19 Mayıs'01
Sayı: 09


  Kızıl Bayrak'tan
  Kölece dayatmalara uşakça minnettarlık
  Sözde işgüvencesi mecliste...
  Kamu emekçilerini tasfiyeyi hedefleyen sahte sendika yasası çıkıyor!
  Kamu emekçileri hareketi
  Zindan çatışmasındaki kilitlenmeyi aşma sorunu
  4. Ölüm Orucu ekibi direniş saflarında!
  Ölüm Orucu'nu destekleme eylemleri...
  Özelleştirme salıdırısına karşı mücadelenin sorunları
  Kriz ve devrimci sınıf çizgisi/4
  Kölelik zincirlerini kıralım!
  Uluslararası hareket
  Sadık uşak Türkiye "Ulusal Füze Savunma Sistemi"ni destekliyor
  Hatice Yürekli yoldaş ölümsüzdür!
  "Kazanan biz olacağız, kazanan devrim davası olacak!"
  Faşizmin işkencehanelerinde devrim savunması
  Sincan hücrelerinde sistematik işkence!
  Mücadele Postası


Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
İstanbul Avrupa yakasındakamu emekçilerinin eylemi

“Toplusözleşme hakkımız, grev silahımız!”

 
Kamu emekçilerinin toplusözleşme ve grev hakkını yasaklayan sahte sendika yasasının tekrar gündeme gelmesiyle KESK tarafından eylemler başlatıldı. KESK’e bağlı sendikalar tüm Türkiye’de 15 Mayıs’ta alanlardaydı.

İstanbul’da Aksaray metro önünde gerçekleşen eyleme yaklaşık 300 emekçi katıldı. Eylem saat 13:30’da Metro önünde toplanılmasıyla başladı. Bir saat süren eylemin ilk 15 dakikasında katılımın az olması kitlenin moralini olumsuz yönde etkiledi. Bu olumsuzluk eyleme sloganlarla katılan bir grubun gelmesiyle dağıldı. Kitle canlı bir şekilde slogan atmaya başladı.

Devletin yıllardır hayata geçirmeye çalıştığı sahte sendika saldırısı bilinirken, KESK yönetiminin “hazırlıksız” yakalanması katılımın azlığını açıklamıyordu, Kamu emekçileri hareketi cephesinden yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen eyleme katılanların coşkusu ve yükselttiği “genel grev-genel direniş” talebi, bu saldırıyı faks çekme türünden pasif eylemlerle “püskürtmeye” çalışan KESK bürokratlarına anlamlı bir yanıt oldu.

KESK’e hakim icazetçi anlayışların tüm çabalarına rağmen tasfiye edemedikleri devrimci kamu emekçileri ve ileri unsurlar eyleme katılanların ağırlığını oluşturuyordu. Devletin devrimci tutsakları teslim almaya, örgütsüzleştirmeye ve kimliksizleştirmeye çalıştığı bu süreçte sahte sendika yasasını gündeme getirmesi bir tesadüf değildir. KESK bürokratlarının aksine bu bağı doğru kurabilen kamu emekçilerinin “İçerde, dışarda hücreleri parçala!” sloganını atması ve genelin de bu sloganı sahiplenmesi oldukça anlamlıydı. Aynı şekilde direniş ağırlıklı sloganların sıkça ve coşkuyla atılması kamu emekçilerinin kazanmak için yürütülmesi gereken mücadele yolunu da göstermektedir.

Eylemde sık sık atılan “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Her yer Kızılay, her yer direniş!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Yılgınlık yok direniş var!”, “Ne İMF ne Derviş, genel grev genel direniş!” sloganları 4 Mart’ı yaratanların yeni 4 Martlar yaratmakta kararlı ve ısrarlı olduklarını gösterdi. Eylemde ayrıca “İMF uşağı hükümet istifa!”, “İMF tipi yaşama hayır!”, “Yaşasın grev, yaşasın toplusözleşme!”, “İçerde, dışarda hücreleri parçala!”, “Yaşasın direniş, yaşasın KESK!”, “Rantiyeye değil emekçiye bütçe!”, “İMF tipi sendika yasasına hayır!”, “Toplusözleşme hakkımız engellenemez!”, “Yasakçı yasa geri çekilsin!”, “Toplusözleşme hakkımız, grev silahımız!”, “Sahte sendika yasasına hayır!”, “Yasakçı yasa geri çekilsin!#48;, “Devlet güdümlü sendikaya hayır!” sloganları atıldı. “Toplu görüşme değil toplusözleşme!”, “Örgütsüz olmak köle olmaktır!”, “İMF’ye hayır!”, “Devlet güdümlü sendikaya hayır!”, “Örgütlü güç yenilmez!”, “Sahte sendika yasasına hayır!” dövizleri taşındı.

Eylemde okunan basın açıklamasında; “Bu tasarıyla; kamu emekçilerinin beşte birine sendika üyeliği yasaklanıyor. Bu tasarıyla; Tüm Yargı-Sen ve Asim-Sen sendikalarımız kapatılıyor. Bu tasarıyla; ICFTU ve ETUC üyeliğimiz yasaklanıyor. Bu tasarıyla; toplu sözleşme ve grev hakkımız sümen altı ediliyor. Kısacası bu tasarıyla; sendikal haklar kısıtlanıyor, engelleniyor, sözde sendikacılak güçlendirilmek isteniyor! ... Sesimizi kısamaz, talebimizi yok sayamazlar! Bütün bu baskı ve haksızlıklara karşı sessiz kalmayacağız! Sahte sendika yasasını kabul etmeyeceğiz! Hükümet bu yasayı çıkarmakta ısrar ederse, üç yıl önce 4 Mart’ta başlattığımız demokratik direnişimizin benzerlerini göstermekten çekinmeyeceğiz! Ankara’yı onlara dar edeceğiz!” denildi

SY Kızıl Bayrak/İstanbul



İşçi ve emekçi
hareketinden kısa kısa...


Lastik patronları sözleşme hükümlerini çiğniyor

Lastik-İş Sendikası Genel Başkanı Vahdettin Karabay Selüloz-İş eğitim salonunda düzenlediği basın toplantısında, lastik fabrikalarında geçen yıl imzalanan toplusözleşme hükümlerinin patronlar tarafından ihlal edildiğini ve bunun 4 bin civarında işçiyi mağdur ettiğini belirtti. Karabay, ekonomik krizi bahane eden işveren, altına imza koyduğu sözleşmeye uymak istemiyor ve gereğini yapmıyor dedi. Karabay sözlerine devamla şunları söyledi: “Enflasyonun, bu mali politikalarla aşağı çekilmeyeceğini 2 yıldır söylüyoruz. Ancak, uyarılaramızı dikkate almıyorlar. Sonra da, ekonomuk krizin faturasını işçiye, memura, emekliye, köylüye ve dar gelirliye çıkartmaya devam ediyorlar. Yıllardan beri bu kesim fedakarlık yapıyor, ama sonuç alınamıyor. Fedakarlıkların bir sonu olmalıdır. Topluma ‘ömür boyu kemer sık’ derseniz, kemerde sıkılacadelik bulamazsınız. O zaman sosyal patlama olur.”

Çorum’da sendikalaştıkları için işten atılan fırın işçileri

Çorum’da DİSK/Gıda-İş’e üye130 fırın işçisi, sendika şubesinde 13 Mayıs günü bir basın toplantısı düzenledi. DİSK/Gıda-İş Çorum temsilcisi Şahin Zorlu toplantıda, Çorum’da fırınlarda çalışan 200 işçiden 130’nun Gıda-İş’e üye oldukları için işten çıkarıldığını, ayrıca patronların sendikaya bağlıysanız, işe gelmeyin dediklerini belirtti. Zorlu, “Mevcut yasal ve sosyal hakların uygulanmasını istiyoruz” dedi.

SSK Okmeydanı Hastanesi hemşirelerinden eylem

16 Mayıs 2001 tarihinde İstanbul SSK Okmeydanı Hastanesi’nde SES Şişli Şubesi’ne üye hemşireler hastane bahçesinde basın açıklaması gerçekleştirdiler. Açıklamada 12 Mayıs’ı yalnız Hemşireler günü olarak değil, sağlık çalışanlarının birlik, mücadele ve örgütlenme günü olarak da kutladıklarını söylediler.

Eylemde “Toplusözleşme hakkımız, grev silahımız!”, “Melek dediler, kutsal dediler, hakkımızı yediler!”, “Sahte sendika yasasına hayır!” sloganları atıldı. SES Şube Yönetim Kurulu Üyesi Çimen Saçkesen basın açıklamasını okudu. Açıklamada; “Hemşireler, koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinde, sağlık ekibinin bir üyesi olarak, sağlık bakımını üstlenen, koruyucu ve tedavi edici hizmetlerin verildiği her ortamda bakım verici, eğitici, denetçi, yönetici ve araştırıcı roller olması gereken bir meslek grubudur.” denildi. Ayrıca; hemşirelerin kendi mesleklerinin dışında çalıştırıldıkları, sağlık kurum ve kuruluşlarında hemşire açığı olduğu, yoksulluk sınırının altında ücret aldıkları belirtilerek, bu sorunların ancak birlikte mücadele ile çözüleceği vurgulandı.

Malatya SES Şubesi’den Hemşireler Günü açıklaması

Malatya SES Şubesi 12 Mayıs Hemşireler Günü nedeniyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada Hemşireler Günü’nün kutlamalar, eğlenceler ve övgülerle geçiştirildiği belirtilerek, böylelikle sağlık çalışanlarının sorunları ve talepleri bilinçli bir şekilde gözardı edildi dendi. Ayrıca hemşirelerin kendi mesleklerinin dışında da çalıştırıldığı ve meslekleriyle ilgili söz hakkına sahip olmadığı belirtildi. Açıklamada hemşirelerin yaşadığı sorunların diğer sağlık çalışanlarının sorunlarından bağımsız olmadığı, tüm bu sorunların çözümünün örgütlü mücadeleyle aşılacağı dile getirildi.

Urba Tekstil işçilerinden iş bırakma eylemi

Tuzla’ya bağlı Orhanlı Beldesi Orta Mahalle’de kurulu Urba Tekstil işçilerinin ücreti 2000 yılının Ağustos ayından bu yana zamanında ödenmiyor. Üç aylık ücretlerinin ödenmesi üzerine işçiler işbırakma eylemi gerçekleştirdiler. Hak gasplarının had safhaya vardığını belirten işçiler, haklarını alana dek mücadele edeceklerini belirttiler.

Sakarya Otoparkı’nda işçi kıyımı

Ankara’da Çevre, Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı (ÇESAV)’ın işlettiği Sakarya Otoparkı’nda işçi kıyımı yaşandı. Türk-İş’e bağlı TÜMTİS’e üye olduklarından dolayı işten atılan işçiler, direnişlerini sonuna dek sürdüreceklerini belirttiler. TÜMTİS Ankara Şube Sekreteri Abidin Kandeğer Otopark önünde bir açıklama yaptı. İşten atılan 18 işçiden 15 işçi sendikalı. 8 işçinin tazminatsız işten atıldığı belirtti.

Harb-İş üyesi işçilerden eylem

Türk-İş’e bağlı Harb-İş Sendikası İstanbul Şubesi’ne bağlı yaklaşık 250 işçi, Harb-İş Kartal Temsilciliği önünde eylem yaptı. İşçiler Türk-İş Başkanı Bayram Meral ve hükümeti istifaya çağırdı.




Sahte sendika yasasına karşı Ankara’da eylem:

"Toplusözleşme, grev hakkı ve insanca yaşam!"

 
4 Mart '98 tarihinde Kızılay Meydanı’nda günlerce süren bir direnişle karşı konulan, kamu emekçilerinin toplusözleşme ve grev hakkının yasaklanması anlamına gelen sahte sendika yasası bugün tekrar gündemde.
Yasayı protesto etmek, hükümet ve bakanlara basın metnini fakslamak amacıyla Güven Park'ta bir basın açıklaması planlanmıştı. Fakat eylem başlamadan önce, Kızılay ve civarında tam bir terör havası estirildi, YKM önünde yaklaşık 30 kişi gözaltına alındı.
Yoğun abluka nedeniyle birçok kamu emekçisi Güven Park’a giremedi. Bunun üzerine yaklaşık 300 kişi Kızılay GİMA önünde oturma eylemi yaptı. Eğitim-Sen 1 No’lu Şube önünde toplanan 200 kişilik bir grubun ise önüne barikat kurularak yolları kesildi. Böylece diğer grupla birleşmeleri engellendi. GİMA önünde basın metni okunurken, polisin “dağılın yoksa müdahale ederiz” söylemlerine karşı emekçiler "Yılgınlık yok direniş var!" sloganıyla karşılık vererek oturma eylemine devam ettiler.
Faks çekilmesinin ardından Eğitim-Sen önüne doğru sloganlarla yürüyüşe geçen kitle, oradaki grupla birleşti. Burada da bir konuşma yapan KESK Başkanı Sami Evren, 4 Mart’ları yaratanların bugünden başlayarak yasayı geri çektirene kadar eylem yapacaklarını söyleyerek hükümeti uyardı.
"Toplusözleşme, grev hakkı ve insanca yaşam" KESK imzalı pankart açılan eylemde, “Susma, toplusözleşme ve grev hakkından vazgeçme”, “Sahte sendika yasasına geçit vermeyeceğiz”, “Üreten biziz yöneten de biz olacağız” yazılı dövizler taşındı. Eylemde, "Emekçiye değil çetelere barikat!", "Baskılar bizi yıldıramaz!", "Zafer direnen emekçinin olacak!", "Direne direne kazanacağız!", "İMF uşağı hükümet istifa!", "İşçi memur elele genel greve!", "Genel grev, genel direniş!", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!" sloganları coşkulu bir şekilde atıldı. "İçerde, dışarda hücreleri parçala!" sloganı da bir grup emekçi tarafından atıldı ve tüm kitle tarafından sahiplenildi.
Eylem Sami Evren’in, yasa geri çekilmezse yeni Kızılaylar yaratacaklarını söylemesi ve gözaltına alınanların serbest bırakılması talebiyle sona erdi.
SY Kızıl Bayrak/Ankara




İzmir KESK eyleminde 4 Mart Direnişi hatırlatıldı...

“Her yer Ankara, her yer Kızılay!”

 
Kamu emekçilerinin yılları bulan dişe diş mücadelesiyle bedeller ödeyerek savunduğu grevli-toplusözleşmeli sendika hakkı ve bunun yanında elde edilen bir dizi kazanımın tırpanlanması amacıyla sahte sendika yasası sermaye devleti tarafından yeniden ve daha kararlı bir şekilde gündeme alındı. Sahte sendika yasası daha önce defalarca gündeme gelmiş ve kamu emekçilerinin kararlı ve militan duruşuyla püskürtülebilmişti. Bunun en son ve hafızalarımıza kazınan örneği 4-5 Mart eylemleriydi. Emekçiler “Gemileri yaktık geri dönüş yok!” şiarıyla, gaz bombalarına, polis copuna, tazyikli sulara karşı militanca direnerek saldırıyı geri püskürtebilmişlerdi.
Yasanın yeniden gündeme gelmesiyle birlikte sokaklar tekrar hareketlenmeye başladı. KESK’in aldığı merkezi karar doğrultusunda bütün illerde olduğu gibi 15 Mayıs’ta İzmir’de de basın açıklaması ve oturma eylemi yapıldı. Saat 17:00’de Sümerbank önünde toplanan yaklaşık 600 kamu emekçisi, buradan Konak Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Katılımın düşüklüğü dikkat çekerken, atılan sloganlar ve yapılan konuşmalarda sürekli 4-5 Mart direnişine ve direniş ruhuna vurgu yapılması, kamu emekçilerinin, saldırının yeni 4-5 Martlar’la püskürtülebileceğinin bilincinde olduğunu ve mücadeledeki kararlılığını gösteriyordu.
Basın açıklaması Enerji-Yapı Yol Sen Şube Başkanı ve aynı zamanda KESK dönem sözcüsü olan Alim Murathan tarafından okundu. Açıklamada saldırının kapsamı ve nasıl püskürtülebileceğine değinildi. Bu arada Ankara, Mersin ve Diyarbakır’da basın açıklamalarına yapılan saldırıların duyurusu yapıldı. Duyurunun hemen ardından “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Çetelere kıyak emekçiye dayak, bu abluka dağıtılacak!” sloganları coşkulu ve gür bir şekilde haykırıldı ve saldırı kınandı.
Yaklaşık bir saat süren eylemin sonunda Ankara’ya çağrı yapıldı. Herkesin çantalarını şimdiden hazırlaması, eğer bu yasada diretilirse yüzbinler olarak Ankara’ya gidileceği bildirildi. Eylemde sık sık “Her yer Ankara, her yer Kızılay!”, “Sahte sendika yasasına hayır!”, “Devlet güdümlü sendika yasasına hayır!”. “Yılgınlık yok direniş var!”, “Hükümet yasanı al başına çal!”, “Emekçiye kalkan eller kırılsın!”, “Yaşasın Kızılay direnişimiz!”, “Toplusözleşme hakkımız grev silahımız!” sloganları atıldı.
Eylemde “Grev ve toplusözleşmeli sendika hakkımız, alıncaya kadar direneceğiz” yazılı KESK pankartı taşındı.
SY Kızıl Bayrak/İzmir




Sınıf hareketinden
kısa kısa...


Reha Tekstil’de işçi kıyımı, direniş ve zafer

Ümraniye Site yolunda kurulu olan Reha Tekstil’de çalışan 320 işçiden, 7’si sendikal çalışma yürüttükleri gerekçesiyle işçi atıldı. DİSK/Tekstil Sendikası’nın sendikal örgütlenme çalışması yürüttüğü fabrikada, sendikal örgütlülüğü kırmak isteyen işverenin 14 Mayıs günü 7 işçiyi atması üzerine, diğer işçiler üretimi yavaşlatarak direnişe geçti. İşçiler Alemdağ Caddesi’ne kadar alkışlarla yürüdü. 15 Mayıs’ta sabah iş başı yapmak üzere fabrikaya gelen işçiler içeri alınmadılar. İşçilere tebligat verilerek iş akitlerinin feshedildiği bildirildi.

İşçiler, 16 Mayıs günü fabrika önünde yaptıkları eylemde, “Sendika hakkımız söke söke alırız!”, “Susma sustukça sıra sana gelecek!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganlarıyla kararlılıklarını belirttiler. Eyleme DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ile Tekstil, Genel-İş, Birleşik Metal-İş ve OLEYİS sendikalarının yöneticileri de katıldı.

Süleyman Çelebi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na Şubat ayında yetki tespitinin yapılması için başvuruda bulunduklarını belirterek, işgüvencesi ve sendikal haklardan sözedenlerin üç aydır kendilerine yetki kararını göndermediklerini söyledi. Türkiye’de sendikalı olmanın bedelinin sokağa itilmek olduğunu belirten Çelebi, işyerinde başlatılan sendikal mücaleyi sonuna kadar götüreceklerini belirtti. Çelebi ve diğer sendika yöneticileri daha sonra Reha Tekstil patronu Mehmet Reha Demirdağ ile görüştü. Görüşme sonucu açıklama yapan Çelebi, işten atılan 7 işçinin geri alındığını açıklandı.

İzmir Sümerbank işçileri fabrikalarını terketmiyor!

İzmir’de Sümerbank işçileri, fabrika arazisinin, ekonomi üniversitesi kurulması için İzmir Ticaret Odası’na devrini protesto etmek için işyerini terketmeme eylemine başladı.

Mesai bitiminde yaklaşık 600 işçi fabrikalarından ayrılmadı. TEKSİF İzmir Şube Başkanı Hacıbekir Yalçınkaya yaptığı konuşmada, arazinin İzmir Ticaret Odası’na devrinin, çalışanlar için işsizlik anlamına geleceğini söyledi. İşçilerin bunu protesto etmek için işyerini terketmediğini söyleyen Yalçınkaya, eylemin şimdilik süresiz olduğunu belirtti. Ayrıca vardiya saati gelen işçilerin ise işbaşı yapacaklarını söyledi.

Mersin Liman işçisi iş bıraktı

Mersin Limanı’nda çalışan Liman-İş’e üye işçiler 15 Mayıs günü işbıraktı. Bir yıldır sosyal haklarını alamayan işçiler, gece vardiyasının da kaldırılması talebiyle eyleme geçti. Sabah saatlerinde liman içindeki yemekhanede toplanan 1300 kadar işçi, saat 11:30’da yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında “Kurda kuşa arıya, maaş düştü yarıya!”, “İşçi memur elele genel greve!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganları atıldı. Liman-İş Sendikası Şube Başkanı Fevzi Aslan, Liman İşletme Müdürlüğü önünde yaptığı açıklamada; “Merkezi hükümeti ve hortumcularını arkasına alan Mersin Liman Yönetimi, kurulduğundan bugüne kadar, üç vardiya halinde çalışan liman işyerini, tasarruf tedbirleri bahanesi ile tek vardiyaya düşürmek istiyor. Amaç bellidir; Mersn Limanı’nı kötüleyerek, özelleştirmek istiyorlar” dedi. İşçiler ise talepler kabul edilene kadar eyleme devam edeceklerini belirttiler.

Polatlı’daki Dişli Fabrikası işçilerinden eylem

Türk Metal Sendikası’nın örgütlü olduğu Polatlı’daki Dişli Fabrikası işçileri, maaşlarının yaklaşık yedi aydır ödenmemesinden dolayı çeşitli eylemlilikler yaptı. 610 işçinin çalıştığı fabrikada yapılan eylemliliklerin en sonuncusu, 11 Mayıs 2001 tarihinde gerçekleşti. Fabrika patronu Emin Hattat’ın Ankara Filistin Sokak’taki evinin önünde eylem yapmak üzere 6 otobüsle yola çıkan işçileri polis Ankara girişinde geri çevirdi.