Direnişin başladığı günden bu yana geçen süre içinde, direnişe dönük
örgütlenen sınıf dayanışması olumlu bir düzeyi ifade ediyor. Bu nedenle
direnişçiler, polis ablukasına alınarak çevreden yalıtılmaya çalışılıyor.
TEKSİF yönetimi de devletin bu çabasına yardımcı oluyor. Şu an dışarıdan
gelen ziyaretçiler içeriye alnımamaktadır. Böylelikle işçilerin politikleşmesinin
de önüne geçilmiş oluyor. İzmir Özelleştirme Karşıtı Platformunun
kitlesel ziyaretinde ortaklaşa atılan Faşizme karşı omuz omuza!
ve İMF karşıtı sloganlar, işçilerin politikleşme eğilimlerini gösteriyordu. Ancak işçiler bu kararlılığı sürdürdüğü sürece, bu abluka da boşa çıkarılacaktır.
Bir kez daha direniş bir mücadele okulu işlevini görecektir. Kazanmanın yolunun tek bir eylem biçiminden, sadece fabrika terketmemekten
geçmediğini anlamış olan Sümerbank işçileri. Başka eylem biçimlerini de
hayata geçirmektedir. Örneğin 27 Mayıs günü ANAP kongresine gelen Yüksel
Yalova ve diğer miletvekillerinin toplantı yaptığı otelin önünde pankart
ve sloganlarla eylem yaparak gözaltına alındılar. Ayrıca, İzmirde
diğer sınıf kardeşlerinin yaptığı eylemlere de pankartları, dövizleri
ve sloganlarıyla katılarak sınıf dayanışmasını gösteriyorlar. 30 Mayıs günü Emlak Bank emekçilerinin eylemine destek veren Sümerbank
işçileri, 31 Mayıs günü de KESKin yaptığı eyleme katıldılar. SY Kızıl Bayrak/İzmir
Özelleştirme saldırısı ve İzmir Sümerbank direnişine ilişkin olarak bir Bakırköy Sümerbank işçisi ve TEKSİF Zeytinburnu Şube Yöneticisi Enver Karagünlü ile konuştuk... Özelleştirmeye topyekûn olarak
İşçi: Özelleştirmenin yağmalama olduğunu düşünüyorum, değerlerimizin
peşkeş çekildiğini düşünüyorum, sermayedarlara hibe edildiğini düşünüyorum. Enver Karagünlü: Özelleştirme saldırısını İMFnin programının
bir sonucu olarak görüyorum. Özelleştirme ülkeye işsizlik getiriyor. Öte
taraftan özelleştirmeye karşı sınıf olarak topyekûn biçimde karşı koymak
gerekiyor. - Özelleştirme saldırısı Sümerbank işletmelerinde hangi aşamada? İşçi: Özelleştirme saldırısı Sümerbankı kötü yönde etkiliyor.
İnsanlar buralarda çalışıyor, eşlerine, çocuklarına ekmek parası götürüyor.
Özelleştirmenin ne olduğunu gösteren sayısız örnek vardır. Özelleştirme
işsizlik demektir, tam anlamıyla işsizlik ve açlık demektir. E. Karagünlü: Özelleştirme saldırısıyla Bakırköy Sümerbank işletmelerinde
1999 yılında karşı karşıya kaldık. Saldırı iyi bir örgütlülük örneği gösterilerek
püskürtüldü. Daha sonra hedef Bursa seçildi, burada da püskürtüldü. Şu
anda saldırı sırayla Sümerbank Holding kuruluşlarını dolaşıyor. Özelleştirme
idaresi gücünün yettiği yere saldırıyor. Yavaş yavaş parçalayarak amaca
ulaşmaya çalışıyorlar. - İzmir Sümerbank direnişi sürüyor. Bu direnişin başarısı için neler
yapılmalı? İşçi: İzmirdeki direnen arkadaşlarımızla aynı kaderi paylaşıyoruz.
Sümerbank işçileri olarak başarmak için, tabandan komiteler kurarak birliğimizi
örmemiz gerekiyor. Çünkü ancak diğer sınıf kardeşlerimizle birleşirsek
biz bu saldırıyı püskürtebiliriz. E. Karagünlü: Sınıfın bu konuya sahip çıkması gerekiyor. Bütün sendikaların,
bütün DKÖlerin İzmir Sümerbank işçisine sahip çıkması gerekiyor.
Moral motivasyonu arttırıcı bir dayanışma sergileyerek, var güçleri ile
onların yanında olup topyekûn bir direniş içinde olmaları gerekiyor. Sendikalar işlevsizleştirilmiştir - Sermayenin saldırılarına karşı sendika yönetimlerinin tutumunu
nasıl buluyorsunuz? İşçi: 12 Eylülden bu yana sendikaların tutumu bellidir.
Tabii ki ben tasvip etmiyorum. Bugün Türkiyede bunun örnekleri
vardır. Asgari ücretin 102 milyon olduğu bir ülkede, açlık sınırı 250
milyonsa eğer, burada sendikaların tutumu kendiliğindan ortaya çıkıyor.
Sendikacılar bulundukları konumun gereklerine uygun davranmalıdırlar.
Elbette bunun için işçilerin de aktif olmaları şart. E. Karagünlü: Sermayenin saldırılarına karşı sendikaların tutumu
pek yeterli değil. Zaten yeterli olsaydı, sermaye bu kadar rahat saldırmazdı.
Sendikalar işlevsizleştirilmiştir. Tam anlamıyla hiçe sayılır duruma
düşürülmüşlerdir. Sermayedarlar birçok fabrikada artık sendikaları muhatap
almıyorlar. Sendikaların bu yöneticilerle bir şey yapacakları yok zaten.
Yapacakları bir şey olsaydı bu duruma düşmezlerdi. Yani sınıfın birleşerek
ortak mücadele etmekten başka çaresi yok. - Saldırılara karşı öncü işçilere ne gibi görevler düşüyor? İşçi: Öncü işçilerin bu işi omuzlamaları sınıfı toparlamaları
gerekiyor. E. Karagünlü: saldırılara karşı öncü işçilerin tabana yönelik
büyük bir propaganda yapmaları gerekiyor. Sınıfın birleşmesine yönelik
bir örgütlenme içerisinde de olmalıdırlar. İşçinin ufkunu açıp mücadeleye
sevkedebilmelidirler.
Direnişçi Sümerbank işçileri basın sözcüsü
ile konuştuk...
Basın sözcüsü işçi: Ankara Ankara duy sesimizi dedik, yavaş yavaş duymaya
başladılar. Milletvekilleri yavaş yavaş gelmeye başladı. Biz fabrikamızdan
çıkmıyoruz. Gece gündüz burada yatıyoruz. Çoluğumuzla çocuğumuzla direniyoruz.
Bugün direnişimizin 15. günü ve daha da devam edecek. Bize ne zaman ki
iş güvencesi ve emeklilerin paralarını en kısa sürede ödeme sözü verirlerse
buradan ancak o zaman çıkarız. Mahkememiz sonuçlanıncaya kadar buradan çıkmayacağız. Yürütme kararının
durdurulmasını istiyoruz. Fabrikaya dönmek istiyoruz.
Sümerbank işçileriyle direniş üzerine konuştuk... Özelleştirmeye, Türkiyenin
1. İşçi : Son gelişmelerle ilgili olarak şu an mahkeme kararını
bekliyoruz. İşyerimizi terketmememiz ve direncimizin yüksek olması bizim
lehimize. Direnişte moralimiz çok yüksek, kararlıyız. Biz burda işimizi
kaybetmek istemiyoruz. İşimizi kaybetmenin dışında bu fabrikanın gelecektekiler
için kaybolmamasını istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Bu fabrika
kapatılacak olan diğer KİTlerin ilk halkası. Biz koptuğumuz zaman
diğer halkaların da kopacağını düşünüyoruz. Bu bize direnç veriyor. 1. İşçi : Şimdiye kadar gelen destek gayet iyi. Biz zaten herşeyin
azıyla yetinmeye alıştığımızdan dolayı bunlar bize gerçekten büyük gözüküyor.
Herhalde daha fazla destek gelse müthiş birşey olur. Bizi destekleyenlerin
hepsine çok teşekkür ediyoruz. 2. İşçi: Destek için bizi yalnız bırakmayanlara teşekkür ediyoruz.
Zaten bizim sorunlarımız onların sorunları sayılır. Bunun bilincinde olmak
yetiyor. Çok sağolsunlar. 3. İşçi: Hükümet biz işçi ve emekçilerle uğraşmaya yeniden başladı.
Şu anda iki aydır maaş ve ikramiyelerimizi alamıyoruz. Zannediyorlar ki
bize para vermeyince direneşimiz kırılacak. Ama onlar yanılıyor. Biz yılmayacağız,
mücadelemize devam edeceğiz. Taleplerimiz kabul edilinceye kadar, ne pahasına
olursa olsun savaşımımızı devam etttireceğiz. 4. İşçi: Ben işimi, aşımı, fabrikamı istiyorum. Bunları bizden
alacaklarsa eğer anlaşsınlar diyorum, bizi de o anlaştıkları insanların
ülkelerine göndersinler. - Sorunun çözümü için her hangi bir girişim var mı? 2. İşçi : Sendika başkanımız Ankaraya gitti. İki gündür
orada. Sanırım kendisiyle görüşme talepleri olmuş. Şu anda görüşmelerden
her hangi bir haberimiz yok. 3. İşçi : Burada bizim kazanmamız demek, geleceğin kazanması demektir.
Bu fabrikayı gelecek için miras bırakmak istiyoruz. - Buraya Ekonomi Üniversitesi yapılacak diyorlar. Ne düşünüyorsunuz? 4. İşçi : Ekonomi Üniversitesi yapılacak denmesi tamamen yalandır.
10 bin metrekarelik bu alana alışveriş ve iş merkezleri kurulacak. Üniversite
kurulsa bile burada okuyacaklar bizim çocuklarımız değil, zengin çocukları
okuyacak. Ben yirmi yıllık tazminatımı versem bile çocuğumu ancak 2 yıl
okutabilirim. 3. İşçi: Biz kesinlikle eğitime karşı değiliz. Üniversite için
belediyeler yer vermişler. Nasıl diğer üniversiteleri ücra yerlere, şehir
dışlarına kuruyorlarsa buyursunlar ekonomi üniversitelerini de oralara
kursunlar. 2. İşçi : Geçenlerde Yüksel Yalova burada bir yerin temel atma
törenine geldi. Orada halka sesleniyor; Sümerbank işçileri halkın vergilerinden
maaş alıyorlar diyor. Böyle demekle % 100den fazla yalan söylüyor.
Biz onları mağdur etmeyeceğiz diyor. Biz halkın vergilerinden maaş almıyoruz.
Bizim işlerimiz 98den sonra yavaşlatıldı. Malzeme verilmiyor,
makineler yenilenmiyor. Böylelikle maliyetlerin yüksek gösterilmesi, zarar
gösterme planlarını yerine oturtuyorlar. 2 yıl öncesine kadar iş yetiştiremiyorduk.
Sürekli mesailere kalıyorduk, yemeğe, çaya gitmediğimiz bile oluyordu.
Şimdi nasıl oldu da birden bire fabrika zarar ediyor? Bunlar zarar etmek
istedikleri için fabrika zarar ediyor. Bugünün planlarını işte ta o zaman
atmışlardı. Biz onların emellerine ulaşmalarına izin vermeyeceğiz. 4. İşçi : Son olarak ben birşeyler demek istiyorum. Bizler sadece
kendimiz için değil bütün emekçiler için buradayız. Özelleştirmeye, Türkiyenin
parsel parsel satılmasına hayır diyoruz. Çarpık giden herşeye hayır diyoruz. 1. İşçi: Bizim burada direnmemiz çocuklarımıza olan sorumluluğumuzdan
kaynaklanıyor. En büyük amacımız çocuklarımıza iyi birşeyler bırakabilmek.
Bu ülkenin her karış toprağının, fabrikalarının birilerine rant için peşkeş
çekilmesi, bizim vicdanımıza sığmayan bir olaydır. Biz bunlara ses çıkarmadığımz,
birşeyler yapmadığımız oranda bizim onurumuz lekelenecektir. SY Kızıl Bayrak/İzmir
Emlak Bankası çalışanlarından eylem: Sustuk, sıra bize geldi!
Emlak Bankası emekçilerine destek vermek için gelen Sümerbank işçilerini
temsilen bir işçi konuşma yaptı; bizim başımıza gelen Emlakbank
çalışanlarının da başına geldi diyen işçi, meydanlarda nutuk atan
vatansever geçinen politikacıların şimdi nerede olduğunu sordu. Söz alan
bir emlak bankası çalışanı da Emlakbankın hortumlama sürecini anlattı. Eylemde, Yaşasın sınıf dayanışması!, Vur vur inlesin
Ankara dinlesin!, Yılgınlık yok direniş var!, Kurtuluş
yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!, Ankara Ankara
duy sesimizi, bu gelen Emlakın ayak sesleri! vb. sloganları
atıldı. Eylem sonrasında bir grup Emlak Bankası çalışanı da Sümerbank işçilerine
destek ziyaretine gitti. SY Kızıl Bayrak/İzmir
Emlak Bankası çalışanlarından eylem: İşçi-emekçi hareketinden kısa kısa...
Tasfiye edilmesi planlanan Emlak Bankası çalışanlarının eylemleri sürüyor.
İstanbul Maslaktamii genel müdürlük binası önünde çarşamba günü
toplanan çalışanlar, çeşitli sloganlarla bankanın kapatılması yönündeki
kararları protesto ettiler. Yaklaşık 700 kişinin katıldığı eylemde çalışanlar
hergün saaat 12.00de burada bir araya geleceklerini söylediler.
Çalışanlar, Ziraat, Halk ayağa kalk, Sustuk, sıra bize
geldi gibi sloganlar attılar. Seydişehir Eti Alüminyum işçilerinden eylem Seydişehir Eti Alüminyum AŞ Fabrikasının özelleştirme kapsamına
alınmasıyla ilgili olarak Özçelik-İş Sendikası Seydişehir Şubesi yöneticileri
ile kalabalık bir işçi grubu, 30 Mayıs günü servise binmeme
eylemi yaptılar. Ardından Posta İşletme Müdürlüğüne gelerek faks
eylemi gerçekleştirdiler. Sendikacı ve işçiler, faks eyleminin ardından,
Posta İşletme Müdürlüğü binasının önünde özelleştirme kararının protesto
etmek için saçlarını sıfır numara tıraş ettirdiler. Eurogold şirketi şimdi de Normandy Madencilik adı altında siyanürle altın
arama çalışmalarını sürdürmek istiyor. 27 Mayıs günü Bergama köylüsü şirketin
yeniden üretime geçmesine karşı yine eylemdeydi. Sabah 05.00te Narlıca
köyünde toplanıp yürüyüşe geçen 300 civarında köylü adına bir konuşma
yapan Çevre Yürütme Kurulu Başkanı Oktay Konyar, Biz davamızda haklıyız.
Haksız olan onlar. Topraklarımızın sakat büyümesini istemiyoruz
diye konuştu. Daha sonra eylemci köylüler İzmir-Çanakkale karayoluna çıktı. Yolu trafiğe
kapatan köylülere, jandarma saldırarak dağıtmaya çalıştı. Jandarma saldırı
sırasında tazyikli su ve jop kullandı. Köyüleri kışkırtmakla suçlanan
Konyar gözaltına alındı. Bu durum karşısında Bergama köylüleri tekrar
yol kapatma girişiminde bulunarak, Konyarın hemen serbest bırakılmasını
sağladı. Uşakın Eşme ilçesinde siyanürlü yöntemle altın çıkarılmasına karşı
çıkan Eşmeli köylüler ise gaz maskeli eylem yaptı. 27 Mayıs Pazar günü
yapılan eylemde köylüler pankart ve dövizlerle durumu protesto etti. |
|||||