Almanya:
Lufthansa pilotlarının grevi sürüyor
Geçtiğimiz süreçte değişik işkollarındaki toplu sözleşmelerde işçi
ve emekçileri sermayeye satan sendika bürokratları, pilotların kazanmaları
durumunda ek ücret talebinin yükselebileceği telaşındalar. Pilotların
taleplerine boyun eğmemesi için Lufthansa patronlarına çağrıda bulunuyorlar. IG-Metal Sendikası Başkanı, hava yollarındaki toplusözleşmelerin Almanya
için kötü sonuçlar doğuracağını, elit grup olan pilotların
çıkarlarının ön planda tutulduğu toplu sözleşmelerin sonuçlarının çok
değişik çevreleri de etkileyeceğini söyleyerek uyarılarda bulundu.
Pilotlar yüklü bir ücret artışı alırsa yer ve kabin personeli de iş
bırakarak ek zam talep eder ve ek ücret talebi tüm Almanyanın
gündemine girer diyerek, Luftahansa patronlarını sert tavır takınması
konusunda uyardı. IG-Metal bürokratları geçtiğimiz yıl %2.1 ücret zammı
ile metal işçilerini satmış ve bununla toplumsal çıkarları gözettiklerini
savunmuşlardı. Bu ücret artışı enflasyon karşısında eriyip tükendi.
Pilotlara bir diğer tepki de (Mart ayında hizmet sektöründeki sendikaların
birleşmesi ile kurulan ve 3 milyon üyeli en büyük sendika olduğuyla
övünen) Birleşik Hizmet Sendikasından (Ver.di) geldi. Nisan ayı
içinde yer personeli için yapılan Ver.di ile Lufthansa arasındaki toplu
sözleşmelerde sendika %3.1e boyun eğmişti. Ver.di Sendikası sözcüsü,
pilotların talepleri ile ilgili özel muameleden başkalarının da pay
almak isteyeceğini, yer ve uçuş personelinin taleplerinin de yükseleceğini
bilmeli, diyerek Lufthansa yöneticilerini iyi düşünmeleri yönünde uyardı.
Ver.di başkan yardımcısı ise, pilotların talepleriyle ortak ve
dayanışmacı bir TİS politikasının konsepti yokediliyor diyerek,
bunun sosyal adalet düşüncesine atılmış bir tokat olduğunu
söyledi. Sermayenin borazanı burjuva medya da, bütün setörlerde ek ücret talebinin
yükselebileceğini, pilotların başarı elde etmemesi için çaba harcanması
gerektiğini yazıyor. Geçtiğimiz yıl toplusözleşmelerde işçi ve emekçileri satan sendika
bürokratları, şimdi de pilotların taleplerine karşı Lufthansa patronlarının
arkasında yer alarak, gerçekte kimin hizmetinde olduklarını tüm açıklığıyla
ortaya koyuyorlar. Pilotların mücadelesi çalışanlar üzerinde etkisini gösteriyor. Alman
British Airwaye şirketinde çalışan yer ve hava personeli, daha fazla
ücret ve çalışma koşullarının düzeltilmesi için bir uyarı grevi yaptı.
Yunanistanda son üç haftada
Yunanistanda geçtiğimiz günlerde yeniden bir genel grev yaşandı.
Son üç hafta içinde gerçekleşen bu üçüncü genel greve katılım %50 oranında
oldu ve 2.5 milyon kişi katıldı. Kamu sektöründe ve özel sektörde çalışan
işçiler, köylü sendikaları, deniz ve karayolları ulaşımı, şehirlerarası,
adalar arası ve şehir içi ulaşım dahil tüm hayat durdu. Atinada
30 bin kişi protesto yürüyüşü yaptı. Emeklilik için çalışma süresini 35 yıldan 40 yıla çıkarmayı öngören
ve sosyal güvenliğin tasfiyesini içeren yasa tasarısı ilk kez 26 Nisanda
genel grev ile karşılanmıştı. Bir uçtan bir uca tüm ülkeyi felce uğratan
bu genel grev eylemi hükümete geri adım attırmış, hükümet sosyal güvenlik
ile ilgili görüşmelere yeniden başlamayı planlamıştı. İşçi sendikalarının
bazıları bunu yeni bir diyalogun başlatılmasında önemli bir adım olarak
değerlendirirken, bazıları yeni hakların kazanılması gerektiğini savunarak
işçi ve emekçileri sokaklarda mücadeleye çağırmıştı. Tüm ülke 1 Mayısta ikinci kez yeniden genel bir grev ile sarsılmıştı.
Greve yüzde yüz katılım sağlanmıştı.
Pariste Mumia Abu Jamal ile
Fransız demokratik güçlerini birleştiren bu yürüyüşe biz de DETUDAK
olarak katıldık. Bu vesileyle, Türkiye cezaevlerindeki direnişi ve Ölüm
Oruçlarının son durumunu bildiri ve sloganlarımızla duyurmaya
çalıştık. Kortejimizde yaklaşık 200 kişi vardı. Sık sık, Yaşasın
Türkiyedeki politik tutsakların direnişi!, Kahrolsun
Türkiyedeki faşist rejim!, Türkiyedeki katliamlara
son! sloganlar atıldı ve dövizler taşındı. Bir-Kar/Paris
Dolandırıcı medya patronu Berlusconi
Büyük sermayedar Gianni Agnellinin önerisi üzerine Ferrari şefini
Ticaret Bakanı olarak görevlendirmeyi düşünen Berlusconi, nasıl bir
politika izleyeceğini şimdiden ortaya koyuyor. Tekeller, vergi kaçakçılığı ve dolandırıcılıktan hüküm giymiş bir başbakanın
arkasında durarak, ona akıl hocalığı yapıyor. İtalyada yeni Başbakan
Berlusconinin bu kirli geçmişi ile ilgilenmeyenler, bir ülkenin
kaderini bankada sadece 10.000 DMı olan sol lider Francesco Rutelliye
teslim etmek istemiyorlar Beş yıl önce yapılan seçimlerde %21 oy alan Rutellinin partisi
bu seçimde %17 oy alarak ikinci parti oldu. Böylelikle Ulivo
birliğinin (Rutelli) parlamentodaki sandalye sayısı 130 olurken, Özgürlükler
Evinin (Berlusconi) sayısı 177ye yükseldi. Bazı Avrupa Birliği ülkeleri Berlusconinin (Fİ) ittifak ortakları
olan popülist Bossi ve faşist Finiye dikkat çektiler. Fransa Dışişleri
Bakanı Vedrine, Avrupanın bu hükümeti gözaltında tutması ve uyanık
olması gerektiğini dile getirdi. Alman hükümeti ise henüz bir değerlendirme
yapmış değil. İsviçre Başbakanı Göran Persson ise yaptığı açıklamada,
Berlusconinin partisi Avrupa değerlerini yıpratmaya
yönelik herhangi bir işaret vermediğini söyledi. Avusturyada Özgürlükler Partisi (FPÖ) lideri Jörg Haider İtalyada
yapılan seçimlerin sonucunu Avrupanın zaferi olarak değerlendirip
kutlama mesajı gönderdi. Şaşırtıcı olmayan bu tutumun gerisinde, İtalyada
yabancılara karşı uyguladığı politikalarla İtalyanın Haideri
olarak bilinen Bossinin, Berlusconinin iktidar ortağı olması
var. Seçimlerden önce İtalyada ve diğer ülkelerde büyük tepkilerle
karşılaşan, üç özel televizyon kanalı sahibi ve yanısıra 14 milyar dolarlık
servetiyle başbakanlık için uygun olmadığı söylenen Berlusconinin
hangi sınıfı temsil ettiği önümüzdeki süreçte işçi ve emekçiler tarafından
tüm açıklığıyla görülecek. S. Bahar |
|||||