Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Nisan 2002
Sayı: 52
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  1 Mayıs'ta mücadele alanlarına!
  Emperyalizm ve siyonizm yenilecek Filistin kazancak!
  1 Mayıs kızıldır kızıl kalacak!
  Filistin halkıyla dayanışmayı yükseltelim!
  İşgal ve katliam Filistin halkını teslim alamaz!
  Selam olsun Filistin halkının onurlu direnişine!
  "Dahav'ın öbür yüzü Filistin..."
  Güncel sonuçlar, yakıcılaşan sorumluluklar
  Rektörlere değil, emekçilere kaynak!
  Yerel çalışma-merkezi eylemlilik ilişkisi üzerine
  Yeni YÖK tasarısı ve Eğitim-Sen
  Kampanya çalışması ve yeni dönem görevlerimiz
  GATS ve eğitim alanında saldırı
  YTÜ'de faşist saldırı!.
  Üniversitelerimiz özelleştiriliyor!
  Anlamlı çalışmaya sorumsuzlardan barikat
  Kapitalist eğitim ve çarpıtılmış kavramlar
  Boykotun gösterdikleri
  Yeni YÖK yasa tasarısında değişen bir şey yok!
  Sınıfsız, sömürüsüz ve savaşsız bir dünya için!..
  Mevcut birikime yaslanarak geleceği kazanmalıyız
  Bu abluka dağıtılacak!
  Bir öykü: "Çığlık"
  Özgürlük hapishanesi
  Okur mektupları



 
 
Özgürlük hapishanesi

Caminin önünde huzurlu, mutlu, hayatından memnun ifadesiyle duran kör dilenci, iki arkadaşın ilgisini çeker. Yanına varıp sırrını sorarlar ve kör dilenci anlatmaya başlar hayatının dönüm noktasını.

Önceleri yaşamını kendisinin yönlendirdiğini, hiçbir gücün etkisi altında olmayan bir yerde yaşadığını düşünen, her gecesini içki alemlerinde geçiren bu adamın karşısına huri kılığına girmiş bir şeytan çıkar o gece. Huri ona, yaşadığı her yerde Allah’ın gücünden ve onun ulaşamadığı tek yerden bahseder. Huriden büyülenip herşeyi göze alan zavallı adam, onunla geçirdiği güzel gecenin sabahında, kendisini 999 kapının arasında bulur. (999 Doğu mitolojisinde delilik rakamı) Allah ordan çıkması için 999 tane kapı çıkarmıştır karşısına. Hiçbir kapının ardındakini bilmemekte ve yalnızca bir kapı seçmek zorundadır. Düşünür taşınır, doğru kapının hangisinin olduğunu seçemez bir türlü.

Çünkü bir kapıdan geçtiği zaman geri dönemeyecek ve geçtiği kapının doğru olup olmadığını hiçbir zaman bilemeyecektir. Günlerce yakarır Allah’a, kendisine yadım etmesi için. Sonunda kör olur ve tüm kapılar kalkar ortadan. O günden beri şükreder Allah’a, bu huzurlu kör dilenci.

Post-modernist yazar Michael Ende’nin Özgürlük Hapishanesi adlı öykü kitabının bir öyküsü bu. Özgürlük Hapishanesi’nin kahramanları, kapitalizmin sunduğu sahte özgürlüklere kapılan ve hayatını standartlarla garanti altına aldığını sanarak çevresindeki kapıları göremeyen, görmek istemeyen kör insanlardır. Kendi gücünün farkında olmayan insan kaderine boyun eğmek ister hep. İnanç sahte güven duygusunu getirir beraberinde. Oysa herkes için bir kapı vardır, gerçek özgürlüğe ulaşan...

S. Coşku



Girdik kavgaya

Karanlığı yıkmak için
Girdik kavgaya
Ezenleri yeneceğiz
Katıp sevdamızı sevdanıza
Kuşanıp hıncımızı...
Kim durabilir karşımızda
Ezilenler birleşip gelecek
Bu düzeni yok edecek.

U. Işık



Düzen gençlik için bir bataklıktır

Dünya üzerinde devrimci mücadelelerde, ulusal kurtuluş mücadelelerinde ve toplumsal hareketlerde en dinamik, en coşkulu kitleyi her zaman gençlik oluşturmuştur. Filistin’de özgürlük için sapan çeken, barikat kuran, Avrupa’da kapitalizmi lanetleyen, Endonezya’da faşist diktatörleri deviren işçisiyle, emekçisiyle ve öğrencisiyle gençliktir.

Gençlik, kapitalizm içinse çok farklı anlamlar taşıyor. Kapitalizm gençliğe tam bir geleceksizlik dayatırken, gençleri orduya alarak kirli savaşlarında salt harcanacak bir kurşun asker olarak görüyor ve kullanıyor. Emekçi gençliği kendi halkını ve başka halkları katletmeleri için eğitiliyor.

Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında yaşanılanlar dünya genelinde gençliğin siyasallaşmasını sağlamış ve birçok siyasi ve toplumsal konuda gençlik söz söylemeye ve taraf olmaya başlamıştır. Fakat günümüzde gençliğin 70’li yıllardaki mücadeleci kimliği sistemin çeşitli araçları ile bastırılmış, değiştirilmiş ve bozulmuştur. Kapitalizmin egemenliğini temel alan eğitim, kültür, ahlak, spor gibi kavramlar içi boşaltılarak bataklık olarak kullanılıyor. Bugüne gelindiğinde ise bu olgu bir çok alana belirgin şekilde yansımaktadır.

Yaşamın günden güne zorlaşması, geleceğe dair güvensizlik herkes gibi gençliği de kıskacına alıp sıkıştırıyor. İşin bu aşamasında da düzenin kurtarıcısı olan medya devreye giriyor. Medyanın pop kültürü, kısa yoldan zengin olma mantığı, yani bireysel kurtuluş beynimize kazınmaya çalışılıyor. Neticede binlerce genç hiçbir zaman ulaşamayacağı lüks bir yaşam hayali peşinde koşup duruyor. Yüzlercesi de farkında olmadan bu umut tacirlernin kurbanı oluyor. Onlarca genç kız sırf bu yüzden fuhuş batağına düşürülüyor. Ve bu gençliği çürütmenin bir yolu oluyor sadece.

Gençliğin önündeki diğer bir tehlikeyse alkol, esrar, eroin gibi bağımlılık yapan maddelerin yaşamlarına sokulmasıdır. İşin bütün boyutları bu çürümüş düzenden bağımsız değildir. Bu tür işlerin bizzat devlet tarafından yaşamımıza sokulduğunu gösteren onlarca olay yaşanmıştır.

Sonuç olarak, düzen toplumun her kesimini olduğu gibi gençliği de çürütmek, yozlaştırmak ve teslim almak istemektedir. Bugün ne düzenin, ne patronların, ne de medyanın temiz toplum propagandası inandırıcıdır. Bütün hesaplar düzenin çarklarının dönmesi için her yolun mübah kılınmasına yöneliktir. Bugün gençliğin ne ırkçılığa, ne faşizme, ne şöhrete, ne esrar ve eroine, ne de fanatizme ihtiyacı var.

Gençliğin en temel ihtiyacı, okulda, fabrikada, tarlada örgütlenmek ve bir parçası olduğu emekçilerle omuz omuza mücadele etmektir. Çünkü onun özlemi, güzel ve özgür günleredir. Bu ise örgütlenerek ve mücadele edilerek elde edilebilir ancak.

Gençliğin kurtuluşu sosyalizmdedir!

Bir EG Okuru