- Kızıl Bayrak'tan
- 1 Mayıs’ı devrimci taleplerimizle
- 1 Mayıs'ta alanlara
- 1 Mayıs’ı sendika ağalarının barikatını
- Düzenin gündemi ve 1 Mayıs
- 1 Mayıs’ta kavga alanlarına!
- Küçük-burjuva akımların
- Emperyalist yağmaya ve talana karşı
- Türk-İş Başkanlar Kurulu ve Emek
- Direnişçi İZSU işçilerinin kaleminden...
- Tutuklu ve Hükümlü Yakınları
- Parti amblemi üzerine
- Geçici başarının gizledikleri
- Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük!
- Bartın Cezaevi’ndeki devrimci tutsakların
- Washington gösterileri: Seattle
- Bolivya:
- Zimbabwe:
- İran:
- Komünist militanlardan...
- Faaliyet alanlarından...
- Mücadele postası...



 
 
İMF-TÜSİAD yıkım programlarına, emperyalist boyunduruğa, demokratik hak ve özgürlüklerden yoksunluğa karşı

1 Mayıs’ta alanlara!

1 Mayıs, işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günüdür.

Tam 114 yıl önce 8 saatlik işgünü için Amerika işçi sınıfının can pahasına yükselttigi mücadele bayragı ilk günkü kızıllıgıyla 1 Mayıslarda enternasyonal proletaryanın ellerinde dalgalanıyor. Her yıl 1 Mayıs, sermayenin dünyasına karşı, milliyet ve din farkı gözetmeksizin emegin dünyasının mücadelelerine tanıklık ediyor.

Emperyalist kapitalist sistem insanlıgın yıkımını pervasızca derinleştiriyor. Sayıları milyarları bulan işçi ve emekçiler açlık ve sefaletin girdabında yaşıyor. Bir emperyalist tekelin bir yıllık kârı tüm kara Afrika’nın gelirine eşit. Öte yandan eşitsizligin, açlıgın, sefaletin hüküm sürdügü sermaye dünyasının egemenlerinin yüregindeki korku giderek büyüyor. Açlık ordusunun ayaga kalkıp sömürü dünyalarını yıkması kabusuyla yatıp kalkıyorlar. Bu nedenle “Kapitalizm öldürür!” şiarlarıyla Seattle’da, Davos’ta, Washington’da alanlara çıkan işçi ve emekçilere vahşice saldırıyorlar.

Sermaye düzeninin mezara gömüldügü, insanın insan tarafından sömürülmedigi, dünya halklarının eşitlik ve özgürlük içinde yaşadıgı sosyalizmin güzel günlerine olan inancı büyütmek için tüm dünyada oldugu gibi ülkemizde de işçi sınıfı alanlara çıkacak.

Sermaye düzeni çürümüştür!
Her alanda emperyalizme kölece bagımlıdır!
Sermaye iktidarı ülke topraklarını emperyalistlerin emrine vermiştir. Türkiye, ABD emperyalizminin bir eyaletine dönüşmüştür. Sermaye devletinin ekonomik ve mali politikalarını onyıllardır İMF belirliyor. Emperyalist tekellerin kasaları iyice şişsin diye en kârlı KİT’leri haraç-mezat peşkeş çekiyorlar. Her yıl katlanan borçları ödemek için sermaye devleti işçi ve emekçilere sefalet ücretlerini dayatıyor, emekçi köylüye sübvansiyonu kaldırıyor, SSK’yı tamamen tasfiye etmek istiyor.

ABD emperyalizminin dış politikası ile sermaye devletinin dış politikası arasında esasta herhangi bir farklılık bulunmuyor. Türk devleti ABD’nin bölgesel çıkarları dogrultusunda onbinlerce işçi ve emekçinin katledilmesine yolaçacak maceralara yöneliyor.

Sermaye devletinin iç politikasını da dogrudan CİA yönlendiriyor. Kimin cumhurbaşkanı, başbakan, genelkurmay başkanı olacagı CİA’nın onayıyla kesinleşiyor. Sermaye medyasının önemli köşelerinde kiralık yazarlık yapabilmek bile CİA’nın olurunu almakla mümkün olabiliyor.

Emperyalist kölelige karşı sesimizi yükseltmek için “Emperyalist kurumlarla yapılan gizli-açık tüm kölelik anlaşmaları iptal edilsin!”, “Avrupa Birligi’ne hayır!”, “Gümrük Birligi’ne hayır!”, “Emperyalistlerin ekonomik çıkarlarının bekçisi İMF defolsun!”, “Borç ödemeleri durdurulsun!” talepleriyle 1 Mayıs’ta alanlara çıkalım! Bu ülkenin emperyalistlerin çiftligi olmadıgını, işçi ve emekçilerin bu ülkeye sahip çıkacagını haykıralım!

Sermaye düzeni işçi ve emekçilere
iktisadi-sosyal yıkımı dayatıyor
Sermaye devleti işçi ve emekçilere dönük tarihinin en pervasız saldırısına girişmiştir. Bu saldırının altında İMF-TÜSİAD’ın imzası var. Emperyalist tekellerin bir avuç işbirlikçi tekelci sermayedarın sefahatı daha da artsın diye, işçi ve emekçilere acımasız bir yıkım dayatılıyor.

İMF özelleştirmelerin hızlandırılmasını, taşeronlaştırma, esnek çalışma, sendikasızlaştırma ve işsizligin işçi sınıfına dayatılmasını; kamu emekçilerine sefalet ücretlerinin, işgüvencesinden yoksunlugun, sahte sendika yasasının kabul ettirilmesini; emekçi köylülügün tarım ve hayvancılık yapamaz hale getirilmesini; sosyal güvenligin tamamen tasfiyesini, egitimin ve saglıgın paralı hale getirilmesini istiyor.

Sermaye devletinin varlık nedeni işçi sınıfı ve emekçilerden alıp burjuvaziye vermektir. Bütün degerleri yaratan, bu ülkenin gerçek sahibi işçi ve emekçilerin her geçen yıl gelirlerden aldıgı pay düşüyor. Nüfusun mutlu azınlıgını oluşturan patronlar tüm gelirlerin %70’ine el koyuyorlar. Açlık sınırı altında yaşayan 35 milyon işçi ve emekçiye düşen pay ise yalnızca %15.

Milyonlarca işçi ve emekçi işsizligin, sefaletin, açlıgın girdabında kıvranırken, işsiz ordusunu daha da büyüten yeni özelleştirmeler gündeme getiriliyor.

İşçiler, emekçiler!
“İMF-TÜSİAD saldırı paketlerine hayır!”, “Krizin faturasını kapitalistler ödesin!”, “Özelleştirmeye, taşeronlaştırmaya, sefalet ücretlerine, esnek üretime, sahte sendika yasasına hayır!”, “Tüm çalışanlara grevli-toplusözleşmeli sendika hakkı!”, “Mezarda emeklilik yasası iptal edilsin!”, “Herkese ücretsiz saglık hizmeti, ücretsiz egitim hakkı!”, “İnsanca yaşanabilir bir ücret!” taleplerini yükseltmek için 1 Mayıs’ta alanlara çıkalım! Bu ülkenin gerçek sahibi olarak, sermayenin dizginsiz sömürüsüne, çocuklarımızın geleceginin karartılmasına dur diyelim.

Sermaye düzeninde demokratik hak
ve özgürlüklerin kırıntısı yoktur!
Sömürü düzeni, çeteleşmiş devlet aygıtının baskı ve zoruyla ayakta durabiliyor. Sınırsız sömürü politikaları, dizginsiz baskı ve katliamları eşliginde yürürlüge konuluyor.

İşçi ve emekçilerin ilerici devrimci tüm kesimlerinin, hak ve özgürlükler için verdigi mücadelenin karşısına sermayenin baskı ve zulüm aygıtı olan devlet dikiliyor.

Çeteler, işkenceciler, mafya bozuntuları kollarını sallaya sallaya gezerken, emekten yana, özgürlük ve eşitligin hüküm sürdügü bir dünya için mücadele eden işçi ve emekçiler, emegin kurtuluş mücadelesinin öncüsü devrimciler işkenceden geçiriliyor, zindanlara tıkılıyor, DGM’lerde yargılanıyor, agır cezalara çarptırılıyor. Devrimci tutsaklara F tipi cezaevleri dayatılıyor.

Ögrenci gençlik parasız bilimsel egitim için mücadele ediyor. Geleceginin karartılmak istenmesine karşı tepki gösteriyor. Çetelerini meclise gönderen faşist devlet, gençleri demir parmaklıklar ardına atıyor.

Sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi veren kamu emekçileri disiplin cezalarıyla, sürgün ve kıyımlarla yıldırılmaya çalışılıyor. “Sahte sendika yasasına hayır!”, “Grevli, TİS’li sendika hakkı!” şiarlarını haykıran kamu emekçileri, sermaye devletinin köpeklerinin saldırısıyla yıldırılmaya çalışılıyor.

Kürt halkı üzerindeki imha ve inkara dayalı terör kesintisiz sürdürülüyor.

İşçiler, emekçiler, gençler!
“MGK, MİT, kontr-gerilla, özel tim dagıtılsın!”, “DGM’ler kaldırılsın!”, “Sınırsız söz, basın, gösteri ve örgütlenme özgürlügü!”, “Hak grevi, dayanışma grevi, genel grev hakkı!”, “Tüm çalışanlara grevli-toplusözleşmeli sendika hakkı!”, “F tipi cezaevleri kapatılsın!”, “Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük!” taleplerini haykırmak için 1 Mayıs’ta alanlara çıkalım. 1 Mayıs’ı demokratik hak ve özgürlüklerimizi haykırdıgımız bir güne dönüştürelim!

Sermaye düzeni Kürt halkının özgürlük
mücadelesinin düşmanıdır!

Sermaye devleti Kürt halkının en dogal ve meşru hakkı olan özgürce gelecegini belirleme hakkını yok sayıyor. Teslim alarak Kürt halkının özgürlük umudunu bogmak istiyor.

Sermaye düzeni, kardeş Kürt halkına zulüm ve ulusal köleligi dayatıyor. Ulusal varlıgını dahi inkar ediyor. Kirli savaşta binlerce köy boşaltıldı. Yargısız infazlar, faili belli cinayetler sonucunda binlerce Kürt genci ve emekçisi katledildi. Tüm bunlar, “vatanın bölünmez bütünlügü” adına yapıldı. O vatan ki, ekonomi politikalarını emperyalistlerin çıkarlarının bekçisi İMF yönetiyor. Dış politikasını Beyaz Saray belirliyor. İç politikası CİA’dan soruluyor. Bölünmez bütünlügünden bahsedilen vatanı bizzat kendileri satışa çıkarıyorlar.

Şimdi teslimiyetçilerden güç alan sermaye devleti Kürt halkının özgürlük umudunu tüketmek istiyor.

İşçiler, emekçiler, gençler!
“Kürt halkına özgürlük!”, “Korucu çeteleri dagıtılsın!”, “Herkese anadilde egitim hakkı, tüm dillere hak eşitligi!”, “İşçilerin birligi, halkların kardeşligi!” taleplerini haykırmak için 1 Mayıs’ta alanlara çıkalım! “Eşitlik, özgürlük, gönüllü birlik!”, “Çözüm devrimde, sosyalizmde!” şiarlarını haykıralım!


ARSIV ANA SAYFA