Ulucanlar katliamı davasında ikinci
duruşma... Göstermelik yargılama sürüyor
Katliamın ardından katledilenlerin yakınlarının ve yaralıların açtıkları
davalar birkaç kez reddedilmişti. Hücrelere yönelik muhalefetin arttığı
evrede, kamuoyunun basıncı ve meclis İnsan Hakları Komisyonu raporunun
da etkisiyle, jandarmalar hakkında dava açılmıştı. Ancak açılan davanın
iddianamesi hayli ilginçti. 50nin üzerinde jandarma hakkında dava
açılmış; ancak iddianameyi hazırlayan savcı, askerlerin görevlerini
yaptıkları gerekçesiyle yargılanmalarına gerek bile görmediği için cezalandırılmalarını
talep etmemişti. Yaklaşık 1.5 ay önce, avukatlara ve davacılara tebligat
bile gönderilmeden, az sayıda sanığın katılımıyla ilk duruşma gizlice
gerçekleşmişti. 14 Mayıs günü gerçekleşen duruşmaya 32 sanık, davacı avukatları ve
katledilenlerin yakınları katıldılar. Sanıkların hepsi görevlerini yerine
getirdiklerini, kendilerine verilen emre uyduklarını dile getirdiler,
duruşmaya katılmaktan muaf tutulmayı istediler. Duruşmaya katılan Ümit Altıntaşın eşi Melek Altıntaş ve Mahir
Emsalsizin annesi Mehiyet Emsalsiz katliamda yakınlarının planlı
bir tarzda katledildiğini vurgulayarak, tüm sanıkların cezalandırılmasını
talep ettiler. Tutsakların ve katledilenlerin yakınlarının avukatları, verilen ifadelerin
yeterli olmadığını söyleyerek, operasyona ilişkin çeşitli sorular sordular.
Sanıkların büyük bir çoğunluğu (astsubay ve uzman çavuş statüsünde olanlar)
silah kullanmadıklarını, revir, hastane, cezaevi bahçesi vb. bölümlerde
bulunduklarını, operasyonun planlamasıyla ilgileri olmadığını söylediler. Yarbay Ali İz ise; operasyonu bizzat yönettiğini, cezaevi yönetiminin
talebi ve Adalet Bakanlığının izniyle operasyonu gerçekleştirdiklerini,
isyan durumlarında hep bu saatlerde operasyon yapıldığını,
içeriden ateş açıldığı için uyarı amacıyla silah kullandığını söyledi.
Operasyonu yönetenlerden biri olan Binbaşı Zahit Engin ise, operasyonu
bizzat yönettiğini, bayanların olduğu bölümlerde bizzat bulunduğunu,
silah kullanıldığını, ateş ettiğini, başından yaralandığı için tutsakların
hamam bölümüne götürülmesi olayına ilişkin bir şey söyleyemeyeceğini
söyledi. Duruşma diğer sanıkların ifadelerinin alınması ve diğer şikayetçilerin
dinlenmesi amacıyla ileri bir tarihe ertelendi. Sanıkların davaya katılımdan
muaf tutulmaları kabul edildi. 4 saat süren duruşma boyunca, sanıklar sık sık avukatlara tacizde bulundular.
Sanıkların baş işaretleri, sözlü ifade ve tehditleri gerginliklere neden
oldu.
Ölüm Orucunu destekleme eylemlerinden...
13 Mayıs günü tutuklu aileleri Ankara Numune Hastanesi
önünde Anneler günü dolayısıyla bir eylem yaptılar. Eylem, Ölüm
Orucunun 206. gününde devlet analara tabut vermeye devam ediyor,
ölümlere seyirci kalma yazılı dövizlerle 5 dakikalik sessiz oturma
biçiminde gerçekleşti. Ailelerin yaptığı sözlü açıklamada; Dışarda
anneler çiçekler alıyor, biz burada evlatlarımızın ölümlerini seyrediyoruz.
Devlet, Adalet Bakanlığı çözüm üretsin. İnsanım diyen herkesi ölümlere
seyirci kalmamaya çağırıyoruz... Devlet bize hediye olarak tabut verdi
denildi. "Anaların öfkesi katilleri boğacak",
"Tecrit kaldırılsın, zorla müdahaleye son, temsilcilerle görüşmeler
başlatılsın" Tutuklu ve Hükümlü Aileleri imzalı siyah dövizlerin
taşındığı eylemde, devletin analara tabut vermesi nedeniyle siyah bir
tabut temsili olarak getirilmişti. "Anaların öfkesi katilleri boğacak!",
"Ölümleri seyretme, tutsaklara sahip çık!" sloganlarının atılmasının
ardından, analara çiçek verilerek eylem sona erdi. Bursanın Kestel ilçesinde Ölüm Orucuna
destek açıklaması Ölüm Orucu Direnişine ilişkin olarak Bursanın
Kestel ilçesinde basın açıklaması gerçekleştirildi. ÖDP, EMEP, FP, CHP,
HADEP ve DYP ilçe başkanlarının düzenlediği açıklama Cumhuriyet Meydanında
yapıldı. Açıklamada; Sorunun bir insanlık sorunu olduğunu düşünüyor
ve Adalet Bakanılığını sorunu çözme noktasında duyarlı olmaya
çağırıyoruz denilerek, tutuklu ve hükümlülerin ölümüne göz yumulmasının
haklı bir nedeni olmadığı ifade edildi.
İzmir Hücre Karşıtı Platformun
Cumartesi eylemi İzmir Hücre Karşıtı Platform tarafından Cumartesi
günleri düzenlenen eylem 12 Mayıs günü yapılan yeni eylemle sürdü. Konak
Sümerbank önünde başlayan eyleme yaklaşık 90 kişi katıldı. Şiirler okunan
eylemde, geçen hafta İzmirde şehit düşen Hüseyin Kayacı'nın kardeşi
Meliha Kayacı bir konuşma yaptı. Süreçle ilgili hazırlanan basın metninin okunmasıyla
sona eren eylemde sık sık; "Yeni ölümler istemiyoruz!", "Devrim
şehitleri ölümsüzdür!", "Zorla besleme işkencedir!",
"İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!", "Anaların öfkesi
katilleri boğacak!", "Gün gelecek devran dönecek, katiller
halka hesap verecek!" vb. sloganları atıldı. SY Kızıl Bayrak/İzmir
Hamburgda Ölüm Orucu Direnişine
SY Kızıl Bayrak/Hamburg
Stutgartta Ölüm Orucu ile
dayanışma mitingi Denizleri kana bulanmış ülkeye tatile
gitme!
Mitinge Almanca atılan sloganlarla başlandı. "İzolasyon ölümdür,
izolasyona hayır!", "Politik tutsaklar serbest bırakılsın!",
"Bütün ülkelerde faşizme karşın mücadeleyi yükseltelim!" vb.
sloganların yanısıra, uluslararası dayanışmayı vurgulayan sloganlar
da atıldı. Müzik dinletisiyle coşku daha da arttı. Ölüm Orucu'nun son
süreci Almanca okundu. Şehit düşenlerin isimleri tek tek açıklandı.
Yine Almanca hazırlanmış "Türkiye'ye tatile gitme" başlıklı
çağrı metni, aralıklarla iki-üç kez okundu. Ölüm Orucu şehitleri ve tüm devrim şehitleri anısına yapılan 1 dakikalık
saygı duruşu ile miting sona erdi. TKİP taraftarları/Stuttgart |
|||||