11 Nisan günü, Ölüm Orucu Direnişi’nin 123. gününde, TİKB dava tutsağı Tuncay Günel Edirne F Tipi Cezaevi’nde ölümsüzleşti. Tuncay Günel’in cenazesi Esenyurt Balıkyolu’nda bulunan ailesinin evine getirildi. Burada toplanan yaklaşık 400 kişilik kitle cenazeyi alarak Sonevler Cemevi’ne kadar, “Ölüm Orucu şehitleri ölümsüzdür!”, “Tuncay yoldaş ölümsüzdür!”, “Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!” sloganlarıyla yürüdü. Cemevi’nde bekleyenler de sloganlarla gelen kitleyi karşıladı.

Cenazede “Ölüm Orucu şehitleri ölümsüzdür; Katil devlet hesap verecek/ÖMP”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür/Alınterimiz”, “Tuncay yoldaş ölümsüzdür” yazılı pankartlar taşındı. “Teslim olmayanlar ölümsüzdür!” yazılı ve Tuncay Günel’in fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı. Cemevi’nden mezarlığa doğru yürüyüşe geçildi, fakat jandarma yolu keserek yürüyüşe izin vermeyeceklerini söyledi. Yapılan tartışmalar sonucu otobüslere binilerek mezarlığa gidildi. Burada da sloganlar ve alkışlar kesilmedi. Tuncay Günel sloganlar ve marşlarla son yolculuğuna uğurlandı. Ardından kitle tüm devrim şehitleri için saygı duruşunda bulundu. TUYAB’lı bir ana konuşma yaptı. Ardından Tuncay Günel’in Ölüm Orucu ile ilgili kaleme aldığı metn okundu. Cenaze töreni alkışlar ve sloganlarla bitirildi.

---

Şehit düşen 1. Ölüm Orucu ekibi direnişçisi/ TKP(ML) dava tutsağı Celal Alpay’ın cenazesi, vasiyeti gereği ailesi tarafından Dersim’e götürüldü.

Yola çıkmadan önce ailesinin evinde toplanan insanlar burada bir anma gerçekleştirdiler. Anmada “Celal Alpay yoldaş ölümsüzdür!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “İçerde, dışarda hücreleri parçala!”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak!”, “Katil devlet hesap verecek!” sloganları atıldı ve saygı duruşunda bulunuldu.

---

Şehit düşen 1. Ölüm Orucu ekibi direnişçisi/DHKP-C dava tutsağı Gürsel Akmaz Buca Kaynaklar mezarlığında yaklaşık 100 kişinin katılımıyla toprağa verildi.

Henüz mezarlığa varılmadan polis ve jandarma tarafından durdulan insanların mezarlığa gitmeleri engellendi. Babasının “eğer bu insanlar gelmeyecekse biz de gitmeyeceğiz” demesi üzerine insanların cenazeye katlımalarına izin verildi.

Mezarlık girişinde tabutu omuzlarında taşıyarak yürüyen kitle, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” pankartı açıp şehit resimlerinin fotoğraflarıyla kortej oluşturup yürüyüşe geçtiler. “Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!”, “Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!”, “Gürsel Akmaz yoldaş ölümsüzdür!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük!”, “Katil devlet hesap verecek!” vb. sloganlarının atıldığı yürüyüşün ardından Gürsel Akmaz toprağa verildi. Babası bir konuşma yaparak oğluyla gurur duyduğunu söyledi. Kitle yine sloganlarla mezarlığın çıkışına kadar yürüyerek töreni sona erdirdi.

---

Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğrencisi Canan Kulaksız Ege Üniversitesi’nde yapılan eylemle anıldı. Ege Üniversitesi devrimci demokrat, yurtsever öğrenciler tarafından düzenlenen ilk eylem 12:30’da başladı. Eyleme yaklaşık 150 kişi katıldı. Basın metninin okunmasının ardından TÖDEF tarafından düzenlenen eylem başladı. Şiirler okunup sloganlar atıldı

Eylemde “Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!”, “Canan Kulaksız ölümsüzdür!”, “İçerde, dışarda hücreleri parçala!”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!”, “Faşizme karşı omuz omuza!” vb. sloganları atıldı.

---

EF tipleri zulmüne karşı başlatılan Ölüm Orucu eylemi bugün son derece kritik bir noktaya gelmiştir. Ölümlerin sayısı her geçen gün artarken, yüzlerce tutuklu ve dışardaki tutuklu yakınları ölüm sınırını çoktan aşmıştır.

Durum bu noktadayken devlet sorunu çözmek yerine “ortak yaşam alanları” gibi esasta tecriti kaldırmayan aldatmacalarla kamuoyunu oyalamakta ve yanıltmaktadır.

Oysa çözüm basittir ve mümkündür.

Çağrımızdır:

1- F Tipi İMF’nin hapishaneleridir, tecrit ve izolasyona yöneliktir. Tecrit ve izolasyon kabul edilemez, derhal son verilmelidir.

2- Tutukluların talepleri insani ve demokratiktir, kabul edilemez değildir. Bu anlamda sorunun çözümü için devlet derhal tutuklu temsilcileriyle görüşmelere başlamalıdır.

3- Tutuklular Ölüm Orucu’na başlarken tedavi kabul etmeyeceklerini beyan etmişlerdir. Bilincin kapalı veya açık olduğu durumlarda zorla müdahaleye son verilip, insanların sakat bırakılması engellenmelidir. Zorla müdahale ile insanları sakat bırakmak insanlık suçudur. Müdahalede direnişçinin bilinç kaybından önceki beyanı esas alınmalıdır..

Sorunu çözmek ve ölümleri engellemek tamamen devletin sorumluluğundadır.

Ölüm Orucundaki Tüm
Tutuklu ve Hükümlülerin Aileleri