|
|
Sinan Cemgil, Kadir Manga, Alpaslan
Özdoğan ve
Hüseyin Cevahirin anıları önünde saygıyla eğiliyoruz...
Yiğitlikleri, fedakarlıkları ve adanmışlıklarıyla
yeni kuşaklara yol gösteriyorlar!..
31 Mayıs 1971de Sinan Cemgil, Kadir Manga, Alpaslan Özdoğan
Nurhaklarda; 2 Haziran 71de Hüseyin Cevahir İstanbulda
katledildi.
Onlar 60lı yılların devrimci kitle mücadeleleri içinde gençlik
hareketinin militanları olarak yerlerini aldılar. Düzene karşı devrimci
başkaldırının temsilcileri oldular. İnandıkları dava uğruna ölümü tereddütsüzce
göğüslediler. Dönemin tüm diğer devrimci gençlik önderleriyle birlikte
Türkiye devrim mücadelesinde bir kilometre taşı oldular.
Bıraktıkları direniş mirasıyla yeni kuşak devrimcilere yol gösterdiler,
hep gösterecekler. Devrim davası, onlar gibi fedakar, kararlı ve başeğmez
devrimcilerin omuzlarında büyüyecek.
Davaya adanmışlığın simgesi bu yiğit devrimciler parti, devrim ve sosyalizm
mücadelemizde yaşıyorlar, yaşayacaklar!..
Güneşi içenlerin türküsü
Bu bir türkü:-
toprak çanaklarda
güneşi içenlerin türküsü!
Bu bir örgü:-
alev bir saç örgüsü!
kıvranıyor;
kanlı, kızıl bir meşale gibi yanıyor
esmer alınlarında
bakır ayakları çıplak kahramanların!
Ben de gördüm o kahramanları,
ben de sardım o örgüyü,
ben de onlarla
güneşe giden köprüden geçtim!
Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi.
Ben de söyledim o türküyü!
Yüreğimiz topraktan aldı hızını;
altın yeleli aslanların ağzını
yırtarak
gerindik!
Sıçradık;
şimşekli rüzgara bindik!.
Kayalardan
kayalarla kopan kartallar
Çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını.
Alev bilekli süvariler kamçılıyor
kamçılıyor şaha kalkan atlarını!
(...)
Ölenler
döğüşerek öldüler;
güneşe gömüldüler.
Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun,
meyve çağında ağacın,
serpilip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına :
çürüyen diş, dökülen et ,
bir daha geri dönmemek üzre yıkılıp gidecekler.
Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet...
6 Aralık 1945
Nazım Hikmet
|
|
|