin tutulmadığı suçlamasına verdiği yanıt bu gerçeğin de bir itirafıdır.
Bakan sık sık, ÖO Direnişinin bu alanların açılmasının önünde engel
olduğunu söylüyor. Genelge direnişin haklılığını Devrimci tutsaklar, F tipi ölümü kabullenmektense direnerek ölmeyi tercih
ediyorlar. Adalet Bakanlığının F tipi genelgesi tutsakların direnişinin
ne derece haklı ve meşru olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Çünkü F
tipleri, genelgeden de görüldüğü üzere, tam anlamıyla birer işkencehanedir.
Nazi kamplarıdır. Tutsaklar sistematik işkenceyle, siyasal kimlik ve kişiliklerinden
soyundurulmaya ve tüm insani değerlerini teslim etmeye zorlanmaktadırlar. Devrimci tutsaklar her ne pahasına olursa olsun direnişi sürdüreceklerdir.
Çünkü önlerinde ya F tipi ölüm, ya da direnerek ölümsüzleşmek vardır. Adalet Bakanlığının genelgesi, F tipleri üzerindeki tüm maskeleri
yırtarak, F tipi barbarlığı ortaya koymuştur. Artık hiçbir liberal çevre
yaşam adına direnişe cephe alma yüzsüzlüğünü gösteremez. Eğer
bugünden sonra da bu tutum sürdürülürse, böylelerinin adları karşı saflarda
sayılmaya başlanacaktır.
Katliamcı devletin yeni manevrası: Direnişçi tutsaklar serbest bırakılıyor!
Yeni taktik, 50den fazla ölü, onlarca yaşayan ölünün orta yerde
durduğu bir evrede direnişçi tutsakları serbest bırakmak. İzmir Yeşilyurt
Devlet Hastanesindeki tutsaklardan 12si 31 Mayıs akşamı hiç
kimseye haber verilmeden serbest bırakıldılar! Serbest bırakılan tutsakların isimleri ise şöyle: Mesut Avcı, Barış Yıldırım, Serhat Karadumanlı, Sevgi Erdoğan, Ümit Kanlı,
Kenan Korkankorkmaz, Yılmaz Babatümgöz, Kemal Denli, Tamer Çadırcı, Gökhan
Özocak, Özgür Kılıç, Ulaş Göktaş. Zorla tedavi edilmek amacıyla F tiplerinden hastaneye getirilen tutsaklar
adeta hastaneden atıldılar. Üstelik birçoğu hafızasını yitirmiş durumda
ve direnişte oldukları için ayakta bile duramıyorlar. Tutsakların hangi
maddeye dayanarak serbest bırakıldıkları ise henüz belli değil. Hastane
çalışanları da bilgilerinin olmadığını ifade ediyorlar. Alınan tek bilgi,
6 aylık bir ertelemenin olduğu. Zaten böyle bir karar için yasal düzenleme
de gereksiz. Çünkü kararın kendisi devletin politik bir manevrası. Tüm bu gelişmeler devletin direnişi bitirme noktasındaki ısrarını gösteriyor.
19 Aralık operasyonundan bu yana 50yi aşkın devrimci yaşamını yitirdi
ve onlarcası sakat kaldı. Ancak direniş buna rağmen yeni ekiplerle sürüyor.
Köşeye sıkışan devlet, şimdi de tutsakları serbest bırakarak direnişi
fiilen bitirme yoluna gidiyor. Mevsimleri ve her türlü alçaklığı göğüsleyerek bugünlere ulaşan direniş,
devletin bu oyununu boşa çıkaracak ve hakettiği zafere ulaşacaktır. Devrimci tutsaklar onurumuzdur! |
|||||