ABD emperyalizmi nükleer
silahlanmayı tırmandıran yeni projesine destek arayışında...
Sadık uşak Türkiye
Rusyanın dışında Almanya, Fransa ve Çin gibi ülkeler de NMDye
karşı çıkıyor. Bu tepkiyi hesaba katan ABD emperyalizmi heyetler oluşturarak
projesine destek arayışına çıktı. İran, K. Kore, Irak ve Çinin
sahip oldukları füzelerin tehdit oluşturduğu savıyla NATOya bağlı
ülkeler ve bazı Asya ülkeleri (Hindistan, G. Kore gibi) bu sisteme dahil
edilmeye çalışılıyor. Böylece ortaya çıkan tepkinin yokedilmesi ve sistemin
masraflarına başka ülkelerin katılması hedefleniyor. Tehdit altında olduğunu iddia eden ABD emperyalizminin kendisi gerçekte
insanlık için en büyük nükleer tehdidi oluşturuyor. Bu ülke son 50 yılda
sadece füze savunması için 100 milyor dolar harcamıştır. Dünya üzerindeki
jandarmalığını nükleer silahlanmayı daha da tırmandırarak devam ettirmek
istiyor. Ancak bu amaçla düzenlediği destek turlarından umduğunu bulamadı.
Görünürde Türkiye ve Hindistan dışından pek destek veren olmadı. ABDye
her zaman kuyrukçuluk yapan İngilterede bile 100e yakın
milletvekili bu sisteme karşı çıkıyor. Rusya, ABD heyetiyle yapılan
görüşmeden sonra, sorulnara çözüm bulmak bir yana daha çok sorunun ortaya
çıktığını açıkladı. Amerikan yönetimi Türkiyeye gönderdiği heyetin başına eski Ankara
büyükelçisi Marc Grossmanı vererek, bu sadık uşağına verdiği önemi
gösteriyor. ABD, uşaklıkta sadakatini fazlasıyla kanıtlayan Türkiyeyi
bu yeni projeye dahil etmeyi planlıyor. Dünya için yeni bir felaket anlamına gelen NMDnin Ortadoğu ayağı
Türkiye ve İsrail olacaktır. Eğer bu sistem hayata geçirilebilirse,
Türkiye hem nükleer silah deposu hem de herhangi bir çatışmada ilk hedeflerden
biri haline gelecektir. Nitekim Grossman Türkiyenin bu sisteme
entegre olmasına özel bir önem verdiklerini açıklıyor. Bu plana göre
Güneydoğuda bir üssün kurulması hedefleniyor. Üstelik böyle bir
üssün kurulmasında masrafların çoğunu Türkiye karşılayacak. Ayrıca bu
sistemden bağımsız olarak sermaye devleti ABDden patriot füzeleri
almaya hazırlanıyor Grossman başkanlığındaki heyet, Başbakan Ecevit, Dışişleri Bakanı İsmail
Cem ve Genelkurmay Başkanıyla görüşmeler yaptı. Grossman görüşmelerin
sistemi tanıtmak amacıyla yapıldığını açıklasa da, kapalı kapılar ardından
yapılan görüşmelerin tanıtımla sınırlı kalmadığı açık. Nitekim Türkiye
projeye olumlu baktığını açıklamakta gecikmedi. Güya olumlu bakmasını
gerektirecek tehditler varmış. Rusya, İran, Irak, Suriye ve Bulgaristanın
füzelere sahip oldukları ve bu durumun Türkiye açısından kaygı verici
olduğu iddia ediliyor. Oysa, emperyalizme uşaklık ve işbirlikçi burjuvazinin
sınıf çıkarları gereği saldırgan davranan, etrafına tehditler savuran
Türk devletinin ta kendisidir. Ancak uşakların bir kaygısı da var. O
da Rusya ve Çinin de ikna edilmesidir. Bu iki büyük güçle gerginlikler
yaşanmaması için bu gereklidir. Projeyle ilgili görüşmelerin daha üst düzeyde devam edeceği yapılan
açıklamalardan anlaşılıyor. Buna göre 13 Haziranda Brükselde
yapılacak NATO liderler zirvesinde Bushun Ecevitle görüşmesi
bekleniyor. Bush Brüksel zirvesinde NMDye karşı çıkan diğer NATO ülkeleri
liderlerini ikna etmeye çalışacak. Ancak bu projenin uygulanıp uygulanmaması
farklı güç odakları arasındaki rekabete bağlı olacak. Bu aşamada ABD
emperyalizmi güçlü rakiplerini (Çin, Rusya, Almanya, Fransa) ikna etme
çabasında. Bu ikna çabalarının sonuçsuz kalması durumunda (ki öyle olması
ihtimali yüksektir) çelişki ve çatışmaların alacağı biçimi süreç ortaya
koyacaktır. Farklı güç odaklarının NMDye karşı çıkması, açık ki bu projenin
dünya için taşıdığı tehlikeden dolayı değil. Bu tepki, emperyalist sömürü
ve yağmadan alınacak paylarla ilgili. Bu açıdan bakıldığında, ABD emperyalizminin
etkinliğini artıracak böyle bir projeye diğer emperyalist odakların
karşı çıkması anlaşılır. Bu tehlikeli projeye asıl tepki göstermesi gereken dünyanın işçi ve
emekçileridir. Zira bu sistem dünya halklarının geleceğini doğrudan
ilgilendirmektedir. Ancak henüz bu konuda açık bir bilincin oluşmadığı
görülüyor. Destek turlarına çıkan ABD heyetleri sadece G. Kore emekçileri
tarafından protestolarla karşılanmıştır. Militan mücadelesiyle gündeme
gelen G. Kore işçi ve gençliğinin bu projeye ilk tepki verenler olması
ayrıca anlamlıdır.
Dünyadan kısa kısa...
Panamada 11 Mayıs günü binlerce öğrenci ve işçi, otobüs bilet
fiyatlarının artışını protesto etmek isteyince devlet güçlerinin saldırısına
uğradı. Protestocuların devlet başkanlığı sarayının çevresindeki bariyerlere
yürümesi üzerine ateş açan polis, 14 kişiyi yaraladı. Çıkan çatışmalarda
5 polis yaralanırken, 58 kişi gözaltına alındı. Protestolar üzerine
Panamada okullar tatil edildi. İşgalci İsrail ordusu Gazze Şeridini ikiye böldü Filistine yönelik katliam ve işgal saldırısını aralıksız sürdüren
İsrail ordusu, Gazze Şeridini ikiye bölerek, Filistinlilere
kuzey ya da güneye geçişii yasakladı. İsrail ordusuna bağlı tankların
Gazze Şeridinin kuzey ve güneyini birbirine bağlayan ana karayolu
olan Selahaddin üzerinde mevzilendiği ve yola beton bloklar konulduğu
bildirildi. Alman ordusundaki sivil personelden uyarı grevi Alman ordusunda görev yapan sivil personel, daha fazla sosyal güvence
talebiyle 15 Mayıs günü ülke çapında uyarı grevi yaptı. Sendikanın grev
çağrısına uyan yüzlerce çalışan, haklarını almak için 2 saat iş durdurarak
bir eylem gerçekleştirdiler. Sendika, çalışanların sosyal haklarını
korumak amacıyla, daha fazla sosyal hak verilmesini öngören bir toplusözleşme
hazırlanmasını talep ediyor. Meksikada öğretmen grevi Meksikada öğretmenler, maaşlarının artırılması ve eğitime daha
fazla kaynak ayrılması talebiyle greve gittiler. Ülke çapındaki grev
eylemine; Chipas eyaletinde 15 bin, Michoacanda 5 bin, Pasifik
kıyılarındaki Guerrero eyaletinden de 1500 öğretmen katıldı. Grev nedeniyle
1 milyon öğrenci okula gidemedi. Öğretmenler maaşlarına %100e
varan oranlarda artış istiyor, hükümet ise öğretmenlere yalnızca %10.5
artış öneriyor. Filistinde Büyük felaket günü protestoları Filistinde İsrail devletinin kuruluşunun 53. yılında onbinler
yürüdü. Arapların ulusal El Nakba (Büyük felaket)
günü anma törenleri dolayısıyla Filistinde yine olağanüstü hal
hakimdi. 10 binlerce Filistinli Gazze Şeridi ve Batı Şeriada sokaklara
dökülürken, çıkan çatışmalarda 2 Filistinli öldürüldü, çok sayıda kişi
yaralandı. Öğleden sonra Filistin topraklarında sirenlerin çalmasıyla
trafik durdu ve 3 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Filistin lideri
Yaser Arafat, El Nakba günü dolayısıyla televizyonda yaptığı konuşmada,
sığınmacılar Filistin topraklarına geri dönmedikçe Ortadoğuda
barışın sağlanamayacağını belirtti. |
|||||